#Intihar

- Intihar haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Intihar haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

500 BİN LİRAYA GETİRDİĞİ GELİN KAÇTI BABA KENDİNİ ASTI Haber

500 BİN LİRAYA GETİRDİĞİ GELİN KAÇTI BABA KENDİNİ ASTI

Psikolojik sorunları bulunan oğlunu evlendirmek için aracılarla anlaşarak Cezayir’den gelin getiren Ramazan Gümüşsoy, gelinin düğünden kısa süre sonra altınları alarak kaçması üzerine bunalıma girerek intihar etti. Olayla ilgili savcılık soruşturma başlattı. 500 BİN LİRAYA CEZAYİRLİ GELİN GETİRDİ Biga’da yaşayan ve eşiyle beraber bir mobilya mağazasında çalışan Ramazan Gümüşsoy, uzun süredir oğluna uygun bir eş bulmak için arayış içindeydi. Gazete haberlerine göre bölgede yaygınlaşmaya başlayan “yabancı gelin” yöntemiyle ilgili aracılarla iletişime geçen aile, Cezayirli Hadil Ayad’ın Türkiye’ye gelmesi için aracılara 500 bin lira ödeme yaptı. Ayad, eylül ayında Biga’ya geldi ve 27 Ekim’de Muammer Gümüşsoy ile resmi nikâh kıyıldı. ALTINLARI TOPLAYIP KAÇTI Mutluluk kısa sürdü. Düğünün üzerinden birkaç hafta geçmesinin ardından Cezayirli gelinin aniden ortadan kaybolduğu fark edildi. İddiaya göre Hadil Ayad: Düğünde takılan tüm altınları Aileye verilen paraları Toplayarak evden ayrıldı ve bir daha geri dönmedi. Eve gelen Muammer Gümüşsoy eşini bulamayınca durumu ailesine bildirdi. Ayad’a hiçbir iletişim kanalından ulaşılamadı. BABA BORÇ BASKISINA DAYANAMADI Yaşananların ardından büyük bir yıkım yaşayan Ramazan Gümüşsoy, hem dolandırıldığını anlamanın üzüntüsüyle hem de düğün için borç aldığı paraların baskısıyla derin bir bunalıma sürüklendi. Kayıp gelini bulamayan ve maddi yük altında ezilen baba, önceki gün evde kimsenin olmadığı bir sırada tavana kendini asarak yaşamına son verdi. Olay yerine gelen sağlık ekipleri Gümüşsoy’un hayatını kaybettiğini belirledi. CEZAYİRLİ GELİN HAKKINDA SORUŞTURMA BAŞLATILDI Ramazan Gümüşsoy’un ölümü üzerine Biga Cumhuriyet Başsavcılığı, kaçan gelin Hadil Ayad hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla soruşturma başlattı. Ayad’ın Türkiye’den çıkış yapıp yapmadığı ve aracılarla bağlantıları araştırılıyor. Şüpheli gelinin izine hâlâ ulaşılamadığı bildirildi.

