#Hatay

- Hatay haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hatay haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

DİRİ DİRİ GÖMÜLEN ÇOCUK HAYATİ TEHLİKEYİ ATLATTI Haber

DİRİ DİRİ GÖMÜLEN ÇOCUK HAYATİ TEHLİKEYİ ATLATTI

Hatay’da dayısı tarafından diri diri toprağa gömülen ve 2 gün sonra ekiplerin çalışmasıyla bulunan Suriye uyruklu 10 yaşındaki Amir El Cedduğ, hastanedeki tedavi süreciyle birlikte hayati tehlikeyi atlattı ve iyi olduğunu söyledi. Baba Muhammed El Cedduğ, cani dayıyla hiçbir sorunları olmadığını ve maddi olarak hiçbir alışverişleri olmadığını belirterek, "Aile bağlarımız güçlüydü ama neden böyle yaptığını anlamadık" dedi. Reyhanlı ilçesi Kurtuluş Mahallesi’nde yaşayan 10 yaşındaki Suriye uyruklu Amir El Cedduğ, cuma günü okul çıkışı evine gitmeyerek kayıplara karışmıştı. Çocuklarından haber alamayan aile Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü’ne giderek kayıp başvurusunda bulunmuş ve ihbar üzerine polis ekipleri harekete geçmişti. Polis ekiplerinin 200’den fazla kamera kaydını izlemesiyle olayın şüphelisi olarak Amir’in dayısı M.E. gözaltına alınmış ve baraj yolunda aracında yeğeniyle bir evin kamerasına yakalanan dayı yeğeninden haberdar olmadığını söylese de polis, AFAD, jandarma ve STK’lar bölgede arama çalışması başlamıştı. Ekiplerin çalışmasıyla kayıp çocuk 2 gün sonra kafasından yaralanmış halde diri diri toprağa gömülmüş vaziyette bulunmuş ve tedavi altına alınmıştı. Ekiplerin diyalog kurduğu çocuk, okul çıkışı dayısı tarafından kaçırıldığını ve dövüldüğünü söylemiş ve cani dayı tutuklanmıştı. Dayısı tarafından diri diri toprağa gömülen ağır yaralı Amir, kaldırıldığı Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde gördüğü tedaviyle birlikte hayati tehlikesini atlattı. Amir kendine gelirken ilk sözlerinde ise en çok Cristiano Ronaldo’yu sevdiğini söyledi. Evladının durumunun daha iyiye gittiğini ifade eden baba Muhammed El Cedduğ, dayısıyla aralarında hiçbir sorun olmadığını ve dayının neden böyle bir şey yaptığını bilmediğini belirterek dayıya en ağır ceza verilmesini istedi. "Doktorlar oğlumun 2 gün sonra yürümeye başlayacağını ve sonuçlara göre taburcu olacağını söylediler" Dayısı tarafından diri diri toprağa gömülen evladının hayati tehlikesi olmadığını ve yakında taburcu olacağını söyleyen baba Muhammed El Cedduğ, "Cuma günü okula gidiyordu. Okuldan eve geç saatte gelmeyince merak edip aramaya başladık. Çevredeki ve mahallede yaşayan herkese sorduk ama bulamayınca polisi aradık. Allah’a şükürler olsun ki tek başına o halde 3 gün boyunca bulunana kadar yaşam mücadelesi verip hayatta kaldı. 3 gün boyunca arama kurtarma çalışmaları için emniyete ve herkese teşekkür ederim. Şu anda oğlumun herhangi bir hayati tehlikesi yok. Doktor son tahlillerine bakıp bizi bilgilendirecekler ama yaşamsal faaliyetlerinde tehlike yok ve düzenli şekilde çalışıyor. Doktorlar oğlumun 2 gün sonra yürümeye başlayacağını söylediler ve sonuçlara göre taburcu olacak. Yeme ve içmede herhangi bir sorun yok. Reyhanlı Belediyesi Başkanı Ahmet Salman’a, emniyet ekiplerine ve sağlık ekiplerine teşekkür ederim" dedi. "En ağır cezanın verilmesini istiyorum, bu saatten sonra o adam oğlumun dayısı değil bir canidir" Evladına zarar veren cani dayının en ağır cezayı almasını istediğini belirten El Cedduğ, "Dayısının psikolojik sorunlarından dolayı mı yoksa madde mi kullandı anlamadık. Oğluma karşı ne sorunu olduğunu anlamadık. Oğlum da dayısının neden yaptığını anlamadı. Oğlum ağır bir travma yaşadı ve korkuları var. Oğlum iyileştikten sonra emniyet güçleriyle iletişim kurup pedagog eşliğinde konuşacak. Oğluma o konu hakkında sorular sormak istemiyoruz. Oğlum da dayısının hakkında konuşmak istemiyor. Oğlum dedi ki; ’dayım beni okuldan aldı. Eve gideceğimizi düşünerek mutlu şekilde gideceğimizi bilerek yola çıktık fakat dayım beni yolda dövdü. Sonra arabayla araziye getirdi ve orada da dövdü. Üzerime taşlar koyup çekip gitti’ bu şekilde söyledi. Oğlum dayısının o güne kadar böyle bir şey yapacağını aklının ucundan geçirmemiş. Ben dayının oğluma karşı şiddet uyguladığını görmedim. Ben de hala şaşkınım ve sebebini bilmiyoruz. Dayısı önceden bize misafirliğe geliyordu. Aramızda maddi olarak veya başka bir şey sorun yoktu. Aile bağlarımız güçlüydü ama neden böyle yaptığını anlamadık. Benim bu olaylarla ilgili tek isteğim, dayıya en ağır ceza verilmesini istiyorum. Bu saatten sonra o adam oğlumun dayısı değil, bir canidir. Bunun bilincindeyiz. Yargının dayıya en ağır cezayı vereceğine inanıyorum. O yüzden içimiz rahattır" ifadelerini kullandı.

