SON DAKİKA
Hava Durumu

#Bursa Teknik Üniversitesi

- Bursa Teknik Üniversitesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bursa Teknik Üniversitesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BURSA'NIN DEPREM DİRENCİ ARTACAK Haber

BURSA'NIN DEPREM DİRENCİ ARTACAK

Protokol kapsamında şehirlerin afetlere karşı daha güvenli ve dirençli hale getirilmesi hedeflenirken, aynı zamanda tarihi ve doğal değerlerin korunmasına da öncelik verilecek. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) ile TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi, afete karşı dirençli ve sağlıklı kentleşme hedefi doğrultusunda güçlerini birleştirdi. Bu doğrultuda iki kurum arasında "İnsan Odaklı, Afetlere Karşı Dirençli Kentleşme, Nitelikli Yapılaşma, Kültürel, Tarihi ve Doğal Çevre Değerlerinin Korunarak Geliştirilmesi İçin Teknik İş Birliği" konulu protokol imzalandı. Mimar Sinan Yerleşkesi Toplantı Salonu’nda gerçekleşen protokolün imzalarını, BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Mehmet Yıldız attı. Protokol kapsamında, BTÜ ve Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi, sağlıklı kentleşme ve nitelikli yapılaşma faaliyeti için gerekli olan çalışmaları kamu ve toplum yararı çerçevesinde hayata geçirecek. "BTÜ akademisyenleri her zaman sahada" Protokol imza töreninde konuşan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin, Türkiye’yi depreme karşı dirençli hale getirmek amacıyla birçok çalışma yürüttüğünü vurguladı. Kahramanmaraş merkezli depremlerden etkilenen şehirlerin afete dirençli bir şekilde yeniden inşa edilmesi için BTÜ’lü akademisyenlerin sahada aktif görev aldığını belirten Rektör Çağlar, Bursa’da ise ilçelerin risk analizlerinin tamamlandığını, organize sanayi bölgelerinde de benzer analiz çalışmalarına başlanacağını ifade etti. Rektör Çağlar, çalışmaların TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi ile beraber daha da güçleneceğini sözlerine ekledi. TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi Başkanı Mehmet Yıldız, Güney Marmara’nın ve Bursa’nın tek teknik üniversitesi olan BTÜ ile imzalanan bu protokolün büyük önem taşıdığını ifade etti. BTÜ’lü bilim insanlarının katkısıyla afetlere karşı dirençli kentleşmenin sağlanacağını belirten Yıldız, bu çalışmaların yürütülmesinde kültürel, tarihi ve doğal çevre değerlerinin korunarak geliştirileceğinin de altını çizdi. Protokol imza törenine; BTÜ Rektör Yardımcısı ve Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Eyübhan Avcı ve TMMOB Jeoloji Mühendisleri Odası Güney Marmara Şubesi yönetim kurulu üyeleri de katıldı. İHA

