#Izmir Etkinlik

- Izmir Etkinlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Izmir Etkinlik haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

MELTEM CUMBUL'LU ''CADI KAZANI'' İZMİR'DE PERDE AÇTI Haber

MELTEM CUMBUL'LU ''CADI KAZANI'' İZMİR'DE PERDE AÇTI

Meltem Cumbul ve Levent Üzümcülerin de rol aldığı “Cadı Kazanı” isimli oyunun prömiyeri, Kültürpark’taki İsmet İnönü Sahnesi’nde gerçekleştirildi. İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İzBBŞT) yeni oyunu olan ''Cadı Kazanı''nın prömiyerine Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay eşi Öznur Tugay da katıldı. İzmir ile İzmir Büyükşehir Belediyesi Şehir Tiyatroları’nın (İzBBŞT) yeni oyunu “Cadı Kazanı”nın prömiyerine katıldı. Meltem Cumbul ile Levent Üzümcü’nün de rol aldığı oyun, izleyenleri büyüledi. Oyuncuların ayakta alkışlandığı gecede konuşan Başkan Tugay, “Bu gece hem seyirci hem de belediye başkanı olarak büyük gurur duydum” dedi. Prömiyerde, oyuncuların performansı büyük alkış aldı. Oyunun yanı sıra sahne dekoru ve ışık tasarımı da göz doldurdu. ''TÜRKİYE’NİN ÇOK İYİ ŞEYLER HAK ETTİĞİNE İNANIYORUZ'' Oyunun sonunda sahneye çıkarak oyuncuları tebrik eden İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Bir buçuk yıllık emeğin ardından, bu gördüğünüz muhteşem tablo ortaya çıktı. Biz her zaman İzmir’in ve Türkiye’nin çok iyi şeyler hak ettiğine inanıyoruz. Onlara iyi şeyler verme çabasının karşılık bulacağına inanan insanlarız. Ben bu gece burada iki kimlikle çok mutlu oldum. Biri seyirci olarak, diğeri de belediye başkanı olarak büyük gurur duydum. Gelecek günlerin güzel olduğuna inanıyorum. Bu ekibi yürekten kutluyorum. Oyuncuları inanılmaz bir hayranlıkla seyrettim. Biliyorum çok güzel çalışmalar ortaya konulacak. Yeter ki siz yanımızda olun. Yeter ki bu güzel insanlar hak ettikleri değeri bulsun. Hepinize emeklerinizden dolayı teşekkür ediyorum” dedi. CADI KAZANI HAKKINDA 20. yüzyıl Amerikan tiyatrosunun en önemli yazarlarından Arthur Miller’ın yazdığı, usta tiyatrocu Lemi Bilgin’in yönettiği “Cadı Kazanı”, 1692 yılının Salem’indeki Cadı Davaları’nı yeniden dirilterek, 1950’lerde ABD’de hüküm süren ve pek çok kişinin komünist olmakla suçlanıp yargılanmasıyla sonuçlanan McCarthyci baskı ortamına bir eleştiri olarak kaleme alındı. Oyunun dramaturjisini Duygu Kankaytsın, müzik tasarımı Kahir Emrah Oğuz, sahne tasarımını Anıl Ateş, ışık tasarımını Akın Yılmaz, giysi tasarımını Deniz Bilgili yaptı. Geniş oyuncu kadrosuyla sahneye taşınan Cadı Kazanı’nda Meltem Cumbul, Levent Üzümcü, Harun Özer, Selen Bayındır, Hayriye Çam, Ecem Aydın, Dine Altıok, Mehmet Onur Atbaş, Pelinsu Karayel, Başak Akbay, Şirin Saraçoğlu, Ayhan Anıl, Özgür Molla, Sonay Eren, Burak Şentürk, Berivan Kater ve Ceren Parlar rol aldı. BİLETLERİ GÜNLER ÖNCESİNDEN TÜKENDİ İzmirliler oyuna büyük ilgi gösterdi. Cadı Kazanı’nın 1-2 ve 7-8-9 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek gösterimlerinde biletler günler öncesinden tükendi. 14-15-16 Kasım tarihleri arasında gerçekleştirilecek gösterimlerin biletleri de https://kultursanatbilet.izmir.bel.tr adresi ve İzBBŞT bilet gişelerinden satışa sunulacak

BARBAROS KÖYÜ NEREDE, NASIL GİDİLİR, NELER YAPILIR? Haber

BARBAROS KÖYÜ NEREDE, NASIL GİDİLİR, NELER YAPILIR?