DAYISI TARAFINDAN DİRİ DİRİ TOPRAĞA GÖMÜLEN ÇOCUK BULUNDU Haber

DAYISI TARAFINDAN DİRİ DİRİ TOPRAĞA GÖMÜLEN ÇOCUK BULUNDU

Hatay’ın Reyhanlı ilçesinde iki gündür kayıp olarak aranan ve dayısı tarafından taşla başından vurularak diri diri toprağa gömülen 10 yaşındaki Suriye uyruklu Amir Alcedduh, ekiplerin hummalı çalışmasıyla sağ olarak bulundu. Hastanede ameliyata alınan Amir’in durumunun iyiye gittiği öğrenildi. Oğluna kavuşan baba Muhammed El Cedduh, çocuğunu bulan arama kurtarma görevlisinin alnından öperek teşekkür etti. KAYIP İHBARIYLA BAŞLADI, DEHŞET ORTAYA ÇIKTI Reyhanlı’nın Kurtuluş Mahallesi’nde yaşayan Amir Alcedduh, cuma günü okuldan çıktıktan sonra evine dönmedi. Aile durumu polise bildirdi. Reyhanlı İlçe Emniyet Müdürlüğü, Amir’in kaybolduğu bölgede ve ilçe genelinde 200’den fazla güvenlik kamerasını inceleyerek küçük çocuğun dayısı M.E. ile birlikte görüldüğünü tespit etti. Şüpheli dayı M.E. gözaltına alındı ancak suçlamaları reddetti. Bunun üzerine polis, AFAD, jandarma ve gönüllüler geniş çaplı arama çalışması başlattı. TOPRAĞIN ALTINDAN ÇIĞLIK GELDİ Arama kurtarma gönüllüsü Ramazan Albayrak, çalışmalar sırasında duyduğu ses üzerine yığın halindeki taşlara yöneldi. Kargaların uğradığı bir alanı tarayan Albayrak, taşların altından insan sesi geldiğini fark etti. “Kaya gibi büyük 7 taşı tek tek kaldırdım. Çocuğun başının üzerinde büyük bir taş vardı. Amir bilinci açık haldeydi. ‘Dayım beni dövdü, gömdü’ dedi.” Üç gündür toprak altında kalan çocuk ekipler tarafından çıkarıldı ve ağır yaralı halde Hatay Eğitim ve Araştırma Hastanesine kaldırıldı. Başına aldığı darbeler nedeniyle ameliyata alınan Amir’in operasyonunun başarılı geçtiği belirtildi. BABA: “CANİ EN AĞIR CEZAYI ALSIN” Oğluyla yeniden karşılaşan baba Muhammed El Cedduh gözyaşlarına boğuldu. Evladını bulan arama kurtarma görevlisinin alnından öperek teşekkür eden acılı baba şunları söyledi: “Oğlum 3 gündür taşların altında azap çekti. Bunu yapan caninin en ağır cezayı almasını istiyorum. Devlete, polisimize, AFAD’a ve tüm Türk halkına teşekkür ederim.” DAYI TUTUKLANDI 30 yaşındaki M.E. gözaltındaki ifadesinde suçlamaları kabul etmedi ancak elde edilen delillerle birlikte çıkarıldığı nöbetçi mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şahsın daha önce ‘taksirle yaralama’ suçundan bir kaydının bulunduğu öğrenildi.

