#Çöp

- Çöp haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Çöp haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BAKANLIK'TAN, İZMİR’DE 3 BELEDİYEYE ÇÖP SORUNU İNCELEMESİ Haber

BAKANLIK'TAN, İZMİR’DE 3 BELEDİYEYE ÇÖP SORUNU İNCELEMESİ

İzmir’de uzun süredir tartışma konusu olan çöp ve moloz yığınları nedeniyle İçişleri Bakanlığı, Konak, Buca ve Karabağlar belediyeleri hakkında inceleme başlattı. Bakanlık, Ankara Grubu’na bağlı mülkiye müfettişleri Mehmet Fatih Çelikel ve Doç. Dr. Ahmet Apan’ı görevlendirdi. Müfettişler, belediyelerden tüm bilgi ve belgeleri talep ederek kısa süre içinde raporlarını bakanlığa sunacak. Çalışmalar kapsamında özellikle Konak, Buca ve Karabağlar ilçelerinde çöp yığınları ve moloz atıklarının ciddi boyutlara ulaştığı tespit edildi. HALK SAĞLIĞI VURGUSU YAPILDI Bakanlığın belediyelere gönderdiği yazıda, çöp sorununun çevre ve toplum sağlığını tehdit ettiği belirtilerek şu ifadeleri kullandı: "Çöplerin düzenli toplanmaması nedeniyle vatandaşlar tarafından kontrolsüz biçimde atıkların bırakıldığı alanların insan sağlığını tehdit ettiği, hastalıkların hızla yayılmasına, çevreye rahatsız edici koku yayılmasına, haşere ve böcek sorunlarına yol açtığı" 1593 sayılı Umumi Hıfzıssıhha Kanunu kapsamında ilçe kaymakamlarının da olağanüstü koşullar için hazırlık yaptığı ve değerlendirmelerini müfettişlere bildireceği öğrenildi. BAKANLIK DENEYİMLİ İSİMLERİ GÖREVLENDİRDİ Görevlendirilen müfettişlerden Mehmet Fatih Çelikel, daha önce kayyum atanan Van Büyükşehir Belediyesi’nde genel sekreterlik yapmıştı. Diğer müfettiş Doç. Dr. Ahmet Apan ise çeşitli kaymakamlık görevlerinin yanı sıra Göç İdaresi Genel Müdür Yardımcılığı görevinde bulunmuş, ayrıca “Türkiye’de Mülki İdare” üzerine akademik çalışmalarıyla tanınıyor.

BAŞKAN FIÇI: “ÇEVRE ATIKLARINI BU YIL TOPLAMAYACAĞIM” Haber

BAŞKAN FIÇI: “ÇEVRE ATIKLARINI BU YIL TOPLAMAYACAĞIM”

