SON DAKİKA
Hava Durumu

#Eylem

- Eylem haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eylem haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

KARABAĞLAR BELEDİYESİ’NDEN KATI ATIK BEDELİ AÇIKLAMASI Haber

KARABAĞLAR BELEDİYESİ’NDEN KATI ATIK BEDELİ AÇIKLAMASI

Karabağlar Belediyesi, pazarcı esnafının tepkisine neden olan katı atık bedeli uygulamasına ilişkin yazılı bir açıklama yaptı. Açıklamada, söz konusu bedelin yalnızca Karabağlar Belediyesi’ne özgü veya yeni başlatılmış bir uygulama olmadığı, diğer belediyelerde de mevzuat kapsamında uygulandığı ifade edildi. Karabağlar Belediyesi’nin açıklaması şu şekilde: “Karabağlar Belediyesi olarak, pazarcı esnafımızdan alınan katı atık bedeli konusuyla ilgili kamuoyunu doğru bilgilendirme gereği doğmuştur. Katı atık bedeli uygulaması, yalnızca Belediyemize özgü veya yeni başlatılmış bir uygulama değildir. Diğer belediyelerde de ilgili mevzuatlar kapsamında uygulanmakta olup, tarifesi Belediyemiz Meclisinden ve İzmir Büyükşehir Meclisinden oybirliği ile onaylanarak Ocak ayında yürürlüğe giren bir süreçtir. Bu konuda, ilgili tüm taraflarla defalarca görüşülmüş, Pazarcılar Odamızın görüşleri alınarak değerlendirmeler yapılmıştır. Mevcut düzenlemeye göre tezgâh başına 100 TL bedel belirlenmiştir. Söz konusu bedelin iptali talebiyle Pazarcılar Odası tarafından hem Belediyemiz hem de İzmir Büyükşehir Belediyesi aleyhine dava açılmıştır. Bu nedenle konu, hukuki sürecin sonucuna göre yeniden değerlendirilecektir. Tüm gelişmeler, süreç boyunca taraflara düzenli olarak bildirilmiştir. Ayrıca, bu ayki Belediye Meclisi toplantımızda katı atık bedeline ilişkin yeni bir önerge gündeme alınmıştır. Belediyemiz, tüm çalışmalarında olduğu gibi bu süreçte de katılımcı bir anlayışla hareket etmiş ve talep edilmesi halinde her zaman görüşmeye açık olmuştur. Ancak ilgili çevreler, görüşme talebinde bulunmak yerine pazar yerlerinde ve belediyemizin önünde provakatif söylemlerle kamuoyunu ve pazarcı esnafımızı kışkırtmaya yönelik girişimlerde bulunmuştur. Bu kişilerce gerçeği yansıtmayan beyanlarla, Belediyemiz ile pazarcı esnafımız karşı karşıya getirilmek istenmekte ve süreç provoke edilmektedir. Ve bu eylemin sadece Belediyemizde yapılması bir takım kişilerin şahsı ve siyasi menfaatleri doğrultusunda olduğunun göstergesidir. Bu tutumun değerlendirmesini kamuoyunun takdirine bırakıyoruz. Karabağlar Belediyesi olarak çalışmalarımızı, her zaman kamu yararı, hukukun üstünlüğü ve Karabağlar halkının çıkarları doğrultusunda; şeffaf, açık ve bilgilendirmeye dayalı şekilde sürdüreceğimizi bir kez daha vurgularız. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

