#Sanık

- Sanık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

52 KİŞİYE MEZAR OLAN YONCA SİTESİ'NİN DURUŞMASI GERÇEKLEŞTİ Haber

52 KİŞİYE MEZAR OLAN YONCA SİTESİ'NİN DURUŞMASI GERÇEKLEŞTİ

Osmaniye’de 6 Şubat 2023 depremlerinde yıkılan ve 52 kişinin hayatını kaybettiği Yonca Sitesi B Blok ile ilgili davanın 11. duruşması, Osmaniye 1. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görüldü. Tutuksuz yargılanan müteahhit Ali Kale, savunmasında tüm sorumluluğun zemin etüdü yapılmadan ruhsat veren belediyeye ait olduğunu öne sürdü. "4 BİN DAİRE YAPTIM, SUÇ BENDE DEĞİL" Sanık müteahhit Ali Kale, 33 yıldır Osmaniye’de inşaat yaptığını belirterek, kendisini şu sözlerle savundu: "Bu şehirde 4 binin üzerinde konut yaptım. Eğer zemin etüdü yapılmadan ruhsat verilmişse, bu benim değil, ruhsatı veren kurumun sorumluluğudur." Mahkemeye sunulan bilirkişi raporlarında binanın mühendislik standartlarına uygun olmadığı belirtilmişti. BELEDİYE GÖREVLİLERİ DE YARGILANIYOR Dava kapsamında, Osmaniye Belediyesi İmar Müdürlüğü’nde görevli üç personel hakkında açılan dava da birleştirilmişti. Sanıklardan Hülya İnan, teknik yeterliliği olmadığını belirterek şu ifadeleri kullandı: "Sadece evrak kontrolü yaptım. Teknik açıdan lise mezunuyum, projeleri inceleme yetkim ve bilgim yok." Bir diğer belediye görevlisi Rahime İyi ise görev tanımının sadece belgeleri tamamlayıp teknik personele iletmek olduğunu belirtti. Her iki sanık da beraat talebinde bulundu. MÜŞTEKİ AVUKATLARI: "BU SADECE İHMAL DEĞİL" Depremde yakınlarını kaybeden ailelerin avukatları ise müteahhit ve belediye yetkililerinin ağır ihmali olduğunu belirterek, olayın "bilinçli taksir" değil, "olası kast" kapsamında değerlendirilmesini ve sanıkların en üst sınırdan cezalandırılmasını talep etti. Avukatlar, bilirkişi raporlarının 10 katlı bir yapının bu zemine inşa edilemeyeceğini açıkça ortaya koyduğunu vurguladı. MAHKEME YENİ RAPOR TALEBİNİ REDDETTİ Mahkeme heyeti, yeniden bilirkişi raporu alınması talebini reddetti. Henüz ifadesi alınmamış sanıkların dinlenmesine karar verildi. Dava, karar aşamasına gelmesi ihtimali nedeniyle 5 Ocak 2026 tarihine ertelendi.