Yenifoça Mustafa Kemal Atatürk Mahallesi sakinleri, alınmayan çöp ve çevre atıkları ile önceden haber verilmeden yapılan uzun süreli su kesintilerine isyan ettiler. Bazı vatandaşlar, iyi bir emeklilik geçirmek için ilçeye geldiklerini, ama bin pişman olduklarını belirterek, başvurularına çözüm üretilmediğini belirttiler. SUSUZ YAZ, KARASİNEK, PİSLİK VE KOKU Mahalle sakinlerinden Işık Yağcı, 13 yıl önce Maliye Bakanlığından emekli olduğunu, küçük ve sakin bir Ege kasabasında yaşama hayali ve isteğiyle, ailesiyle Foça’ya geldiklerini ama çok pişman olduklarını söyledi. Işık Yağcı; "Emekli olduktan sonra buraya yerleştik. Küçük bir kasaba olduğu için, bundan sonra kalan ömrümüzü rahat, huzurlu, esenlik içinde geçirelim diyerek geldik. Bütün yaz susuzluk yaşadık. Hala, susuzluk çekiyoruz. Artı bu çöplerle mücadele ediyoruz. Karasineklerden, pislikten ve pis kokudan kapımızı, penceremizi, açamıyoruz. Nefes dahi alamıyoruz. Adı yazlık. Burası yazlık bir kasaba olmasına rağmen, bizler, cam, pencere kapalı, klimalar altında yaşıyoruz. Ben şahsen geldiğime, ailem buraya geldiğine, biz çok pişman olduk. Sayın başkanımıza ve yetkililere bu durumu defalarca iletmemize rağmen, herhangi bir çözüm alamadık. Sayın başkanımız, ben çöplerinizi toplamak zorunda değilim, çevre temizliği yapmak zorunda değilim, sizler bu pislikle yaşamaya, bu çöpün içinde yaşamaya alışın diyerek bir beyanatta bulundu. Bu bizim çok zorumuza gidiyor. Çevre vergisi ödüyoruz. Çöp vergisi de veriyoruz. Buna rağmen bunları yaşıyoruz. Hakikaten çok pis. Yaşanacak gibi değil." "PARK YAPACAĞIZ DİYE TOPRAK DÖKTÜLER" Çevredeki park alanının güzelleştirileceği gerekçesiyle toprak dökülerek bakımsız bir tarlaya döndürüldüğünü savunan Işık Yağcı; "Üç yıldan beri de bu parkın durumu bu. Daha önceden öbek öbek, kamyon kamyon toprak döküldü park yapılacak diye. Park yapılmadığı gibi, pislik ve rezillik içindeyiz. Daha beter oldu. Eskisi daha iyiydi. Hiç olmazsa otluktu. İnsanlar buralarda oturabiliyordu. Şu anda buralarda oturamıyoruz. Her türlü hayvan var burada. O yüzden buradan da geçemiyoruz. Hakikaten mağduruz. Çok sıkıntı içindeyiz." "HER ŞEYE ANONS VAR SU KESİNTİLERİNE YOK" Susuzluk probleminin de had safhada olduğuna değinen Yağcı; "Artı susuzluk. Sularımız kesiliyor devamlı. Buna da razı olduk. Evet, kuraklık var, küresel ısınma var, Bunları biliyoruz. Ama, her şey için belediye anons yapıyor burada. Cüzdan kayboldu, yaşlı bulundu anons ediyorlar. Bunlar çok güzel. Fakat suların kesileceğini de anons etseler. Sabah bir kalkıyoruz sular yok. Akşam yatıyoruz sular yok. Habersizce sularımız kesiliyor. İzmir’i arıyoruz, deniyor ki sizin belediyeniz ilgileniyor. Buradaki belediyeyi arıyoruz. İZSU ilgileniyor. Biz kime gideceğimizi, kimden yardım isteyeceğimizi şaşırmış durumdayız. Hakikaten buraya geldiğimize pişman olduk. Önceki günü dün arıyorduk, bugün dünü arıyoruz. Her geçen gün daha kötüye gidiyor burası. Lütfen sesimizi birileri duysun. Yetkililer duysun. Bu duruma bir çözüm bulunsun" dedi. BAŞKAN FIÇI: "YİNELİYORUM, ATIKLARI TOPLAMAYACAĞIM" Bir röportajında "Çevre atıklarını toplamadım, toplamayacağım" diyerek dikkat çeken bir çıkış yapan Foça Belediye Başkanı Saniye Bora Fıçı, başta Foça’da yaşayan vatandaşlar olmak üzere, her kesimden, sosyal medyadan büyük tepki çekmişti. Başkan Fıçı, son açıklamasında sözünün arkasında olduğunu gösterdi. "Yaptığım bir röportajın kısacık bir bölümü alınıp, ’Belediye başkanı çöp toplamıyorum’ dedi şeklinde algı oluşturmak suretiyle yaygınlaştırıldı. Yoğun bir şekilde çevre atıklarıyla ilgili mücadele etmemiz gereken 250 kilometre karelik bir alan olduğunu ve bu yıl özellikle çevre atıklarını toplamama kararı aldığımı beyan etmiştim. Bunun iki temel nedeni var: birisi, eğer siz evinizin içerisinde istemediğiniz şeyleri, Foçalıları rahatsız edecek boyutta sokağa yayarsanız herkes bundan şikayetçi oluyor. Bu hepimizi üzüyor. Çevre atıkları kırsalı geniş olan bütün belediyelerin en önemli sorunu. Bu yıl toplamadım, toplamayacağım da. Bunu bir kez daha tekrarlamak istiyorum. Çünkü o çevre atıklarını, evindeki çekyatını, dışarıya koyma hakkı diğer vatandaşlara karşı yapılan bir kötü davranıştır. Yazın 400 binlere ulaşan bir nüfusun temizliğini, düzenini, asayişini, her şeyini, 36 bin resmi nüfus rakamı olan bir bütçeyle yapmaya çalışıyoruz. Bu kolay bir şey değil. Biz ne yaptığımızı biliyoruz. Mevzuat ve yasa çerçevesinde görevlerimizi yerine getiriyoruz. Seneye yaz’a, umut ediyorum ki tüm ekip, ekipman, araç gerecimizle, yaz dönemi Foça’ya hazır olacağız. Ama bu yıl o çevre atıkları oralarda duracak. Çünkü, zaten toplama şansım yok" dedi.