KARABAĞLAR’DA KATI ATIK ÜCRETİ KRİZİ: PAZARCILAR AYAKTA Haber

KARABAĞLAR’DA KATI ATIK ÜCRETİ KRİZİ: PAZARCILAR AYAKTA

Karabağlar Belediyesi’nin katı atık bedellerinde yaptığı artış, ilçede tezgâh açan pazarcı esnafı tarafından protesto edildi. Daha önce de birçok kez eylem yapan esnaf, bu kez belediye binası önünde bir araya gelerek basın açıklaması düzenledi. Belediyeye bağlı zabıta ekiplerinin de bulunduğu alanda zaman zaman kısa süreli gerginlik yaşandı. Eylem sırasında genç bir çocuğun belediye binasına yumurta atması üzerine ortam gerildi. Ancak polisin ortamı sakinleştirmesiyle olay büyümeden sona erdi ve basın açıklaması devam etti. "USULSÜZ BEDEL TALEP EDİLİYOR’’ İzmir Pazarcılar Derneği Başkanı ve geçmiş dönem AK Parti Meclis Üyesi Faysal Acar, yaptığı açıklamada, "Karabağlar’da tezgah açan 600 pazarcı esnafı mağdur ediliyor. Bizden talep edilen 100-150 bin TL’lik ‘sorma ver’ paralarını ikinci kez ödemeyeceğiz. Ülkemizin 81 ilinde, 922 ilçesinde böyle bir uygulama yok. Sadece son aylarda İzmir’de bazı belediyeler bu bedeli esnaftan usulsüz şekilde talep etmeye başladı" dedi. Acar, belediye yönetimini eleştirerek, "Seçildiği günden bu yana pazarcı esnafını sindirmeye çalışan bir anlayışla karşı karşıyayız. Bu tehditlere boyun eğmeyeceğiz. Kanunlar açık, bu uygulama yasal değil" ifadelerini kullandı. "170 MİLYON LİRALIK YÜK" Eylemde konuşan Avukat Batuhan Demir ise uygulamanın hukuki hiçbir dayanağının olmadığını savundu. Demir, "Yaklaşık 170 milyon TL’lik bir yük pazarcı esnafının sırtına yüklenmek isteniyor. Pazarcılar haftada bir kullandıkları alan için zaten işgaliye ödüyor. Katı atık bedelini yeniden tahsil etmek hukuka aykırıdır" dedi. Demir, ayrıca esnafın kişisel bilgilerinin hukuka aykırı şekilde elde edilerek evlerine ceza tebligatı gönderildiğini öne sürdü. "Normalde zabıta pazarda görür, varsa durumu yerinde tespit eder. Ancak burada kişisel bilgiler kullanılarak evlere ceza gönderildi. Bu hem görevi kötüye kullanma hem de kişisel verilerin ihlali suçunu oluşturuyor" diyen Demir, gerekli suç duyurularını yapacaklarını söyledi. HUKUKİ SÜREÇ BAŞLATILDI Avukat Demir, idari mahkemede açılan davanın sürdüğünü belirterek, "Karabağlar Belediye Meclisi’nde de katı atık bedeli tahsilatının dava sonuçlanana kadar durdurulması yönünde önerge verildi. Bu süreçte biz de esnafımızla birlikte hukuki mücadelemizi sürdüreceğiz" diye konuştu.

