#Ekrem Imamoğlu

- Ekrem Imamoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ekrem Imamoğlu haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İMAMOĞLU CHP'NİN İMRALI KARARINI DEĞERLENDİRDİ Haber

İMAMOĞLU CHP'NİN İMRALI KARARINI DEĞERLENDİRDİ

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu, partisinin İmralı kararına ilişkin yazılı açıklama yaptı. İmamoğlu açıklamasında "Sürecin milletin büyük kısmının onayını almayan biçim ve yöntemlerle sürdürülmesine katkı vermeyi doğru bulmuyoruz" ifadelerini kullandı. CHP, geçtiğimiz gün süreç kapsamında kurulan komisyonda İmralı'ya gitme oylamasında ret kararı vermişti. Ekrem İmamoğlu, söz konusu karara ilişkin değerlendirme yaptı. Sürece dair biçim ve yintem eleştirisinde bulunan İmamoğlu "Sürecin milletin büyük kısmının onayını almayan biçim ve yöntemlerle sürdürülmesine katkı vermeyi doğru bulmuyoruz. Sürecin iktidar tarafından ciddiye alındığını gösteren demokratikleşme adımları atılmadıkça ve millet sürecin parçası kılınmadıkça, CHP sürece ihtiyatlı tutumunu sürdürerek katkıda bulunmaya devam edecektir" ifadelerini kullandı. ''MİLLETİN ONAYLAMADIĞI YÖNTEMLERE KATKI VERMEYİZ'' İmamoğlu’nun açıklaması şu şekilde: Aziz Milletim, Türkiye dünyanın en güzel ülkesi, milletimiz dünyanın en samimi, en vicdanlı ve en fedakâr milletidir. Hep bunun verdiği güçle, sevgiyle ve bağlılıkla siyasetin içinde olduk. Milletimizin huzur, güven ve refahını sağlamayı en büyük sorumluluğumuz bilerek siyaset yaptık. Bu anlayışla, ilk adımları geçtiğimiz yıl atılan ve "Terörsüz Türkiye" ismiyle başlayan sürece samimi destek verdik ve "Terörsüz ve Demokratik Türkiye" perspektifiyle katkıda bulunduk. Ülkemizin en büyük meselelerinden olan terörün bitmesi ve Kürt meselesinin çözümü hususunda irademizi açıkça ortaya koyduk. Milletimizin geleceği adına inançla katıldığımız bu sürece, bundan sonra da aynı tutarlılıkla katkıda bulunacağız. İlkesel tutumumuz; demokratik, kapsayıcı, ciddi ve şeffaf bir çözümdür. Bu ilkeler ışığında milleti temsil görevimizi gerçekleştirmeye devam edeceğiz. Partimizin önerisiyle bugünkü şekline kavuşan TBMM komisyonu, terörün bitirilmesi ve Kürt meselesinin çözümü yolunda kritik bir rol üstlenmiştir. Kürt meselesinin inkâr edildiği günlerde dahi "hiçbir risk milletin geleceğinden önemli değildir" diyerek Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesi gerektiğini savunan ve bunu yaptığı için bugünkü iktidar tarafından terör destekçiliğiyle suçlanan CHP, terörün bitmesi ve Kürt meselesinin çözülmesine katkıda bulunmak için kurulan komisyonda yer almıştır ve almaya devam edecektir. Komisyonda gündeme getirilen "Abdullah Öcalan'la İmralı Cezaevinde görüşme" önerisine partimizin katılmamasının sebeplerinin iyi anlaşılması gerekmektedir. CHP olarak ilk günden beri Kürt meselesinin çözümünden yana olduk ve olmaya devam edeceğiz. Ancak sürecin milletin büyük kısmının onayını almayan biçim ve yöntemlerle sürdürülmesine katkı vermeyi doğru bulmuyoruz. Sürecin iktidar tarafından ciddiye alındığını gösteren demokratikleşme adımları atılmadıkça ve millet sürecin parçası kılınmadıkça, CHP sürece ihtiyatlı tutumunu sürdürerek katkıda bulunmaya devam edecektir. Toplumsal psikolojiyi gözeterek, Türk ve Kürt bütün vatandaşlarımızın hassasiyetlerini dikkate