EŞİNİ VE ÇOCUĞUNU ÖLDÜREN DOKTOR, CEZAEVİNDE İNTİHAR ETTİ Haber

EŞİNİ VE ÇOCUĞUNU ÖLDÜREN DOKTOR, CEZAEVİNDE İNTİHAR ETTİ

Samsun’un Bafra ilçesinde geçtiğimiz yıl eşini ve 3 yaşındaki çocuğunu Kızılırmak’a uçan araçta ölüme terk ettiği belirlenen ve “tasarlayarak kasten öldürme” suçundan tutuklu bulunan doktor Serdar Kıyak, Elazığ Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’nda intihar etti. Kıyak’ın koğuşundaki çöp poşetini kullanarak kendini havalandırma penceresinin korkuluklarına astığı öğrenildi. KAZA DEMİŞTİ, SORUŞTURMA CİNAYETİ ORTAYA ÇIKARDI 12 Eylül 2025’te Bafra Asarkale mevkisinde Serdar Kıyak’ın kullandığı otomobil, yaklaşık 30 metrelik yükseklikten Kızılırmak Nehri’ne uçmuş; araçtan atlayarak kurtulduğu belirlenen Kıyak hafif yaralı olarak hastaneye kaldırılmıştı. Araçta bulunan eşi Gülşah Karaman Kıyak ile çiftin 3 yaşındaki çocukları ise suda kaybolmuştu. Samsun Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı itfaiye dalgıçları anne ve çocuğun cansız bedenlerine ulaşmış, cenazede Serdar Kıyak’ın bebeğinin battaniyesine sarılıp gözyaşlarına boğulduğu görüntüler gündem olmuştu. Soruşturmanın derinleştirilmesiyle olayın kaza olmadığı, Kıyak’ın eşi ve çocuğunu tasarlayarak öldürdüğü ortaya çıkmıştı. Doktor Serdar Kıyak, 16 Eylül’de çıkarıldığı mahkemece “eşe karşı tasarlayarak kasten öldürme” ve “çocuğa karşı tasarlayarak kasten öldürme” suçlarından tutuklanmıştı. CEZAEVİNDE İKİNCİ İNTİHAR GİRİŞİMİ Bafra Cezaevi'nde kaldığı dönemde de kendini asarak intihar teşebbüsünde bulunan Kıyak, bunun ardından tedbir amacıyla Elazığ 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’na sevk edilmişti. ÇÖP POŞETİYLE KENDİNİ ASTI Dün saat 19.30 sıralarında; Kıyak’ın koğuşunda bulunan çöp poşetini düğümleyerek kendini havalandırma penceresinin korkuluklarına astığı belirtildi. Durumu fark eden infaz koruma memurlarının ilk müdahalesinin ardından Kıyak cezaevi polikliniğine kaldırıldı ancak yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. OLAY İNCELEME ALTINDA Kıyak’ın ölümüne ilişkin savcılık tarafından soruşturma başlatılırken, Adalet Bakanlığı Ceza ve Tevkifevleri Genel Müdürlüğü’nün de olayı incelemeye aldığı öğrenildi.

CEZAEVİNDE ÖLEN THODEX FATİH ÖZER'İN KOĞUŞUNDA NOT İDDİASI Haber

CEZAEVİNDE ÖLEN THODEX FATİH ÖZER'İN KOĞUŞUNDA NOT İDDİASI

Kripto para borsası dolandırıcılığı soruşturması kapsamında cezaevine giren ve kaldığı hücrede geçen gün asılı halde bulunan Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer’in eşyaları arasında kendi ölüm şeklini anlatan not bulunduğu iddia edildi. Konuyu köşe yazısına taşıyan İsmail Saymaz’ın haberine göre; notta “Altlığı ve tabureyi koy ve oturup ipi sıkıca boynuna geçir…” yazıyordu.Cezaevinde intihar eden Fatih Özer’in tek kaldığı hücresinde intihar şeklini özetleyen bir not bulundu! Kripto para dolandırıcılığıyla 11 bin yıla kadar hüküm giyen Thodex kurucusu Faruk Fatih Özer geçtiğimiz günlerde Tekirdağ F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu'ndaki hücresinde asılı halde ölü bulundu. Özer'in ölümünün ardından Tekirdağ Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Koğuşunda tek kalan Faruk Fatih Özer'in ölmeden önceki akşam, sayım esnasında infaz koruma memurlarına 'Şubat ayında çıkacağım' dediği öne sürüldü. Bu gelişmenin ardından gece yarısı kontrolünde televizyon izleyip yatacağını söylediği iddia edilem Özer, sabah yapılan kontrolde havlu ve çarşafla banyoda asılı halde bulundu. Yapılan incelemede Özer'in hayatını kaybettiği tespit edildi. Gazeteci İsmail Saymaz’ın haberine göre; intihar eden Fatih Özer’in hücresinde bir not bulundu. Bulunan kağıtta da ölüm şekliyle ilgili olarak “Altlığı ve tabureyi koy ve oturup ipi sıkıca boynuna geçir…” ifadeleri yer alıyordu.

NİLGÜN MARMARA KİMDİR? ÖLDÜ MÜ ÖLDÜRÜLDÜ MÜ? Haber

NİLGÜN MARMARA KİMDİR? ÖLDÜ MÜ ÖLDÜRÜLDÜ MÜ?