OKULLARDA TARİKAT VE CEMAAT YAPILANMALARINA TEPKİ Haber

OKULLARDA TARİKAT VE CEMAAT YAPILANMALARINA TEPKİ

Kemalpaşa Merkez Cumhuriyet İlkokulu’nda çocuklara Arapça yemin ettirilmesi bardağı taşırdı. CHP Kemalpaşa İlçe Başkanlığı, Kemalpaşa Belediye Başkan Vekili Yiğit Mutlu Türkiye İşçi Partisi, Eğitim-İş, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, Atatürkçü Düşünce Derneği ve DİSK Emekli-Sen’in katılımıyla yapılan açıklamada, "Laik eğitimden taviz vermeyeceğiz" mesajı verildi. CHP Kemalpaşa İlçe Başkanlığı ve Eğitim-İş Sendikası öncülüğünde, siyasi partiler, sendikalar ve sivil toplum kuruluşlarının katılımıyla gerçekleşen basın açıklamasında Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin istifaya çağrıldı. İlçedeki bir okulda çocuklara Arapça yemin ettirilmesine izin verilmesi üzerine harekete geçen kitle örgütleri, laik ve bilimsel eğitimin hedef alındığını vurguladı. Kemalpaşa Milli Eğitim Müdürlüğü önünde düzenlenen açıklamada, tarikat ve cemaat yapılanmalarının okullarda giderek artan etkinliğine karşı güçlü bir tepki gösterildi. “LAİK EĞİTİM TESLİM ALINIYOR, BAKANLIK SEYREDİYOR” Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Başında bulunduğu Bakanlığı cemaat ve tarikatlara teslim eden; laik, bilimsel, çağdaş eğitime karşı uygulamalarıyla Cumhuriyetin kazanımlarını yok etmeyi planlayan Milli Eğitim Bakanı Sayın Yusuf Tekin, okulları tarikat ve cemaat yapılanmalarının faaliyet yeri olarak kullanmalarına izin vermeye devam etmektedir. Tarikat ve cemaatlere bağlı dernekler ve vakıflar, okullarda hiçbir denetim, kontrol ve yaptırım olmaksızın faaliyetlerini sürdürmektedir. Okullara alınacak bir temizlik görevlisinin dahi araştırması yapılıp sabıka kaydı istenirken; bu dernek ve vakıflar adına okullarda kurs veren kişilerin kim olduğu, bu kursu verebilecek bilgi birikimine sahip olup olmadığı, pedagojik eğitim alıp almadığı bile araştırılmadan çocuklarımız bu kişilere teslim edilmektedir. Okullarda yürütülen bu kurslar Milli Eğitim yetkilileri tarafından denetlenememekte, kontrol edilememekte; plan ve programları olup olmadığı dahi sorgulanamamaktadır. Bu kurslardan biri de ilçemiz Cumhuriyet İlkokulu'nda açılmıştır. Kursa katılan öğrenciler okulun önüne toplu halde çıkarılmış; Arapça ve Türkçe ayetler okutulmuştur. Bu görüntülerle adeta ‘laik ve bilimsel eğitim teslim alınmıştır’ algısı yaratılmaya çalışılmıştır. Altını çizerek vurguluyoruz: Okullar, tarikat ve cemaatlerin ideolojik faaliyet alanı değildir. Tarikat ve cemaatler ile bunlara bağlı dernek ve vakıflar Cumhuriyetin eğitim sistemi içinde yer alamaz! Milli Eğitim Temel Kanunu'na göre Türk Milli Eğitimi'nin genel amacı; “Atatürk inkılaplarına ve Anayasa'nın başlangıcında ifadesini bulan Türk milliyetçiliğine bağlı… milli, demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti'ne karşı görev ve sorumluluklarını bilen yurttaşlar olarak yetiştirmektir. Aynı kanunda açıkça “Türk Milli Eğitiminde laiklik esastır” denilmektedir. Ne Anayasa’da ne de Milli Eğitim Temel Kanunu’nda okulların dernek ve vakıflar tarafından istedikleri gibi kullanılabileceğine dair bir hüküm yoktur. Buradan açıkça uyarıyoruz, Bakanlığın, tarikat ve cemaatlerle yapmış olduğu tüm protokoller derhal iptal edilmelidir! Bakanlık, Anayasa’da ve Milli Eğitim Temel Kanunu’nda belirtilen laiklik ilkesine eksiksiz şekilde uymalıdır. Okullar; laik, bilimsel ve kamusal eğitimin yürütüldüğü kurumlardır.'' ‘’TARAFSIZLIK İLKESİ YOK SAYILAMAZ’’ Tarikat ve cemaat yapılanmalarına karşı verilen tepkinin yanında, eğitimde liyakat ve tarafsızlık ilkesinin de ihlal edildiğine dikkat çekilen açıklama şöyle devam etti, “İlçemiz Cumhuriyet Ortaokulu’nda bir öğretmen arkadaşımız okul müdürü hakkında şikâyette bulunmuştur. Şikâyet edilen okul müdürü, aynı zamanda Eğitim-Bir-Sen Kemalpaşa temsilcisidir. Şikâyette bulunan öğretmen ise Eğitim-İş Sendikası üyesidir. Ancak yürütülen soruşturma için muhakkik olarak atanan kişi de Eğitim-Bir-Sen üyesi bir okul müdürüdür. Yani sendika başkanının soruşturmasını aynı sendikaya bağlı bir başka kişi yürütmektedir. Durumu öğrenen öğretmen arkadaşımız, haklı gerekçeler sunarak “Soruşturmanın tarafsız ve adil şekilde yapılacağına dair kuşkularım var. Bu muhakkik tarafından yürütülmesi durumunda suçlu ilan edileceğim ve cezalandırılacağım.” diyerek redd-i muhakkik talebinde bulunmuştur. Bu dilekçeye İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü tarafından hiçbir cevap verilmemiş; soruşturma aynı kişi tarafından yürütülmeye devam etmiştir. Sonuç olarak okul müdürü aklanmış, öğretmen arkadaşımız ise İzmir merkeze tayin edilmiş; uyarı, kınama ve aylıktan kesme cezalarıyla cezalandırılmıştır. Öğretmenimizin redd-i muhakkik dilekçesinde dile getirdiği tüm kaygılar ne yazık ki gerçekleşmiştir. Bu tablo “Benim gibi düşünmüyorsan, benden değilsen, bana karşı çıkıyorsan bedelini ödersin!” anlayışının açık göstergesidir. Bu zihniyet adalet duygusunu zedeler, çalışma barışını bozar ve asla kabul edilemez. Bu soruşturma derhal tarafsız eğitim müfettişleri tarafından yeniden yürütülmeli; hem öğretmen hem de okul müdürü adil ve objektif bir değerlendirmeye tabi tutulmalıdır.”

