#Coğrafi Işaret

- Coğrafi Işaret haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Coğrafi Işaret haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BURSA TAHİNLİ PİDESİ'NİN AMERİKAN VERSİYONU Haber

BURSA TAHİNLİ PİDESİ'NİN AMERİKAN VERSİYONU

Bursa'da asırlık bir fırında kentin coğrafi işaret tescilli "Bursa tahinli pidesi"nin, Güney Amerika'dan getirilen siyah susam tahiniyle farklı bir çeşidi yapıldı ve büyük beğeni topladı. Türk Patent ve Marka Kurumu (TÜRKPATENT) tarafından 2021 yılında coğrafi işaret tescili verilen "Bursa tahinli pidesi", Bursa'da özellikle kahvaltılarda sevilerek tüketilen ürünlerin başında geliyor. Tahinli pidenin gerçek lezzetine ulaşmak isteyenler tarihi fırınlarda, taş fırınlarıda odun ateşinde yapılanlara özellikle talep gösteriyor. Bursa'da asırlık bir fırının işletmecisi Bülent Mertyürek, fırının 1928 yılında Rum sahibinden, İnanç ailesini geçtiğini belirterek, fırının öncesinin de olduğunu ve uzun yıllar ocağının hep yandığını söyledi. Asıl mesleğinin psikoloji olduğunu ve yüksek lisansının bulunduğunu anlatan Mertyürek, "Tarihe mal olmuş bu fırında, coğrafi işarete sahip tahinli pide ve cevizli lokum gibi ürünleri üretmekten, evliyalar şehzadelerin türbeleriyle, camisiyle, külliyesiyle, müzesiyle Bursa'nın güzide yerinde hizmet vermekten mutluyum" dedi. Yıllar önce bu bölgede bi helvahane bulunduğunu belirten Mertyürek, "Bu helvahanede Osmanlı döneminde helva sohbetleri yapılıyor. Helva var, tahin ve hamur var; ortaya tahinli pide çıkıyor. Yani burası bir fırın değil; 100 yılı aşkın geleneği taşıyor, manevi kültür var, şehrin kültürü var ve paylaşım var. Üzerine eşsiz lezzetler geliyor" diye konuştu. Peru'dan getirdikleri siyah susamı işleyip tahin yaptılar Mertyürek, tahinli pideyi fırın olarak Bursa'daki diğer yerlere göre farklı yorumladıklarını bu yüzden ilgi gördüklerini dile getirerek, şöyle konuştu: "Bu beğenilen tescilli lezzeti siyah susam tahiniyle yapalım istedik. Siyam susam, Güney Amerika ülkesi Peru'da, Hindistan ve Etiyopya'da üretiliyor. Yaklaşık 8 bin 800 kilometreden getirdiğimiz siyah susamı işleyip tahin yaptık. Siyah tahini kullanarak asırlık ocağımızda tahinli pide ürettik. İlk görenler görüntüsü nedeniyle çekimser kaldı ancak tadına bakanlar çok beğendi. Diğer tahine göre daha hafif tadı var ve değişik tat bırakıyor damaklarda." Ölüm hariç her derde şifa Kabuğuyla çekildiği için kalsiyum, lif, magnezyum ve antioksidan içeriğiyle normal tahine göre çok zengin olan siyah susam tahininin birçok ülkede şifa niyetine tüketildiğini belirten Mertyürek, "Afrika'da 'ölüm hariç her derde şifa' deniliyor. Çin ıbbında 'siyah tahinden aralıksız 100 gün yenirse şifa bulmak istediğiniz her hastalığa şifa bulursunuz' deniyor. Dünyada en çok Japonlar tüketiyor. Çorbası var, salatalarda kullanılıyor. Hamur işi dışında daha çok kullanılıyor." dedi. Mertyürek, siyah susam tahininin satışını da yaptıklarını, Türkiye'de üretilmeyen siyah susamın deneme üretimlerine başladıklarını belirterek, böylesine sağlıklı bir ürünü yetiştirmek istediklerini söyledi. Ssafranbolu'dan gelen bir aile ilk kez siyah tahinli pideyi denedi. İnternetten takip ettikleri tarihi fırını görmek ve ürünlerinden yemek için geldiklerini belirten aile, tadına bakma imkanı buldukları siyah tahinli pideyi sevdiklerini söyledi. Siyah susam tahininin faydaları Magnezyum, fosfor, kalsium, demir, yüksek lif ve sağlıklı yağ içeren siyah tahin, antioksidan bakımından son derece zengin bir gıda olarak biliniyor. Düzenli kullanılması halinde mide ağrısı ve gastrit gibi hastalıklarla mücadelede destekleyici rol üstlenen siyah tahin, içerdiği B vitamini, fosfor ve çinko sayesinde de hafıza güçlendirici ve beyin gelişimini destekleyici özellik taşıyor. Sağlıklı yağ içeriğiyle kalp ve damar dostu olan siyah tahin, saç, tırnak ve cilt sağlığı için de faydalı kabul ediliyor.