Özellikle oyun ve oyuncak festivali, el yapımı ürünler pazarı, zeytinyağı üretimi ve taş ev mimarisiyle dikkat çeken bir yerleşim yeri olarak bilinen Urla'nın Barbaros Köyü, Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü (UNWTO) tarafından "dünyanın en iyi turizm köyü" seçildi. BARBAROS, NEDEN DÜNYANIN EN İYİSİ SEÇİLDİ? UNWTO’nun her yıl düzenlediği "Best Tourism Villages" programı kapsamında gerçekleştirilen değerlendirmelerde, Barbaros Köyü; sürdürülebilir turizm uygulamaları, çevreye ve kültürel mirasa duyduğu saygı, yerel üretimi destekleyen yaklaşımı ve toplumsal dayanışma örnekleriyle öne çıktı. Birleşmiş Milletler Dünya Turizm Örgütü tarafından verilen bu unvan, köyün uluslararası tanınırlığını artırırken, sürdürülebilir ve yerel değerlere dayalı turizm anlayışının da örnek gösterilmesi açısından önem taşırken Barbaros köyü, Türkiye’den bu ödülü alan sayılı köylerden biri oldu. BARBAROS KÖYÜ TARİHÇESİ Günümüzden yaklaşık 5000 yıl öncesine dayanan prehistorik tarihi bulunan "Barbaros Başköy Höyüğü" nedeniyle bir bölümü "1. Derece Arkeolojik Sit Alanı" ilan edilmiştir. İzmir'e 55 km, Urla'ya ise 22km uzaklıkta olan ve Urla'dan belli aralıklarla kalkan otobüslerle ulaşılan Barbaros, eski köy yaşantısını hala muhafaza edebilen nadir yerleşim yerlerinden biridir. Türkler bu bölgeye ağırlıklı olarak Anadolu Beylikleri döneminde yerleşmiş. Kaynaklardan elde ettiğimiz bilgilere göre Çaka Bey döneminde de bölgede Türklerin olduğunu görmekteyiz. İzmir’in Urla ilçesine bağlı Barbaros köyü, Yarımada’nın üç ilçesinin ortasında yer alan Barbaros polyesinde yer almaktadır. Köy, şu an bulunduğu yerine 300-350 yıl önce köyün ilk yerleşim yeri olan Başköy mevkiinden gelmiş ve bir kış deresinin iki yanına sıralanmış, o dönemki toprak damlı evlerinden dolayı Sıradamlar adını almıştır. 1931 yılına kadar çevresindeki köylerin bağlı olduğu Barbaros nahiyesinin merkezidir ve o dönem Çeşme ilçesine bağlıdır. 1931 yılında İzmir – Çeşme yolunun yapılmasıyla nahiye merkezi bu yolun üzerinde kalan Uzunkuyu köyüne taşınmıştır. Nahiye merkezinin taşınmasıyla nahiyenin ismi olan Barbaros, köyün Sıradamlar olan ismiyle değiştirilmiştir. Köy, 1954 yılında merkeze ulaşım kolaylığı için kendi istekleriyle Urla ilçesine bağlanmıştır. Köyün girişindeki parkta Çanakkale Savaşında şehit olan Barbaroslu askerlerin isimlerinin yazılı olduğu Şehitlik Heykeli de bulunuyor. RİVAYETLER: bugün burada yaşayanlar Türkmen Yörükler. Köyün kuruluş hikayesi bir hayli ilginç. Çok eski dönemlerde ilk yerleştikleri yer olan Başköy’de veba salgını olmuş ve köylüler bir hayvan keserek etlerini değişik yerlere dağıtmışlar etin bozulduğu yere köyü kurmaya karar vermişler. Bugün köyün kurulu olduğu yer etin bozulduğu yer. Buraya çatısı topraktan, sıra sıra evler yapmışlar. Bu yüzden köyün ilk adı Sıradamlar olmuş. 