NİLÜFERLİLERDEN HASTANE ÖNÜNDE PROTESTO Haber

NİLÜFERLİLERDEN HASTANE ÖNÜNDE PROTESTO

Fethiye Mahallesi sınırları içinde bulunan Yüksek İhtisas Hastanesi Ek Hizmet Binası’nın kapanacağı yönündeki söylentiler mahalle halkında büyük bir tedirginliğe sebep oldu. Hastanenin kapatılacağı iddiaları üzerine bölge halkı ve sivil toplum kuruluşları, tepkilerini hastane önünde pankart açıp slogan atarak dile getirdi. Yapılan basın açıklamasında söz alan Nilüfer Kent Konseyi Başkanı Mustafa Berkay Aydın, söz konusu ek binanın uzun yıllardır mahalleliye acil servis, dahiliye polikliniği, cerrahi konsültasyon, laboratuvar ve radyoloji gibi temel sağlık hizmetleri sunduğunu, Fethiye, Işıktepe, Bağlarbaşı, Barış, Cumhuriyet, Esentepe, Ataevler ve İhsaniye gibi mahallelerde binlerce kişinin sağlık hizmetine bu hastaneden ulaştığını vurguladı. Ek hizmet binasının yalnızca fiziksel bir yapı olmadığını, aksine bölge halkı için bir sağlık güvencesi olduğunu belirten Aydın, "Nüfusu artan ve yaş ortalaması yükselen Nilüfer için bu bina çok önemli. Kapatılması durumunda özellikle yaşlılar, kronik hastalar, kadınlar, çocuklar ve hamile bireyler ciddi mağduriyet yaşayacaktır" diye konuştu. Hastane önünde toplanan kalabalık hastaneyi kapatmadan ziyade binanın kadın doğum, çocuk sağlığı gibi eksik branşlarla güçlendirilmesini istedi. Yapılan konuşmalarda, kamuoyunu aydınlatma sorumluluğu olan yöneticilere bu konuda net ve hızlı adım atılması çağrısı yapıldı.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DE UZLAŞMA SAĞLANDI: GERİ ALIM SÖZÜ VERİLDİ Haber