İZMİR KÖRFEZİ’NDE KÖTÜ KOKU YENİDEN GÜNDEMDE Haber

İZMİR KÖRFEZİ’NDE KÖTÜ KOKU YENİDEN GÜNDEMDE

Geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümleriyle birlikte bölgede yeniden gündeme gelen pis koku, bu yıl da deniz suyu sıcaklıklarının artmasıyla yeniden hakim oldu. Özellikle Bayraklı ve Meles Deltası civarında şiddetle hissedilen pis koku ve kirlilik, tahammül edilemez boyutlara vardı. Kentte bir çok ilçede sokaklardaki çöp kokusuna körfezden gelen pis koku da eklendi. Gezmek için sahile gelen vatandaşlar kokudan duydukları rahatsızlıkları dile getirirken, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezdeki kokunun sebebinin kirlilik olduğunu vurguladı. Öte yandan Prof. Dr. Yaşar, geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümlerinin bu yıl yaşanmasının beklenmediğini söyledi. "KOKUNUN NEDENİ TAMAMEN KİRLİLİK" Prof. Dr. Yaşar, körfezdeki kokunun kaynağının kirlilik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yaşar, "İçerideki derelerden hala müthiş bir kirli su akışı var. Arıtılmadan bırakılan bu sular denizi kirletiyor. 2007’de dere yataklarının betonlanması da büyük bir doğa katliamıydı. Tüm bu etkenler birleşince kötü koku kaçınılmaz hale geliyor" dedi. Kirliliğe karşı uygulanan yöntemleri eleştiren Prof. Dr. Yaşar, "Alüminyum sülfat gibi maddeler denize kesinlikle dökülemez. Çünkü deniz kendini kirletmiyor, biz kirletiyoruz. Temizlemek için yapılması gereken tek şey kirliliği kesmek. İzmir’in en kolay çözülebilecek sorunu Körfez kirliliğidir. Yapılması gereken, arıtmaların çalıştırılması ve betonların kırılmasıdır" dedi. "GEDİZ VE ÇİĞLİ ARITMADAN KÖRFEZE AKINTI GELMEZ" Körfez kirliliğinin Gediz Nehri veya Çiğli Arıtma Tesisi’ne bağlanmasının doğru olmadığını vurgulayan Yaşar, "Akıntı sistemi buna izin vermez. Biz bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptık. Karaburun’dan gelen akıntı Urla ve Konak’a doğru ilerler, oradan kuzeye çıkar ve Foça’ya doğru gider. Gediz ve Çiğli’nin bu alanı kirletmesi mümkün değil. Buna rağmen bu gerekçelerle halk yanıltılıyor" diye konuştu. "GEREKİRSE KÜÇÜK ARITMA TESİSLERİ KURULMALI" Kirliliğin önlenmesi için çözüm önerilerini de sıralayan Yaşar, "Sorun tamamen iç körfeze akan derelerden kaynaklanıyor. Gerekiyorsa aralara birkaç küçük arıtma tesisi kurulabilir" dedi. PLANKTON PATLAMALARI VE RENK DEĞİŞİMLERİ Kirliliğin plankton patlamalarını tetiklediğini belirten Prof. Dr. Yaşar, "1 litrede ortalama 1 milyon plankton vardır. Fakat kirlilik ve sıcaklıkla bu sayı 2 milyona çıkar. Bu durumda tüm oksijeni tüketirler. Son günlerde körfezin turkuaz renge bürünmesi, bir kokolit türünden kaynaklandı. Başka zamanlarda kırmızı, mor ya da siyah görünümler olabilir. Bu tamamen plankton türlerinin farklılığından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı. "ARTIK DENİZİN DİBİ GÖRÜNMÜYOR" Körfezin geçmişte şeffaf olduğunu hatırlatan Yaşar, "Eskiden Konak iskelesinden bakıldığında 3-4 metre aşağısı pırıl pırıl görünürdü. Bugün ise suyun dibi seçilmiyor. Eğer 3-4 metre aşağısı görünmüyorsa, o su kirli demektir" diye konuştu. VATANDAŞLAR KOKUDAN DURAMADI Bayraklı sahilinde yürüyüş yapan vatandaşlardan Songül Irmakoğlu, "Çok kötü kokuyor. Geçen geldiğimizde böyle değil de bugün bayağı bir kötü kokuyor. Lağım kokuyor yani. Yani belediyenin temizliğini yapması lazım. Çok kötü. Denizin içine bakar mısınız" dedi. Tolga Irmakoğlu ise, "Geçen sene de daha çok koku vardı. Bir de daha çok balık ölüsü vardı. Şimdi balıkları da temizlediler ama şunun halini görüyorsunuz zaten denizimizin. Karşıyaka’da yaşıyorum; Karşıyaka sahil bu kadar kokmuyor ama Bayraklı’da muazzam bir koku var. Sahil boyu yürüyelim dedik. Sahil bu yani..." diye konuştu.