alarak, jeopolitik gerçeklikleri de kapsayan bir bakış açısı ile meseleye bütüncül şekilde yaklaşmamız şarttır. Oy hesaplarıyla değil, hukuki ve demokratik çerçevede, doğru zamanda doğru adımları atarak; güçlü, uzun vadeli, kalıcı bir barış ve kardeşliğe ulaşacağız. Hukuk ve demokrasi rehberdir. Herkes hukuka tamamen riayet etmek zorundadır. Bir günde düzelecek o kadar çok şey varken, hukuktan ve demokrasiden kaçarak hiçbir sorunu çözmek mümkün değildir. Çok sayıda belediye başkanı ve siyasetçinin tutuklu olması, belediyelere atanan kayyımlar ve muhalefete yönelik düşmanlık siyaseti, AİHM ve AYM kararlarının tanınmaması ve Sayın Cumhurbaşkanı'nın süreci güçlü bir biçimde savunmaktan imtina eden yaklaşımı, bu kritik sürecin önündeki en büyük engellerdir. Sürecin yolu, yöntemi ve ilacı, demokratikleşme ve eşit yurttaşlığa dayalı demokratik çözümdür. Demokratikleşme adımlarının en ufak sinyalinin bile olmadığı bu süreç yönetimi hatalı ve eksiktir. Biz vatandaşımız olan Kürtlerle eşit yurttaşlığı ve sınırlarımız dışındakilerle kardeşliği esas alan bir çözümden yana olduğumuzu her seferinde açıklıkla dile getirdik. Buradan hareketle, sürecin taraflarına bir kez daha milletimin huzurunda seslenmek istiyorum: Bize ne yapılırsa yapılsın süreç "bugün" başarıya ulaşsın diye elimizden geleni yapmaya hazırız. Yarına kalırsa da nasıl yapılacağını göstermeye hazırız. Kürt meselesinin çözümü siyasi krizlerin değil, devlet ve millet olarak el ele yürüttüğümüz yeni bir demokratikleşme hikâyesinin parçası olsun istiyoruz. Bizim bütün çabamız, bugünün umutlarının heba olmaması içindir. Son olarak; Sayın Genel Başkanımız Özgür Özel'in gösterdiği duruşบ idrak edemeyenler için açıkça ifade etmek isterim ki: CHP Genel Başkanı yalnızca millet için siyaset yapar. CHP Genel Başkanı'nın tek rehberi millet, yürüdüğü yol milletin yoludur. Ben de partimin Cumhurbaşkanı Adayı olarak bu yolu Özgür Başkanımla omuz omuza yürümekten büyük bir onur ve gurur duyuyorum. Bu vesileyle, hasret duyduğum milletime kucak dolusu sevgi ve selamlarımı iletiyorum.' Saygılarımla...'' CHP İMRALI ZİYARETİNE NEDEN RET OYU KULLANDI? Süreç kapsamında Meclis'te kurulan komisyon 21 Kasım’da terör örgütü lideri Öcalan ile görüşüp görüşülmemesine karar vermek üzere toplandı. Toplantının başında konuşan CHP Grup Başkanvekili Murat Emir, CHP'nin İmralı heyetine neden üye vermeyeceklerini şu sözlerle açıklamıştı: “Biz böylesine zor meselelerin açık, şeffaf ve halkın önünde yapılması gerektiğini dile getirdik. Komisyon çalışmalarına başladığımızda, kapalılık kararının ancak komisyonun kararı ile alınabileceğini belirttik. Komisyonumuz üç toplantıda kapalı toplantı kararı aldı şu ana kadar. Bu toplantıda bakanlar ve MİT Başkanı, görüşlerini paylaştılar. Biz de bu toplantılarda, devletin güvenliğiyle ilgili bilgiler verilir diye kapalı olmasını destekledik. Ancak İmralı’ya gidişin konuşulacağı toplantının kapalı yapılmasını doğru bulmadığımızı ifade etmek isterim. Burada herkesin, her siyasi partinin pozisyonunu açık şekilde koyması önemlidir. Eğer böyle bir ziyaret gerçekleştirilecekse bir heyetin, anlaşılıyor ki beş kişilik heyetin ziyaret yapması gerekiyorsa eğer bunun da mutlaka oylama ile yapılması gerekir. Partimizin tutumunu, komisyonumuzun dikkatine sunmak istiyorum."

