#Gastronomi

- Gastronomi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gastronomi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BURSA MUTFAĞI KAYIT ALTINA ALINIYOR Haber

BURSA MUTFAĞI KAYIT ALTINA ALINIYOR

Bursa’nın köklü mutfağını öne çıkarmak ve dünyaya tanıtmak amacıyla çalışmalarını sürdüren Büyükşehir Belediyesi, ‘Mutfak Mirasına Sahip Çık’ programıyla kentin gastronomi kimliğini de kayıt altına alıyor. Geleneksel yemeklerin üretim süreçlerini izleyen ve tadım yapan ekipler, sahada sözlü tarih görüşmeleri gerçekleştirerek Bursa mutfak mirasını bilimsel yöntemlerle belgeliyor. Her yaştan lezzet tutkunu bir araya geliyor Bursa Büyükşehir Belediyesi tarafından kentin tescilli lezzetlerini dünyaya duyurmak amacıyla düzenlenen 4. Bursa Uluslararası Gastronomi Festivali, 26 Eylül Cuma günü başlıyor. 3 gün boyunca her yaştan lezzet tutkununu bir araya getirecek olan festival, çok zengin ve birbirinden farklı etkinliklere sahne olacak. Yerel, ulusal ve uluslararası birçok şefin gastro sahnelerinin olacağı organizasyon, onlarca panel ve söyleşi ile Bursa gastronomisini mercek altına alacak. Mutfak kültürü kayıt altına alınıyor Festival kapsamında düzenlenen ‘Mutfak Mirasına Sahip Çık!’ projesi de Bursa’nın gastronomi kimliğini kayıt altına alıyor. Proje kapsamında saha gezileri yapan ekipler, sözlü tarih görüşmeleri yaparak geleneksel yemeklerin üretim süreçlerini izliyor. Diğer illerin gastronomi okullarından gelen akademisyen ve öğrencilerin projeye dahil olması farklı bölgelerden gelen bakış açıları ve akademik katkılar, Bursa mutfağının çok boyutlu biçimde ele alınmasını da mümkün kılıyor. Çalışmayla Bursa’nın mutfak mirası bilimsel yöntemlerle belgelenirken, genç kuşakların katılımıyla canlı ve sürdürülebilir bir şekilde yaşatılıyor. Akademisyenler ile öğrencileri sahada bir araya getiren projenin ilk verileri ise Uluslararası 4.Bursa Gastronomi Festivali’nde açıklanacak. Sonuçlar, festivalde paylaşılacak Akdeniz Üniversitesi’nde Doç. Dr. Adem Arman, Dokuz Eylül Üniversitesi Gastronomi ve Mutfak Sanatları Bölümü’nden Doç. Dr. Turgay Bucak, Bursa Uludağ Üniversitesi, Harmancık Meslek Yuksekokulu'ndan Öğr. Gör. Fatih Yıldırım ve Mustafa Kemal Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Duygu Babat’ın yanı sıra çok sayıda gastronomi öğrencisinin çalışması ile hayat bulan projenin sonuçları, yine çalışmaya katılan hocaların sunumu ve Hatay Mustafa Kemal Üniversitesi’nden Öğr. Gör. Soner Küçük’ün konukluğunda paylaşılacak. ‘Şefler Köy Yollarında’ Festival kapsamında, ‘Mutfak Mirasına Sahip Çık!’ projesinin yanı sıra düzenlenecek sıra dışı etkinliklerden biri de "Şefler Köy Yollarında" olacak. Festivalden bir gün önce, yerel şeflerle birlikte ulusal ve uluslararası şeflerden oluşan özel bir ekip Bursa’nın ilçelerine giderek üreticilerle buluşacak. Yöresel tarifleri yerinde gözlemleyecek ekip, köylerde misafir edilecek ve edindikleri bu eşsiz deneyimleri festival sahnesine taşıyacak. Video ve fotoğraflarla kayıt altına alınacak keşif, Bursa’nın mutfak mirasının tanıtımına güçlü bir katkı sağlayacak. Kadın şeflerin görünürlüğü artırılacak Festivalde Mutfak Dostları Derneği iş birliği ile gerçekleştirilecek olan ‘Kadının Gücü: Mutfağın Değişen Dengeleri’ paneli ile kadın şeflerin görünürlüğü ve ilham verici deneyimleri paylaşılacak. Üç gün boyunca "Bursa Mutfağının Bilinmeyenleri", "Sosyal Gastronomi: Sosyal Değişimde Gıdanın Üretim ve Sunum Boyutlarıyla Rolü", "Gastronomi Kültürü, Sanat ve Zanaat", "Gastronomi Kültürünün Yeme-İçme Sektöründeki Gelişmeye Etkileri", "Yemek Kültürünün İletişimi: Gelenekselden Dijitale Geçiş", "Gastronomi Diplomasisi: Sofradan Kültürel Markaya", "Türkiye’de Zeytin ve Zeytinciliğin Durumu; Marmara Zeytinciliği", "Tarımda Kaynak Kullanımı; Su ve Toprak Sağlığı İçin Adımlar", "Gastronomi Rotası Deneyimleri", "Kooperatiflerden Kent Sofralarına: Kadın Emeğinin Gastronomideki Yeri", "Bursa’nın Turizm ve Gastronomi Geleceği", "Gastronomiyi Dijitalde Tatmak", "Bursa Gastronomisinde Yeni Vizyon", "Gastronomi Turizmini Şekillendiren Kent Markaları", "Balkanlardan Gelen Sıcak Mutfak Akımı", "Gastronomide Yeterlilik, Sürdürülebilirlik ve Sorumlu Tüketim", "Bursa Gastronomisinin İzleri", "Bursa’nın Lezzet Ekonomisi: Tarım, Üretim ve Yerel Kalkınma", "Bursa’da Gastronominin Turizme Olan Etkisi" ve "Tatlı Yiyelim Tatlı Konuşalım" başlıklı panel ve söyleşilerde sadece Bursa’nın değil gastronominin her disiplini konunun uzmanlarınca mercek altına alınacak.

