#Mahkeme

- Mahkeme haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mahkeme haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

EKREM İMAMOĞLU SUÇLAMALARI REDDETİ Haber

EKREM İMAMOĞLU SUÇLAMALARI REDDETİ

İstanbul’da uzun süredir gündemde olan Ekrem İmamoğlu davası, Marmara Ceza İnfaz Kurumları’nda görülen ilk duruşmayla başladı. İddianamede yer alan “sahte diploma” suçlamaları eşliğinde hâkim karşısına çıkan İmamoğlu, suçlamaları reddederek savunmasını yaparken, mahkeme salonuna dair en çarpıcı ayrıntı adliye ressamının yaptığı çizimler oldu. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevinden uzaklaştırılarak tutuklanan İmamoğlu hakkında, 59. Asliye Ceza Mahkemesi’nde “ Sahte diploma ” suçlamasıyla yargılama başladı. Hazırlanan iddianamede, İmamoğlu için 2 yıl 6 aydan 8 yıl 9 aya kadar hapis cezası istendi. Mahkeme salonunda geniş güvenlik önlemleri alınırken, davaya olan yoğun ilgi nedeniyle girişlerde uzun kuyruklar oluştu. Sanık kürsüsünde ifade veren İmamoğlu, suçlamaların siyasi olduğunu ve diplomasının sahte olmadığını vurguladı. Eğitim hayatına dair belgelerin resmi kurumlarda mevcut olduğunu söyleyen İmamoğlu, iddiaların kamuoyunu yanıltmaya yönelik olduğunu savundu. “Hakkımdaki suçlamaların gerçekle ilgisi yok. Bu dava bir hukuk mücadelesinden çok siyasi bir sürecin parçası hâline getirilmiştir” diyerek adil yargılama talebini yineledi. Duruşma boyunca dikkatler yalnızca verilen ifadelerde değil, aynı zamanda adliye ressamının çizimlerinde toplandı. SAVUNMASINI AHMET ARİF'İN ŞİİRİYLE TAMAMLADI İmamoğlu 3 saat süren savunmasını Ahmed Arif’in Anadolu isimli şiirini okuyarak tamamladı. Ahmed Arif’in şiiriyle bitireceğim. Öyle yıkma kendini, Öyle mahzun, öyle garip... Nerede olursan ol, İçerde, dışarda, derste, sırada, Yürü üstüne üstüne, Tükür yüzüne celladın, Fırsatçının, fesatçının, hayının... Dayan kitap ile Dayan iş ile. Tırnak ile, diş ile, Umut ile, sevda ile, düş ile Dayan rüsva etme beni. Gör, nasıl yeniden yaratılırım, Namuslu, genç ellerinle. Kızlarım, Oğullarım var gelecekte, Her biri vazgeçilmez cihan parçası. Kaç bin yıllık hasretimin koncası, Gözlerinden, Gözlerinden öperim, Bir umudum sende, Anlıyor musun?” Mahkeme heyeti tarafların beyanlarını dinledikten sonra dosyanın incelenmesine karar verdi. imamoğlu'nun tutuklu avukatı Mehmet Pehlivan’ın fiziki olarak mahkemede hazır edilmesi talebini reddeden mahkeme, duruşmayı 20 Ekim'e erteledi.