ÖZGÜR ÖZEL'DEN ''AZİZ İHSAN AKTAŞ KAÇTI'' İDDİASI Haber

ÖZGÜR ÖZEL'DEN ''AZİZ İHSAN AKTAŞ KAÇTI'' İDDİASI

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, partisinin grup toplantısında konuştu. ''Aziz İhsan Aktaş kaçtı'' iddiasını dile getiren Özel, CHP'li belediye başkanlarına yönelik tutuklamalara değinerek “704 yılla yargılanan suç örgütü lideri serbestçe dolaşırken, onun iftirasıyla 4 yıl ceza istenen başkanlarımız hapiste” dedi. Aziz İhsan Aktaş'ın Türkiye'den kaçtığını iddia eden Özel, "704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir'' şeklinde konuştu. "AZİZ İHSAN AKTAŞ'IN KAÇTIĞI SÖYLENİYOR" 704 yılda hapsini istiyor ama serbest geziyor. Ortalıkta dolaşıyor. Dolaşıyor, dolaşmıyor bilinmiyor. Bugünlerde kaçtığı da söyleniyor. Gören görürse bilen olursa söylenir. Ama onun 704 yılla yargılanan adam içeride, onun iftirasıyla 4 yılla yargılanan belediye başkanlarımız hapiste. 704 yılla yargılanan geziyor. 4 yılla yargılanan cezaevinde yatıyor. 6 aydır, 8 aydır, 10 aydır. O 4 yıldan yargılanan 4 yıllık cezayı alsa yattığı süre neredeyse alacağı cezaya denk geliyor. Cezanın yatarı o kadar zaten. Böyle bir hukuksuzlukla karşı karşıyayız. Korkunç bir süreçle karşı karşıyayız. O yüzden, o yüzden meseleyi şöyle kısaca özetlemek isterim. Yani tuttular biraz önce söyledim. Hırsız dediler, yolsuz dediler, terörist dediler. Onu dediler, bunu dediler. Baktılar olmuyor. İddianame yarın inşallah tescil zaptıyla bütün arkadaşlarımız tutuksuz yargılanmaya başlar. Beklentimiz o yöndedir. Hukukun gereği, adaletin gereği, vicdanın gereği odur. 704 yılla yargılanan suç örgütü lideri gezerken 4 yılla yargılananı içeride tutamazsın. Herhangi bir suçladığın kişiyi içeride tutamazsın. Çünkü bu kadar iftira üzerinden yürüyemezsin. Ama bir yandan da İBB dosyası gelecek. Diyorlar ki, kendileri diyorlar. Ben öyle bir kıyası kendim asla yapmayı doğru bulmam. Ama kendi yandaşları diyor ki güçlü olan Beşiktaşlı tutmadı, Aziz İhsan Aktaş'ı tutmadı. İBB çıkınca nasıl savunulacak bu? Namuslu bir hakime denk gelirse ki gayri ekseriyeti namuslu. Umarız bu çetenin etkisinde korkusunda olan birine denk gelmez. E tutuksuz yargılanır bunlar diyor. Bundan panik oldular. Bir casusluk icat edip yedek bir davadan tutuklama yaptı. İBB dosyasına güvenemedikleri için. Orada ortaya bir tek kanıt koyamadıkları için. Şimdi bu casusluk meselesine kısaca bir bakmak lazım. Şöyle özetlemek isterim. Çok çarpıcı çünkü. Hüseyin Gün denen kişi İngiltere, İsrail ve ABD'ye casusluk yaptığını itiraf eden casusluk yaptım diyen ve son evrede itirafçı olup İmamoğlu'nunla birlikte çalıştım diye iftira atan birisi. Annem sizinle fotoğraf çektirmek istiyor diye gelip yaşlı manevi annesini sonradan şüpheli bir ölümle rahmetli olmuş hanımefendi. CASUS KİM? Özgür Özel, CHP'nin Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu hakkındaki casusluk suçlamaları için FETÖ darbesine imkan veren olaylar silsilesini hatırlatarak, 'Asıl casus kim?' diye sordu: "15 Temmuz darbesini yapan rütbeli askerleri göreve atayan Genelkurmay Personel Daire Başkanı İlhan Talu bizzat FETÖ’cü çıktı. Onu o göreve atayan Hulus Akar mı casus? Hulusi Akar’ı bakan yapan Recep Tayyip Erdoğan mı casus?"