TEKNOFEST İÇİN HEM ELEKTRİKLİ HEM HİDROJENLİ ARAÇ YAPIYORLAR Haber

TEKNOFEST İÇİN HEM ELEKTRİKLİ HEM HİDROJENLİ ARAÇ YAPIYORLAR

Özgün ve yenilikçi elektrikli araçlarıyla dikkat çekmeyi hedefleyen öğrencilerle bir araya gelen BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Bu yıl da yarışmalara damga vuracağınıza inancımız tam, her zaman yanınızdayız" dedi. Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ) öğrencileri, TEKNOFEST Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali kapsamında düzenlenen yarışmalara yoğun bir tempoyla hazırlanıyor. Yıldırım Bayezid Yerleşkesi’ndeki atölyelerinde, BTÜ Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğünün destekleriyle gece gündüz çalışan ekipler, TEKNOFEST Uluslararası Efficiency Challenge Elektrikli Araç Yarışları’nda da BTÜ’yü temsil edecek. Bu zorlu süreçte öğrencileri yalnız bırakmayan BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar da atölyeleri ziyaret ederek projeleri yerinde inceledi, öğrencilere başarılar diledi. Öğrencilere her zaman yanlarında olduklarını söyleyen Rektör Çağlar, "Her yıl katıldığınız bu yarışmalarda üniversitemizi en iyi şekilde temsil ediyorsunuz. Teknoloji Yarışmaları Koordinatörlüğümüzün destekleriyle, bu atölyelerde zaman mefhumu gözetmeden büyük bir emek ve özveriyle çalıştığınıza şahit oluyoruz. Bu yıl da hazırladığınız araçlarla yarışmalara damga vurarak, dereceyle döneceğinize olan inancımız tam. Siz üretmeye devam edin, biz her zaman yanınızdayız" dedi. "Timsah" tasarımlı araçlarıyla yarışacaklar BTÜ Haciwatt Takımı Kaptanı Furkan Demir, bu yılki araç tasarımları hakkında bilgi verdi. Takım olarak hem teknik hem de görsel açıdan yenilikler sunduklarını belirten Demir, şunları söyledi: "Elektromobil kategorisinde yarışmaya katılacak aracımız için tamamen yeni bir şasi ve kabuk tasarlıyoruz. Bu yıl kabuk tasarımımız çok dikkat çekecek. Kabuk tasarımımıza ‘Timsah’ adını verdik ve dış yüzeyde timsah temalı bir kaplama uygulayacağız. Aracımızda karbon fiber ve alüminyum malzemelere ağırlık verdik. Yürüyen aksamın büyük bir kısmını alüminyumdan üretiyoruz. Bataryamız, motorumuz ve motor sürücümüz tamamen yerli üretim." Araç hidrojen ve elektrik ile çalışacak BTÜ Sancar Takımı, Hidromobil kategorisinde yarışmaya hazırlanıyor. Takım üyesi Orçun Özdemir, bu yılki projeleri hakkında şu bilgileri verdi: "Aracımızın kartları, motor sürücüsü, enerji yönetim sistemi ve batarya yönetim sistemini biz tasarladık. Üretim ve test aşamalarını atölyelerimizde sürdürüyoruz. Kendi imkânlarımızla geliştirdiğimiz aracımız hem elektrik hem de hidrojen enerjisiyle çalışacak. Hidrojen dengesini ayarlayarak, aracımızın bazen hidrojenle bazen de elektrikle çalışmasını sağlayacağız." Yaz boyunca 7/24 çalışıyorlar Takımın 40 kişiden oluştuğunu belirten Orçun Özdemir, yaz boyunca çalışmalarına ara vermeden devam ettiklerini ve yerli üretime büyük önem verdiklerini vurguladı: Özdemir, "Motor sürücümüzü yeniledik, diğer bileşenleri de kendi imkânlarımızla geliştirdik. Yerli ve özgün ürünler kullanarak aracımızı her yönüyle geliştirmeyi hedefliyoruz" dedi. İHA

YANGINLARIN EKONOMİK BİLANÇOSU ÇOK AĞIR Haber

YANGINLARIN EKONOMİK BİLANÇOSU ÇOK AĞIR

İklim değişiklinin etkisiyle bu yaz Türkiye, aşırı sıcaklar, düşük nem ve rüzgarla mücadele etti. Özellikle orman yangınları rüzgarla geniş alanlara yayılırken on binlerce hektar alan kül oldu. Yapılan hesaplamalara göre, ürettiği odun ve yanan bölgenin yeniden ağaçlandırılmasından hareketle bir hektar ormanlık alanın yanmasıyla 600 bin liralık bir ekonomik kayıp ortaya çıkıyor. Bin hektar üzerinden hesaplandığında 600 milyon lira, 10 bin hektar olarak bakıldığında ise 6 milyar liralık kayıp oluşuyor. Bursa Büyükşehir Belediyesinin verilerine göre temmuzdaki yangınlarda Gürsu'da bin 370 hektar, Harmancık'ta 4 bin 700 hektar alan yandı. Bu rakamlarla oluşan ekonomik kayıp sadece Bursa'da 3 milyar 700 milyon lirayı geçiyor. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Neşat Erkan, son günlerde sıcak hava ve rüzgarın etkisiyle birçok noktada orman yangınları çıktığını ve önemli oranda yeşil alanın kaybedildiğini belirtti. Ormanların yanmasının yeşilinin ve birçok sunduğu hizmetin kaybolmasının yanı sıra ekonomik açıdan da ciddi kayıplara yol açtığını anlatan Erkan, "Yaşlı ormanlarda ekonomik anlamda ciddi bir zarardan bahsetmek doğru olmaz. Yaşlı kızılçam ormanında gövdeler tamamen yanmadığı için yangından sonra gövdelerin sanki hiç yanmamış gibi kesilip hasat edilip piyasada satılması söz konusu olabilir" dedi. Ormanların genç olması durumunda daha ciddi kayıpların oluşabileceğini vurgulayan Erkan, şöyle konuştu: "Özellikle 20 yaşın altındaki ormanlık alanların yanması durumunda ciddi ekonomik kayıplardan bahsedebiliriz. Ağaç gövdeleri yetişme ortamına göre değişebilir ancak biz ortalama bir genç kızılçam ormanından bahsedelim. Genç ağaçlar yangında tamamen yanarlar, yaşlı olanları gibi kullanım imkanları olmaz. Bu ormanların ürettiği odundan hesapla ilerleyebiliriz. 20 yaşındaki bir hektar kızılçam ormanı yıllık 6 metreküp odun üretir. Böyle bir ormanın yanması demek 20 yıl üreteceği yıllık 6 metreküpten 120 metreküp odunun yanması demektir. Kızılçam gövde odununun piyasa değeri ürün çeşitliliğine göre değişebilir. Biz en mütevazı şekilde ortalama bir metreküp fiyatı 3 bin lira dersek bir hektarlık alanın yanmasıyla 360 bin liralık bir kayıp oluşabilir." Erkan, orman yangınlarının yol açtığı kaybın sadece odun olmadığına dikkati çekerek, "O alan yeniden ağaçlandırılacak. Bir hektar ormanın yeniden ağaçlandırılması arazi şartlarına göre değişse de ortalama 250 bin liraya mal olmaktadır. Yani odun ve yeniden ağaçlandırmada bir hektardaki kayıp 600 bin lirayı geçiyor" dedi. Ormanların sunduğu diğer hizmetlerin de bölge tekrar yeşillendirilene kadar aksayacağını belirten Erkan, "Orman demek, ağaç demek erozyonu önlemek demek. Yağmur demek ve suyu tutmak demek. Bölgeye sağladığı estetik ayrıca önemli. Ürettiği temiz hava, ekosistemdeki değeri elbet paha biçilemez. Bu yüzden ormanları korumak özellikle yangınlardan korumak çok önemli" diye konuştu. İHA