İŞ ARKADAŞLARINI FOTOĞRAFLAYAN SANIĞA 12 YIL HAPİS Haber

İŞ ARKADAŞLARINI FOTOĞRAFLAYAN SANIĞA 12 YIL HAPİS

Samsun’da aynı kurumda çalıştığı iş arkadaşlarının masa altından gizlice fotoğraflarını çeken ve kişisel bilgisayarlarındaki özel fotoğrafları kopyalayan bir kamu çalışanı, “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan 12 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Yargıtay, yerel mahkemenin verdiği kararı onayladı. İKİ AYRI EYLEMDEN 6’ŞAR YIL CEZA 2018 yılında meydana gelen olayda, bir kamu kurumunda görev yapan sanık, aynı odada çalıştığı iki iş arkadaşının masa altından gizlice fotoğraflarını çekti. Ayrıca, söz konusu kişilerin bilgisayarlarında bulunan kişisel ve ailevi fotoğrafları da rızaları dışında dijital ortamda kopyaladı. Olayın ortaya çıkmasının ardından sanık hakkında Türk Ceza Kanunu’nun 134. maddesi uyarınca “özel hayatın gizliliğini ihlal” suçundan dava açıldı. Samsun 8. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığı her bir mağdur için 6’şar yıl olmak üzere toplamda 12 yıl hapis cezasına çarptırdı. TARAFLAR KARARA İTİRAZ ETTİ Mağdurlar, sanığın ayrıca “cinsel taciz” ve “verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme” suçlarından da yargılanmasını talep etti. Öte yandan sanık, verilen cezanın fazla olduğu gerekçesiyle karara itiraz etti. Her iki tarafın temyiz başvurusu üzerine dosya Yargıtay’a taşındı. YARGITAY CEZAYI ONADI Yargıtay 12. Ceza Dairesi, dosya üzerinde yaptığı temyiz incelemesinde yerel mahkemenin kararını uygun bularak onadı. Kararda, sanığın eyleminin sabit olduğu, yargılamanın usulüne uygun gerçekleştirildiği ve cezai yaptırımların doğru şekilde belirlendiği ifade edildi. Yargıtay kararında şu ifadeye yer verildi: “Sanık müdafi ile katılanlar vekili tarafından öne sürülen tüm temyiz sebepleri incelenmiş, hukuka aykırılık bulunmadığı anlaşılmış, bu nedenle temyiz istemlerinin esastan reddi ile hükmün onanmasına oy birliğiyle karar verilmiştir.”

MİNGUZZİ DAVASINDA İKİ SANIĞIN TAHLİYE GEREKÇESİ BELLİ OLDU Haber

MİNGUZZİ DAVASINDA İKİ SANIĞIN TAHLİYE GEREKÇESİ BELLİ OLDU

Mahkeme tahliye kararına ilişkin gerekçesini açıkladı. Olay, 24 Ocak 2025’te Kadıköy’deki bit pazarında meydana geldi. İtalyan asıllı şef Andrea Minguzzi’nin oğlu Mattia Ahmet Minguzzi, iki çocuk tarafından uğradığı bıçaklı saldırı sonucu yaşamını yitirdi. Soruşturma kapsamında açılan davada dört sanık yargılandı. İstanbul Anadolu 1. Çocuk Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasında iki sanık hakkında ağır cezalar verilirken, diğer iki sanık hakkında ise beraat ve tahliye kararı verildi. İKİ SANIĞA EN ÜST SINIRDAN CEZA Mahkeme heyeti, olayın failleri oldukları tespit edilen B.B. ve U.B. isimli iki sanığı “çocuğu kasten öldürme” suçundan 24’er yıl hapis cezasına çarptırdı. Sanıkların pişmanlık göstermemesi nedeniyle indirim uygulanmadı. İKİ SANIĞA TAHLİYE VE BERAAT Olay anında bölgede bulundukları belirlenen ancak suça katıldıkları yönünde doğrudan bir delil bulunmayan M.A.D. ve A.Ö. isimli iki sanık hakkında ise beraat ve tahliye kararı verildi. MAHKEMEDEN GEREKÇE: “YARDIM ETME KAPSAMINA DAHİL DEĞİL” Sabah Gazetesi'nin aktardığına göre, mahkeme gerekçesinde şu ifadelere yer verdi: “Sanıkların olay yerine yakın oldukları tespit edilmiştir. Ancak öldürme fiiline doğrudan ya da dolaylı olarak katıldıklarını gösteren herhangi bir somut delil bulunmamaktadır. Bu nedenle, sanıkların eylemleri **‘yardım etme’ kapsamında dahi değerlendirilemez.”” AİLELERİN TEPKİSİ SÜRÜYOR Karar sonrasında, hayatını kaybeden Mattia Ahmet Minguzzi’nin ailesi ve kamuoyunda birçok kesim, beraat kararına tepki gösterdi. Ailenin avukatları, kararı İstinaf Mahkemesi’ne taşıyacaklarını duyurdu.