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DE UZLAŞMA SAĞLANDI: GERİ ALIM SÖZÜ VERİLDİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi ile Belediye-İş Sendikası arasında yaşanan işçi krizi, yapılan görüşmelerle çözüme kavuştu. Belediyeye bağlı İZDOĞA, İZULAŞ ve İZBETON şirketlerinde çalışan yüzlerce emekçinin işten çıkarılması üzerine başlayan gergin süreç, geri adım ve uzlaşmayla sonuçlandı. İzBB, 11 Haziran’da Belediye-İş Sendikası’na gönderdiği yazıyla 1000 işçinin işten çıkarılacağını bildirmiş, bu gelişme büyük tepki toplamıştı. Sendikanın açıklamasına göre, 360'tan fazla çalışan hiçbir gerekçe gösterilmeden işten çıkarıldı. İşçiler 9 Temmuz’da direnişe geçerek Egemenlik Binası önünde toplanmış, sonrasında Kültürpark’taki belediye meclis binasına yürüyerek oturma eylemi başlatmıştı. “BİZ BURADAYIZ, HER YERDEYİZ” Sendika cephesi, belediyeyi işçi kıyımı yapmakla suçladı. Belediye-İş 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay yaptığı açıklamada, "Bu yapılan adaletsizliktir. Cemil Tugay’a sesleniyoruz: Halka yalan söyleme. Biz buradayız, her yerdeyiz!" diyerek tepkisini dile getirmişti. Protestoların onuncu gününde İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, sendika şube başkanlarıyla özel bir görüşme gerçekleştirdi. Görüşme sonrası sürecin olumlu yönde ilerlediği duyuruldu. İŞÇİLER GÖREVE GERİ ALINACAK SÖZÜ Şube Başkanı Atalay, eylülde yapılması beklenen maaş zammının ocak ayına ertelendiğini, ancak işten çıkarılan işçilerin görevlerine geri alınacağı sözünün verildiğini açıkladı. İşçilerin eylemi böylece sona erdi. Bu gelişme, hem sendika hem de çalışanlar cephesinde "kazanım" olarak değerlendirilirken, gözler şimdi belediyenin verdiği sözlerin takibine çevrildi.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR ÖNÜNDE İŞÇİ EYLEMİ 9’UNCU GÜNÜNDE Haber

