İZMİR İÇİN KRİTİK UYARI: FAYLARIN DEPREM ÜRETME ZAMANI GELDİ

Prof. Dr. Sözbilir, yapılan bilimsel çalışmaların bu fayların önemli ölçüde enerji biriktirdiğini ortaya koyduğunu söyledi.

Haber Giriş Tarihi: 15.10.2025 15:37
Haber Güncellenme Tarihi: 15.10.2025 15:37

Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir, İzmir ve çevresinde yer alan aktif fay hatlarına dikkat çekerek, “Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının deprem üretme zamanı geldi” uyarısında bulundu.

17 KARA FAYINDAN ÜÇÜ RİSKTE

Prof. Dr. Sözbilir, İzmir çevresinde 40 aktif fay bulunduğunu, bunların 17’sinin karada yer aldığını belirtti. Karasal faylar üzerinde yapılan çalışmalar sonucunda deprem aralıklarının hesaplandığını vurgulayan Sözbilir, "Son üç yılda yürüttüğümüz projelerle İzmir'deki tüm fayların geçmişte ne zaman deprem ürettiğini ve bir sonraki depremin yaklaşık ne zaman olabileceğini tespit ettik" dedi.

İzmir'de özellikle Tuzla, Gülbahçe ve Seferihisar faylarının son depremlerinden bu yana geçen sürenin, bu fayların yeniden kırılma olasılığını artırdığını ifade eden Sözbilir, "Bu faylar sismik anlamda oldukça aktif. Çalışmalarımız, deprem üretme zamanlarının geldiğini gösteriyor" şeklinde konuştu.

SON BÜYÜK DEPREM 1688’DE OLDU

İzmir’de en son yıkıcı depremin 1688 yılında, 6,8 büyüklüğünde meydana geldiğini hatırlatan Prof. Dr. Sözbilir, bu depremde yaklaşık 10 bin kişinin hayatını kaybettiğini ifade etti. Daha yakın dönemde ise 30 Ekim 2020’deki Sisam merkezli 6,6 büyüklüğündeki depremin, İzmir’e büyük zarar verdiğini ancak kara içindeki faylardan kaynaklanmadığını belirtti.

"Sisam depremi dış kaynaklıydı. Ancak İzmir’in kendi kara sınırları içerisindeki 17 diri fay henüz kırılmadı. Bu fayların her birinin belirli aralıklarla deprem üretme potansiyeli var" ifadelerini kullandı.

BATI ANADOLU'DA YÜZLERCE FAY HATTI VAR

Ege Bölgesi’nin genel jeolojik yapısına da değinen Sözbilir, Batı Anadolu kabuğunun yılda yaklaşık 40 milimetre güneybatıya hareket ettiğini belirtti. Bu bölgede yaklaşık 200 civarında aktif fay bulunduğunu vurgulayan Sözbilir, bu fayların her birinin 6 ile 7,2 büyüklüğünde deprem üretme potansiyeli taşıdığını aktardı.

Jeotermal alanların fay hatları ile ilişkisine de dikkat çeken Sözbilir, Simav ve Sındırgı faylarının bu nedenle sık hareketlilik gösterdiğini söyledi. Fay hareketlerinin jeotermal sistemlerle birleştiğinde sarsıntıların daha uzun sürebildiğini belirtti.

GELENBE FAYI STRESİ AKTARIYOR

Batı Anadolu’daki Simav Fay Zonu’nun yaklaşık 200 kilometre uzunluğunda olduğunu kaydeden Sözbilir, bu zonun 7 farklı segmentten oluştuğunu ve her segmentin büyüklüğü 6 ila 7,2 arasında değişen depremler üretebileceğini ifade etti.

Simav Fayı’na dik gelen Gelenbe Fayı içinse farklı bir uyarı yaptı: "Gelenbe Fayı transfer fayı gibi çalışıyor. Gelen stresi kuzeye ya da güneye yönlendiriyor. Bu da Balıkesir, Akhisar ve Soma gibi bölgeleri risk altına sokuyor."

İZMİR’İ DEPREME HAZIR KENT HALİNE GETİRMELİYİZ

Prof. Dr. Hasan Sözbilir, tüm bu verilerin İzmir’in büyük bir deprem riskiyle karşı karşıya olduğunu ortaya koyduğunu belirterek, şu çağrıda bulundu: "İzmir’i depreme hazır hale getirmemiz gerekiyor. Yapı stokunun elden geçirilmesi, zemin etütlerinin yeniden yapılması ve halkın afet bilincinin artırılması büyük önem taşıyor."