YENİDEN 'YEŞİL' İÇİN 100 YIL GEREK Haber

YENİDEN 'YEŞİL' İÇİN 100 YIL GEREK

Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, Bursa'da yaşanan orman yangınları hakkında açıklamalarda bulundu. Yangınlarda yaklaşık 3 bin hektarlık, yani yaklaşık 2 bin 200 futbol sahası büyüklüğünde bir ormanlık alanın zarar gördüğünü belirten Arıcak, tam anlamıyla bir orman ekosisteminin yeniden oluşmasının 100 yılı bulabileceğini söyledi. Yangının ardından bölgede ciddi tahribat yaşandığını ifade eden Arıcak, "Bursa'da yaşanan orman yangınında yaklaşık 3 bin hektarlık ormanlık alan ne yazık ki tahrip oldu. Bunu gözümüzde canlandırmak gerekirse, bu alan yaklaşık 2 bin 100 veya 2 bin 200 futbol sahası büyüklüğünde. Ormanlar yalnızca ağaçlardan ve hayvanlardan oluşan birer doğal alan değil; aynı zamanda okyanuslardan sonra dünyanın en büyük karbon yutaklarıdır. Bu sebeple büyük ormanlık alanlar yandığında, iklim değişikliğiyle mücadelede elimizdeki en büyük doğal savunucuları da kaybetmiş oluyoruz. Ayrıca yangın sırasında atmosfere salınan karbondioksit de iklim değişikliğini olumsuz etkiliyor ve bir kısır döngü içerisine giriyor" dedi. 1 yıl içerisinde fidan dikimi ve tohumlama çalışmalarına başlanacağını söyleyen Prof. Dr. Burak Arıcak, "Anayasa'nın 169. maddesi gereği, yanan alanların yeniden ormanlaştırılması gerekiyor ve bu görev Orman Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Bursa çevresinde yanan ağaç türleri genellikle kızılçam ve karaçam. Kızılçam hem yangına duyarlı hem de dayanıklı bir tür. İçerdiği reçine nedeniyle kolay yanıyor, ancak yangın sonrası ısıyla kozalakların açılmasıyla kendiliğinden tohumlarını toprağa bırakabiliyor. Bundan sonraki süreçte öncelikle hasar tespit çalışmaları yapılacak. Alan üzerinde kalan, değerlendirilebilecek ağaçlar sanayi odunu, yakacak odun, lif ve yonga olarak ekonomiye kazandırılacak. Bir yıl içinde ise fidan dikimi ve tohumlama çalışmalarıyla yeniden ağaçlandırma başlayacak" diye konuştu. Yangının yalnızca ağaçları değil, toprak yapısını ve yaban hayatını da olumsuz etkilediğine dikkat çeken Arıcak, "Yangın sonrası toprak asitliliği artıyor, organik maddeler yanıyor ve su tutma kapasitesi düşüyor. Bu da erozyon riskini artırıyor. Ancak bu durum kalıcı değil; toprak zamanla kendini toparlayacak. Orman Genel Müdürlüğü bu konuda teknik çalışmalarını da sürdürecek. Orman ekosisteminin yeniden oluşması uzun bir süreçtir. Bu yanan alanlarda 10 yıl sonra yeniden orman örtüsü görmeye başlayabiliriz. Fakat tam bir orman ekosisteminin oluşması 100 yılı bulabiliyor. Elbette yangın doğanın bir parçası ama bu kadar büyük ve kontrolsüz şekilde olması ciddi tahribat oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Orman yangınlarının yüzde 90'ının insan kaynaklı olduğunu hatırlatan Arıcak, "Vatandaşlara çağrımız, özellikle yaz aylarında ormanlık alanlarda daha duyarlı ve tedbirli olmaları. Unutmayalım ki, bugün yanan bir ormanın yeniden orman örtüsü kazanması yıllar, tam anlamıyla ekosistem haline gelmesi ise bir asır sürebilir. Bu zamanı kaybetmeyelim" şeklinde konuştu. İHA