1933 yılına kadar köyün adı Sıradamlar olarak kalmış. Bu tarihten önce doğanların kimliklerinde doğum yeri Sıradamlar yazıyormuş. O tarihte rivayete göre köye bir vali gelmiş ve köylülerden, 5 km’lik bir yolu imece usulü ile yapmalarını istemiş. Köylüler bunu yapacak güçlerinin olmadığını söylemişler. Rivayet bu ya, vali gerekirse eşlerinizin giysilerini satın, yapın demiş. Köylüler de bu laf üzerine valinin üzerine yürümüşler. Bunun neticesinde vali bu köyde yaşayanlar çok barbar, köyün adı Barbaros olsun demiş. İkinci rivayete gelince, Yunanlılar, Rum olmayan kişilere veya Rumların bulunmadığı yere Barbaros diyorlarmış. Köyün kurulumundan itibaren bu köyde hiç Rum yaşamamış. Bu yüzden köyün adı Barbaros Köyü olmuş. BARBAROS KÖYÜNDE ÜRETİM VE EKONOMİ Köy, tarım amaçlı kullandığı ovayı Birgi, Uzunkuyu ve Zeytinler köyleriyle paylaşmaktadır. Bölgedeki su kaynaklarının kısıtlılığından dolayı eski dönemlerden beri çevredeki doğaya uyumlu olarak susuz tarım yapılmıştır. Üzüm, yöredeki en kadim üründür. Tütün daha fazla kazanç getirdiği dönemlerde bağlar sökülmüş yerlerine tütün dikilmiş; Tekel’in özelleşmesiyle 2008 yılında tütüncülük köyde tamamen bitmiştir. Toplumsal ve ekonomik yapıların değişimiyle tarım yapan kişi sayısı giderek azalmıştır. Köyde tarımsal üretime çağrı niyetiyle organize edilmeye başlanan Oyuk Festivali ve yeni kurulan Barbaros Tarımsal Kalkınma Kooperatifinin de destekleriyle tarımsal faaliyetler artırılmaya çalışılmaktadır. Köyde günümüzde en yoğun buğday, susam ve kavun ekimi yapılmaktadır. Zeytincilik tüm Ege’de olduğu gibi bir diğer önemli tarımsal faaliyettir. Köy halkının çoğunluğunu, kuşaklardır bu bölgede yaşayan kişiler oluşturur; dönem dönem çalışmak için bölgeye gelip sonra buraya yerleşmiş insanlar da mevcuttur. Son 10 yılda ise özellikle şehirlerden gelip Barbaros’a yerleşen hane sayısı artmaktadır. Köydeki tarımsal üretimin bitmesiyle 2000’li yıllarda şehirlere göç yoğunlaşsa da, Barbaroslular köyleriyle bağlantılarını koparmamaktadır. OYUK FESTİVALİ Barbaroslular, köylerinin kaybolmaya yüz tutan tarımsal, kültürel ve geleneksel değerlerini canlandırmayı hedeeyen sıra dışı bir festival hazırlığına giriştiler ve ilki 3-4-5 Haziran 2016 tarihleri arasında gerçekleştirildi. Festival, belki de ülkemizde düzenlenen ilk “temalı festival” olma özelliğine sahip.Festivalin sürdürülebilir olması, öncelikli stratejik hedef olduğundan, düzenlenen her festivalin kalkındırmaya yönelik kalıcı izler bırakmasına özen gösterileceği belirtiliyor. OYUKLAR KÖYE İNDİ Barbaros Oyuk Festivali’nin hareket noktası, güzel bir hikayeye dayanıyor. Uzun zamandır ekilmeyen tarlalarda işsiz kalan korkulukların, ne olduğunu merak ederek köy merkezine gelmeleri ile başlayan hikayede, köylülerin artık tarım yapmadığını gören oyuklar; köylüyü yeniden üretime ikna etmek için eğlenceli bir yol seçerler ve festival başlar. Barbarosluların tarlada güneşten korunmak için kullandıkları yerel kadın başlığı olan ‘Boru’, 2024 yılında festival teması