#Mesaj

- Mesaj haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Mesaj haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

GÜLLÜ’NÜN KIZI GÜLTER: "ANNEMİ BEN ÖLDÜRMEDİM, MASUMUM" Haber

GÜLLÜ’NÜN KIZI GÜLTER: "ANNEMİ BEN ÖLDÜRMEDİM, MASUMUM"

Yalova’da evinin teras penceresinden düşerek hayatını kaybeden ünlü şarkıcı Güllü’nün ölümüyle ilgili olarak tutuklanan kızı Tuğyan Ülkem Gülter (27), “Annemin ölümüne sebep olmadım, ben masumum” diyerek hakkındaki suçlamaları reddetti. Olay, 26 Eylül 2025’te Yalova’nın Çınarcık ilçesinde meydana gelmişti. Apartmanın 5. katındaki kapalı terasta kızı ve arkadaşıyla birlikte eğlenen Güllü (52), iddiaya göre pencereden düşerek hayatını kaybetti. Olay sonrası başlatılan soruşturma kapsamında kızı Tuğyan Ülkem Gülter tutuklandı, arkadaşı Sultan Nur Ulu ise ev hapsine alındı. "FİLM İZLEDİK, MÜZİK AÇIP EĞLENDİK" Olay gününü anlatan Gülter, gündüz saatlerinde Yalova’ya çocuk bakıcısı bulmak için gittiklerini, akşam ise eve dönüp film izlemeye başladıklarını ifade etti. Annesinin 3,5 şişe şarap içtiğini ve sonrasında müzik açıp eğlendiklerini belirten Gülter, bir ara eski nişanlısıyla görüntülü konuşmak için odasına geçtiğini söyledi. Ardından yeniden annesi ve Sultan ile dans ettiklerini aktaran Gülter, annesinin müziğin sesini açmalarını istediğini, ardından odadan çıkıp bir anda camdan düştüğünü iddia etti. "GÜM DİYE SES DUYDUM, CAMA KOŞTUM AMA ANNEMİ GÖREMEDİM" "Birden çok yüksek bir ses duydum, cama döndüm ve annemi göremedim. Hemen aşağı indim" diyen Gülter, olayın nasıl yaşandığını görmediğini savundu. “Annem benden çok daha ağırdı, onu tek başıma camdan atmam mümkün değil” şeklinde konuştu. "SULTAN’IN İFADELERİ YALAN, BENİ SUÇLAMAK İSTİYORLAR" Arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun aleyhine verdiği ifadeleri kabul etmediğini belirten Gülter, Sultan’ın uyuşturucu kullandığını ve test sonucu çıkmasın diye kendisine iftira attığını ileri sürdü. “Annemle aramızda herhangi bir husumet yoktu. Onu öldürmem için hiçbir sebep yok” dedi. "HAZİRANDA ANNEME KIZGIN OLDUĞUM BİR DÖNEMDE MESAJ ATTIM" Savcılık dosyasına yansıyan “annemi öldürmek istiyorum” mesajlarıyla ilgili de açıklama yapan Gülter, bu mesajları annesiyle kavgalı olduğu bir dönemde, öfkeyle attığını, bu sözlerin bir tehdit ya da plan içermediğini dile getirdi. "BEN MASUMUM, ANNEMİ ÖLDÜRMEDİM" Yurt dışına kaçma niyeti olmadığını, valizlerini taşıma sebebinin adres değişikliği olduğunu belirten Gülter, bilirkişi raporuna da itiraz ederek, düşmenin kendisi tarafından gerçekleştirildiğine dair somut bir kanıt olmadığını savundu. Son olarak, “Bilirkişi raporunu kabul etmiyorum. Eğer annemi ben itmiş olsaydım bağırma sesi duyulurdu. 'Görüşürüz' sesinin anneme ait olduğunu da düşünmüyorum. Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Ben masumum” dedi.

