#Deniz

- Deniz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Deniz haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İZMİR İLE ÇİN ARASINDA DENİZ ULAŞIMI İŞ BİRLİĞİ Haber

İZMİR İLE ÇİN ARASINDA DENİZ ULAŞIMI İŞ BİRLİĞİ

Çin Zhejiang Eyaleti Halk Hükümeti, Vali Yardımcısı ve Parti Grubu Üyesi Ke Jixin ve beraberindeki heyet, iki kent arasındaki ilişkilerin güçlendirilmesi ve olası iş birliği alanlarının değerlendirilmesi için İzmir’e geldi. İzmir Büyükşehir Belediyesi’ni de ziyaret eden heyeti İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır Egemenlik Evi Toplantı Salonu’nda ağırladı. Ziyarette İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcısı Övünç Özgen, İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, İZDENİZ Genel Müdürü Gökhan Marım, İzmir Büyükşehir Belediyesi Dış İlişkiler Dairesi Başkanı Selin Sayın Kapancı, İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Mavi Büyüme Politikaları Birim Başkanı Dr. Saygın Can Oğuz da hazır bulundu. “ÇİN’DEKİ GELİŞMELERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ” Heyetin ziyaretinden duyduğu memnuniyeti dile getiren İzmir Büyükşehir Belediye Başkan Vekili Dr. Zafer Levent Yıldır, “İlettiğiniz her türlü görüş ve tecrübe paylaşımı bizim için büyük önem taşıyor. Konuya hâkim, donanımlı bir ekibimiz mevcut. Çin’deki gelişmeleri dikkatle takip ediyor, bu gelişmelerin ne denli hızlı ve önemli olduğunu görüyoruz. Toplumumuzda Çin’e karşı güçlü bir sempati söz konusu. İzmir, sizler için ve olası iş birlikleri açısından son derece isabetli bir tercih olacaktır. Geleceğe yönelik projeleri değerlendirmekteyiz. Ancak hâlihazırda iki temel başlık önceliğimiz arasında yer alıyor. Katı atık yönetimi ve su temini. Bu alanlarda sizlerden gelecek çözüm odaklı önerileri memnuniyetle değerlendirmek isteriz. En kısa sürede tekrar bir araya gelmeyi arzu ediyoruz” şeklinde konuştu. KE JİXİN: İKİLİ İLİŞKİLERİMİZİ ÇOK DAHA İLERİ BİR NOKTAYA TAŞIMAYI HEDEFLİYORUZ Zhejiang Eyaleti Halk Hükümeti Vali Yardımcısı ve Parti Grubu Üyesi Sayın Ke Jixin, İzmir ile Zhejiang arasında ulaşım ve lojistik alanlarında ileriye dönük iş birliklerinin geliştirilmesine yönelik açıklamalarda bulundu. Jixin, “Ana hedefimiz, ulaşım ve ulaştırma alanlarındaki stratejik iş birliği imkanlarını değerlendirmek ve bu çerçevede iki şehir arasındaki ilişkileri daha da güçlendirmektir. Zhoushan Limanımızdan İzmir’e doğrudan deniz taşımacılığı, her ne kadar sınırlı düzeyde olsa da, halihazırda mevcuttur. İzmir’i daha yakından tanımak, ulaşım altyapınızı, lojistik sistemlerinizi ve bu alandaki işletmelerinizi daha iyi anlamak bizim için büyük önem taşıyor. Bu ziyaretimizin temel amacı, mevcut iş birliğimizi nasıl daha ileriye taşıyabileceğimizi değerlendirmektir” ifadelerini kullandı. Ke Jixin ayrıca, Zhejiang ile İzmir arasında güçlü bir iş birliği ivmesi yakalanabileceğini vurgulayarak, özellikle limanlar, ulaştırma altyapısı ve denizcilik hatlarının artırılması konularında somut adımlar atmayı arzu ettiklerini belirtti. İZMİR’İN DENİZ ULAŞIMI VE YÜK TAŞIMA LİMANLARI ANLATILDI İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Mavi Büyüme Politikaları Birim Başkanı Dr. Saygın Can Oğuz ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, İzmir’in limanları ve deniz ulaşımına dair sunum yaptı. İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, kentin deniz ulaşım envanteri ve deniz ulaşımının ne şekilde çalıştığını anlattı. Güler, İzmir Körfezi özelinde kurulmasını planladıkları tekne bağlama yerlerinden de bahsetti. İzmir Kalkınma Ajansı (İZKA) Mavi Büyüme Politikaları Birim Başkanı Dr. Saygın Can Oğuz ise Alsancak Limanı başta olmak üzere, Aliağa’da bulunan yük taşıma limanları ve kentin diğer limanları ile ilgili açıklamalarda bulundu. Limanların potansiyelinin nasıl daha fazla kullanılabileceğini anlatan Oğuz, karşılıklı çalışılabileceğini ifade etti.