DOLANDIRICI SANILAN DOKTOR HASTASINI ZOR İKNA ETTİ Haber

DOLANDIRICI SANILAN DOKTOR HASTASINI ZOR İKNA ETTİ

Ancak bağış haberi geldiğinde dolandırıcı sanarak nakli reddetti. Gerçeği ancak doktorunun görüntülü aramasıyla anlayan Demirel, nakil operasyonuna ikna oldu ve Ankara'dan gönderilen yüzde yüz uyumlu böbrek, İzmir’de başarıyla nakledildi. “DOLANDIRICI TUZAĞI SANDIM, NEREDEYSE BÜYÜK BİR ŞANSI KAÇIRIYORDUM” Hatay'ın Defne ilçesinde yaşayan ve deprem sonrası İzmir’e taşınan Demirel, 3 yıl önce Acıbadem Kent Hastanesi kadavra listesine adını yazdırmıştı. Ancak hastaneden gelen “böbrek bulundu” telefonunu bir dolandırıcılık girişimi sanarak reddetti. Daha önce yaşadığı bir dolandırıcılık deneyimi nedeniyle tedirgin olan Demirel, arayan kişinin doktor olduğunu ancak görüntülü görüşmeyle anlayabildi. “Polise gitmeyi bile düşündük. Doktorum görüntülü aramasa, bu nakli reddedip büyük bir şansı kaçıracaktım,” diyen Demirel, yaşadığı tedirginliği şu sözlerle anlattı: “Hatay depreminde birçok yakınımı kaybettim. Evim, dükkanım yıkıldı. O süreçte dolandırıldım. Bu yüzden bir anda gelen ‘böbrek bulundu’ haberine inanamadım.” YÜZDE 100 UYUMLU BÖBREK: “BÜYÜK İKRAMİYEYDİ” Demirel, doktorların ısrarı üzerine hastaneye geldi ve yapılan nakil operasyonu başarılı geçti. Operasyon, Acıbadem Kent Hastanesi Böbrek Nakli Ekibi tarafından, Uzm. Dr. Işık Özgü başkanlığında gerçekleştirildi. Uzm. Dr. Özgü, süreci şu sözlerle anlattı: “Hastamıza uygun böbrek Ankara’dan geldi. Yüzde 100 uyumlu olması nadir rastlanan bir durum. Bağışı hemen değerlendirdik ama hastayı ikna etmek için günlerce uğraştık. En sonunda görüntülü arama ile inandırabildik. Şimdi sağlık durumu gayet iyi.” ORGAN BAĞIŞI HAFTASI'NA DİKKAT ÇEKİLDİ Rutin kontrol için yeniden hastaneye gelen Demirel, doktorlarına tekrar teşekkür etti. Sağlık ekibi ise bu olayla birlikte Organ Bağışı Haftası dolayısıyla çağrıda bulundu: “Organ bağışı hayat kurtarır. Nursel Hanım’ın hikayesi de bunun en güzel örneklerinden biri.”