olarak seçildi. Atölyeler, kitap imza günleri, oyuk yarışması, dört mevsim keçe sergisi gibi birbirinden renkli etkinliklerin olduğu festivalde, köy halkı İzmir Büyükşehir Belediyesi tarafından kurulan stantlarda lezzetli yiyeceklerden kooperatif gıda ürünlerine, el işçiliğine dayanan takılar ve oyuklardan sanat eserlerine kadar her zevke ve ihtiyaca hitap eden ürünlerini ziyaretçilerin beğenisine sunuyor. . BU BAŞLIĞIN KÖYDE İLK NE ZAMAN KULANILDIĞINI BİLEN YOK Köyün yerel kıyafetlerinden boru adlı başlığı kadınlar tarlada, bahçede, avluda çalışırken, bir iş yaparken giymekteler. İlk ne zaman kullanılmaya başlandığını veya tarihçesini bilen yok. BARBAROS KÖYÜNDE NEREDE KALINIR? Barbaros köyünün girişinde geniş bahçesi ve taş mimarisiyle konuklarına hoşgeldin diyen "Emek Kültür ve Sanat Evi"nde konaklama yapılabilmekte. Bahçesinde yer alan bungalovlarda keyifli bir hafta sonu tatili geçirebilirsiniz. Bunun yanı sıra önceden muhtarla irtibata geçilmesi koşuluyla köylü evlerini pansiyon olarak da ziyaretçilere açabiliyor. Alternatif olarak köy sınırları içinde bulunan göllerin etrafında kamp keyfi de yapabilirsiniz. EMEK, KÜLTÜR VE SANAT EVİ Eski okul binasının onarım ve tadilatı tamamlanarak burada faaliyete geçen, ayrıca sanat ve kültür amaçlı bir merkez olarak Urla'nın köylerinde bir ilk olan "Barbaros Emek Kültür ve Sanat Evi" hizmet vermeye başladı. Bu merkezdeki asıl etkinlik özel bir teknikle resim çalışmaları.Türkiye'nin ve dünyanın değişik bölgelerinden toplanmış taşlar kırılarak özel yöntemlerle işlendikten sonra elde edilen malzeme ile resim yapılmakta. BARBAROS KÖYÜ'NE NASIL GİDİLİR? Barbaros Köyü E881 İzmir-Çeşme Otoyolu üzerinden O-32′ye girdiğinizde 5km içerde. İzmir şehir merkezinden yaklaşık 1 saat 30 dakika süren bir yolculukla ulaşabileceğiniz Barbaros Köyü'ne Urla’dan kalkan dolmuşlarla da rahatlıkla ulaşılabilir. Barbaros Köyü, doğa ile iç içe bir tatil yapmak isteyenler, yöresel kültürü keşfetmek isteyenler ve sakin bir atmosfer arayanlar için ideal bir yerleşimdir. Ege’nin saklı aklmış cennetlerinden biri olan Barbaros'ta geçireceğiniz zamanı unutulmaz kılacak pek çok gezi noktası ve deneyim sizi bekliyor. Ayrıca, aşağıdaki toplu taşıma hatları Barbaros Köyü/Urla - yakınından geçiyor: Otobüs: 882, 883, 982, 737, 760. Konum için tıklayın. NEREDE, NE YENİR? Eski bir Türk köyü olan Barbaros'un merkezinde diğer köylere nazaran yemek yenilebilecek bir çok mekan bulunuyor. Yöreye özgü yemeklerin tadına baktıktan sonra meydandaki kıraathanelerde kahve keyfi yapabilirsiniz. Barbaros Mahallesi'ndeki köy kahvesi kültürünü bir kadın yaşatıyor. Kahvehane işleten Bahar Doğru, görenleri şaşırtıyor. Doğa ile baş başa yemek keyfi yaşamak isteyenler ise gölün kenarında bulunan restoranı tercih edebilir. Barbaros’un mutfağı, yöresel lezzetlerle dolup taşıyor. Özellikle köy loru, taze maydanoz ve soğanla hazırlanan katmer, köyde mutlaka tatmanız gereken