İZMİR KÖRFEZİ’NDE ALG PATLAMASINA KARŞI PİLOT UYGULAMA Haber

İZMİR KÖRFEZİ’NDE ALG PATLAMASINA KARŞI PİLOT UYGULAMA

İZSU Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “Modifiye kil uygulamasının olumlu sonuçlarını görüyoruz. Geçen seneki olayların daha azını göreceğiz. Hep birlikte bunu başaracağız ve İzmir Körfezi’ni kurtaracağız” dedi. İzmir’in kalbi Körfez, geçen yıl yaşanan çevre felaketiyle hafızalara kazınmıştı. Alg patlamaları ve balık ölümlerinin tekrarlanmaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı acil eylem planı doğrultusunda çalışmalar yapıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın onayıyla modifiye kil uygulaması Bayraklı sahilinde başlatıldı. İlk sonuçlara göre koku azaldı, balık ölümleri durma noktasına geldi. Eylül ayından itibaren ise üniversitelerin gözetiminde bilimsel izleme süreci başlayacak. BİLİMSEL DAYANAKLI ACİL EYLEM PLANI İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Körfez’in sorunlarına sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üretmek için çalıştıklarını kaydeden İZSU Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “2024 yılı Kasım ayında ‘Körfez’in geleceği İzmir’in geleceği’ başlıklı çalıştay düzenledik. Ulusal ve uluslararası bilim insanlarının katıldığı çalıştayda kısa, orta ve uzun vadeli çözümleri masaya yatırdık. Üç aşamalı bir eylem planı oluşturduk. Kısa vadede yangına ilk müdahale gibi alg patlamasının yayılmasını engelleyecek önlemleri, orta vadede Körfez’in kendi ekosistemini güçlendirecek çözümleri, uzun vadede ise kalıcı yöntemleri belirledik. Bu süreçte UNESCO ve Avrupa Çevre Ajansı (EPA) gibi kuruluşlarla temas kurduk. Dünyadaki uygulamaları inceledik. Özellikle Çin’de kullanılan ‘modifiye kil’ yönteminin doğayla uyumlu ve etkili olduğunu gördük. Ayrıca alg patlamasına yönelik literatür araştırmalarında UNESCO’nun zararlı “Alg Patlaması” el kitabında da kil uygulamasından bahsedilmektedir. Amerikan Çevre Ajansı (EPA) dokümanlarında da kil uygulaması yapılabileceği bilgisi bulunmaktadır. Bizim için önemli olan, bu balık ölümleri olduğunda acil eylem planlaması nedir; biz onun üzerinde daha çok yoğunlaşmaya çalıştık. Bununla ilgili de dünyada nerelerde, ne şekilde uygulama yapılmış, çalıştay öncesi bir ön çalışma yaparak bu konularla ilgili bilgi sahibi olmaya çalıştık. Kil yöntemiyle ilgili bir takım ön çalışmalarda bulunduk. Üniversitelerimizin birinde deneyler yaptırdık, çökme deneyleri çok olumlu sonuçlar verdi. Ayrıca tabandaki etkiler ve canlı yaşamı üzerinde de kısa vadeli deneyler yaptırdık, onlardan da olumlu sonuçlar aldık” dedi. “GEÇEN YILKİ BALIK ÖLÜMLERİNİ YAŞAMAMAK İÇİN HIZLI DAVRANMAK GEREKİYORDU” Acil Eylem Planı uygulaması ile ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ocak ayında yazı yazdıklarını belirten Dr. Güler, “Kil uygulaması