BURSA'DA 60 BİN BİNA YÜKSEK RİSKLİ Haber

BURSA'DA 60 BİN BİNA YÜKSEK RİSKLİ

BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Beyhan Bayhan, özellikle eski ve dayanıksız 60 bin binanın oluşturduğu tehlikeye dikkat çekerek "acil dönüşüm şart" çağrısında bulundu. Bursa Teknik Üniversitesinde (BTÜ), Bursa'nın depreme dirençli bir kent haline gelmesi amacıyla yürütülen çalışmalar hız kesmeden sürüyor. Bu kapsamda BTÜ akademisyenleri, şehrin çeşitli bölgelerinde zemin ve riskli binaları incelemelere devam ediyor. Bursa’nın depremselliğine yönelik önemli çalışmalara imza atan Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Bursa Büyükşehir Belediyesi Deprem Bilim Kurul Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan da bu doğrultuda Japonya Uluslararası İşbirliği Ajansı (JICA) ve Bursa Büyükşehir Belediyesi uzmanları ile birlikte Altıparmak ve Gaziakdemir mahallerinde teknik incelemelerde bulundu. "Deprem Risk Azaltma ve Önleme, Planlama Projesi" kapsamında yapılan incelemelerin ardından, BTÜ ve Bursa Büyükşehir Belediyesinde değerlendirme toplantıları gerçekleştirildi. Toplantılara; Bursa Büyükşehir Belediyesi yetkilileri, JICA uzman ekibi, BTÜ Deprem Mühendisliği Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü ve Büyükşehir Belediyesi Deprem Bilim Kurul Üyesi Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Türkiye Deprem Vakfı Başkanı Prof. Dr. Alper İlki ve Tokyo Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Koichi Kusunoki de katıldı. Bursa’nın deprem risk durumunun ele alındığı toplantılarda, ekonomik ve uygulanabilir güçlendirme yöntemleri masaya yatırıldı. 60 bin bina orta ve ağır hasar alabilir Bursa’nın depremselliğine yönelik açıklamalarda bulunan Prof. Dr. Bayhan, Bursa’nın aktif fay hatları üzerinde yer aldığını hatırlattı. Prof. Dr. Bayhan, ‘Deprem Risk Azaltma ve Önleme, Planlama Projesi’ kapsamında şimdiye kadar elde ettikleri sonuçlara göre İznik-Gemlik Fayı’nda gerçekleşebilecek büyük bir depremin, yaklaşık 60 bin binada orta ve üzeri düzeyde hasara sebep olabileceğini vurguladı. Prof. Dr. Beyhan Bayhan, Marmara Bölgesi'nde yaşanacak büyük çaplı depremlerin, Bursa’nın yanı sıra çevre illeri de ciddi biçimde etkileyeceğini ifade etti. "1970’lerden kalma binalar büyük risk taşıyor" Altıparmak ve Gaziakdemir mahallelerinde yapılan teknik incelemelerde elde edilen verilerin çarpıcı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Bayhan, "Bu mahallelerdeki yapı stokunun büyük bölümünü; yaklaşık 1970’li yıllarda inşa edilmiş, mühendislik hizmeti almamış, beton dayanımı zayıf, donatıları korozyona uğramış binalar oluşturuyor. Burada, kentsel dönüşüm projeleri dâhilinde dayanıklı binaların inşa edilmesi elzem " dedi. Kentsel dönüşüm vurgusu Prof. Dr. Bayhan, Bursa Büyükşehir Belediyesi’nin Altıparmak-Çarşamba ve Gaziakdemir mahallelerinde planlanan ve devam eden kentsel dönüşüm projelerinin önemine dikkat çekerek, bu projelerin daha da yaygınlaştırılması gerektiğini söyledi. Prof. Dr. Beyhan Bayhan, "Depreme karşı dirençli şehirler için mühendislik hizmeti almış, sağlam ve güvenli yapılar şart. Bu sadece Bursa’nın değil, tüm Türkiye’nin öncelikli meselesi olmalı" diye konuştu. Öte yandan uzmanlar Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından İstanbul'da yürütülen “Yarısı Bizden” kampanyasının, Bursa’daki riskli yapıların kentsel dönüşümünü hızlandırmak amacıyla da başlatılması gerektiğine vurgu yaparak "Kampanya ile vatandaşların hem hibe hem de düşük faizli kredi desteği alarak güvenli konutlara geçişi kolaylaştırmalı" şeklinde yorum yaptılar. İHA