3 YIL SONRA BANYO YAPAN BARIŞ’A DEPRESYON TEŞHİSİ Haber

3 YIL SONRA BANYO YAPAN BARIŞ’A DEPRESYON TEŞHİSİ

Hatay’da yaklaşık üç yıl boyunca dış dünyayla tüm bağlarını koparan ve sanal dünyaya bağımlı hale gelen 23 yaşındaki Barış Özbay, devlet kurumlarının desteğiyle yeniden hayata tutunmaya başladı. İlk kez duş alıp tıraş olan Barış’a yapılan sağlık kontrollerinde anksiyete ve depresyon teşhisi konuldu. Kahramanmaraş merkezli depremlerde evini ve yakınlarını kaybeden Semra Özbay (50) ve oğlu Barış Özbay (23), Hatay'ın Defne ilçesinde hayata tutunmaya çalışıyor. Üniversite eğitimini yarıda bırakan Barış, üç yıla yakın bir süredir yalnızca bilgisayar ve cep telefonuyla vakit geçirerek adeta kendisini izole etti. Bu süreçte kişisel bakımını tamamen ihmal eden genç adam, günlerce duş almadı, tıraş olmadı ve evden dışarı çıkmadı. SOSYAL MEDYA BAĞIMLILIĞI HAYATTAN KOPARDI Ailenin durumu sosyal medyada gündem olduktan sonra devreye giren Aile ve Sosyal Hizmetler Müdürlüğü ile Antakya İlçe Sağlık Müdürlüğü ekipleri Barış’la yakından ilgilendi. Evde yapılan temizlik çalışmasının ardından sağlık ekipleri tarafından kan tahlilleri ve psikolojik değerlendirmeler yapıldı. Antakya İlçe Sağlık Müdürü Dr. Ferdi Coşgun, Barış Özbay’ın yaşadığı sağlık sorunlarıyla ilgili şu bilgileri paylaştı: “Barış kardeşimizle ilgili sosyal medya üzerinden gelen bilgiler doğrultusunda hemen harekete geçtik. Evde yapılan sağlık kontrolleri sonucunda ciddi bir sağlık sorunu tespit edilmedi ancak vitamin eksiklikleri vardı. Psikiyatri uzmanlarımız ise kendisine anksiyete ve depresyon teşhisi koydu ve tedavi süreci başlatıldı.” “SOSYAL HAYATA DÖNÜŞÜ İÇİN DESTEK SÜRECEK” Dr. Coşgun, Barış’ın yaşadığı bu durumun temelinde dijital bağımlılığın olduğunu belirterek, sosyal izolasyonun bireyin ruh sağlığı üzerinde ciddi etkiler oluşturabileceğine dikkat çekti. “Barış’ın gerçek insan ilişkilerinden kopmuş olması, sanal ortama bağımlılığı tetiklemiş. Şu anda psikososyal destek veriyoruz. Psikoterapi süreci de başlayacak. Hedefimiz, Barış’ın yeniden sağlıklı bir sosyal hayata adapte olmasını sağlamak.” Antakya Belediyesi ekipleri de Barış ve annesinin yaşadığı evde temizlik çalışması yaparak yeni bir başlangıç için destek verdi. Barış Özbay’ın ilk kez duş alıp tıraş olması ve evden çıkması, annesi Semra Özbay’a da büyük moral oldu.