KOMŞUSUNDAN GÜLLÜ'NÜN KIZI İLE İLGİLİ ŞOK YENİ İDDİA Haber

KOMŞUSUNDAN GÜLLÜ'NÜN KIZI İLE İLGİLİ ŞOK YENİ İDDİA

Ünlü şarkıcı Güllü'nün trajik ölümüyle ilgili her gün yeni iddialar ortaya çıkıyor. Yalova'da 6. katındaki evinin penceresinden düşerek hayatını kaybeden Güllü'nün ölümüne dair, SHOW TV'de yayınlanan 'Ela Rumeysa ile Bu Sabah' programında, komşusu Muhteber Arslan dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Arslan'ın iddiasına göre, Güllü'nün kızı Tuğyan Ülkem Gülter kendisine "Annemi camdan aşağı atacağım" şeklinde bir ifadede bulunmuş. Güllü'nün komşusu Muhteber Arslan, SHOW TV'nin 'Ela Rumeysa ile Bu Sabah' programına telefonla bağlanarak, yaklaşık üç ay önce yaşanan bazı olayları anlattı. Serap ve Güzin isimli iki arkadaşıyla birlikteyken Tuğyan'ı görüyorlar ve Tuğyan'ın "Annem ile kavga ettim, annemi öldüreceğim, camdan aşağı atacağım" dediğini iddia ediyor. Güllü'nün ölüm haberini öğrenince arkadaşlarıyla bu konu hakkında konuşup, sessiz kalmaya karar verdiklerini söyledi ve "O zaman söylemediğim için herkesten özür dilerim ama Tuğyan bu sözleri kullandı. İfade verdikten sonra Tuğyan, Bircan'ı dövdürmüş ve beni de tehdit etti. Bugün savcılığa gidip ifade vereceğim" dedi. Öte yandan, Tuğyan Ülkem Gülter'in bir arkadaşına "Ölsün, ölmüyor. Bir şeyler yap" şeklinde bir mesaj gönderdiği ortaya çıktı. Tuğyan, savcılık ifadesinde bu mesajların kendisine ait olduğunu kabul etti ancak "Annemi öldürmedim" şeklinde savunma yaptı.

92 ÖĞENCİSİNİ KAYBEDEN ÖĞRETMENİN EN ACI 24 KASIM'I Haber

92 ÖĞENCİSİNİ KAYBEDEN ÖĞRETMENİN EN ACI 24 KASIM'I

Öğrencilerinden 24’ünün hâlâ kayıp olduğunu belirten Acıpayam, "Her 24 Kasım geldiğinde acımız tazeleniyor. 92 canımızı, bu ülkenin 92 geleceğini kaybettik" diyerek yaşadığı acıyı dile getirdi. “HER 24 KASIM’DA YÜREĞİMİZ YANIYOR” Kahramanmaraş’ta görev yapan Acıpayam, öğrencilerinin defnedildiği mezarlıklarda duygusal anlar yaşadı. Öğretmenler Günü’nü buruk geçirdiklerini belirten Acıpayam, şu ifadeleri kullandı: "Bir çocuk bir ülkenin geleceği demek. Biz 92 geleceği kaybettik. Her 6 Şubat ve 24 Kasım’da mezarlarını ziyaret ediyoruz. Hatıralarını yaşatmaya çalışıyoruz. Enkazdan kalan defterleri, kalemleri, kitapları küçük bir müzede sergilemek için hazırlık yapıyoruz." "Anne babalardan sonra bu acıyı en çok biz öğretmenler yaşadık. Çünkü öğretmenler çocukların hayatında ikinci sıradadır." “ÖLÜM ŞİİRİ YAZAN ÖĞRENCİM, ÖLÜMÜ TATTI” Depremden kısa süre önce bir öğrencisinin ölüm temalı şiir yazmak istediğini aktaran Acıpayam, yaşadığı sarsıcı bir hatırayı şu sözlerle anlattı: "O çocuğum çok güzel bir şiir yazmıştı. Ona Cahit Sıtkı’yı örnek göstermiştim. 6 Şubat bize gösterdi ki o çocuk sadece yazmadı, ölümü bizzat tattı." Deprem anında öğrencilerinden gelen bir mesajı da paylaşan Acıpayam, "Bir öğrencim 'Hocam iyi misiniz?' diye mesaj attı. Enkazdan sağ çıkardık ama bacağını kaybetti. Yaklaşık 15 gün sonra vefat etti" dedi. “İSMİ OLAN BİR MEZAR BİLE MUTLULUKTU” Depremde ailesini kaybeden bazı çocukların kimsesizler mezarlığına gömülme riski taşıdığını ifade eden Acıpayam, kimlik tespiti için verdikleri çabayı şöyle anlattı: "Bu çocukların kim olduklarını belirlemek için uğraştık. Bir ismi olan mezara defnedilmeleri bile bizim için mutluluktu. Ancak hâlâ resmi kayıtlara geçmeyen, ne bizim ne devletin bulabildiği 24 kayıp çocuğumuz var. Onların mücadelesini de sürdürüyoruz"