CHP KURULTAY İPTAL DAVASI REDDEDİLDİ Haber

CHP KURULTAY İPTAL DAVASI REDDEDİLDİ

Cumhuriyet Halk Partisi'nin (CHP) 4-5 Kasım 2023 tarihli 38. Olağan Kurultayı ile 6 Nisan 2025'te yapılan 21. Olağanüstü Kurultayı'nın iptali talebiyle açılan davada karar çıktı. Mahkeme, davacılar Lütfü Savaş ve bazı kurultay delegelerinin, kurultayların "mutlak butlanla sakatlandığı" iddiasıyla açtığı davada, karar vermeye yer olmadığına hükmetti. Duruşmaya CHP'nin avukatları Çağlar Çağlayan ve Mehmet Can Keysan ile davacı vekili Onur Yusuf Üregen katıldı. Duruşmada tarafların beyanları alındı. Mahkeme, her iki kurultayın iptali istemiyle açılan davayı konusuz kalması nedeniyle reddetti. DAVACILAR NE İSTEDİ? Davacıların vekili Onur Yusuf Üregen, savunmasında kurultaylarda alınan kararların ve Özgür Özel yönetiminin işlemlerinin geçersiz sayılmasını, eski genel başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun göreve iadesini talep etti. Üregen, kurultayların yok hükmünde olduğunun tespitiyle iptal edilmesini ve alınan tüm kararların geçersiz sayılmasını istedi. Mahkeme salonunda bazı feri müdahil vekilleri ve izleyicilerin söz kesmeleri nedeniyle savunma hakkının engellendiğini ileri süren Üregen, adil yargılanma ilkesinin zedelendiğini de savundu. CHP’NİN SAVUNMASI CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan, davacılardan Lütfü Savaş dahil olmak üzere hiçbirinin husumet ehliyeti bulunmadığını ifade etti. Çağlayan, bir siyasi partiye üye olmayan kişilerin bu tür bir parti davasında taraf olamayacağını belirtti. Çağlayan, daha önce açılan benzer davalarda da mahkemelerin benzer talepleri reddettiğini hatırlatarak, irade fesadının yalnızca iptal sonucunu doğurabileceğini, ancak iptal davası için gereken sürenin de geçtiğini kaydetti. MAHKEMEDE ALINAN DİĞER KARARLAR Daha önceki duruşmalarda mahkeme, ihtiyati tedbir taleplerini reddetmiş ve her iki kurultayda oy kullanan delegelerin isim listelerinin dosyaya sunulmasına karar vermişti. Bu listeler dava dosyasına girdi. KURULTAY ÖNCESİ CHP'DEN YENİ KARAR Dava öncesi CHP Parti Meclisi, 39. Olağan Kurultay’ın 28-30 Kasım tarihlerinde yapılmasına karar verdi. Bu gelişme de mahkemede dikkat çeken unsurlar arasında yer aldı. DAVA SÜRECİ Davanın geçmişi, 4-5 Kasım 2023’te gerçekleştirilen 38. Olağan Kurultay ile 6 Nisan 2025’teki 21. Olağanüstü Kurultay’a dayanıyor. Eski Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı Lütfü Savaş ve bazı delegeler, delegelerin oylarının para karşılığı alındığını öne sürerek, farklı mahkemelerde dava açmıştı. Bu davalar Ankara 42. Asliye Hukuk Mahkemesi’nde birleştirilmişti. Daha önce açılan davalarda da tedbir talepleri reddedilmiş, dava süreci çeşitli mahkemeler arasında görevsizlik kararlarıyla devam etmişti. Sonuçta açılan davada, kurultay iptali talebi reddedilerek dosya kapatıldı.

