#Bht Clinic İstanbul Tema Hastanesi

- Bht Clinic İstanbul Tema Hastanesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bht Clinic İstanbul Tema Hastanesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

SICAK VE NEM NEFESİNİZİ TÜKETİYOR Haber

SICAK VE NEM NEFESİNİZİ TÜKETİYOR

Sıcak havalarla birlikte bazı sağlık problemlerinde artış görülebiliyor. Kronik akciğer ve bronşit hastalığı olanlar aşırı sıcaklar nedeniyle nefes darlığı riskiyle karşı karşıyayken, birçok kişide güneş çarpması, ishal, zehirlenme, cilt mantarı gibi sorunlar ortaya çıkabiliyor. BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi’nden İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Niiar Alioğlu, yaz aylarında hastalıklardan korunmak için dikkat edilmesi gerekenleri anlattı. "Susamasanız bile su için" "Yaz aylarında hava sıcaklığı nedeniyle bazı hastalıklarda artış görülüyor. Özellikle ishal, halsizlik, güneş çarpması, idrar yolu enfeksiyonu, cilt mantarlarında çok büyük bir artış görüyoruz. Bunlardan kendimizi korumayı öğrenmemiz lazım" diyen Dr. Niiar Alioğlu, "Bazı insanlar ‘Susadığımda su içiyorum’ diyor. Ancak yaz mevsiminde susuzluk hissi olmasa bile günlük 2-2.5 litre suyu tüketmenizi öneriyoruz. Ayrıca giysilerimizin daha hafif ve açık renkli olması, daha serin bir ortamda bulunmamız gerekiyor. Gittiğimiz havuzlarda, dışarıda yediğimiz gıdalarda çok dikkatli olmamız lazım" ifadelerini kullandı. "Yemekleri günlük yapmaya çalışın" Yaz aylarında sıkça görülen gıda zehirlenmelerine de dikkat çeken Alioğlu, "İlk önce mutlaka hijyen şartlarına dikkat edilmeli. Yemeği yaptığımız mutfak ve ellerimizin temizliği konusunda çok titiz davranmamız lazım. Yemek hazır olduktan sonra saklama şartları çok önemli. Gıda belli bir sıcaklıktan düştükten sonra mutlaka buzdolabında saklanması gerekiyor. Yaz mevsiminde mikropların çoğalmasına uygun ortam olduğu için bu gıdaları günlük yapmayı ve tüketmeyi öneriyoruz. Böylece kendimizi hastalıklardan koruyabiliriz" dedi. "Nem nedeniyle oksijen oranı düşüyor" Sıcak ve nemli havanın, özellikle akciğer ve bronşit hastaları için bazı riskler taşıdığını belirten Dr. Niiar Alioğlu, "Akciğer hastalıkları olanlarda, astım, KOAH, bronşit hastalarında nefes darlığı daha da şiddetleniyor. Bu da sıcaklığa bağlı olduğu gibi havanın nem oranının da yüksek olmasına bağlıdır. Nem yüksek olduğu zaman havanın oksijeni taşıma kapasitesi düşüyor. Bu da doğal olarak nefes darlığına neden oluyor. Bundan daha fazla etkilenen kişiler akciğer rahatsızlıkları ve bronş rahatsızlıkları olan kişilerdir" diye konuştu. O nedenle akciğer ve bronşit hastalığı olanların sıcak havalarda dışarı çıkmamaları, bir işleri varsa sabahın erken saatlerinde veya güneş battıktan sonra yapmaları sağlık konusunda daha güvende olmalarını sağlar. İHA