İZMİR BÜYÜKŞEHİR ÖNÜNDE İŞÇİ EYLEMİ 9’UNCU GÜNÜNDE

İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinde işten çıkarılan işçiler, eylemlerinin 9. gününde Konak’taki İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik binası önünde bir araya geldi. Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediye-İş) yöneticileri ve çok sayıda sendika üyesinin de destek verdiği eylemde işçiler, sloganlar atarak tepkilerini dile getirdi. "CEMİL TUGAY, BASKI VE TEHDİTLE HAKKIMIZI ALIYOR" İşçiler adına açıklama yapan Belediye İş 2 No’lu Şube Başkanı Savaş Atalay, "Şu anda işçi arkadaşlarımız direniyor, mücadelesine ve ekmeğine sahip çıkıyor. Burada haksız bir işçi çıkarımı var. Biz toplu sözleşmemizi bitireli 17 ay oldu. Cemil Tugay, ’Toplu sözleşmeden geri atacaksınız, yoksa ben bin kişiyi işten çıkartacağım’ diyor. Yani sendikaların diz çökmesini istiyor, ’Benim dediğim olacak’ diyor. Mevcut olan bir toplu sözleşme var ve buna mahkemeler bile karışamıyor. Mahkemeye verip durdurma kararı istediler, buna ret geldi. Yani mahkemenin bile ret kararı varken, Cemil Başkan baskıyla, tehditle bizleri eline almaya çalışıyor. Şu anda eylül ayında alacağımız bir enflasyon farkı var. Ayrıca işe devam primi ve teşvik primi var. Bu maddeler, idari maddelerdir. Bu maddeler 2005 yılından beri olan maddelerdir. 6 ay sonra toplu sözleşmemiz var; otururuz müzakere ederiz. Ama resmen dayatma ve tehditle bunu geri almaya çalışıyor" dedi. "ÇOCUĞUNA HARÇLIK VEREMEYEN EMEKÇİLER" İşten çıkartılan işçilerden Onur Cengiz, "Hep beraber, omuz omuza mücadelemizi sürdürüyoruz. Bugün arkadaşlarımıza, yarın hepimize. Mücadelemizi sonuna kadar sürdüreceğiz. Biz emeğimizi geri istiyoruz" diye konuştu. İşten çıkartılan bir işçinin eşi olan Alev Bozkır ise, "Eşim 14 yıldır belediye bünyesinde çalışıyordu ve hiçbir sıkıntısı yoktu, en çok çalışan elemanlardan biriydi. Bir akşam mesai saati dışında misafirlikteyken bir telefon geldi ve eşimin işten çıkartıldığı söylendi. O an başımızdan aşağı kaynar sular döküldü. Biz de hakkımızı savunmaya geldik. Kirasını ödeyemeyen, çocuğuna harçlık veremeyen emekçiler burada" açıklamasında bulundu.

İZMİR’DE İŞÇİ EYLEMİ SÜRÜYOR Haber

İZMİR’DE İŞÇİ EYLEMİ SÜRÜYOR

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nde işten çıkarılan işçiler, Türkiye Belediyeler ve Genel Hizmetler İşçileri Sendikası (Belediye-İş) öncülüğünde başlattıkları eylemin 4. gününde de belediye binası önünde toplanarak seslerini duyurmaya devam etti. Sloganlar eşliğinde yapılan protestoda, işçilerin tek talebinin işlerine geri dönmek olduğu vurgulandı. İZDOĞA, İZBETON ve İZULAŞ şirketlerinden çıkarıldıkları belirtilen işçiler, sabah saatlerinde Konak’taki İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik binası önünde bir araya geldi. Belediye-İş yöneticileri ve çok sayıda sendika üyesinin de destek verdiği eylemde işçiler, sloganlar atıp tepki gösterdiler. "TELEFONLA ARAYIP ‘YARIN GELME’ DEDİLER" İşten atıldığını gelen telefonla öğrendiğini söyleyen Yasin Topar adlı işçi, "Kanalizasyon Daire Başkanlığında görev yapmaktaydım. 12 Haziran günü beni arayarak ertesi gün işe gelmemem gerektiği, iş akdimin feshedildiği söylendi. Nedenini sorduğumda ise zorunlu işten çıkartma olduğu söylendi. Tam 1 aydır işsizim. Şu an 2 okuyan çocuğum var ve birisi rahatsız. Hukuksuz bir işten çıkartma yani bir neden de sunmadılar. Biz hırsızlık yapmadık, uğursuzluk yapmadık. Bordrolarımızı da gösterebiliriz yani bizim maaşımız net 58 bin lira. Başkanın öne sürdüğü paraları almıyoruz. Mesela ben de isterdim bir izne çıkayım, tatil yapayım diye ama imkansız. Burada direneceğiz ve yeniden işe dönme umudumuz var" açıklamasında bulundu. "BU ZULME DUR DEYİN" İşten çıkartılan personeller arasında 17 yıllık çalışan Vedat Eroğlu da var. Eroğlu ise yaptığı açıklamada şu sözlere yer verdi: "Hukuki dayanaklara dayanmayan olayla karşı karşıyayız. Bize mesai saati sonrası bildirildi işten çıkartıldığımız. Bir İZULAŞ şoförü arkadaşımıza da seyir halindeyken bildirilmiş. Ben yetkililere ve Büyükşehir Belediye Başkanımız Cemil Tugay’a sesleniyorum. Bu arkadaş direksiyon başında kalp krizi geçirse, içerisinde yolcuların bulunduğu otobüsle kaza yapsa hesabını kim verecekti. Bakın burada bir alev çemberi oluştu ve bu ateş bugün bizi yaktığı gibi yarın onları da yakacak. Bu zulme dur desinler. Yanlış yönlendiriliyorlar. Bizim aldığımız maaşlar ortada. En düşük grup 55, en yüksek grup ise 65 bin lira bandında. İzmir halkını yanlış yönlendiriyorlar. Biz direnişimize devam edeceğiz. İşe geri alınmak istiyoruz, tek gayemiz bu. Yetkililer bizim sesimizi duymak zorunda. Burada sadece işten çıkartılanlar söz konusu değil, bizim ailemiz çocuklarımız var. Evleri kirada olanlar var. Burada aileler de dağılmaya başlıyor. Cemil Başkanımız sesimizi duysun ve işimize geri alsın. Ben 17 yıllık bir işçiydim." Belediye-İş Genel Başkanı Nihat Yurdakul’un, 24 Haziran’da yaptığı "Çözüm sağlanmazsa eylemler başlayacak" açıklamasının ardından işten çıkarılan yaklaşık 1030 kişi için fiili mücadele süreci başlatılmıştı. Sendika yetkilileri, tüm işçiler işlerine dönene kadar eylemlerin kesintisiz süreceğini vurguladı.