BUCALILAR’DAN BAŞKAN DUMAN’A “İNÖNÜ’DE YÜRÜYÜŞE DAVET” Haber

BUCALILAR’DAN BAŞKAN DUMAN’A “İNÖNÜ’DE YÜRÜYÜŞE DAVET”

Buca’da geçtiğimiz haziran ayrında çalışanların iş bırakma eylemi sebebiyle toplanmayan çöpler, o günden sonra kalıcı bir sorun haline geldi. Grev veya iş bırakma eylemi olmamasına rağmen, Buca’nın özellikle kenar mahallelerinde cadde ve sokaklarda çöpler birikmeye devam ediyor. Günlerce toplanmayan çöpler yüzünden vatandaşlar artık kaldırımları kullanamadığı gibi, yollarda burunlarını tıkayarak yürümek zorunda kalıyor. Bir çok bölgede oluşan çöp dağları, koku ve görüntü kirliliğinin yanı sıra hastalık da yayıyor. Kedi ve köpeklerin eşelediği çöpler çevreye saçılırken, Buca’daki bu pis manzaralar Hindistan’ı aratmıyor. "BAŞKAN BİR DE İNÖNÜ’DE YÜRÜSÜN GÖRELİM" Geçtiğimiz hafta tarihi tren yolu hattında yapılan yürüyüş yolunda poz veren Belediye Başkanı Görkem Duman’ın, hizmette ayrımcılık yaptığını öne süren İnönü Mahallesi sakinlerinden İsrafil Bulut, "Mahallemizin halini görüyorsunuz aylardır bu pisliğin içerisindeyiz. Belediye başkanımız her gün sabah yürüyüşüne çıkıyor, gelsin bir de bizim mahallemizde yürüyüşe çıksın. Bakalım kokudan durabiliyor mu? Evimizde kokudan duramıyoruz. Hastalık, sinek gibi sorunlar var. Buna çözüm bulunmasını istiyoruz. Keşke çöp depolama alanlarını kapatmadan önce bir çözüm bulabilselerdi ondan sonra kapatsalardı. İşçilerin eylemi var diye çöp oldu. O bitti çöp depolama alanı krizi oldu. Sürekli bu sorunu çekiyoruz" dedi. "BUCA’DAN GÖÇMEK LAZIM" Mahalle sakinlerinden Cesim Çalıkılıç ise, "Buca çöplüğünde hepimiz hasta olacağız, buradan göçmek lazım. Bir aydan fazladır burası böyle Haftada bir temizleyip gidiyorlar, çöpten boğulduk. Dışarı çıkamıyoruz. Buca’dan taşınmak lazım" diye konuştu.

TİRE’DE VAHŞİ DEPOLAMA SONA ERİYOR Haber

TİRE’DE VAHŞİ DEPOLAMA SONA ERİYOR

İzmir’de Harmandalı Katı Atık Depolama Tesisi’nin kapanmasının ardından, İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin çöplerini Tire’nin Karateke Mahallesi’ndeki mera alanına yasa dışı şekilde dökmesi bölge halkı tarafından tepkiyle karşılandı. Belediye ekipleri ile vatandaşlar arasında zaman zaman gerginlikler yaşandı. AK Parti Tire İlçe Başkanı Abdülkadir Uğurlu öncülüğünde köylülerin düzenlediği eylem ses getirirken, Cumhur İttifakı ortağı MHP Tire İlçe Başkanı Recep Doğru ve Karateke Mahalle Muhtarı Erkan Tutkaç da eyleme destek verdi. Yapılan baskıların ardından Tire Kaymakamlığı, 13 Ağustos 2024 tarihinde bölgede keşif yapılmasına karar verdi. Bu gelişmenin ardından İzmir Büyükşehir Belediyesi ekipleri alarm durumuna geçerek, bölgeye iş makineleri sevk etti. Ekipler, çöpleri derin çukurlara gömüp toprakla kapatma çalışması başlattı. Belediye yetkilileri, mera alanının tamamen kapatılması sonrası Tire’ye çöp dökümünün sona ereceğini açıkladı. AK Parti Tire İlçe Başkanı Abdülkadir Uğurlu, "İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hukuk tanımaz ve vurdumduymaz tavırları, bölge halkını derinden üzmüştür. Tire’yi arka bahçesi gibi gören bu anlayışa vatandaşlarımız en büyük cevabı vermiştir. Yıllardır katı atık tesisi kuramayan Büyükşehir Belediyesi, vahşi depolama ile geleceğimizi tehdit etmiştir. Umarım bu olaylardan ders çıkarılır. Biz her zaman vatandaşımızın yanında olacağız" dedi.