BURSA'DA GÖLBAŞI VE DEMİRTAŞ BARAJLARI DA KURUYOR Haber

BURSA'DA GÖLBAŞI VE DEMİRTAŞ BARAJLARI DA KURUYOR

Bursa'da Kestel ilçesinde bulunan, inşasına 1933 yılında başlanıp 1938'de tamamlanan Gölbaşı Barajı, uzun yıllardır birinci sınıf tarım arazilerine hayat veriyor. Baraj, 320 bin metreküp gövde hacmi ile 2 bin 100 hektarlık alanın sulanmasına olanak sağlıyor. Coğrafi işaret tescilli deveci ve Santa Maria armudu, Bursa şeftalisi, Bursa siyah inciri ve Napolyon kirazı gibi ürünlerin yanı sıra birçok sebze çeşidi de Gölbaşı Barajı'ndan elde edilen su sayesinde yetiştiriliyor. Baraj, Uludağ'dan gelen kar suları ile besleniyor. Bölge sakinleri son yıllarda benzer durumların yaşandığını belirtirken, bu yılki kuraklık sebebiyle 2025-2026 sezonunda bol kar ve yağmur yağması için dua ettiklerini dile getirdiler. DEMİRTAŞ BARAJI'NDA DURUM AYNI Bursa'nın merkez Osmangazi ilçesindeki Demirtaş Barajı, Demirtaş, Ovakça, İsmetiye, Karabalçık gibi bölgelerde, özellikle Karaincir bahçeleri de dâhil olmak üzere birçok tarım alanının su ihtiyacını karşılıyor. Fakat son yıllarda etkili olan kuraklık, Demirtaş Barajı'nda da su seviyesini kritik bir noktaya çekti. Dronla alınan görüntülerde, her iki baraj göletinde de suyun ciddi oranda çekildiği, bazı alanlarda çekilmenin 300 metreye ulaştığı ve zeminde derin çatlakların meydana geldiği gözlemleniyor. ÇİFTÇİLER TEDİRGİN Çiftçiler, yaşanan bu düşüşün tarımsal üretime olumsuz etki yapmasından duydukları endişeyi dile getiriyor. Bölge halkı, yetkililere ivedilikle önlem almaları çağrısında bulundu. Ayrıca, her iki baraj ve gölet alanında da temizlik çalışması yapılmasını talep ediyorlar.