BUCA BELEDİYESİ’NDE İŞÇİ EYLEMİ 9. GÜNÜNDE Haber

BUCA BELEDİYESİ’NDE İŞÇİ EYLEMİ 9. GÜNÜNDE

İzmir’in Buca ilçesinde, maaş alacaklarını tahsil edemeyen belediye işçilerinin başlattığı iş bırakma eylemi dokuzuncu gününe girdi. Genel-İş Sendikası’na bağlı işçiler, Nisan ve Mayıs maaşlarının yanı sıra iki gıda kartı ve toplu iş sözleşmesinden doğan farkların ödenmemesi nedeniyle üretimi durdurdu. İşçilerin kişi başı alacaklarının 120 ila 150 bin TL arasında değiştiği, enflasyon nedeniyle bu paranın değer kaybettiği belirtiliyor. BELEDİYE HİZMETLERİNDE AKSAMALAR YAŞANIYOR Eylemin sürmesiyle birlikte belediye hizmetlerinde ciddi aksamalar yaşanırken, kent genelinde çöp yığınları dikkat çekiyor. Belediyenin eylem sürecindeki çok sayıda işçiyi iştiraki olan şirkete iade ettiği, ancak sözleşme fesih işlemlerinin henüz gerçekleştirilmediği öğrenildi. Buca Belediyesi, Nisan maaşlarının bu hafta Cuma gününe kadar, Mayıs ve Haziran maaşlarının 10 Temmuz’a kadar, geriye dönük tüm alacakların ise Ağustos sonuna kadar ödeneceğini taahhüt etti. İşçiler ise bu ödeme takvimini kabul ettiklerini, ancak şirkete iade edilen arkadaşlarının görevlerine dönmeden işbaşı yapmayacaklarını duyurdu. KRİZ ÇÖZÜMÜ İÇİN ÜÇLÜ TOPLANTI Krizin çözümü için CHP, Buca Belediyesi ve Genel-İş arasında temaslar sürüyor. CHP Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Deniz Yücel’in de devreye girdiği süreçte, bugün Genel-İş Genel Merkez Yöneticisi Ali Haydar Kara, CHP Buca İlçe Başkanı Çağdaş Kaya ve Buca Belediye Başkanı Görkem Duman üçlü bir toplantı gerçekleştiriyor. İşçilerin kırmızı çizgisi net: Şirkete iade edilenler geri alınmadıkça işbaşı yapılmayacak.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.