bir lezzet. Ayrıca, köy fırınında pişirilen odun ateşinde çalkama da kış aylarında vazgeçilmezler arasında. Lezzet İçerik Mevsim Katmer Köy loru, maydanoz, soğan Her Mevsim Çalkama Yerel otlar, odun ateşi Kış Karabaşotu Reçeli Fransız lavantası Nisan GEZİLECEK YERLER Urla- Çeşme ana yolundan Barbaros köyüne saptıktan sonra köyün sevimli oyuklarıyla karşılaşacaksınız. Yolun her iki tarafına belli aralıklarla yerleştirilmiş oyuklar yani korkuluklar gelen konuklarına adeta hos geldiniz deyip, köye buyur ediyor. Şirin köy evleriyle süslü köy meydanından yukarı çıktığınızda Eski Cami'ye varmış olacaksınız. Barbaros'ta 1970'li yıllara kadar işletilen, 4 su havuzuna sahip bir su değirmeni bulunuyor. Köyün altından geçen dere suyu ile çalışan değirmenin kalıntıları bugün hala mevcut. Geçmişte köylülere ait iki adet yel değirmeni varmış. Değirmenlerin dış duvarları bugün kısmen ayakta kalmayı başarmış. Ayrıca köyde bulunan Zübeyir Zühtü Erzen Kütüphanesi, aynı zamanda toplanti ve sergi yeri olarak çok amaçlı bir kullanıma sahip. Barbaros köyünün gurur veren bir diğer özelliği ise okur yazarlık oranın yüzde yüz oluşudur. Köyde ekmek fırını bulunmuyor. Urla Belediyesinin tahsis ettiği alana oyuk festivali ile birlikte köylülerin kullanması için iki adet ekmek fırını yapıldı. Yapılan fırınlar sayesinde köylü kadınlar kendi ekmeklerini o fırında yaparlar. Köyü ziyaret ederek mis kokulu köy ekmeklerini tadabilir, dilerseniz satın alabilirsiniz. ''KALBİM EGE’DE KALDI'' Diğer Ege köylerinde olduğu gibi burası da dizi furyasından nasibini alan yerlerden biri olmuş. lk bölümü 24 Haziran 2015 tarihinde yayımlanan, aile ve romantik komedi türündeki Türk televizyon dizisi Kalbim Ege’de Kaldı'nın bazı bölümleri burada çekilmiş. KORUNCUKKÖY URLA Türkiye'nin ikinci çocuk köyüne sahip olan Barbaros Köyü, bu özelliğiyle sosyal sorumluluk hizmetlerine ev sahipliği yapıyor. Koruncuk Vakfı (Türkiye Korunmaya Muhtaç Çocuklar Vakfı), Bolluca'da yer alan çocuk köyünden sonra Urla Belediyesi'nin de ortak işbirliği protokolü ile ikincisini Barbaros Köyünde açtı. Dezavantajlı durumdaki çocuklar ve gençlere yönelik oluşturulan Koruncukköy Urla tesislerinde çocuklar meslek edinene kadar her türlü eğitim ve sosyal desteği alabilecekler. Köy hakkında daha fazla bilgiye şaşılacak derecede güncel web sitesinden ulaşabilirsiniz. KAYNAKLAR: https://studiosustain-urla.bilgi.edu.tr/wp-content/uploads/2018/09/CerenSezgin_%C4%B0remTosun_Naz%C3%87akar_lowres.pdf https://barbarossukulturu.com/barbaros-koyu/ https://www.urla.bel.tr/Upload/files/barbaros.pdf https://moovitapp.com/index/tr/toplu_ta%C5%9F%C4%B1ma-Barbaros_K%C3%B6y%C3%BC_Urla-IzmirAyd%C4%B1n-site_58204343-1564 https://www.facebook.com/iktm35/posts/pfbid0Mx4paQXeJi3eBYfHPTZt8cqyrdLZQn4aM5sXhNj94bHthhUfGi4pHfu5YrHC2H9yl?locale=tr_TR https://azgezmis.com/barbaros-koyu-oyuk-festivali/ https://anysqft.tr/koy-yasami/barbaros-koyu-gezilecek-yerler/