KASAPOĞLU: 9 EYLÜL, BAĞIMSIZLIK MÜCADELEMİZİN ZAFER GÜNÜDÜR Haber

KASAPOĞLU: 9 EYLÜL, BAĞIMSIZLIK MÜCADELEMİZİN ZAFER GÜNÜDÜR

Dr. Mehmet Kasapoğlu, 9 Eylül İzmir’in Kurtuluşu dolayısı ile bir kutlama mesajı yayımladı. Kasapoğlu mesajında; "103 yıl önce, sabahın ilk ışıklarıyla birlikte İzmir sokaklarında yepyeni bir gün doğdu. İşgalin karanlığı yerini özgürlüğün coşkusuna bıraktı. O sabah Hükumet Konağının balkonundaki göndere şanlı Türk Bayrağı’nın çekilmesi, sadece İzmir’in değil, tüm milletimizin bağımsızlık destanının en görkemli simgesi oldu. 9 Eylül 1922, milletimizin özgürlüğe olan sarsılmaz inancının ve ortak iradesinin dünyaya haykırıldığı gündür. 9 Eylül 1922, yalnızca İzmir’in kurtuluşu değil, milletimizin bağımsızlık mücadelesinin nihai zaferidir. Bu tarih, Anadolu’nun dört bir yanında yükselen hürriyet ateşinin İzmir’de zaferle taçlandığı gündür. İzmir’in kurtuluşu, yalnızca askeri bir başarı değil, milletimizin topyekûn iradesinin, inancının ve cesaretinin simgesidir. 9 Eylül’ün bize bıraktığı en önemli miras, inançla, azimle ve birlik ruhuyla her zorluğun üstesinden gelebileceğimizdir. Bugün cumhuriyetimizin ikinci yüzyılında, bu emaneti daha ileriye taşımak ve daha güçlü bir Türkiye için var gücümüzle çalışıyoruz." dedi. Dr. Mehmet Kasapoğlu, mesajının sonunda, "103. yıldönümünde, başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, bu destanı yazan tüm kahramanlarımızı rahmet ve şükranla anıyor, bu özel günü coşkuyla kutluyorum" ifadelerini kullandı.

BAŞKAN MUTLU: “BARIŞ ADALET VE EŞİTLİKLE OLUR” Haber

BAŞKAN MUTLU: “BARIŞ ADALET VE EŞİTLİKLE OLUR”