EKREM İMAMOĞLU, MERDAN YANARDAĞ VE NECATİ ÖZKAN'A SORUŞTURMA Haber

EKREM İMAMOĞLU, MERDAN YANARDAĞ VE NECATİ ÖZKAN'A SORUŞTURMA

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı, eski İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, seçim kampanyası direktörü Necati Özkan ve gazeteci Merdan Yanardağ hakkında “casusluk” ve “çıkar amaçlı suç örgütü üyeliği” suçlamalarıyla soruşturma başlattı. Sabah saatlerinde gözaltına alınan Tele1 Genel Yayın Yönetmeni Merdan Yanardağ’ın evinde ve ofisinde arama yapıldığı öğrenildi. Başsavcılık kaynaklarına göre, “yabancı ülkelere ajanlık yaptığı” tespit edilen şüpheli Hüseyin Gün’e ait dijital materyallerde yer alan bulgular doğrultusunda üç isim hakkında adli işlem başlatıldı. SEÇMEN BİLGİLERİ YABANCI İSTİHBARATLA PAYLAŞILDI Başsavcılık açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: "Ekrem İmamoğlu’nun Cumhurbaşkanlığı adaylığına fon sağlama amacıyla, Hüseyin Gün liderliğindeki suç örgütü ile 2019 yerel seçim sürecinde iş birliği yapıldığı; seçmenlere ait gizli bilgilerin sızdırılarak seçim bölgelerine ilişkin analizlerin hazırlandığı ve bu bilgilerin yabancı istihbarat servisleriyle paylaşıldığı tespit edilmiştir." Aynı açıklamada, Necati Özkan’ın kampanya sürecinde örgütsel koordinasyonu sağladığı, Hüseyin Gün ile doğrudan temas kurduğu ve casusluk faaliyetlerinde bulunduğu iddia edildi. YANARDAĞ, BASIN AYAĞINI ORGANİZE ETTİ Gazeteci Merdan Yanardağ hakkında da benzer suçlamalar yöneltildi. Savcılığın açıklamasında:"Şüpheli Yanardağ’ın, Hüseyin Gün’den maddi menfaat sağlamak suretiyle seçim sürecinin basın ayağını organize ettiği, 2019 seçimlerinde yabancı istihbarat servisleriyle iş birliği içinde manipülasyon faaliyeti yürüttüğü tanık beyanları ve dijital yazışmalarla tespit edilmiştir." ifadelerine yer verildi. CEZAEVİNE YAZI GÖNDERİLDİ Görevden alınarak tutuklanan Ekrem İmamoğlu hakkında da yeni suçlamalar kapsamında cezaevinden savcılığa getirilmesi için yazı yazıldığı öğrenildi. İmamoğlu hakkında daha önce de yolsuzluk iddialarıyla yürütülen bir soruşturma kapsamında tutuklama kararı verilmişti. Soruşturma, İstanbul Emniyet Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilatı (MİT) iş birliğinde yürütülüyor.

DİPLOMA DAVASI'NDA ARA KARAR AÇIKLANDI Haber

DİPLOMA DAVASI'NDA ARA KARAR AÇIKLANDI

İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ve CHP’nin Cumhurbaşkanı adayı Ekrem İmamoğlu’nun yargılandığı 'Diploma davası'nda ara karar çıktı. İmamoğlu'nun üniversite diplomasının iptaline ilişkin İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesi'nde, görülen davanın ilk duruşması bugün görğldü. 'Zincirleme şekilde resmi belgede sahtecilik' iddiasıyla 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis ve siyasi yasak talebiyle açılan ve kamuoyunda 'Diploma davası' olarak bilinen dava, bugün Silivri'deki Marmara Kapalı Ceza İnfaz Kurumu yerleşkesinde bulunan 1 No'lu duruşma salonunda görülmeye başlandı. Yaklaşık 7 saat süren duruşmaya Ekrem İmamoğlu ile avukatları katıldı. Duruşmaya CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İstanbul İl Başkanı Özgür Çelik, CHP Genel Başkan yardımcısı Gül Çiftçi, bazı belediye başkanları, milletvekilleri ve İmamoğlu'nun ailesi ile üniversite arkadaşları katıldı. İMAMOĞLU'NUN TUTUKLU AVUKATI, TUTTUKLU İMAMOĞLU'NU SAVUNDU 59. Asliye Ceza Mahkemesi Mahkemesi, İmamoğlu'nun tutuklu bulunan avukatı Mehmet Pehlivan'ın, Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığıyla duruşmaya bağlanarak, İmamoğlu'nu savunmasına izin verdi. Bu hususta Pehlivan'ın tutuklu bulunduğu Çorlu Cezaevi'ne yazı yazıldı. ''MÜVEKKİLİMLE GÖRÜŞMEDİM'' "Cübbem yok, müvekkilimle görüşmedim” diyen Pehlivan, bu şekilde savunma yapamayacağını ifade etti. Pehlivan bir sonraki duruşmada salonda olmayı talep ederek, "Bu durum müvekkilimin ve benim adil yargılanma hakkımın ihlal edildiğinde gösteriyor. Bu halde nasıl savunma yapabilirim? Bu halde Savunma yapmayı reddediyorum. Bir sonraki celse duruşma salonuna getirilerek savunma imkanımın verilmesini talep ederim" dedi. İmamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın fiziki olarak mahkemede hazır edilmesi talebini reddeden mahkeme, duruşmayı 20 Ekim'e erteledi.