GÜRSU'DA 1500 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN YANDI Haber

GÜRSU'DA 1500 FUTBOL SAHASI BÜYÜKLÜĞÜNDE ALAN YANDI

Türkiye genelinde orman yangınlarıyla mücadele sürerken, Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, sadece Bursa’nın Gürsu ilçesinde çıkan yangınlarda yaklaşık bin 100 hektar yani bin 500 futbol sahası büyüklüğündeki bir alanın yandığını söyledi. Prof. Dr. Arıcak, bu alanların 10 yıl içerisinde eski haline dönebileceğini belirtti. Türkiye’nin farklı bölgelerinde peş peşe çıkan orman yangınlarıyla mücadele sürerken, özellikle sıcak hava, düşük nem ve kuvvetli rüzgârlar, söndürme çalışmalarını zorlaştırıyor. Ekipler, bir yandan alevlerle mücadele ederken diğer yandan soğutma çalışmaları ve hasar tespitleri için sahada yoğun çaba harcıyor. Bu zorlu süreçte Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Arıcak, yangınların nedenleri, etkileri ve sonrası için yapılacak çalışmalar hakkında önemli bilgiler verdi. Sadece Bursa’nın Gürsu ilçesinde çıkan yangınlarda yaklaşık bin 100 hektar yani bin 500’e yakın futbol sahası kadar alanın etkilendiğini ifade eden Prof. Dr. Arıcak, yangınların etkili olduğu bölgelerdeki ağaç türlerine dikkat çekti. Yanan alanlarda bulunan özellikle kızılçam ve karaçamların yangına karşı hassas olduğunu ifade eden Prof. Dr. Arıcak, "Gürsu’da yoğun olarak kızılçam, Orhaneli’de ise karaçam türleri bulunuyor. Bu türler, büyük orman yangınlarının çıkmasına zemin hazırlayabiliyor. Yangın başladıktan sonra da söndürülmeleri oldukça zor" diye konuştu. "Alevler 700-800 metre ileriye sıçrayabiliyor" Orman yangınlarında hava şartlarının belirleyici rol oynadığını vurgulayan Prof. Dr. Arıcak, "Sıcak hava dalgası sürüyor, nem çok düşük. Rüzgâr da zaman zaman etkili oluyor. Bu durum, söndürme çalışmalarını ciddi şekilde zorlaştırıyor. Yangın anında alevlerin sıcaklığı 900 ile 1000 dereceye kadar çıkabiliyor. Alevler, 700-800 metre ileriye sıçrayabiliyor ve rüzgârın yönü de sürekli değiştiği için yangının kontrol altına alınması daha da karmaşık bir hâl alıyor" ifadelerini kullandı. Nisan, mayıs aylarında ağaçlandırma yapılmaya başlanır Yanan orman alanlarının anayasal güvence altında olduğunu hatırlatan Prof. Dr. Burak Arıcak, "Ormanlık bir alanda yangın çıktıktan sonra, söndürme ve soğutma çalışmalarının tamamlanması ve güvenlik nöbetlerinin sona ermesinin ardından Orman Genel Müdürlüğü bölgede hasar tespit çalışması yapar. Bu işlemlerin ardından, yasal olarak bir yıl içerisinde yangın gören alanın yeniden ağaçlandırılması zorunludur. Bursa özelinde nisan-mayıs gibi ağaçlandırma çalışmaları başlar. İlk olarak doğanın kendi süreciyle tohumların alana taşınması ve orman örtüsünün doğal şekilde oluşması beklenir. Ardından Orman Genel Müdürlüğü tarafından tohum ve fidanla destek verilerek ağaçlandırma tamamlanır" dedi. Ağaçlandırılan alanların tekrar orman statüsü kazanmasının zaman aldığını hatırlatan Prof. Dr. Arıcak, "O bölge ağaçlandırıldıktan sonra tam anlamıyla bir ormana dönüşmesi 10 yılı bulur" ifadelerini kullandı. "Yol kenarlarına dayanıklı ağaç türleri dikilebilir" Yangına karşı dayanıklı ağaç türleriyle yanan alanların değiştirilmesinin doğru bir yaklaşım olmadığını belirten Arıcak, şunları sözlerine ekledi: "Örneğin; Karadeniz bölgesindeki ağaç türleri yangına daha dayanıklıdır ancak Bursa’da yaygın olan kızılçam ve karaçam gibi türler yangına hassastır. Bunun nedeni bu ağaçların yüksek reçine içermesidir. Ancak bu türler, bu bölgenin doğal ekosistemine aittir. Her canlının yaşaması için uygun bir iklim ve ortam vardır; bu ağaçlar da burada doğal olarak yetişir. ‘Burası yandı, buraya başka bir tür dikelim’ demek doğru bir yaklaşım değil. Getirilen tür bu iklime uygun olmayabilir. Bu nedenle, yeniden ağaçlandırma çalışmaları doğal türlerle yapılmalıdır. Ancak insan temasının yüksek olduğu yol kenarlarında, yangına daha dayanıklı türlerle bölgesel ağaçlandırma yapılabilir. Bu tür uygulamalar, ormana tampon bölge oluşturmak için faydalı olabilir." İHA