ve bununla birlikte iki yöntem daha var, onların uygulanması konusunda yazı yazdık. O yazıya şubat ayında cevap geldi. Ancak burada sıkıntı şu: zaman çok hızlı geçiyor. Körfezdeki kirlilik ve geçen yılki balık ölümlerini yaşamamak için hızlı davranmak gerekiyordu” diye konuştu. GEÇİCİ BİR ÇÖZÜM İzmir’de geçen yıla oranla deniz suyu sıcaklığında bir artış olduğuna dikkat çeken Dr. Işıkhan Güler, “Nisan ayında sıcaklıklar artmaya başladı. Biz küçük ölçekli uygulamalar yaparak kil kullandık. Haziran’a kadar uyguladık. Ancak hazirandan sonra durduk çünkü Çevre Bakanlığı bu konuda beklememizi istedi. Bu zaten geçici bir çözüm. Daha önce de çalıştayda anlatıldığı gibi bu bir yangın söndürme. Çok miktarda balık ve canlının ölümünü minimize etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. PİLOT BÖLGE BAYRAKLI Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın modifiye kil uygulanması konusunda yazılan yazıya geçen hafta olumlu yanıt verdiğinin altını önemle çizen Dr. Güler, “Bakanlık, ‘Evet olabilir, bir pilot bölgede uygulanabilir, izleme çalışması yürütülmesi gerekir’ dedi. Bu yazı 20 Ağustos’ta elimize ulaştı. Dolayısıyla biz de bu doğrultuda planlarımızı yapmaya başladık. Bayraklı bölgesini pilot bölge olarak belirledik. Bayraklı dinamik olarak daha hassas, akıntılar az, dalga hareketi sınırlı. O yüzden Bayraklı bölgesi pilot bölge olarak seçildi. Biz de orayı önerdik ve şimdi Bayraklı’da modifiye kil uygulamasına başladık. Bu bir süreç ama görece olumlu sonuçları görüyoruz. Geçen seneki olayların daha azını göreceğiz. Daha önce başlasaydık bu sene daha da olumlu olurdu. Ama umutluyuz” ifadelerini kullandı. BİLİMSEL İZLEME EYLÜLDE BAŞLIYOR Uydu ve dron görüntüleriyle alg patlamalarını günlük olarak takip ettiklerini aktaran Dr. Güler şunları söyledi: “Bundan sonra yerinde ölçümlerle süreci daha bilimsel bir zemine oturtacağız. Eylül ayından itibaren üniversitelerin gözetiminde gözlem istasyonları kurulacak. Bütün kurumların iş birliğiyle bir çözüme ulaşmak mümkün. Hem yerel yönetim hem merkezi yönetim el ele bu işi çözebilir. Hep birlikte, yerel halk, belediye ve merkezi hükümet olarak İzmir Körfezi’ni kurtaracağız. İnsanların kenarında vakit geçirdiği, temiz, sağlıklı bir deniz olacak. Hep birlikte başaracağız.” ALG PATLAMASI NEDİR? Alg patlaması, deniz suyunda mikroskobik yosunların (alglerin) olağanüstü hızla çoğalmasıyla oluşuyor. Bu durum; sıcaklık artışı, kirlilik ve özellikle tarımsal atıklardan denize karışan azot–fosfor gibi besin tuzlarının fazlalığı ile tetikleniyor. Algler çoğaldığında geceleri yoğun oksijen tüketiyor ve sudaki oksijen hızla tükeniyor. Sonuç olarak balık ölümleri, kötü koku, suyun renginde değişim ve ekosistemde ciddi bozulmalar görülüyor. Uzun vadede deniz yaşamının çeşitliliğini azaltarak kıyı ekosistemlerini tehdit ediyor.