BURSA GASTRONOMİ FESTİVALİ KAPILARINI AÇIYOR Haber

BURSA GASTRONOMİ FESTİVALİ KAPILARINI AÇIYOR

Bursa ’nın geçmişten günümüze uzanan benzersiz mutfak mirası, Büyükşehir Belediyesi tarafından 26-27-28 Eylül tarihlerinde düzenlenecek olan Uluslararası 4. Bursa Gastronomi Festivali’yle dünyaya tanıtılacak. ‘Rota Yeniden Oluşturuluyor’ temasıyla hazırlanan festivalde, ulusal ve uluslararası konukların katılımıyla dünya gastronomisinin trendleri konuşulacak. ASIRLIK LEZZETLER DÜNYAYA TANITILACAK Bursa’nın sahip olduğu zengin mutfak kültürünü turizme kazandırmak ve dünyaya tanıtmak amacıyla düzenlenen ‘Gastronomi Festivali’nin dördüncüsü, 26 Eylül Cuma günü Saat 14.00'da Merinos Parkı B Kafe önünden kortej yürüyüşü, dostluk çorbası ikramı ve protokol töreniyle başlayarak 3 gün boyunca her yaştan lezzet tutkununu Merinos Parkı’nda bir araya getirecek. Bursa’ya özgü ürünlerin, tatların ve Bursa’ya özgü ürünlerle üretilen yenilikçi lezzetlerin öne çıkacağı festivalde asırlık lezzetlerin sunum ve tadım etkinlikleri yer alacak. ATÖLYELER, YARIŞMALAR, TADIM PROGRAMLARI Gastro ekonomi ve tarım, sosyal gastronomi, kültür-sanat ve gastro turizm ekseninde gerçekleşecek olan festival; Mudanya’dan Karacabey’e, İznik’ten Orhaneli’ye kadar tüm ilçelere yayılacak. Yerel şeflerle birlikte ulusal ve uluslararası konukların de katılacağı festivalde, atölyeler, yarışmalar, tadım ve tanıtım programları, söyleşi ve paneller, şef buluşmaları, üretici ziyaretleri ve kültürel etkinlikler düzenlenecek. Ünlü şeflerin Bursa esnafıyla da buluşacağı festivalde, gastronominin kültürde, sinemada ve anlatıda da iz bıraktığını ortaya koyan film, açık hava gösterimleri ve yönetmen-yapımcı katılımlı sohbetler de yer alacak. Bursa’nın yaşam kültürünü yansıtan gezek programı da bu yıl festivale eşlik edecek. Geçen yıl uluslararası niteliğe bürünen festivalde Moldova, KKTC, Çin, Bulgaristan, Ukrayna, Belarus ve Tataristan’dan da uzman isimler yer alacak. Festival programı https://www.bursa.bel.tr/etkinlik/uluslararasi-4-bursa-gastronomi-festivali-1324 adresinden takip edilebilecek. Bu yıl Bursa’da, gastronomi yalnızca damakta değil; kültürde, sinemada ve anlatıda da iz bırakacak. Yerli ve yabancı şeflerin gastro sahneleri ve Bursa’ya özgü ürünlerle oluşturulan lezzetlerin sunumu, üç gün boyunca ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Maria Ekmekçioğlu, Cüneyt Asan, Yunus Emre Akkor, Rafet İnce, Doğa Çitçi, Yaren Çarpar, Memet Özer, Ömer Bozyap, Asuman Kerkez, Murat Özipek, Gökhan Çilak ve Eyüp Kemal Sevinç gibi tanınan birçok şef, Bursalı şeflerle birlikte sahne alarak; ‘Keles Kuzusu’ndan ‘Kestane Şekeri’ne, ‘Gürsu Bamyası’ndan ‘Gedelek Turşusu’na, ‘İnegöl Köftesi’nden ‘Tahinli Pide’ ve ‘Cevizli Lokum’a kadar birçok lezzeti sahnede hazırlayacak. "TÜM HALKIMIZI DAVET EDİYORUM" 8500 yıllık geçmişiyle Bursa’nın ekonomisi, tarihi, kültürü ve turizmi kadar zengin mutfak mirası ve gastronomisiyle de öne çıkan bir kent olduğunu belirten Bursa Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, "Bu yıl dördüncüsü düzenlenen Uluslararası Bursa Gastronomi Festivali’nde binlerce lezzet tutkununu ve profesyonelleri kentimizde ağırlayacağız. Sahip olduğumuz zengin mutfak kültürünü bir kez daha dünyaya tanıtacağız. 26-27-28 Eylül tarihlerinde ‘Rota Yeniden Oluşturuluyor’ temasıyla hazırlanan festivalimize tüm halkımızı davet ediyorum" dedi.