BURSA TEKNİK'TE TERCİH GÜNLERİ Haber

BURSA TEKNİK'TE TERCİH GÜNLERİ

BTÜ Kurumsal İletişim Koordinatörlüğü tarafından düzenlenen "BTÜ Tercih Günleri", Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleşecek. 29-31 Temmuz tarihlerinde 13.00 - 16.00 saatleri arasında 3 gün sürecek etkinlikte, aday öğrenciler ve veliler BTÜ’nün tüm bölümleri için hazırlanan statlarda kendilerini bekleyecek akademisyenler ile bire bir görüşmeler yapacak. Böylelikle tercih etmek üzere oldukları bölümleri daha yakından tanıma fırsatını elde edecekler. BTÜ Tercih Günleri’ne katılacak aday öğrenciler ve aileleri aynı zamanda; yerleşkeler, eğitim sistemi, beslenme ve kütüphane hizmetleri, kültür-sanat ve spor faaliyetleri, laboratuvarlar, BTÜ’nün başarı ile uyguladığı İşletmede Mesleki Eğitim Programı (İMEP), yatay geçişler, çift ana dal ve uluslararası öğrenci değişim programları gibi pek çok konuda da bilgi sahibi olacak. Rektör Çağlar’dan aday öğrencilere davet Hayatların en kritik kararını almaya hazırlanan tüm aday öğrencileri, BTÜ Tercih Günleri’ne davet eden Rektör Prof. Dr. Naci Çağlar, bu etkinlikte, üniversite adaylarını bilinçli tercih yapmaya teşvik ettiklerini belirtti. Rektör Çağlar, "Tercih dönemi, gençlerimizin hayatlarındaki en önemli dönüm noktalarından biridir. Bu süreçte doğru ve sağlıklı bilgiye ulaşmak büyük önem taşıyor. Biz de Bursa Teknik Üniversitesi olarak aday öğrencilerimize hem akademik hem de sosyal imkanlarımızı yerinde tanıtmak istiyoruz" dedi. Genellikle vakıf üniversitelerinin öncülük ettiği tercih günlerinin, devlet üniversiteleri arasında istisnai bir uygulama olarak öne çıktığını vurgulayan Rektör Çağlar, "Üniversitemiz ise bu geleneği 10 yıldır kesintisiz sürdüren sayılı devlet üniversitelerinden biri olarak, aday öğrencilere verdiği önemi ve yenilikçi yaklaşımını bir kez daha gözler önüne seriyor. Dolayısıyla tüm gençleri ve ailelerini Tercih Günleri’nde üniversitemizi yakından tanımaya davet ediyoruz" ifadelerini kullandı. Başarılı teorik ve uygulamalı eğitimle yüzde 90 istihdam BTÜ’nün verdiği kaliteli teorik ve uygulamalı eğitimler ve çağın ihtiyaçlarına göre şekillenen müfredattan da bahseden Rektör Çağlar, "Günümüz iş dünyasında başarılı olabilmek için belirli alanlarda uzmanlaşmak büyük önem taşıyor. Biz de BTÜ olarak bu ihtiyaca yanıt verecek şekilde eğitim programlarımızı ve laboratuvar altyapımızı şekillendiriyoruz. Özellikle son sınıf öğrencilerimiz, İşletmede Mesleki Eğitim Programı (İMEP) kapsamında sektörün öncü firmalarında bir dönem boyunca tam zamanlı çalışarak mezun olmadan önce ciddi bir iş deneyimi kazanıyor. Bu model sayesinde mezunlarımızın yüzde 90’ı kısa sürede seçkin firmalarda istihdam ediliyor" dedi. Rektör Çağlar ayrıca sanayi ile kurdukları güçlü iş birliklerinin istihdama doğrudan katkı sağladığını ifade etti. YÖKAK’tan tam akreditasyonlu BTÜ’de avantaj çok fazla BTÜ’nün YÖKAK tarafından 5 yıllık tam akreditasyon aldığının da altını çizen Rektör Çağlar, şunları söyledi; "5 yıllık tam akreditasyonumuz Avrupa Yükseköğretim Kalite Güvencesi Tescil Kuruluşu (EQAR) veri tabanına işleniyor. Bu durum öğrencilerimize Avrupa'da ve dünyada denklik, tanınırlık ve görünürlük açısından büyük avantajlar getiriyor. Eğitim ve öğretim, araştırma ve geliştirme, toplumsal katkı gibi alanlarındaki faaliyetlerinin kalitesi YÖKAK tarafından tam akreditasyon alan üniversitemize, tüm aday öğrencileri davet ediyor, şimdiden tercihlerinin hayırlı olmasını diliyorum." İHA