İMAMOĞLU ''HANİ ADALET? NEREDE YARGI BAĞIMSIZLIĞI?''  Haber

İMAMOĞLU ''HANİ ADALET? NEREDE YARGI BAĞIMSIZLIĞI?'' 

Cumhuriyet Halk Partisi'nin tutuklu Cumhurbaşkanı Adayı ve İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Akın Gürlek davasında” beraat kararına oy veren hakimin görev yerinin değiştirilmesine tepki gösterdi. Ekrem İmamoğlu, ''Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'' isimli hesabından yaptığı açıklamasında "Üstelik bu ilk de değil. Haktan, hukuktan, hakikatten yana; vicdanıyla karar veren her hakim cezalandırılıyor. Bu mudur sizin adalet anlayışınız?" diye sordu. 23 Mart 2025 tarihinden bu yana tutuklu bulunan Cumhurbaşkanı adayı ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, “Akın Gürlek davasında” beraat yönünde oy kullanan İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi Mehmet Can Kozan’ın İstanbul 45. İş Mahkemesi’ne atanmasına tepkisini ifade etti. Ekrem İmamoğlu’nun ceza aldığı davaya beraat şerhi düşen hakimin Mehmet Can Kozan olduğu öğrenildi. Mahkemenin üzerinden geçen yaklaşık 20 gün geçtikten sonra hakim Mehmet Can Kozan’ın görev yeri değiştirildi. Mehmet Can Kozan,14. Ağır Ceza Mahkemesi hakimi görevinden alındı ve İstanbul 45. İş Mahkemesi hakimliğine atandı. İmamoğlu, 'Cumhurbaşkanlığı Aday Ofisi'' isimli hesabından konu ile ilgili bir paylaşım yaptı. Günümüzdeki Türk yargısını ve adaletini bir kez sorgulayan İmamoğlu, “Hani adalet? Nerede yargı bağımsızlığı? Ortada hakaret olmadığı apaçık belli, uydurma bir dosyada hakkımda ceza verilmesine karşı çıkan bir hakim, ağır ceza mahkemesinden alınıp iş mahkemesine gönderildi. Üstelik bu ilk de değil” ifadelerini kullandı. İimamoğlu açıklamasında şunları söyledi: *Hani adalet? Nerede yargı bağımsızlığı? Ortada hakaret olmadığı apaçık belli, uydurma bir dosyada hakkımda ceza verilmesine karşı çıkan bir hakim, ağır ceza mahkemesinden alınıp iş mahkemesine gönderildi. Üstelik bu ilk de değil. Haktan, hukuktan, hakikatten yana; vicdanıyla karar veren her hakim cezalandırılıyor. *Bu mudur sizin adalet anlayışınız? Hakimlerin vicdanıyla verdiği kararlar nedeniyle görevden alındığı bir yerde adil yargıdan söz edilebilir mi? Maskeniz çoktan düştü. Artık kimse yargının bağımsızlığı masalını, adil yargılama hikâyesini anlatmasın. *Hakimlerin ibret olsun diye cezalandırıldığı bir sistemden ne vicdan çıkar, ne de adalet. Ama unutmayın; adaletin terazisi er ya da geç dengelenir. *O gün geldiğinde kimse yaptıklarının hesabını vermekten kaçamayacak. HERKES İÇİN HER YERDE ÖNCE ADALET! ÖNCE HÜRRİYET!"

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.