EFELER YOLU GASTRONOMİ GÜNLERİ'NDE LEZZETLİ TANITIM Haber

EFELER YOLU GASTRONOMİ GÜNLERİ'NDE LEZZETLİ TANITIM

Efe/zeybek temasını işleyen kültür rotasıyla geniş bir coğrafyayı kapsayan Efeler Yolu’nun tanıtımı için de önemli bir yere sahip olan Efeler Yolu Gastronomi Günleri, katılımcıların beğenisini topladı. Kendine has geleneksel mimari dokusunu günümüze kadar koruyabilmiş ender yerleşim yerlerinden biri olan; konakları, camileri, türbeleri, medreseleri, hamamları, çeşmeleri ve daha birçok eseriyle, beylikler döneminden başlayıp günümüze ulaşmış çok sayıda tescilli yapıya sahip Birgi’nin turizm potansiyeline de dikkat çekildi. Birgi içerisinde bulunan halkın kullanıma açık, odun ateşinde nohut mayalı ekmek pişirilen sokak fırınlarının asırlık geleneği ise Efeler Yolu Gastronomi Günleri’nde yaşatıldı. İLK GÜN: LÜBBEY, ÖDEMİŞ VE BİRGİ Efeler Yolu Gastronomi Günleri’nin ilk gününde; Lübbey, Ödemiş ve Birgi rotası gezildi. Bir vadinin yamaçlarına serpilmiş ve "Hayalet Köy" olarak bilinen Lübbey ile başlayan gezi rotası, Ödemiş Arkeoloji ve Etnografya Müzesi ile devam etti. Konuklar ardından Ödemiş’in 1926 yılındaki ilk otellerinden olan şimdilerde ise Ödemiş ve Küçükmenderes havzasının geçmişini ve kültürünü tanıtmak amacıyla müze haline getirilen Kent Arşivi’nde geçmişe yolculuk yaptı. Coğrafi işaretli ‘’Töngül Pide’’ ve ‘’Ödemiş Tulum Peyniri’’ katılımcıların beğenisine sunuldu. Sonrasında Birgi’nin simgelerinden olan Çakırağa Konağı’nın bahçesinde, bölgeye has özellikli ürünlerin kullanıldığı akşam yemeği İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban’ın ev sahipliğinde, menüsü İzmirli ünlü Şef Osman Sezener tarafından hazırlandı. Yüzyıllardır ayakta kalan Çakırağa Konağı’nda ise Efeler muhteşem bir gösteriye imza attı. Efeler, alanda yer alan küçük Efeler ile bir araya gelerek misafirlere unutamayacakları bir an yaşattı. VALİ ELBAN: "TARİHİMİZ AÇISINDAN ÇOK ÖZEL BİR YERE SAHİP" Efeler Yolu Gastronomi Günlerinde lezzet tutkunlarıyla bir araya gelen İzmir Valisi Dr. Süleyman Elban, çok güzel bir coğrafyaya sahip olunduğunu ifade ederek, "Hem doğal güzellikler açısından hem tarihi varlıkları açısından, hem de iklim, doğal ürünler ve gastronomi zenginliği açısından çok özel bir havzadan bahsediyoruz. Bu havza milli tarihimiz ölçüsünde de çok özel bir yere sahip. Efeler Yolu ile ilgili çalışmayı ülkemizin ve dünyanın kamuoyuna sunmak istiyoruz ki buradaki yerel kalkınmaya katkısı olsun. İzmir, çok önemli bir ticari limanı olan ve dünyayla çok entegre bir şehirde yer almasına rağmen, iç bölgeler daha