“KOOPERATİF DAVASI” 19 EYLÜL ’DE ŞAKRAN’DA BAŞLIYOR Haber

“KOOPERATİF DAVASI” 19 EYLÜL ’DE ŞAKRAN’DA BAŞLIYOR

İzmir kamuoyunun yakından takip ettiği “kooperatif operasyonları” soruşturması kapsamında, eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da sanıkları arasında bulunduğu davanın ilk duruşması 19 Eylül 2025 Cuma günü saat 09.30’da Aliağa Şakran Cezaevi Yerleşkesi’ndeki duruşma salonunda görülecek. İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kararlaştırılan bu yer değişikliği, duruşma salonu kapasitesi ve güvenlik gerekçeleriyle yapıldı. KİMLER YARGILANACAK, NEDEN? Soruşturma dosyasında toplam 65 sanık bulunuyor; bunlar arasında Tunç Soyer, Şenol Aslanoğlu ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya da var. Sanıkların, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBETON A.Ş.’de taşeron şirketler üzerinden yürütülen kooperatif, araç kiralama ve yapım ihaleleri ile ilgili usulsüzlük iddialarına karıştığı ileri sürülüyor. Mahkeme, kamu kaynaklarının hatalı kullanımı ve kooperatif üyelerinin mağdur olması gibi unsurları içeren iddianameyi kabul etti. HAPİS CEZASI TALEPLERİ VE TUTUKLU SANIKLAR Davanın iddianamesinde her sanık için 3 ile 45 yıl arasında hapis cezası isteniyor. Ayrıca, aralarında Soyer, Aslanoğlu ve Kaya’nın da bulunduğu bir kısmı tutuklu olan sanıkların durumu duruşmada önemli bir gündem olacak. KAMU KURUMLARININ KONUMU Mağdur taraf olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile iştiraki İZBETON A.Ş. gibi kurumlar yer alıyor. İddianamede bu kurumların kamu zararına uğradığı iddia edildi.

İZMİR TORBALI TÜP PATLAMASI DAVASINDA TAHLİYE Haber

İZMİR TORBALI TÜP PATLAMASI DAVASINDA TAHLİYE

Ayrancılar Mahallesi Barış Manço Caddesi’nde 30 Haziran’da şırdan satışı yapılan iş yerinde tüp patlaması nedeniyle Ruken Çağur (31), Evin Aslan (36), kardeşi Birgül Sarsılmaz (44), Havin Ergin (17) ve Dilek Bağ (24) hayatını kaybetti, 63 kişi de yaralanmıştı. Patlamanın yaşandığı bina ile çevredeki 10 binada hasar oluşurken diğer iş yerlerinde de hasarlar meydana gelmişti. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na bağlı ekipler tarafından olay yerindeki hasar gören bina ve iş yerlerinde hasar tespit çalışmaları yapıldı. Görevlendirilen 2 müfettiş soruşturma yürüttü. Patlamayla ilgili yürütülen soruşturma kapsamında, tüp değiştirdiği öne sürülen M.K. ile Menderes ilçesinde yakalanan işletme sahibi G.K., jandarma tarafından gözaltına alındı. 2 şüpheli, jandarmadaki işlemlerini ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı. Patlamanın meydana geldiği iş yerinin 6 aydır ruhsatsız olduğu ortaya çıktı. Şüpheliler hakkında Torbalı Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından "taksirle birden fazla insanın ölümüne ya da yaralanmasına neden olma" suçundan 15’er yıla kadar hapis cezası istemiyle hazırlanan iddianame, Torbalı Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilmişti. Torbalı Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, tutuklu sanık işletmeci G.K., SEGBİS aracılığıyla katıldı. Tüpü değiştirdiği iddia edilen tutuklu sanık M.K. ile hayatını kaybedenlerin yakınları ve taraf avukatları da salonda hazır bulundu. Tutuksuz yargılanan tüp firmasının Ege bölge sorumlusu O.İ. ise duruşmaya katılmadı. Duruşmada, tüp firmasının eski işletmecisi G.B. tanık olarak ifade verdi. G.B., iş yerini M.K.’ye tüp firmasının bilgisi dahilinde devrettiğini, firmanın herhangi bir eğitim zorunluluğu şartı belirtmediğini söyledi. Sanayi tipi tüplerin sadece sanayi faaliyetleri yürüten işletmelerde kullanılabileceğini belirten G.B., "M.K.’nin daha önce tüpçülük yapmadığını biliyordum" dedi. SANIKLAR KENDİLERİNİ SAVUNDU Cumhuriyet savcısı mütalaasında, bilirkişi raporlarında soru işaretleri bulunduğunu belirterek ek rapor alınması gerektiğini söyledi ve sanıkların tutukluluk hallerinin devamını talep etti. Söz alan işletmeci G.K., patlamanın tüpten kaynaklanan gaz kaçağından yaşandığını savundu. "Ben de orada ölebilirdim. Belediye gelip tüpü gördü ama herhangi bir müdahalede bulunmadı. En suçsuz kişi benim" diyerek tahliyesini istedi. Sanık M.K. de suçlamaları reddederek, "Tüpü kusursuz şekilde teslim ettim. Tek suçum tüp değiştirme belgemin olmayışıdır" ifadelerini kullandı. İŞLETMECİ TAHLİYE EDİLDİ Aranın ardından kararını açıklayan mahkeme heyeti, yeniden bilirkişi raporu alınmasına gerek görmedi. Heyet, işletmeci G.K.’nin tahliyesine, yurt dışına çıkış yasağı ve konutu terk etmeme şeklinde adli kontrol tedbiri uygulanmasına karar verdi. Diğer sanık M.K.’nin ise tutukluluk halinin devamına hükmedildi. Eksikliklerin tamamlanması için dava ileri bir tarihe ertelendi.

