#Han-I Yağma Şiiri

BAŞKANIN SOFRASI TEPKİ ÇEKTİ: ''YİYİN EFENDİLER, YİYİN!''

Yoksulluk sınırı altındaki milyonlarca vatandaş temel gıda ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyor. Vatandaş, dizginlenemeyen enflasyonla mücadelede yalnız kalıyor. Yüz binlerce çocuk okula aç gidiyor. İYİ Partili Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı ise makam araçlarıyla geldiği Kayseri'de bu görüntülerle vatandaşın karşısına çıktı. Başkanın sofrası tepki çekti. Ekonomide iki yakası bir araya gelmeyen, nüfusunun büyük bölümü açlık ve yoksulluk sınırı altında yaşayan Türkiye'de vatandaş evine yemeklik kıyma almakta zorlanırken sosyal medyada paylaşılan bir görüntü tepkilere neden oldu. ''SİZ HANGİ ÜLKENİN VATANDAŞI, HANGİ BELEDİYENİN BAŞKANISINIZ?'' Kahvaltı için bir simit ve çayı alırken iki kere düşünen vatandaşların gözüne sokarcasına paylaşılan görüntülerde, Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı'nın kahvaltı sofrası ''Siz hangi ülkenin vatandaşı hangi belediyenin başkanısız'' sorularını akıllara getirdi. BAŞKANIN SOFRASI PES DEDİRTTİ Vatandaşın tadını unuttuğu pastırma, jambon gibi et ürünleri, çeşit çeşit peynirler ve kilolarca kahvaltılık ürünlerle bezeli sofrada bir araya gelen erkeklerin 'tıkınma' görüntüsü sosyal medyayı karıştırdı. Nevşehir Belediye Başkanı Rasim Arı'nın Kayseri'de bir oto galeride, samimi bir yakını olduğu anlaşılan işyeri sahibi ve yanındakilerle yaptığı kahvaltıya ait görüntüler sosyal medyada büyük tepki topladı. Makam araçlarıyla kahvaltıya gelen Arı için kurulan mükellef sofra, 'Vatandaş, elektirik ve su parasını ödeyemezken, evine yarım kilo yemeklik kıyma almak için iki kere düşünürken bu neyin gösterişi, vatandaşın halinden haberiniz yok mu, siz nerede yaşıyorsunuz' gibi yorumlara neden oldu. AK PARTİ'DEN İYİ PARTİYE... Rasim Arı, 31 Mart 2019 seçimlerinde AK Parti'den Nevşehir belediye başkan seçilmiş, 29 Ocak 2021 tarihinde sağlık sorunları gerekçesiyle istifa etmişti. İstifasından bir yıl sonra ise İYİ Parti'ye katılmıştı. ''YİYİN EFENDİLER YİYİN!'' Başkanın sofrası ve bu görüntüler ayrıca Türk Edebiyatı'nda İttihat ve Terakki dönemi hiciv ve eleştirileriyle bezeli şiirler arasında yer alan özel bir eseri de akıllara getidi. Tevfik Fikret'in "Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin" dizeleriyle akıllara kazınan Han-ı Yağma şiirini... İŞTE TEVFİK FİKRET'İN O ŞİİRİ İşte; günümüz Türkiyesi'nde yaşayan bir şairin kaleminden çıkmış hissi veren, ancak İttihat ve Terakki yönetimi ve yolsuzlukları eleştiren Han-ı Yağma şiiri. HAN-I YAĞMA (OSMANLICA TÜRKÇESİ) Bu sofracık, efendiler, ki -iltikama muntazır Huzurunuzda titriyor- şu milletin hayatıdır; Şu milletin ki muztarib, şu milletin ki muhtazır, Fakat sakın çekinmeyin, yiyin, yutun, hapır hapır. Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Efendiler!Pek açsınız, bu çehrenizde bellidir; Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı, kim bilir? Şu nadi-i niam, bakın, kudumunuzla müftahir, Bu hakkıdır gazanızın, evet, o hakk da elde bir! Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı zi-safa sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Bütün bu nazlı beylerin, ne varsa ortalıkta say: Haseb, neseb, şeref, şataf, oyun, düğün, konak, saray Bütün sizin, efendiler, konak, saray, gelin, alay Bütün sizin, bütün sizin, hazır hazır, kolay kolay Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Büyüklüğün biraz ağır da olsa hazmı, yok zarar, Gurur-ı ihtişamı var, sürür-ı intikamı var. Bu sofra iltifatınızdan işte ab u tab umar; Sizin bu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar. Yiyin efendiler, yiyin, bu han-ı can-feza sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin! Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını Vücüdunu, hayatını, ümidini, hayalini; Bütün ferag-ı halini, olanca şevk-ı balini Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini. Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı iştiha sizin; Doyunca, tıksırınca, patlayıncaya kadar yiyin! Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak: Yarın bakarsınız söner, bugün çıtırdayan ocak; Bugünkü miğdeler kavi bugünkü çorbalar sıcak, Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak… Yiyin efendiler, yiyin; bu han-ı pür-neva sizin; Doyunca, tıksırınca, çatlayıncaya kadar yiyin!, HAN-I YAĞMA ( GÜNÜMÜZ TÜRKÇESİ İLE) Bu sofracık, efendiler –ki bekler yutulmayı Huzurunuzda titriyor –şu ulusun hayatıdır Ulusun ki acılı, ulusun ki eşiğinde ölümün! Ama sakın çekinmeyin, yiyin, yutun hapır hapır… Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! Efendiler pek açsınız besbelli yüzünüzden; Yiyin, yemezseniz bugün, yarın kalır mı kim bilir? Şu doyumcu sofra, bakın gelişinizle övünçlü! Hakkıdır kutsal savaşınızın, evet, o hak da elde bir… Yiyin, efendiler yiyin; bu iç şenliği sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! Bütün bu nazlı beylerin ne varsa ortalıkta say: Soy sop, şeref, gösteriş, oyun, düğün, konak, saray, Tüm sizindir efendiler, konak, saray, gelin, alay; Tüm sizindir, tüm sizindir, hazır hazır, kolay kolay… Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! Büyüklüğün sindirimi biraz ağır olsa da yok zarar, Görkemli yüceliği, öç alıcı sevinci var, Bu sofra gönül almanızdan böyle ısınır ve ışıldar. Sizin şu baş, beyin, ciğer, bütün şu kanlı lokmalar… Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! Verir zavallı memleket, verir ne varsa; malını, Varlığını, hayatını, umudunu, hayalini, Tüm olanca rahatını, olanca gönül balını, Hemen yutun, düşünmeyin haramını, helalini… Yiyin, efendiler yiyin; bu doyumsuz sofra sizin, Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! Bu harmanın gelir sonu, kapıştırın giderayak! Yarın bakarsınız söner bugün çatırdayan ocak! Bugün ki mideler sağlam, bugün ki çorbalar sıcak; Atıştırın, tıkıştırın, kapış kapış, çanak çanak… Yiyin, efendiler yiyin; bu cümbüşlü sofra sizin; Doyuncaya, tıksırıncaya, çatlayıncaya kadar yiyin! (Sadeleştiren: Ceyhun Atuf Kansu)