HALDUN DORMEN YAŞIYLA DA İZLEYİCİ SAYISIYLA DA REKOR KIRDI Haber

HALDUN DORMEN YAŞIYLA DA İZLEYİCİ SAYISIYLA DA REKOR KIRDI

Tiyatro efsanesi Haldun Dormen, 98 yaşında yönetmen koltuğuna oturarak ’Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı yeniden sahneye taşıdı. İzmir’de Sahne Tozu Tiyatrosu’nda kapalı gişe oynayan müzikal, hem seyirci rekoru kırdı hem de Türk tiyatro tarihinde bir ilke imza attı. Türk tiyatrosunun efsane ismi Haldun Dormen, 98 yaşında yönetmen koltuğuna oturarak "Hisseli Harikalar Kumpanyası" müzikalini yeniden sahneye taşıdı. İzmir’de Sahne Tozu Tiyatrosu’nda perde açan oyun, kapalı gişe oynayarak seyirci rekoru kırdı. 1980 yılında müzikal oyun olarak sahnelenen, 1988’de ise TRT 1’de Haldun Dormen’in yönetmenliğinde televizyon dizisi haline gelen "Hisseli Harikalar Kumpanyası", bu kez İzmirli tiyatroseverlerle buluştu. Usta sanatçı Haldun Dormen’in yazıp yönettiği yapım, uzun yıllar sonra yeniden büyük bir prodüksiyonla tiyatro sahnesine taşındı. Oyun öncesinde seyirciler, usta yönetmenle fotoğraf çektirip sohbet etme fırsatı buldu. Gösteri, izleyicilerin tezahüratları eşliğinde başladı. Her replikte kahkahalara boğulan seyirci oyunu izlerken keyif dolu anlar yaşadı. Tam 101 kostümle sergilenen dev prodüksiyon seyircilerden tam not aldı. Oyun sonunda Haldun Dormen de sahneye çıkarak ‘Hisseli Harikalar Kumpanyası’nın unutulmaz şarkısını seyircilerle birlikte tekrar tekrar söyledi. Oyun kadrosu seyirciler tarafından ayakta alkışlandı. "BİR 100 SENE DAHA ÇALIŞMAK İSTİYORUM" Gösteri öncesinde konuşan Haldun Dormen, büyük bir mutluluk içinde olduğunu belirterek, "Çok sevinçliyim çünkü çok sevdiğim bir oyun. İnşallah yine çok beğenilecek. Tezahüratla karşılandık, bu beni çok mutlu ediyor. 98 yaşında olduğumu hatırlatıp duruyorsunuz ama ne gerek var, bir 100 sene daha çalışmak istiyorum, Allah kısmet ederse" dedi. "BU BİR REKOR, TÜRKİYE’DE BİR İLK" Sahne Tozu Tiyatrosu Kurucusu Çağlar İşgören ise oyunun kendisi için özel bir anlam taşıdığını ifade ederek, "Hisseli Harikalar Kumpanyası ilk sahnelendiğinde ben yeni doğmuştum. Bugün kendi tiyatromda, hocam Haldun Dormen’in yönetiminde bu oyunu sahnelemek tarifsiz bir duygu. 98 yaşında bir yönetmenin böyle bir büyük müzikali yönetmesi Türkiye’de bir ilk. Bu aslında Cumhuriyetimizin 103. yılına doğru ilham veren bir rekor" dedi. "ÇOCUKLUK HAYALİM GERÇEK OLDU" Oyunun müzik direktörü Serpil Günseli ise çocukken bu müzikali izleyip büyülendiğini söyleyerek, "Küçükken babamla Hisseli Harikalar Kumpanyası’nı izlemiştim ve ‘bir gün bu müzikalde çalışmak istiyorum’ demiştim. Yıllar sonra Haldun Dormen’le yollarımız kesişti. 30 yıldır birlikte çalışıyoruz. 35 yıl sonra bu eserin yeniden sahnelenmesinde yer almak kalbime dokunan bir mutluluk" dedi. Günseli, oyunun müziklerinin Erol Evgin’in seslendirdiği unutulmaz şarkılardan oluştuğunu hatırlatarak, "Sahne Tozu Tiyatrosu İzmir’e imzasını atmış bir tiyatro. Burada olmak, bu efsanevi oyunu yeniden canlandırmak bizim için gurur verici" diye konuştu. Haldun Dormen’in yönetmenliğinde yeniden hayat bulan "Hisseli Harikalar Kumpanyası", yeni sezonda da İzmir’de seyirciyle buluşmaya devam edecek.