doğal, daha bakir kalmayı başarmış ve neredeyse şehir dışında hiç göç almamış. Ova kesimi dışında hızlı bir nüfus vermeye başlamış. Burada da ciddi manada nüfus azalışı olmuş. İnşallah bu çalışmalar sonunda kırsalda hem mevcut nüfusun korunması hem de belki giden belli bir nüfusun geri dönüşü sağlanarak, ekonomik canlılığa aracılık etmiş oluruz" dedi. "HERKESİN BU GÜZELLİKLERDEN YARARLANMASINI TEMENNİ EDİYORUM" Türkiye’deki kestanenin yüzde 70’inin bu havzalarda yetiştiğini dile getiren Vali Elban, "Ancak ekonomiye nihai ürün olarak işleyen başka yerler bu konuda daha hızlı yol alıp meşhur olmuş. Bu havzada zeytininden incirine, kestanesinden tıbbi aromatik birçok ürünü doğal haliyle görebiliyorsunuz. İncirde, zeytin çeşitleri ve özellikle doğal zeytinleri ve zeytinyağında da çok iddialı bir bölge. Zeytinin yaprağı konusunda ilaçlamanın ve gübrelemenin olmadığı bir yer. Tüm bunların mutfağa girince nasıl bir duruma dönüştüğünü anlatmaya gerek yok. Bir yıldan beri bu coğrafyada geziyoruz, Efeler Yolu’nda yürüyoruz. Hem spor yapıyoruz hem coğrafyayı tanıyoruz hem de İzmir’in bu güzelliğini yaşıyoruz. Sadece gastronomisiyle değil, doğa sporları ve diğer etkinliklerle de inşallah herkesin bu güzelliklerden yararlanmasını temenni ediyorum" diye konuştu. ÖZGÜR ÖZKAYA: "EFE-ZEYBEK KÜLTÜRÜNÜN KALBİ OLARAK NİTELENDİREBİLİRİZ” Gastronomi Günleri’ne katılan lezzet tutkunları, Efeler Yolu Direktörü Prof.Dr. Özgür Özkaya’dan süreç ve yürütülen çalışmalar ile ilgili bilgi aldı. Özkaya, "Efeler Yolu önemli yolları birbirine bağlayan 513 kilometrelik kültür rotası. Bu rota Bozdağ sıra dağlarını ve Aydın sıra dağlarını ki bu dağlar Manisa’yı İzmir’den, İzmir’i Aydın’dan ayıran dağları kapsıyor. Efe-zeybek kültürünün kalbi olarak nitelendirebiliriz. Türkiye’de daha önce yapılmamış özgün ve dünyada da daha önce yapılmamış unsurları barındırıyor. Bunlardan en önemlisi her etabın bir köyde sonlanıyor olması. Amacımız ileride anlatabilecek bir mühür ve pasaport ile Efeler Yolu rotasında yer aldıklarını göstermeleri. Ayrıca yürüyüşçülerin dağda kalmadan köylere girmesini oraları görmesini sağlamak. Efe-zeybek kültüründen önemli köyleri, yaylaları kullanarak birbirine bağladık, işaretledik ve kültür rotası oluşturduk. Bunun yanında Türkiye’nin en güzel köyleri olarak ifade edilen yerlerin de tanıtımına katkı sunmak için çalışıyoruz" diye konuştu. İKİNCİ GÜN; TİRE Etkinliğin ikinci gününde ise 650 yıllık Ahilik geleneği ile Tire Pazarı’nın açılışı dualar eşliğinde yapıldı. Konuklar, esnasın adetlerinden olan Tire esnaf kahvaltısı olan Tak Tak