CHP ’Lİ GÖKÇEN’DEN CEZAEVİ ZİYARETİ Haber

CHP ’Lİ GÖKÇEN’DEN CEZAEVİ ZİYARETİ

CHP Genel Başkan Yardımcısı ve İzmir Milletvekili Gökçe Gökçen, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yönelik yürütülen soruşturma kapsamında Buca Kırıklar Cezaevi’nde tutuklu bulunan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ile önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’i ziyaret etti. Ziyaret öncesinde basın mensuplarına açıklama yapan Gökçen, 19 Eylül’deki duruşmanın ardından Aslanoğlu ve Soyer’in serbest bırakılacağına inandıklarını dile getirdi. CHP’li Gökçen açıklamasında şunları söyledi: “İl Başkanımız, Önceki Dönem Büyükşehir Belediye Başkanımız ve diğer yol arkadaşlarımızın maruz kaldığı adaletsizliklere karşı her ne kadar iddianameleri hazırlanmış olsa da tutuklu yargılamalara karşı il ve ilçe örgütlerimiz her gün nöbetlerini sürdürüyorlar. Bugün Karabağlar ilçe örgütümüz cezaevi önünde nöbet tutarak adaletsizlikler karşı dayanışma duygularını iletmek için burada. Buradan beraber hukuk devleti vurgumuzu, adalet vurgumuzu, yol arkadaşlarımıza özgürlük talebimizi dile getirmeye karar verdik. İzmir’de iddianameler biraz daha hızlı yazıldı. Bunu olumlu görüyoruz ancak tutuksuz yargılama esas olmalıydı. Şenol Başkanımız daha önce aynı suç isnadıyla yargılanıp beraat etmişti. Yol arkadaşlarımızın yargılanmaktan korktukları yok. Hesap veremeyecekleri herhangi bir davranışları olmadı. Tutuksuz yargılanmış olsalardı çifte standardın ortadan kalkması mümkün olacaktı. Vatandaşlarımızın huzurunda yargılamanın adil bir şekilde sonuçlanmasını bekleyecektik.” Gökçen sözlerini şöyle sürdürdü: “İddianameler hazırlandı. İddianamede büyük cezalar isteniyor ancak ilk duruşmada kendilerinin serbest bırakılmalarını bekliyoruz. 19 Eylül’de İzmir 23. Ağır ceza mahkemesinde başkanlarımızın yanında olacağız. Güzel haberlerini bekleyeceğiz.”