Konak Belediyesi ve Konak Kent Konseyi tarafından 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla basın açıklaması düzenlendi. Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde gerçekleştirilen açıklamaya, Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu’nun yanı sıra Geçmiş Dönem CHP İzmir Milletvekili Musa Çam, CHP İzmir İl Başkan Yardımcısı Tevfik Türk, CHP Konak İlçe Başkanı Ozan Ali İlgazi, Ege Kent Konseyleri Birliği Başkanı ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, İzmir Kent Konseyi Başkanı Özgür Topaç, CHP Konak Kadın Kolları Başkanı Füsun Çetin, İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Puğ, İzmir Müzisyenler Derneği Başkanı Oktay Çaparoğlu ve dernek üyeleri, 365 Gün Engelliyiz Platformu Başkanı Seyit Çelebi, meclis üyeleri, sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri, muhtarlar ve vatandaşlar katıldı. İzmir Müzisyenler Derneği’nin ezgileriyle katkıda bulunduğu etkinlikte barışın simgesi olan beyaz güvercinler aynı anda gökyüzüne uçuruldu. MUTLU: BARIŞI SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİZ 21. yüzyılda insan hakları ihlallerinin artarak devam ettiğini ve barış hakkının etkin bir şekilde korunamadığını belirten Konak Belediye Başkanı Nilüfer Çınarlı Mutlu, “Savaşların yarattığı yıkımı hiç unutmadan, barışa çok daha fazla sarılmamız gereken gündeyiz. Barış hakkının, vazgeçilmez bir temel insan hakkı olduğunu hatırlamamız gereken gündeyiz. Bugün dünyanın pek çok coğrafyasında süren savaşlar, insanlık açısından bir utanç tablosu oluşturuyor. Her gün gencecik insanlar, kadınlar, çocuklar öldürülüyor. 1 Eylül, insanlığın tarih boyunca yaşadığı savaşların, yıkımların ve acıların ardından barışa duyulan ihtiyacın evrensel bir çığlığa dönüştüğü gündür. Barış sadece silahların susması değildir. Barış adaletin tesis edilmesi, eşitliğin sağlanması, insanların korkusuzca yaşaması ve çocuklarımızın yarınlara umutla bakabilmesidir. Demokrasi ve adalet olmadan, özgürlükler güvence altına alınmadan barış eksik, kırılgan ve geçici olur. Bizler insanlık adına barışı savunmaya devam edeceğiz” dedi. TOPAÇ: BARIŞ İÇİN ADALET, EŞİTLİK VE ÖZGÜRLÜK GEREKİR Konuşmasında Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün “Yurtta barış dünyada barış” sözüne işaret eden İzmir Kent Konseyi Başkanı Özgür Topaç, şunları söyledi: “Barış için adalet, eşitlik ve özgürlük gerekir. Bunlar sadece bir kent ve millet için değil tüm dünya ulusları için geçerlidir. Bizler kent konseyleri olarak ortak akıl, dayanışma, birlikte üretim ve katılımcılık gibi temel değerlere sahibiz. Biz ancak bu değerleri ortaya döktükçe ve sahip çıktıkça barışa da sahip çıkacağız.” PUĞ: ÖNCE ADALET VE HUZURU TESİS ETMEMİZ LAZIM Barış için öncelikle adalet ve huzurun tesis edilmesi gerektiğinin altını çizen İzmir Milli Kütüphane Vakfı Başkanı Ulvi Puğ, “Adaletin olmadığı yerlerde ve zamanlarda kahraman hukukçulara her zamankinden daha çok ihtiyaç vardır. Kadın erkek eşitliğinde, çocuk yaşlı ilişkisinde, hayvan haklarında, doğayı korumada, mülakatlarda adalet olmadıkça, huzuru ve barışı tesis etmek mümkün değildir. Nazım Hikmet’in dediği gibi ‘Bir ağaç gibi, tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçe’ yaşayacağımız Türkiye ve barış içinde yaşayacağımız dünya hasretimizi biran önce dindirmek umut ve gayretiyle hepinizi selamlıyorum” diye konuştu. MUMCU: BARIŞI HAYKIRMAK İÇİN TOPLANDIK Konuşmaların ardından ortak basın açıklamasını okuyan Ege Kent Konseyleri Birliği Başkanı ve Konak Kent Konseyi Başkanı Hamit Mumcu, “Bugün insanlığın en büyük özlemi olan barış kelimesini haykırmak için toplandık. 1 Eylül Dünya Barış Günü, faşizmin karanlık gölgesinde başlayan 2.Dünya Savaşı’nın yıl dönümüdür. Milyonların ölümüne, şehirlerin yıkımına, toplumların parçalanmasına yol açan o büyük felaketin ardından insanlık, ‘bir daha asla’ dedi. Bugün, o sözü yeniden hatırlatmak, yeniden savunmak için burada ve bir aradayız. Ama biliyoruz ki savaş sadece cephede değil; yoksullukla, sömürüyle, doğanın talanı ile kadınlara yönelik baskıyla, mültecilerin kapılarına vurulan zincirlerle de sürüyor. Bizim için barış, yalnızca savaşsızlık değil; sömürüsüz, eşit, özgür ve ekolojik bir yaşamın kurulmasıdır. Bu yüzden barış mücadelesi aynı zamanda emek mücadelesidir, çevre mücadelesidir, özgürlük mücadelesidir” vurgusu yaptı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.