Kebabı ve Tandır Çorbasının tadına baktılar. Türkiye’nin en büyük açık hava pazarı olan Tire Pazarı’nın 2 bine yakın tezgâhı ile sadece Tire için değil yöre için de önemine dikkat çekildi. Ardından Tire Süt Ürünleri Kooperatifi ziyaret edildi. Bölgenin süt ürünleri zenginliği, peynir çeşitleri ve kooperatifin oluşturduğu etki hakkında kooperatif başkanı Osman Öztürk, bilgi verdi. Efeler Yolu’nun en güzel noktalarından, yenilebilir otlar açısından çok zengin bir yer olan Kaplan Köyü ziyaretinde dünyanın en sağlıklı mutfaklarından sayılabilecek bölgenin mutfak kültürü konuklara aktarıldı. Nohut mayalı Kahrat ekmeği, çamur peyniri, bölgenin zeytinyağı, lor tatlısı, lalengi ve Tire köftesi tanıtıldı. Efeler Yolu Rotasında Kaplan Köyünün amblemi bir kaplan türü olan Anadolu Parsı’nın en son burada fotokapana yakalanmış olmasına, Güme Dağlarındaki yaban hayatın çeşitliliğinin korunması için yapılan çalışmalara da dikkat çekildi. Kaplan Dağ’da yer alan şef Lütfi Çakır ve şef Deniz Çakır tarafından Tire’ye ait hazırlanan özel yemekler, misafirlerin beğenisine sunuldu. EFELER KÜLTÜR YOLU ROTASI NEDİR? İzmir’in Bornova ilçesinden başlayarak Nif dağı ve Bozdağ sıradağlarını geçerek Kiraz’ın yaylalarını dönen ve devamında Aydın sıradağları üzerinden Efes-Selçuk’ta bulunan Meryemana’da sonlanan Efeler Yolu, 513 kilometrelik çok etaplı ve işaretli bir yürüyüş yolu. Efeler Yolu aynı zamanda bir pasaport ve mühür sistemine sahip olmasıyla da dikkat çekiyor. Efeler Yolu, bakir yaylalar ve dağ geçitleri kullanarak kültürel zenginlikleri günümüze taşıyan önemli köyleri de içinde barındırıyor. Yol, 27 ana etap ve 1 alternatif hat olmak üzere 28 etaptan oluşuyor. Efeler Yolu, sorumlu turizme yönelik çalışmaları ve fark oluşturan özellikleriyle Green Destinations "Top 100 Stories" arasında yer almaya hak kazandı. Diğer yandan Efeler Yolu, daha ilk yılında tüm dünyada satışa çıkan Lonely Planet’in Türkiye Rehber Kitabı’nda yerini aldı. Rota, 2025 yılının hemen başında Avrupa Konseyi Kültür Rotaları’nın (Cultural Route of the Council of Europe) Yaylacılık Patikaları (Transhumance Trails and Rural Roads-TT&RR-) ağına kabul edildi. Bu önemli gelişmeyle birlikte, Türkiye’den bu programa kabul edilen rota sayısı 12’ye yükselirken, Efeler Yolu konseyin TT&RR ağına dâhil edilen ilk kültür rotası oldu. Söz konusu özellikleriyle Efeler Yolu, T.C. Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Türkiye Turizm Tanıtım ve Geliştirme Ajansı tarafından oluşturulan GoTurkiye platformunda tanıtılıyor.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.