15 TEMMUZ KÖPRÜSÜ OLAYINDA HAPİS CEZASI Haber

15 TEMMUZ KÖPRÜSÜ OLAYINDA HAPİS CEZASI

İstanbul’da 14 Haziran 2024 tarihinde yaşanan olay, şehrin simgelerinden biri olan 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde büyük bir paniğe yol açtı. Resul Can Çatı isimli şahıs, üzerinde “SMA” yazılı bir araç ve bomba süsü verilmiş düzenekle köprüyü trafiğe kapattı. Olay anında köprü üzerinden geçmekte olan sürücüler ve vatandaşlar büyük bir şaşkınlık ve korku yaşadı. Çatı’nın gerçekleştirdiği eylem, sadece trafik akışını bozmakla kalmadı, aynı zamanda şehirde kısa süreli bir endişe, korku ve panik ortamı oluşmasına da neden oldu. Olayın ardından İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından soruşturma başlatıldı ve sanık hakkında iddianame hazırlandı. İddianamede, Çatı’nın kara yolu ulaşımının güvenliğini tehlikeye soktuğu, başka insanların hayat ve sağlıklarını riske attığı, ayrıca halk arasında korku ve panik yaratarak “tehdit” eylemini gerçekleştirdiği vurgulandı. Hazırlanan iddianame, İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi ve dava süreci başlatıldı. Mahkemede savunma yapan Resul Can Çatı, eyleminin arkasındaki gerekçeyi açıkladı. Daha önce medyada SMA hastası çocukların durumunu gördüğünü ve bundan büyük üzüntü duyduğunu belirten sanık, dikkat çekmek amacıyla böyle bir eyleme başvurduğunu ifade etti. Çatı, “Dikkat çekmek için böyle bir eylem gerçekleştirdim. Sonuçlarının böyle olacağını tahmin edemedim. Son derece pişmanım. Kastım trafik güvenliğini tehlikeye sokmak değildi” dedi. Ayrıca sanığın, daha önce psikiyatri servisinde tedavi gördüğü bilgisi de mahkemeye sunuldu. Bu açıklamalar, olayın arkasındaki motivasyonun, kötü niyetli bir suçtan ziyade dikkat çekme ve endişesini ifade etme amacı taşıdığını ortaya koydu. Mahkeme süreci sonucunda İstanbul Asliye Ceza Mahkemesi, sanık Resul Can Çatı’yı “trafik güvenliğini tehlikeye sokmak” suçundan 10 ay hapis cezasına çarptırdı. Ancak mahkeme, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar vererek sanığın cezanın kesinleşmesinden önce belirli şartlara uyması halinde cezanın ertelenebileceğini bildirdi. Bu karar, hem toplumsal güvenliğin korunması hem de benzer olayların tekrarının önlenmesi açısından önem taşıyor. Olay, İstanbul’un kalabalık ve yoğun trafiğe sahip bölgelerinde yaşanan güvenlik risklerini bir kez daha gözler önüne serdi. Uzmanlar, vatandaşların ve sürücülerin günlük yaşamlarını tehdit eden bu tür eylemlere karşı daha dikkatli olunması gerektiğini vurguluyor. Öte yandan, sanığın niyetinin tamamen kötü olmadığını, motivasyonunun SMA hastası çocuklara dikkat çekmek olduğu açıklaması, toplum ve medya tarafından da tartışmalara yol açtı. Sonuç olarak, 15 Temmuz Şehitler Köprüsü’nde yaşanan bu olay, hem hukuki hem de toplumsal açıdan önemli mesajlar içeriyor. Mahkeme kararının açıklanması, benzer eylemlere karşı caydırıcılık sağlarken, sanığın niyet ve motivasyonuna dair detaylar da kamuoyunun dikkatine sunulmuş oldu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.