SOYER DAVASINDA HSK’DAN DİKKAT ÇEKEN GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ Haber

SOYER DAVASINDA HSK’DAN DİKKAT ÇEKEN GÖREV DEĞİŞİKLİKLERİ

Hakimler ve Savcılar Kurulu’nun (HSK) dün gece yayımladığı yetki kararnamesi İzmir yargısında geniş yankı uyandırdı. Karar kapsamında, İzmir 17. ve 27. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görev yapan ve Tunç Soyer ile belediye iştiraki İZBETON davasında sanıklar için tahliye kararı veren iki hâkim görevlerinden alınarak ağır ceza mahkemelerine üye olarak atandı. MAHKEME İKİYE BÖLÜNDÜ Aynı karar doğrultusunda, davalardan birine bakacak olan İzmir 23. Ağır Ceza Mahkemesi ikiye bölündü. Mahkeme için ikinci bir başkan ve heyet görevlendirildi. Hangi dosyanın hangi heyete verileceğine ise iki başkan ve komisyon başkanı birlikte karar verecek. “YARGI SÜREÇLERİNE AÇIK MÜDAHALE” Karara sert tepki gösteren Soyer’in avukatı Murat Aydın, bunun rutin bir uygulama olmadığını vurgulayarak, “İzmir’de biraz olsun normal işletilmeye çalışılan yargı süreçlerine açık bir müdahaledir” dedi. “BU TÜM HAKİMLERE GÖZDAĞIDIR” Görev yeri değiştirilen hâkimlerin İzmir Adliyesi’nin en kıdemli isimleri arasında bulunduğunu belirten Aydın, “Bu hâkimler, verdikleri tahliye kararlarını kişisel tercih ya da takdirle değil, hukukun gereği olarak aldılar. Şimdi hukukun gereğini yerine getirdikleri için cezalandırıldılar. Bu, sadece onlara değil, bu tür davalara bakacak tüm hâkimlere verilmiş bir gözdağıdır.” Aydın, davaların siyasi saiklerle açıldığını savunarak, “O günlerde bazıları bu soruşturmaların mağduriyetleri gidermek için yapıldığını söyledi. ‘Yargı süreçlerini bekleyin’ dediler. İşte şimdi yargı süreçlerinin nasıl işlediğini hep birlikte gördük” dedi. HSK kararına karşı hukuki mücadele başlatacaklarını belirten Aydın, “Yargının bu durumuna rağmen arkadaşlarımızın suçsuzluğu ortaya çıkacak. Biz de bunun için mücadeleye devam edeceğiz” diye konuştu.

SOYER VE ASLANOĞLU’NA 45 YILA KADAR HAPİS TALEBİ Haber

SOYER VE ASLANOĞLU’NA 45 YILA KADAR HAPİS TALEBİ

İzmir’de İZBETON A.Ş.’ye yönelik yolsuzluk operasyonunun ardından başlatılan ikinci büyük soruşturmada, kentsel dönüşüm projelerinde faaliyet gösteren bazı yapı kooperatiflerinde usulsüzlük yapıldığı iddiasıyla hazırlanan iddianame kamuoyuna yansıdı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından tamamlanan iddianamede; Örnekköy 3. ve 4. Etap, Gaziemir Aktepe-Emrez 1. Etap, Karabağlar 3. ve 4. Etap kentsel dönüşüm projelerinde kat karşılığı inşaat işlemlerine ilişkin birçok usulsüzlük tespit edildiği belirtildi. Dosyada, 449 kişi mağdur, 7 kişi şikayetçi sıfatıyla yer alırken; Hazine ve Maliye Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON A.Ş. suçtan zarar gören kurumlar arasında sayıldı. Sanıklar hakkında “nitelikli dolandırıcılık” suçlamasıyla dava açılırken, aralarında eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu ve kooperatif yöneticilerinin de yer aldığı 65 kişi sanık olarak gösterildi. Bunlardan 11’i tutuklu yargılanıyor. Savcılık, sanıkların “kamu kurum ve kuruluşları ile siyasi partileri, vakıf ve dernek tüzel kişiliklerini araç olarak kullanarak” dolandırıcılık yaptığı kanaatine vardı. İddianamede sanıklar için 3 yıldan 45 yıla kadar değişen hapis cezaları talep edildi. İzmir kamuoyunda büyük yankı uyandıran dava, yakın zamanda yargı süreciyle birlikte mahkemeye taşınacak.