BAŞKAN PEHLİVAN’DAN MENEMEN’E ÇÖP TESİSİ TEPKİSİ Haber

BAŞKAN PEHLİVAN’DAN MENEMEN’E ÇÖP TESİSİ TEPKİSİ

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'ın Menemen Çaltı'da çöp bertaraf tesisi kurma açıklamasına Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan tepki gösterdi. Başkan Pehlivan, "Bu girişim, Menemen halkı ve çevresi için yalnızca çevresel bir tehdit değil, aynı zamanda sağlık, tarım ve geleceğimiz açısından ciddi bir tehlike oluşturmaktadır. Bu durumu kabul etmek ve göz yummak, ilçemizin değerlerini, sağlığını ve doğal zenginliklerini hiçe saymak olacaktır. Menemen'in çöpe değil, suya ihtiyacı var. Bizler bunun için gece gündüz demeden tüm riskleri alarak, tüm eleştirileri göğüsleyerek çalışıyoruz. Ayrıca bunca orman yangınının arasında, yeşil bir bölgeyi çöpe terk etmek de yeni bir orman yangını çıkarmaktan farksızdır." dedi. "MENEMEN'İ ÇÖPLE CEZALANDIRMAYA ÇALIŞIYORLAR" İzmir'in 30 ilçesi içinde çöp tesisine adres olarak Menemen'in gösterilmesinin, maksatlı ve siyasi olduğunu dile getiren Pehlivan, "Yerel seçimlerin üstünden bir yıl geçse de, henüz hazmedilemediğini görmek, siyasi etikle bağdaşmayan bir rövanş anlayışıyla karşı karşıya kalmak, doğrudan doğruya Menemen halkını ve halkın iradesini hedef almaktır. Menemen'i sandıkla kazanamayınca çöple cezalandırmaya çalışıyorlar. Yaklaşık bin yıllık bir Menengeç ağacının olduğu, doğal yaşamın sürdüğü bir bölgeye çöp tesisi kurma çalışmasının hiçbir mantığı ve izahı yoktur. Bunun tek adı rövanş alma çabasıdır." dedi. "TARIMIN KALBİNE HANÇER SAPLAYACAKLAR" Menemen'in tarımsal üretimdeki önemine dikkat çeken Pehlivan, açıklamasına şöyle devam etti; "Menemen, İzmir'in en önemli tarımsal üretim merkezleri arasında yer alan bir ilçedir. Zeytinden ıspanağa, ayçiçeğinden pamuğa, buğdaydan incire çok geniş bir ürün ağı olan, İzmir'de üretilen tüm çileğin yaklaşık yüzde 60'ının üretildiği Menemen'e çöp tesisi kurmak, tarımın kalbine hançer saplamaktır. Çöp tesisinden toprağa karışacak atık sular ve maddeler, önce yeraltı sularını ardından da tarım ürünlerini ve son olarak insan sağlığını etkileyebilir. Dünya genelinde gıdanın ve tarımın değeri her geçen gün daha iyi anlaşılırken, topraklarından bereket fışkıran Menemen'i köhneleştirecek, ilçenin marka değerine, imajına, yaşam kalitesine olumsuz yönde etkileyecek, kentimizin yarınlarına kalıcı zararlar verecek her türlü girişimin karşısındayız. Menemen halkının yanında, Güçlü Menemen ailemizle birlikte bu yanlış projeye karşı duracak ve ilçemizi koruma kararlılığımızı göstereceği. Eğer gerçekten böyle bir projeye ihtiyaç varsa, Menemen’in doğasına zarar vermek yerine, Manisa ve Menemen sınırlarında halihazırda var olan çöp bertaraf tesisine gerekli yatırımları yaparak bu sorunu kökten çözebilirsiniz.” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.