MİGREN AĞRILARINA TEKNOLOJİK ÇÖZÜM Haber

MİGREN AĞRILARINA TEKNOLOJİK ÇÖZÜM

Migrenin ortaya çıkmasında etkili olan kalsitonin gen ilişkili peptid (CGRP) adlı maddenin beyinde yaygın olarak bulunduğunu belirten Uzm. Dr. Daldal, bu maddenin reseptörlerinin bloke edilmesiyle migren ataklarının sıklığında ve şiddetinde belirgin azalma sağlandığını ifade etti. Migren aşısı aslında bir monoklonal antikor ilacı BHT CLINIC İstanbul Tema Hastanesi'nden Nöroloji Uzmanı Dr. Ayşegül Daldal, ilacın antikor bazlı olması nedeniyle klasik anlamda bir aşı olmadığını, koruyucu etkisi olmasına rağmen bağışıklık sağlamadığını ve bu nedenle "ilaç" olarak tanımlanmasının daha doğru olduğunu vurguladı. Dr. Daldal, "Migren aşısı ya da migren iğnesi olarak bilinen ve ülkemizde "Emgality" ismiyle ruhsatlandırılmış olan bu ilacın etken maddesi galcanezumab. Çin hamster overi (CHO) hücrelerinde üretilen rekombinant humanize monoklonal antikor, doğrudan CGRP maddesine etki ederek migrenin gelişmesini engellemektedir. 2018 yılında Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından migrenin koruyucu tedavisinde onay alan ilaç, Türkiye'de 2021 yılında kullanım izni aldı" dedi. Bugüne kadar migrenin önlenmesinde kullanılan ilaçların, aslında epilepsi, hipertansiyon ya da depresyon gibi farklı hastalıklar için üretilmiş ilaçlar olduğunu belirten Dr. Daldal, galcanezumab gibi migren iğnelerinin bu alanda doğrudan migrene yönelik mekanizmalara etki etmek üzere geliştirilen ilk tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Bu yönüyle migren tedavisinde önemli bir dönüm noktası oluşturduğunu da ekledi. Hangi migren hastaları için uygun "Migren iğnesi; hem auralı hem aurasız migreni olan, ayda dört ya da daha fazla atak yaşayan hastalarda etkili sonuçlar verebiliyor" diyen Dr. Daldal, ayrıca kronik migren hastalarında, aşırı ağrı kesici kullanımına bağlı gelişen baş ağrılarında ve küme tipi baş ağrısı bulunan hastalarda da bu tedavinin tercih edebileceklerini ve hastaların yaşam kalitesinde belirgin bir iyileşme sağlandığını söyledi. Dr. Daldal, "Özel otoenjektör kalemlerle sunulan migren aşısı, tıpkı insülin enjeksiyonu gibi hasta tarafından evde kendi kendine uygulanabiliyor. Ancak ilk uygulamanın muhtemel alerjik reaksiyonlara karşı mutlaka klinik ortamda, hekim gözetiminde yapılması öneriliyor. İlacın ilk dozu yükleme dozu olarak iki enjeksiyon şeklinde uygulanıyor, sonrasında her ay tek doz enjeksiyon şeklinde devam ediliyor. İlk aydan itibaren migren ataklarının sıklığında azalma gözleniyor. Eğer ilk iki ay içinde yanıt alınamazsa tedavi sonlandırılıyor. Etki görülen hastalarda tedavi 6 ay ila 1 yıl sürdürülüyor. Tedavinin sonlandırılmasının ardından da migren ataklarının sıklığında azalma genellikle 2 yıla kadar devam edebiliyor. Atakların yeniden başlaması durumunda ise 4 ay ara verildikten sonra tedaviye tekrar başlanabiliyor" açıklaması yaptı. Migreni tamamen yok ediyor mu "Migren aşısının her hastada migreni tamamen ortadan kaldırması mümkün olmasa da yapılan klinik çalışmalarda hastaların yüzde 50'sinden fazlasında ağrılı gün sayısının ciddi oranda azaldığı ve atakların şiddetinde düşüş sağlandığı tespit edilmiş durumdadır" diyen Dr. Daldal, "Migren iğnesinin bilinen başlıca yan etkileri arasında enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı ve rahatsızlık hissi, üst solunum yolu enfeksiyonu benzeri bulgular ve kabızlık yer alıyor. 75 yaşına kadar kullanımı güvenli olabilir ancak gebelik döneminde kullanılması önerilmiyor" şeklinde konuştu. İlaç etkileşimi yok, ek tedavi gerekmez Migren iğnesinin diğer ilaçlarla bilinen bir etkileşiminin bulunmadığını belirten Dr. Daldal, düzenli ilaç kullanan hastalarda da güvenle tercih edilebileceğini belirtti. Ayrıca ek bir tedavi gerektirmemekle atak sıklığı çok fazla olan bazı hastalarda migren iğnesine ek olarak Botoks uygulamasının da önerilebileceğini ifade ederek konuşmasını sonlandırdı. İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.