ÇEŞME ’DE SU KESİNTİLERİ SONA ERDİ Haber

ÇEŞME ’DE SU KESİNTİLERİ SONA ERDİ

İzmir’in gözde turizm merkezi Çeşme'de yaz sezonunda yaşanan su sıkıntısı sona erdi. İklim krizine bağlı olarak Kutlu Aktaş Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 5’e kadar düşünce, kuraklık ve azalan su kaynakları nedeniyle alınacak tedbirler kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü ilçede 25 Temmuz’da zorunlu su kesintisi uygulaması başlattı. Karareis Barajı ve Salman Göleti yatırımlarının devreye girmesiyle birlikte ise 24 Ağustos itibariyle Çeşme’de zorunlu uygulanan su kesintisi sona erdi. “BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE 50'DEN 5'E DÜŞTÜ” İklim krizinin etkilerine değinen İZSU İşletmeler 3. Bölge Dairesi Başkanı Tarık Ada, “Uzun süredir yağışsız kuru hava dönemi yaşamaktayız. Bu durum yeraltı ve yüzey suyu kaynakları rezervlerinin azalmasıyla sonuçlandı. Çeşme ilçemizin su ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayan Kutlu Aktaş Barajı'nda 2023 yılında doluluk oranı yüzde 50 seviyelerinde iken, 2024 yılında bu oran yüzde 40’a, 2025 yılında ise yüzde 5’in altına düştü. Bu sebeple yurttaşlarımızın uzun vadede suya erişimini sağlayabilmek için 25 Temmuz itibari ile ilçede zorunlu su kesintisi uygulamasına geçilmişti” dedi. İZSU'DAN 7 KİLOMETRELİK İLETİM HATTI Özellikle yaz aylarında artan nüfus ve hızlı yapılaşma nedeniyle Çeşme'de mevcut kaynakların yetersiz kaldığının altını çizen Ada, “Bu nedenle Devlet Su İşleri (DSİ) kontrolünde yürütülen Karareis Barajı ve Salman Göleti Ortak Deposu, İletim Hattı ve Arıtma Tesisi önem kazandı. Biz de Çeşme’ye su ulaştırmak için 7 kilometre iletim hattı döşedik. Saniyede 270 litre arıtma kapasiteli Karareis İçme Suyu Arıtma Tesisi devreye alındı. 23 Ağustos’ta Karareis Barajı'ndan suyu sisteme verdik, 24 Ağustos sabahı dezenfeksiyon ve basınç testleri tamamlandı. 24 Ağustos’ta, hemen bir gün sonra, teknik ekiplerimiz, iletim sistemine verilen suyun, dezenfeksiyon ve basınç entegrasyon test işlemlerini sonuçlandırarak ilçemizin içme suyuna kavuşmasını sağladı. Bu sayede 24 Ağustos itibari ile zorunlu su kesintisi uygulamasına son verildi” şeklinde konuştu. ÇEŞME’NİN İÇME SUYU ALT YAPISINA İZSU’DAN 340 MİLYON LİRALIK YATIRIM Çeşme’nin içme suyu altyapısı için bugüne kadar 340 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Ada, “İdaremizce musluklardan akan suyun sağlıklı, kaliteli ve kesintisiz olması için içme suyu yatırımlarımıza devam ediyoruz. Çeşme'nin altyapısına yaptığımız toplam 610 milyon liralık yatırımın yarısından fazlası yani 340 milyon lirası içme suyu yatırımı. 2017 yılında başlanan çalışmalar kapsamında 850 kilometre içme suyu şebeke yenileme çalışmasını tamamladık, son 13 kilometrelik kısmı da yaz sezonu sonrası tamamlayacağız” ifadelerini kullandı. TASARRUF ÇAĞRISI İzmirlilere suyu tasarruflu kullanma çağrısı da yapan Ada, “Suyun doğal döngüsünün sağlanması, ekolojik dengenin bozulmadan, sürdürülebilir yeraltı ve yüzey suyu disiplinleri ile gelecek nesillere aktarılmasının öneminin bir kez daha hissedildiği bu zamanlarda tüm abonelerimizin içme ve kullanma suyunu korumaya, dikkatli harcamaya devam etmelerini bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.