BURSA TEKNİK'E TAM AKREDİTASYON Haber

BURSA TEKNİK'E TAM AKREDİTASYON

Bursa Teknik Üniversitesi (BTÜ), eğitimde kalite güvencesi ve kurumsal gelişim alanındaki istikrarlı çalışmalarıyla önemli bir başarıya imza attı. Yükseköğretim Kalite Kurulu’nun (YÖKAK) Kurumsal Akreditasyon Programı (KAP) kapsamında yapılan değerlendirmelerde BTÜ, eğitim-öğretim, araştırma-geliştirme ve toplumsal katkı gibi alanlardaki 46 kriteri başarıyla geçerek, 5 yıl süreyle tam akreditasyon almaya hak kazandı. YÖKAK Değerlendirme Ekibi tarafından yapılan saha ziyaretlerinde; üniversitenin liderlik, yönetişim ve kalite güvencesi sistemleri başta olmak üzere eğitim ve öğretim, araştırma faaliyetleri ile toplumsal katkı alanlarındaki çalışmaları titizlikle incelendi. BTÜ, bu alanlardaki kurumsal yeterliliği ve sürekli iyileşmeye dayalı yönetim anlayışıyla süreci başarıyla tamamladı. 2023 yılında 2 yıllık şartlı akreditasyon almayı başaran 30 üniversite arasında yer alan BTÜ, yapılan son değerlendirmeler sonucunda tam akreditasyon belgesiyle taçlandırıldı. Bu önemli başarı, BTÜ’nün yükseköğretimde kalite odaklı yaklaşımını, güçlü akademik yapılanmasını ve paydaşlarına sunduğu sürdürülebilir katkıyı bir kez daha tescillemiş oldu. BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, alınan akreditasyonun üniversite adına büyük bir gurur kaynağı olduğunu vurguladı. Üniversitenin kuruluşunun 15’nci yıldönümünde gelen bu başarının önemine dikkat çeken Rektör Çağlar, "Eğitimde kaliteyi temel ilke edinen üniversitemiz, bilimsel üretkenliği ve toplumsal katkıyı merkeze alan bir anlayışla faaliyetlerini sürdürüyor. YÖKAK tarafından verilen bu tam akreditasyon, kurumsal gelişimimiz ve kalite yönetim sistemimizin sağlam temeller üzerine kurulduğunun bir göstergesidir" dedi. Rektör Prof. Dr. Çağlar, bu başarıda emeği geçen akademik ve idari tüm personele, öğrencilere ve paydaşlara teşekkür ederek, "Bu akreditasyon sadece bir sonuç değil, sürekli iyileşme ve kalite odaklılık anlayışımızın sürdürülebilirliğinin de bir teminatıdır. Üniversitemiz bundan sonra da aynı kararlılıkla çalışmalarını sürdürecektir" ifadelerini kullandı. Kurumsal akreditasyona sahip olan üniversitelerin eğitim kalitesi güvence altına alınıyor. Diplomaların uluslararası alanda tanınırlığı, üniversitelere nitelikli akademisyen ve öğrencilerin çekilmesi, sürekli iyileştirme ve gelişim, paydaşlarla ve iş dünyası ile güçlü ilişkiler, araştırma imkanlarının artırılması, öğrenci memnuniyeti ve katılımının artması gibi birçok avantajı bulunuyor. Kurumsal akreditasyon alan üniversitelerin akreditasyon kayıtları Avrupa Yükseköğretim Kalite Güvencesi Tescil Kuruluşu (EQAR) veri tabanına işleniyor. Böylece, üniversitelere Avrupa'da ve dünyada denklik, tanınırlık ve görünürlük açısından büyük avantajlar getiriyor. İHA

ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE ÇÖZÜM BULUŞMASI Haber

ORMAN ÜRÜNLERİ SEKTÖRÜNDE ÇÖZÜM BULUŞMASI

Mimar Sinan Yerleşkesi Turkuaz Salon’da gerçekleşen etkinlikte, orman ürünleri sektöründe faaliyet gösteren firmalar Ar-Ge, Ür-Ge, üretim süreçleri, sürdürülebilirlik, kalite kontrol ve inovasyon gibi başlıklarda karşılaştıkları teknik ve yapısal sorunları detaylı şekilde aktardı. Alanında uzman akademisyenler ise bu problemlere yönelik uygulanabilir çözüm önerileri sundu. BTÜ Üniversite-Sanayi İşbirliği Geliştirme, Uygulama ve Araştırma Merkezi (BTÜ-SAN) koordinasyonunda gerçekleşen programa; Varaka Kağıt, Doğanlar Mobilya Grubu, Starwood, TECE Dekor, Menta Orman Ürünleri ve Weltew firmalarından 30’un üzerinde sektör temsilcisi ve alanında uzman akademisyenler katıldı. Hammadde sıkıntısı, geri dönüşüm, dijitalleşme Her firma için ayrı ayrı oluşturulan çözüm masalarında; ahşap malzeme geliştirmeye yönelik yenilikçi çalışmalar, tasarım merkezlerine yönelik eğitimler, hammadde tedarik sıkıntısına yönelik çözümler, ahşap sektörünü ileriye taşıyacak projeler, KOBİ ölçeğindeki firmaların kendine has sorunlarına öneriler, geri dönüşümün sağlanmasına yönelik çalışmalar, inovasyon ve üretim süreçlerinde yeni yaklaşımlar, sektörün dijitalleşmesine yönelik projeler gibi alanlarda karşılaşılan sorunlar ve talepler ele alındı. Ayrıca, Avrupa Birliği proje destekleri ve ortak proje geliştirme fırsatları da masaya yatırıldı. Etkinlik sonunda, her sorun başlığı için özel bir çözüm takvimi oluşturuldu. Sürecin BTÜ-SAN tarafından takip edilerek sektöre kalıcı katkı sağlanması hedefleniyor. "Bursa Teknik Üniversitesi olarak bilgi üretmek kadar, bu bilgiyi uygulamaya dönüştürmek, sektör ve toplum yararına sunmak da bizim temel önceliğimizdir" diyen BTÜ Rektörü Prof. Dr. Naci Çağlar, "Sorun Çözüm Pazarı ile hedefimiz; sektörlerin güncel ihtiyaçlarını doğrudan firmalardan dinleyerek, çözüm üretme kapasitesi yüksek bir iş birliği zemini oluşturmaktır. Özellikle orman ürünleri sektörü gibi çevreyle doğrudan ilişkili, sürdürülebilirlik ve teknoloji odaklı dönüşüm arayışında olan alanlarda üniversitelerin rolü giderek daha kritik hale geliyor. Üniversitemizde gerçekleştirdiğimiz bu buluşma sadece firmaların sorunlarını çözmekle kalmayacak; aynı zamanda ülkemizin bilimsel ve ekonomik kalkınmasına da katkı sağlayacaktır" şeklinde konuştu. İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.