İZBETON İHALELERİNDE MİLYONLUK VURGUN İDDİASI Haber

İZBETON İHALELERİNDE MİLYONLUK VURGUN İDDİASI

İddianamede, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON’un düzenlediği araç kiralama ihalelerinde milyonlarca liralık usulsüzlük, hak edişlerde çalışmayan araçların çalışmış gibi gösterildiği, yasak olmasına rağmen alt yüklenici firmaların devreye sokulduğu belirtildi. Milyonlarca lira kamu zararının ortaya çıktığı soruşturmada aralarında üst düzey yöneticilerin de bulunduğu birçok isim hakkında dava açıldı. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen 2024/174243 ve 2024/174497 sayılı iki ayrı soruşturma dosyasında, İzmir Büyükşehir Belediyesi ile bağlı şirketi İZBETON A.Ş.’nin gerçekleştirdiği toplam 6 büyük ihalede usulsüzlük yapıldığı tespit edildi. Hazırlanan iddianamelerde aralarında üst düzey belediye bürokratları, kontrol mühendisleri ve firma temsilcilerinin de bulunduğu çok sayıda isim hakkında ’ihaleye fesat’ ve ’edimin ifasına fesat karıştırma’ suçundan dava açıldı. İHALELER VE USULSÜZLÜKLERİN LİSTESİ İddianamelere göre yolsuzluk ağı, 2022 ile 2024 yılları arasında gerçekleştirilen iş makinesi ve kara taşıtı kiralama hizmet alım ihaleleri üzerinden organize şekilde ilerledi. Usulsüzlük yapılan ihaleler şunlar: - 2022/1160169 İKN’li ihale: 2023 yılı için iş makineleri ve kara taşıtları kiralama hizmet alımı (yaklaşık maliyet: 249.674.240 TL) - 2023/292675 İKN’li ihale: Merkez Şantiye araç kiralama hizmeti (yaklaşık maliyet: 45.347.800 TL) - 2023/393640 İKN’li ihale: Güney Şantiye araç kiralama hizmeti - 2023/1165086 İKN’li ihale: Kent Temizliği Şube Müdürlüğü araç kiralama hizmeti - 2024/20829 İKN’li ihale: 2 aylık kısa süreli iş makinesi ve araç kiralama (yaklaşık maliyet: 39.272.800 TL) - 2024/100371 İKN’li ihale: EGETEM-ÇEVLOG iş ortaklığına verilen 12 aylık kiralama hizmeti (yaklaşık maliyet: 239.922.400 TL) YÖNTEM: ÇALIŞMAYAN ARAÇLARA HAK EDİŞ, ALT YÜKLENİCİ OYUNU İddianameye göre, söz konusu ihalelerde "çalışmayan araçların çalışmış gibi gösterilerek" milyonlarca lira tutarında haksız hak ediş oluşturuldu. ARVENTO araç takip sistemi verileriyle belediye ve İZBETON hak ediş belgeleri karşılaştırıldığında büyük farklılıklar belirlendi. Bazı araçların hiç kullanılmadığı, bazılarının ise hem Merkez hem Güney Şantiye ihalelerinde çift kayıtla yer aldığı tespit edildi. Bu yolla sadece 2024/20829 ve 2024/100371 numaralı ihalelerde 127 milyon TL’ye yakın kamu zararı oluştu. Ayrıca "alt yüklenici çalıştırılamaz" hükmüne rağmen, ONAS firması ve EGETEM-ÇEVLOG iş ortaklığı üzerinden alt yüklenicilere iş verildi. Bu firmaların, belediyenin bilgisi ve denetimi dışında araç ve personel temin ettiği ve belediye yetkililerinin bu durumu bilerek görmezden geldiği öne sürüldü. ŞÜPHELİLER: BÜROKRATLAR, ŞİRKET YÖNETİCİLERİ, DENETÇİLER İki dosyada toplam 40’tan fazla isim şüpheli olarak yer aldı. İddianamede adı geçen bazı önemli isimler şöyle: - Heval Savaş Kaya - İZBETON A.Ş. Genel Müdürü - Hüseyin Ş. - İZBETON A.Ş. Genel Müdür Vekili - Halil G. - Kent Temizliği Şube Müdürü - Mehmet Hanifi Mert Y. - İhale kontrol mühendisi - Diren Ü. - İhale koordinatörü - Engin G. - ONAS firması yetkilisi - Kerem Y. - Hak ediş düzenleyici - Barış E., Alper S., Aykut K., Akın G. - Diğer kontrol veya uygulama personelleri Deliller: Müfettiş raporları, GPS kayıtları, hak ediş belgeleri İddianameye giren deliller arasında İzmir Büyükşehir Belediyesi müfettiş raporları, bilirkişi incelemeleri, araç takip sistemi (ARVENTO) kayıtları, hak ediş evrakları ve şüphelilerin kendi aralarındaki yazışmalar yer aldı. İddialara göre belediyeye ait bazı personellerin denetim görevini yerine getirmediği, hatta hatalı hak edişlerin düzenlenmesine bilerek göz yumduğu belirtildi. Her iki iddianame İzmir Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. "Edimin ifasına fesat karıştırma" suçundan açılan davaların önümüzdeki haftalarda görülmeye başlanması bekleniyor.