BAKAN YUMAKLI: 342 YANGINDAN 6’SI HÂLÂ SÜRÜYOR Haber

BAKAN YUMAKLI: 342 YANGINDAN 6’SI HÂLÂ SÜRÜYOR

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, İzmir Orman Bölge Müdürlüğünde ülke genelinde devam eden yangınlarla ilgili açıklama yaptı. İzmir Valisi Süleyman Elban’ın da bulunduğu açıklamada konuşan Bakan Yumaklı, ülke genelinde cuma gününden bu yana 342 ciddi yangının çıktığını ve şu anda 6 yangının devam ettiğini söyledi. Bakan Yumaklı, yangınlar hakkında son durum değerlendirmesi de yaparken vatandaşlara da uyarılarda bulundu. İZMİR VE MANİSA’DAN İYİ HABERLER İzmir ve Manisa’da devam eden yangınları kontrol alma çalışmalarının iyiye gittiğini söyleyen Bakan Yumaklı, Manisa Ahmetli yangınının geniş bir alana yayıldığını, diğer yangınlarda düne göre iyi durumda olduklarını belirtti. Yumaklı, "Karşıyaka Yangın Yönetim Merkezimizden hem Manisa’daki yangınları, hem İzmir Seferihisar ve Menderes yangınlarını, hem de Hatay ve Adana’daki yangınları buradan takip ettik. Arkadaşlarımız bizleri oralardan anbean bilgilendirdiler. Türkiye genelinde cuma gününden bu yana, irili ufaklı olanları saymıyorum, toplamda ciddiyeti yüksek olan 342 yangın çıktı. Dün son açıklamamızdan sonra Adana Kozan’daki yangınla ilgili iyi haber verebiliriz demiştik. Hamdolsun, onu kontrol altına aldık. Şu anda devam eden yangınlar şunlardır: Manisa Akhisar, Manisa Kula, Manisa Ahmetli, İzmir Seferihisar, İzmir Menderes ve Hatay Antakya. Bu altı yangın hâlen sürmektedir. İzmir Seferihisar ve Menderes yangınlarında oldukça rahatladık. Yani, burada dünden çok daha iyi durumdayız. Arkadaşlarımız hem soğutma çalışmalarını sürdürüyor, hem de ani çıkan rüzgâr değişimlerine karşı anında müdahalede bulunarak yangının tekrar büyümesini engelliyorlar. Manisa’da devam eden yangınlarda da, özellikle Akhisar’da, dünden çok daha iyi bir durumdayız. Kula’da da yine çok daha iyi durumdayız. Her iki bölgede de, yani Akhisar ve Kula’da iyi haberler vereceğimizi umuyorum. Ahmetli yangını biraz daha geniş bir alana yayıldı ve çok hızlı ilerledi. Orada kanyonlar ve uçurumlar var. Ancak arkadaşlarımız hem İzmir’de hem Manisa’da gece boyu ciddi müdahalelerle yangının etkisini büyük ölçüde düşürdüler. Akhisar’daki yangın bir vadinin içine sıkıştı. Ahmetli’de ise yangının yüzde 90’ı itibariyle çevresi kontrol altına alındı. Kula’daki yangından da bahsetmiştim. İnşallah Akhisar ve Kula ile ilgili iyi haberler vereceğiz" dedi. HATAY EN ZOR DURUMDAKİ İL Ülkedeki orman yangınları konusunda en sıkıntılı ilin Hatay olduğunu söyleyen Bakan Yumaklı, "Dün yaşanan yoğun rüzgâr sırasında, burada görev yapan pilotlarımız olağanüstü bir çaba sarf etti. Kendilerine teşekkür ediyorum. Zaman zaman risk alarak müdahalelerde bulundular. Bugün sabahın ilk ışıklarıyla birlikte, rüzgârın dünküne göre daha iyi olması nedeniyle, hem kara hem hava ekipleri tüm güçleriyle yoğunlaşmış durumdalar. Hatay-Antakya şu anda en zor durumdaki ilimiz. Buradaki kararsız ve sert rüzgâr nedeniyle zaman zaman zor anlar yaşıyoruz. Bölgede 7 helikopter ve 60 arazöz görev yapıyor. Ayrıca gece boyunca gelen takviyeler de bu mücadeleye destek sağladı" diye konuştu. "HİÇ YORULMAYAN, UYUMAYAN BİR DÜŞMAN" Bakan Yumaklı, "Dün de söylediğimiz gibi, bu bir cephe savaşı. Karşınızda hiç yorulmayan, uyumayan, dinlenmeyen bir düşmana karşı mücadele ediyorsunuz. O bir cephe açıyor, siz de hem o cephenin gideceği yönü hem de mevcut durumu tahmin ederek savunmanızı oluşturuyorsunuz. Bu tam anlamıyla bir savaş usulü. Rüzgârın kararsız esmesi zaman zaman planlarımızı bozabiliyor. Bu durumda yeni bir cephe oluşturuyoruz ve mücadele bu şekilde devam