EGE ’DE SARDALYA YOK: BALIKÇILAR HAMSİYE UMUT BAĞLADI Haber

EGE ’DE SARDALYA YOK: BALIKÇILAR HAMSİYE UMUT BAĞLADI

Balıkçılar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonu için hazırlıklarını tamamlarken limanlara çekilen tekneler, hummalı bir bakım ve onarım sürecinden geçti. Haftalar süren emeğin ardından denize açılmaya hazırlanan balıkçılar, bu sene sezona hüzünlü giriyor. İzmir’deki deniz suyu sıcaklığının yüksek ve denizin de kirli olması nedeniyle, Ege’nin simge balığı sardalyanın az olacağını ön gören balıkçılar, umutlarını hamsiye bağladı. İzmir İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aksoy, bu yıl Ege Denizi’nde sardalyanın görülmediğini belirterek iklim değişikliği ve deniz kirliliğinin balık popülasyonunu olumsuz etkilediğini söyledi. Aksoy, "Ege’nin simge balığı sardalya, bu yıl yaz aylarında dahi denizde görünmedi. Balıkçılarımıza soruyoruz, ‘Sardalya görebiliyor musunuz?’ diyoruz, cevap hep aynı: ’Sardalya yok’. Bu yıl daha çok hamsinin yoğun olacağı bir sezon bekliyoruz" dedi. "SARDALYASIZ BİR SEZON BİZİ BEKLİYOR" İklim değişikliği ve deniz kirliliğinin balıkçılıktaki en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayan İzmir İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aksoy, "Sardalya yaz aylarında Ege’ye havyarını bırakmak için gelir. Ancak bunun için deniz suyunun sıcaklık ve temizlik dengesinin uygun olması gerekir. Bu sene havalar çok sıcak geçti, deniz suyu soğumadı. Sular kirli olunca sardalya üreyemiyor, yavrular büyüyemiyor. Sardalyasız bir sezon bizi bekliyor" diye konuştu. Sardalyanın halkın en çok tükettiği balık olduğuna dikkat çeken Aksoy, "Hamsi de besleyici ve kıymetli bir balık ama Ege’nin asıl balığı sardalyadır. Üniversitelerin yaptığı araştırmalara göre sardalya, anne sütüne eş değer omega-3 içeriyor. Özellikle çocuklar için çok önemli bir besin kaynağı. Ne yazık ki bu yıl sardalyadan umudumuz yok" ifadelerini kullandı. "SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIK YAPALIM" Sürdürülebilir balıkçılığın önemine de dikkat çeken Mehmet Aksoy, "Biz bu sene çıkıp denizi kurutalım, bitirelim istemiyoruz. Maksat bu değil. Çıkalım, kapasitemiz kadar balığı tutalım. Gelecek yıl da tutalım. Bir sonraki yıl da tutalım" açıklamalarına yer verdi. "SARDALYA GİDEREK AZALIYOR" Yeni sezon için umutlarının olduğunu ancak sardalyanın giderek azaldığını söyleyen Ordulu kaptan Selahattin Verdi, "Umutlarımız çok, inşallah hayırlı olur. Tabii ki bu masraflara, balıkçılık olmadığı zamanlarda hiçbir tekne sahibi ya da personel dayanamaz. Biz normalde Ordu’dayız; bugün geldik, hazırlık yapıyoruz, tekneyi hazırlıyoruz. Yeni sezonumuz için herkese hayırlı olsun diliyoruz. İnşallah bol avcılık olur. Sardalya eskiden çoktu ama sezon geçtikçe, seneler yıllar ilerledikçe sardalya denizimizde azaldı maalesef. Hamsi oluyor ama tabii buranın hamsisi de Karadeniz ya da Marmara hamsisi gibi olmuyor. İnşallah iyi olur. Bizim için fiyatlar çok önemli. Bugün boş bir köpük kasa 45-46 lira. Bir kasa sardalya bin liraya satıldığında hiçbir tekne sahibi ya da personel kazanç sağlayamaz. Umutlarımız her zaman var. İnşallah sezonumuz daha güzel geçer. Geçen seneye göre bu sene daha iyi bir beklentimiz var" diye konuştu.