DEMET AKBAĞ'LI "AYDINLIKEVLER" ÇEŞME'DE SAHNELENECEK     Haber

DEMET AKBAĞ'LI "AYDINLIKEVLER" ÇEŞME'DE SAHNELENECEK    

Çeşme Açıkhava Tiyatrosu, bu yıl özel bir tiyatro oyunu ile sanatseverleri buluşturuyor. Yılmaz Erdoğan’ın kaleminden çıkan, Serdar Biliş’in yönettiği, Demet Akbağ'ın başrolde olduğu “ Aydınlıkevler ”, 12 Ağustos’ta Çeşme’de sahnelenecek. “Aydınlıkevler”, dar gelirli ama zengin bir yaşam mücadelesini konu alan etkileyici bir hikâye… Yaşamak, zemheriye (soğuk kış günlerine) ve yokluğa direnmek; Amerika’ya karşı durmak üzerine dokunaklı ve bir o kadar da mizahi bir anlatı sunuyor. Oyun, sıradan insanların gündelik hayatlarında karşılaştıkları zorlukları ve bu zorluklara karşı dimdik duruşlarını samimi ve gerçekçi bir dille ekrana taşıyor. Başrolde Demet Akbağ’ın yer aldığı oyun, aynı zamanda Salih Bademci, Burak Dakak, Hazal Subaşı, Nebi Tolga Yılmaz, Sevda Baş, Caner Alkaya, Barkın Sarp ve Ömer Güneş gibi güçlü oyuncu kadrosuyla dikkat çekiyor. Sahne ve ışık tasarımını Cem Yılmazer’in üstlendiği oyunun kostümleri Ayşegül Alev tarafından hazırlandı. Müzikleri ise usta Tuluğ Tırpan imzası taşıyor. BKM yapımı olan ve proje yapımcılığını Nisan Ceren Özerten’in gerçekleştirdiği “Aydınlıkevler”, izleyiciyi hem düşündüren hem de eğlendiren bir yapım olarak öne çıkıyor. Uygulayıcı yapımcılığını Naz Güven’in üstlendiği oyunda, yapım koordinatörlüğü görevini Deniz Saip yürütüyor. Çeşme Açıkhava Tiyatrosu’nda gerçekleşecek bu özel gösterim, yaz aylarının en anlamlı kültür etkinliklerinden biri olacak. Sanatseverler, “Burası Aydınlıkevler ve babaannem Amerika’ya karşı!” diyen bu güçlü oyunu kaçırmamalı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.