Genç yaşta hayatını kaybeden ancak şiirleri, günlük yazıları ve farklı tarzı ile adını duyuran Nilgün Marmara edebiyatımızın da efsaneleşen, edebi yazıalrda sık sık kendisine atıfta bulunulan bir yazardı. Nilgün Marmara, bugün ölüm yıldönümü nedeniyle bir kez daha gündeme geldi. Peki, Nilgün Marmara kimdir? Nilgün Marmara nasıl öldü? Nilgün Marmara şiirleri ve eseleri neler? 3 Şubat 1958'de, Balkan göçmeni olan bir ailenin iki kızından biri olarak İstanbul Kadıköy'de doğdu. Annesi Vidinli Perihan Hanım, bir muhasabe müdürü olan babasının adı ise Plevneli Fikri Bey'dir. Babası, Bulgaristan'ın Plevne şehrinden, annesiyse Vidin'den İstanbul'a göç etmişlerdi. Nilgün Marmara, lise eğitimini Kadıköy Maarif Koleji'nde aldı. Üniversite hayatına İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde başladıysa da siyasi nedenlerle okuluna devam edemedi. Tekrar sınava girerek Boğaziçi Üniversitesi İngiliz Dili ve Edebiyatı bölümünü kazandı. Üniversiteyi, 1985 yılında ''Sylvia Plath'in Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi'' başlıklı tezi ile bitirdi. Üniversiteden mezun olduktan sonra Marmaris'te bir tatil köyünde çalışmaya başladı. Farklı şirketlerde sekreterlik, Mısır Konsolosluğu'nda memurluk gibi işlerde bulunsa da iş hayatı uzun sürmedi. 1982'de tanıştığı Endüstri Mühendisi olan Kağan Önal ile evlendi. Kağan Önal'ın işi dolayısıyla 16 ay Libya'da yaşadılar. 13 Ekim 1987'de henüz 29 yaşındayken kaldığı evin balkonundan atlayarak intihar etti. NİLGÜN MARMARA ÖLDÜ MÜ, ÖLDÜRÜLDÜ MÜ? Nilgün Marmara'ın intihar etmediği, aslında öldürüldüğü ya da ölümünde eşi Kağan Önal'ın ihmali olduğu iddia edildi. ''Ölmeden kısa bir süre önce yazdığı ne varsa kocasına vermişti.'' (Kaynak: https://www.cumhuriyet.com.tr/yasam/nilgun-marmara-kimdir-nilgun-marmara-nasil-oldu-nilgun-marmara-2298903) Kağan Önal ise kendisine yöneltilen suçlamalara ilişkin açık kaynaklara ve yazılı basına yansıyan haberlerde şu açıklamalarda bulundu: "Oysa Nilgün’ün tedavi olması gerekiyordu ama o doktordan kaçıyordu. Doktor, geldiğinde evde olması gerekirken evde değildi. Doktor beklemişti. Gelince de konuştular... Doktor bana 'İşiniz çok zor! Tedavi olması lazım ama çok zeki ve kültürlü. Yani en zor vakalardan...' demişti. Çünkü iyileşmesi için entelektüel faaliyetlerde bulunmaması gerekiyordu. İlacı dayayacaklar ve uyuşacaktı. Orta kültür ve zekalı durumlarda bu hastalık genelde 20’li yaşlarda ortaya çıkarmış, Lityum tedavisi ile başarılı olunurmuş. Ancak Nilgün bu tipte değildi. Tedavi olması, buna ikna olması, tedaviden memnun kalması hepsi ayrı bir dertti. Dolayısıyla tedavi olmadı. Öldüğü gün bana tedaviye tekrar başlayacağına dair söz vermişti.'' (Kaynak: http://vatankitap.gazetevatan.com/haber/esimin_gunluklerini_istiyorum_buna_gasp_denir/1/16253) İntiharı gibi Nilgün Marmara'nın ölümünün ardından basılan ''Kırmızı Kahverengi Defter'' isimli kitabı da büyük bir tartışma yarattı. Kitabın, Nilgün Marmara'nın kişilğini yansıtmadığı, satırların müdahaleler içerdiği ve kendisinin sürekli intiharı düşünen, sıradan bir insan olarak yansıttığı konuları polemik konusu oldu. Nilgün Marmara'nın günlüğü 2016 yılında Everest Yayınları tarafından tıpkıbasımı da içerir şekilde yayınlandı. 2017 yılında ise günlüklerini tuttuğu iki defterinde yer alan bazı başka notlar da yine Everest Yayınları tarafından ''Kağıtlar'' ismiyle yayımlandı. Nilgün Marmara Eserleri: Şiir kitapları: 1988: Daktiloya Çekilmiş Şiirler 1990: Metinler Günlükleri: 1993: Kırmızı Kahverengi Defter (Gülseli İnal tarafından hazırlandı) 2016: Defterler 2017: Kağıtlar İnceleme 1985: Sylvia Plath'ın Şairliğinin İntiharı Bağlamında Analizi (Türkçe tercüme: Dost Körpe)

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.