TORBALI’NIN ARSLANLAR BİBERİ HASADA BAŞLADI Haber

TORBALI’NIN ARSLANLAR BİBERİ HASADA BAŞLADI

İzmir’in verimli topraklarında yetişen sayısız tarım ürünü arasında öne çıkan Arslanlar biberi, köklü geçmişiyle dikkat çekiyor. Yaklaşık 130 yıl önce, mübadele döneminde Rumeli’den İzmir’in Torbalı ilçesine bağlı Arslanlar Mahallesi’ne göç eden vatandaşlar tarafından getirilen ata tohumu, o günden bu yana aynı bölgede özenle yetiştiriliyor. İklim ve toprak yapısının Rumeli’ye benzer olması sayesinde bölgeye kısa sürede uyum sağlayan bu biber türü, zamanla yetiştirildiği köyün ismiyle anılmaya başlandı. İnce kabuğu, kendine has aroması ve acılık seviyesiyle farklılaşan Arslanlar biberi, 2022 yılında coğrafi işaret alarak İzmir’in tescillenen 35. ürünü oldu. Nisan ayında ekilen biberin hasadı temmuz ayında başlıyor ve eylül sonuna kadar devam ediyor. Tarlada kilosu 35 liradan alıcı bulan Arslanlar biberi, pazarda 50 liraya kadar satışa sunuluyor. MİDEYİ YAKMIYOR Arslanlar Biberi’nin Torbalı’nın ilk, İzmir’in ise 35. coğrafi işaretli ürünü olduğunu belirten Torbalı Ticaret Odası Başkanı Abdulvahap Olgun, "yaklaşık 130 yıl önce Rumeli’den, özellikle Selanik’ten mübadele döneminde gelen göçmenler tarafından bölgeye getirilmiş. Göçmenler ata tohumu ile bu biberi Arslanlar Köyü’nde ekmeye başlamış. Bu biberin Ege Bölgesi’nde benzeri yok; kendine has, oldukça acı bir tadı var. Ancak en önemli özelliği, bu acılığın mideyi yakmaması. Bu yüzden de tüketiciler tarafından sıklıkla tercih ediliyor. Genellikle kebapçılarda, lahmacunlarda, et yemeklerinin yanında ve restoranlarda kullanılıyor. Ayrıca pazarda da satışı yapılıyor. Üretim alanı çok geniş değil ve ata tohumu ile yetiştirildiği için oldukça özel bir ürün. Ege Bölgesi’nde bu düzeyde acı başka bir biber bulunmadığı için zaman zaman Urfa isotu ile karşılaştırılıyor. Şanlıurfalı vatandaşlarımıza da çağrıda bulunuyoruz: "Gelin Arslanlar biberi mi daha acı, yoksa Urfa isotu mu daha acı?" Bu acılığı zaman yarıştırmak istiyoruz" sözlerini kullandı. KİLOSU 50 LİRADAN SATILIYOR Urfa isotu ve Arslanlar biberinin tadına bakıp karşılaştıran Olgun sözlerini şu şekilde noktaladı: "Şu anda bir elimde Urfa isotu, diğer elimde Arslanlar biberi var. Önce Urfa isotunu yiyorum; ağızda ve dudaklarda yoğun bir acılık bırakmıyor. Ardından Arslanlar biberini tadıyorum. Dudaklardan başlayarak tüm ağzı saran, yoğun bir acılık hissediliyor. Ancak bu acılık mideyi yakmıyor. Urfa biberi ise ağızda hafif ama midede rahatsızlık verecek şekilde etkili oluyor. Arslanlar biberi ağızda gün boyu süren bir acılık bırakıyor. Bu yıl üretim yaklaşık 100 dönümlük arazide yapılıyor ve rekolte oldukça iyi. Çiftçi, ürünü 35 TL’den satarken pazarda 50 TL’ye kadar alıcı bulabiliyor. Sezon başında fiyatı 100 TL’ye kadar çıkabiliyor çünkü az üretiliyor ve kıymetli bir ürün. Ayrıca İtalyanların da bu bibere ilgisi var; sos olarak pizzalarda kullanmak üzere projeler geliştiriliyor. Hatta "Azap" markası altında bir ticari girişimle bu ürünün İtalya’ya satışı hedefleniyor. Genellikle evlerde, restoranlarda, kebapçılarda ve pidecilerde yaygın olarak tüketiliyor." BU YIL REKOLTE YÜKSEK Arslanlar Mahallesi muhtarı Sedat Sunar ise "Ekim dönemi, Nisan’ın ilk haftasında başlar. Hasat, yıla göre Haziran’ın sonunda da olabilir, Mayıs’ın sonunda da. Bu sene yağmurlardan dolayı hasat Haziran’da başladı. Eylül sonuna kadar, hatta bazen Ekim başına kadar devam eder. Hava sıcak olduğu için hasat normalde sabah saat 5 ya da 5.30’da gelinmesi gerekir. Geç saatte gelince terliyoruz. Mahsul bu sene güzel, verimi iyi. Aşağı yukarı bir dönümde 3 - 3,5 ton ürün çıkar. Bugüne kadar hiç bu kadar verimli olmamıştı. Pazarlara, dönercilere, pidecilere ürün veriyoruz" ifadelerini kullandı. Çocukluğundan bu yana yaklaşık 30 yıldır tarlada çalıştığını belirten üretici Gökhan Çalgıcı da "Sulamasını, arasını, çapını, her şeyini tam gününde yaptık. Bu yüzden de hasattan çok memnunuz. Azıcık sıcaklar bastı ama sıcaklar bizi fazla etkilemedi. Köyde yetiştiğimiz için neyin ne zaman yapılması gerektiğini biliyoruz. Gününde gübresi, ilacı, sulaması ne zaman olacak, hepsini çocukluktan beri öğrendik. Bu sene başta havalar biraz serin gitti, yağmurlardan dolayı. Ama sonradan havalar ısınınca her şeyi zamanında yetiştirdik. İlaçlamasını, gübrelemesini yaptık. İşçi arkadaşlarımızla birlikte hareket ettik, onlar da bize yardımcı oldu. Sabah 6.30’da başlıyoruz, 12 gibi bırakıyoruz. Mahsullerimizi vereceğimiz yere teslim ediyoruz. Ertesi gün yine tarladayız, işin içinden hiç çıkmıyoruz. Sürekli ilgileniyoruz ve memnunuz" diye ekledi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.