ediyor. Orman Genel Müdürlüğü’nün tüm ekipleri, geçtiğimiz yılın Ekim ayından itibaren Türkiye’deki bütün köylere arazözleriyle ulaştı. Yangın çıktığında yaşanacak problemler ve yapılması gerekenler, broşürlerle halka anlatıldı ve eğitimler verildi. Ancak bu vurdumduymazlığı, bu duyarsızlığı bir türlü aşamıyoruz. Türkiye’nin herhangi bir noktasında, bir kişinin sadece iki dakikalık bir dikkatsizliği, bizleri günlerce uğraştıran bir sürece sokabiliyor. Bunu anlatamadık. Elbette gücümüz yerinde. Ben arkadaşlarıma güveniyorum. Onlar bilgi, tecrübe ve ellerindeki makinelerle görevlerini en iyi şekilde yapmaya devam edecekler. Ancak mesele bu kadar basit değil" açıklamasında bulundu. ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA YİNE TEHLİKELİ Yarından itibaren şiddetli rüzgarın orman yangınlarına sebep olabileceğini söyleyerek vatandaşlara uyarılarda bulunan Bakan İbrahim Yumaklı, "Yarından itibaren rüzgâr özellikle Marmara, Ege ve Akdeniz’in büyük bir kısmında yine şiddetli olacak. Hava sıcaklıkları ciddi şekilde artacak. Bütün bunlar yaşanırken, sadece birkaç saniyelik bir dikkatsizlik Türkiye’nin herhangi bir yerinde büyük yangınlara neden olabilir. Bu nedenle tüm vatandaşlarımızdan bir kez daha istirham ediyorum: Lütfen dışarıda ateş yakmayın. Elinizdeki sigarayı yol kenarına, kuru otların arasına atmayın. Yangınların yarısından fazlası orman alanlarında başlamıyor. Yani çöp, kuru ot gibi yerlerde başlıyor. Önümüzdeki bir hafta boyunca, Ekim 2025’e kadar, teyakkuz halindeyiz. Her an elimiz tetikte, gözümüz ekranlarda. İnsansız hava araçlarının tespit ettiği noktalara ekiplerimiz anında müdahale ediyor. Bu bizim işimiz ve yapacağız. Ancak yangını çıkaranın hiç mi suçu yok? Toplumsal duyarlılık istiyoruz. Bu mücadeleyi tek başımıza sürdüremeyiz. Dünyada da bunu tek başına başarabilen bir ülke yok" dedi. "CANSİPERANE MÜCADELE EDİYOR" "Cumhuriyet tarihinin en güçlü hava, kara ve personel gücüne ulaşmış durumdayız" diyen ve yangınlarla mücadelenin cansiperane şekilde devam ettiğini söyleyen Bakan Yumaklı, açıklamasının devamında şu sözlere yer verdi: "Ama bu imkânlar sonsuz değil. Riskli alanlara gerekli yerleştirmeleri yapıyoruz. Teknoloji konusunda da şu anda dünyanın önde gelen ülkelerinden biriyiz. Yangınlarla mücadeledeki yöntemlerimizle ilgili pek çok ülke bizimle iletişim kuruyor. Ama mesele bu değil. Mesele, vatandaşımızın Türkiye’nin 785 bin kilometrekarelik alanının herhangi bir yerinde dikkatsizce yaktığı bir ateşin, ülkemizin kaynaklarını, insan gücünü ve biyoçeşitliliği yok etmesidir. Bütün bunlara gerek kalmayabilir. Buradan tekrar çağrıda bulunuyorum: Lütfen açık alanlarda ateş yakılmasın. Yangına neden olabilecek hiçbir şeye izin verilmesin. Bunu yapanlar kadar, buna teşebbüs edenleri görenler de ya müdahale etsin ya da en kısa sürede yetkililere veya kamuya haber versin. Biz şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da gerekeni yaparız. En başta söylediğim gibi, bu rüzgârda pilotlarımız olağanüstü bir çaba sarf ediyor. O ormanların içinde, kameralar zaman zaman yansıtsa da, görünmeyen yerlerde genç kardeşlerim ateşin içine girip söndürmek için cansiperane mücadele ediyor. Tüm kamu kurum ve kuruluşları el ele, omuz omuza çalışıyor. Yerel yönetimlerden Emniyet Teşkilatı’na, Milli Savunma’dan İçişleri’ne, Sağlık Bakanlığı, AFAD ve adını saymadığım birçok kuruma teşekkür ediyorum. Bilgilendirmeye devam edeceğiz. Birazdan buradan ayrılıp Hatay’a geçeceğim. Oradaki sert ve kararsız rüzgârlar işimizi zorlaştıracak gibi görünüyor. Koordinasyonu devralmak üzere oraya gideceğim."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.