POLİSİ ISIRAN KÖPEĞİ VURAN MEMURA CEZA ÇIKMADI Haber

POLİSİ ISIRAN KÖPEĞİ VURAN MEMURA CEZA ÇIKMADI

Olay, Aralık 2023 tarihinde, Aliağa’da yaşanan bir kavga ihbarı üzerine devriye görevi yapan polis ekiplerinin müdahalesi sırasında meydana geldi. İddiaya göre, olaya müdahale anında, müşteki Kadir A.’ya ait ’Paşa’ isimli Doberman cinsi köpek, görevli polis memuru Aslan Y.’yi sol bacağından ısırdı. Ardından sanık polis memuru Abdulkadir Y.’ye yöneldi. Abdulkadir Y. tabancasını çekerek bir el ateş etti. Köpek olay yerinde can verdi. Kendisine saldıran köpeği vurarak etkisiz hale getiren polis hakkında 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açıldı. SAVCI: "ZORUNLULUK HALİ VAR" İddia makamı tarafından sunulan mütalaada, köpeğin olay esnasında serbest olduğu ve uyarılara rağmen sahibi tarafından bağlanmadığı ifade edildi. Köpeğin saldırgan tutumu nedeniyle sanığın yaşam ve beden bütünlüğünü koruma amacıyla hareket ettiği vurgulanan mütalaada, 5199 Sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na muhalefet suçunun unsurlarının oluştuğu ancak meşru müdafaa gereği zorunluluk hali nedeniyle ceza verilmemesi gerektiği belirtildi. SANIK BERAATİNİ İSTEDİ Duruşmada sanık Abdulkadir Y., mütalaaya itiraz etmeyerek beraatini talep etti. Sanık avukatları da benzer şekilde mütalaaya katıldıklarını ifade etti. Ancak köpeğin sahibi olan müşteki Kadir A., sanığın köpeği bilerek ve isteyerek öldürdüğünü savunarak "Köpeğin sanığa yönelik saldırısı yoktu. Beraati kabul etmiyorum, sanığın cezalandırılmasını talep ediyorum" şeklinde konuştu. MAHKEME CEZA VERMEDİ Duruşma sonunda mahkeme, sanığın eyleminin meşru savunma kapsamında kaldığına kanaat getirerek ceza verilmesine yer olmadığına hükmetti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.