İZMİR KÖRFEZİ’NDE KÖTÜ KOKU YENİDEN GÜNDEMDE Haber

İZMİR KÖRFEZİ’NDE KÖTÜ KOKU YENİDEN GÜNDEMDE

Geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümleriyle birlikte bölgede yeniden gündeme gelen pis koku, bu yıl da deniz suyu sıcaklıklarının artmasıyla yeniden hakim oldu. Özellikle Bayraklı ve Meles Deltası civarında şiddetle hissedilen pis koku ve kirlilik, tahammül edilemez boyutlara vardı. Kentte bir çok ilçede sokaklardaki çöp kokusuna körfezden gelen pis koku da eklendi. Gezmek için sahile gelen vatandaşlar kokudan duydukları rahatsızlıkları dile getirirken, Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Deniz Bilimci Prof. Dr. Doğan Yaşar, körfezdeki kokunun sebebinin kirlilik olduğunu vurguladı. Öte yandan Prof. Dr. Yaşar, geçtiğimiz yıl yaşanan balık ölümlerinin bu yıl yaşanmasının beklenmediğini söyledi. "KOKUNUN NEDENİ TAMAMEN KİRLİLİK" Prof. Dr. Yaşar, körfezdeki kokunun kaynağının kirlilik olduğunu söyledi. Prof. Dr. Yaşar, "İçerideki derelerden hala müthiş bir kirli su akışı var. Arıtılmadan bırakılan bu sular denizi kirletiyor. 2007’de dere yataklarının betonlanması da büyük bir doğa katliamıydı. Tüm bu etkenler birleşince kötü koku kaçınılmaz hale geliyor" dedi. Kirliliğe karşı uygulanan yöntemleri eleştiren Prof. Dr. Yaşar, "Alüminyum sülfat gibi maddeler denize kesinlikle dökülemez. Çünkü deniz kendini kirletmiyor, biz kirletiyoruz. Temizlemek için yapılması gereken tek şey kirliliği kesmek. İzmir’in en kolay çözülebilecek sorunu Körfez kirliliğidir. Yapılması gereken, arıtmaların çalıştırılması ve betonların kırılmasıdır" dedi. "GEDİZ VE ÇİĞLİ ARITMADAN KÖRFEZE AKINTI GELMEZ" Körfez kirliliğinin Gediz Nehri veya Çiğli Arıtma Tesisi’ne bağlanmasının doğru olmadığını vurgulayan Yaşar, "Akıntı sistemi buna izin vermez. Biz bu konuda çok ciddi çalışmalar yaptık. Karaburun’dan gelen akıntı Urla ve Konak’a doğru ilerler, oradan kuzeye çıkar ve Foça’ya doğru gider. Gediz ve Çiğli’nin bu alanı kirletmesi mümkün değil. Buna rağmen bu gerekçelerle halk yanıltılıyor" diye konuştu. "GEREKİRSE KÜÇÜK ARITMA TESİSLERİ KURULMALI" Kirliliğin önlenmesi için çözüm önerilerini de sıralayan Yaşar, "Sorun tamamen iç körfeze akan derelerden kaynaklanıyor. Gerekiyorsa aralara birkaç küçük arıtma tesisi kurulabilir" dedi. PLANKTON PATLAMALARI VE RENK DEĞİŞİMLERİ Kirliliğin plankton patlamalarını tetiklediğini belirten Prof. Dr. Yaşar, "1 litrede ortalama 1 milyon plankton vardır. Fakat kirlilik ve sıcaklıkla bu sayı 2 milyona çıkar. Bu durumda tüm oksijeni tüketirler. Son günlerde körfezin turkuaz renge bürünmesi, bir kokolit türünden kaynaklandı. Başka zamanlarda kırmızı, mor ya da siyah görünümler olabilir. Bu tamamen plankton türlerinin farklılığından kaynaklanıyor" ifadelerini kullandı. "ARTIK DENİZİN DİBİ GÖRÜNMÜYOR" Körfezin geçmişte şeffaf olduğunu hatırlatan Yaşar, "Eskiden Konak iskelesinden bakıldığında 3-4 metre aşağısı pırıl pırıl görünürdü. Bugün ise suyun dibi seçilmiyor. Eğer 3-4 metre aşağısı görünmüyorsa, o su kirli demektir" diye konuştu. VATANDAŞLAR KOKUDAN DURAMADI Bayraklı sahilinde yürüyüş yapan vatandaşlardan Songül Irmakoğlu, "Çok kötü kokuyor. Geçen geldiğimizde böyle değil de bugün bayağı bir kötü kokuyor. Lağım kokuyor yani. Yani belediyenin temizliğini yapması lazım. Çok kötü. Denizin içine bakar mısınız" dedi. Tolga Irmakoğlu ise, "Geçen sene de daha çok koku vardı. Bir de daha çok balık ölüsü vardı. Şimdi balıkları da temizlediler ama şunun halini görüyorsunuz zaten denizimizin. Karşıyaka’da yaşıyorum; Karşıyaka sahil bu kadar kokmuyor ama Bayraklı’da muazzam bir koku var. Sahil boyu yürüyelim dedik. Sahil bu yani..." diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.