#Savcılık

- Savcılık haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Savcılık haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

GÜLLÜ’NÜN ÖLÜMÜNDE ŞOK İDDİA:“ANNESİNİ İTTİ” SÖZLERİ DOSYADA Haber

GÜLLÜ’NÜN ÖLÜMÜNDE ŞOK İDDİA:“ANNESİNİ İTTİ” SÖZLERİ DOSYADA

Arabesk müziğin sevilen isimlerinden Güllü (Gül Tut)’nın geçtiğimiz ay Yalova'nın Çınarcık ilçesinde yaşamını yitirmesinin ardından yürütülen soruşturma, yeni tanık ifadeleriyle farklı bir boyuta taşındı. Sanatçının yakın çevresinden iki isim, savcılığa yaptıkları başvurularda anne‑kız arasında geçmişe dayanan ciddi gerginlikler olduğunu iddia etti. Dosyaya giren iddialarda, Güllü’nün kızı Tuğyan’ın olaydan sonra “Ben yaptım, çok pişmanım” dediği öne sürülürken, soruşturmanın “olası cinayet şüphesi” üzerinden genişletildiği öğrenildi. Buna karşın, söz konusu iddialar hakkında henüz resmi makamlarca doğrulanmış bir delil bulunmuyor. OLAYIN GEÇMİŞİ Ünlü şarkıcı Güllü, kızı Tuğyan ve arkadaşlarıyla birlikte olduğu sırada yalnız çıktığı kapalı terastan 5. kattan düşerek hayatını kaybetmişti. İlk değerlendirmelerde olay “şüpheli ölüm” olarak kayda geçmiş, savcılık hem evde bulunanların ifadelerini almış hem de adli tıp incelemesi başlatmıştı. Güllü’nün cenazesinin ardından sosyal medyada ve sanat camiasında “kaza mı, intihar mı, cinayet mi?” tartışmaları sürerken, dosyaya giren tanık beyanları şüpheleri güçlendirdi. "BAŞIMA BİRŞEY GELİRSE KIZIM YAPAR" İDDİASI Sanatçının sahne aldığı eğlence mekanının sahibi Ferdi Aydın, savcılığa başvurarak dikkat çeken ifadeler verdi. Aydın, Güllü’nün son dönemlerde kızıyla sorun yaşadığını kendisine anlattığını ileri sürerek şöyle dedi: “Güllü, kızının madde kullandığını, torununa zaman zaman şiddet uyguladığını söyledi. Bana, ‘Bir gün başıma bir şey gelirse kızım yapmıştır’ dediğini hatırlıyorum.” Aydın ayrıca, olaydan sonra miras konusunda aile içinde tartışmalar yaşandığını da iddia etti. YAKIN ARKADAŞINDAN ÇARPICI SÖZLER Güllü’ye yakın olduğu belirtilen Bircan Dülger de savcıya verdiği ifadede, Tuğyan’ın yıllardır annesiyle problemli bir ilişki yaşadığını öne sürdü: “Tuğyan’ı 15 yaşından beri tanıyorum. Zaman zaman annesine çok öfkelendiğini biliyorum.” Dülger, cenaze sonrası yaptığı konuşmayı da aktardı: “Bana ‘Ben yaptım ama çok pişmanım’ dedi. Şoke oldum.” Dülger ayrıca, olay anında evde bulunan Sultan isimli kişinin de korktuğu için konuşmadığını iddia etti. SORUŞTURMA ÇOK YÖNLÜ DEVAM EDİYOR Savcılık, olayın aydınlatılması için şu delilleri inceliyor: Adli tıp raporu Parmak izi ve iz incelemeleri Kamera ve telefon kayıtları Olay gecesine dair tanık ifadeleri Psikolojik raporlar ve aile içi şiddet iddiaları Yetkililer, iddiaların ciddi olduğunu ancak henüz kesinleşmiş hiçbir yargı olmadığını vurguladı. Tüm ihtimaller masada bulunuyor. AİLE SESSİZ, HUKUKİ SÜREÇ DEVAM EDİYOR Güllü’nün ailesi iddialar karşısında sessizliğini korurken, avukatlarının soruşturmanın sağlıklı yürütülmesi adına açıklama yapmama kararı aldığı öğrenildi. Olayla ilgili resmi açıklamanın, adli tıp raporunun tamamlanmasının ardından yapılması bekleniyor.

FIFA KOKARTLI HAKEM ZORBAY KÜÇÜK: HİÇ BAHİS OYNAMADIM Haber

FIFA KOKARTLI HAKEM ZORBAY KÜÇÜK: HİÇ BAHİS OYNAMADIM

FIFA kokartlı hakem Zorbay Küçük, bahis oynadığı gerekçesiyle Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) tarafından Profesyonel Disiplin Kurulu’na (PFDK) sevk edilmesinin ardından, avukatıyla birlikte şikayetçi olmak üzere adliyeye geldi. Burada basın mensuplarına açıklama yapan Küçük, “Hiçbir bahis sitesine üye olmadım, hiç bahis de oynamadım.” ifadelerini kullandı. Türkiye Futbol Federasyonu tarafından tarafından bahis oynadığı gerekçesiyle PFDK'ya sevk edilen 152 hakem içinde bulunan FIFA kokartlı hakem Zorbay Küçük, avukatıyla birlikte bir takım konularda şikayetçi olmak üzere Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na geldi. Küçük’ün, 'bahis oynama' iddiasına yönelik yürütülen soruşturma kapsamında ifadeye gelmediği öğrenilirken, şikayette bulunmasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Zorbay Küçük, "Ben sadece hakemlik kariyerim boyunca değil, hakemlik kariyerimden önce de hiçbir şekilde hiçbir bahis sitesine, hiçbir spor dalının hiçbir bahis sitesine üye olmadım, hiçbir bahis sitesine hesap açmadım. Hiç bahis de oynamadım. Bunu çok rahatlıkla söyleyebiliyorum. Şu anda bunları, gerçekleri ortaya çıkarmak için geldik, gerekli işlemleri yaptık. Çok daha uzun, ayrıntılı anlatmak isterim ama yapamam mesleğim gereği. Bu kadarlık yapabiliyorum. Şu an hesaplardan şikayetçi olduk, kendi adımıza olmadığı için, benim adıma açıldığı için" ifadelerini kullandı.

17 YAŞINDAKİ HASRET'İN FAİLİ AÇIK CEZAEVİ FİRARİSİ ÇIKTI Haber

17 YAŞINDAKİ HASRET'İN FAİLİ AÇIK CEZAEVİ FİRARİSİ ÇIKTI

Olayla ilgili gözaltına alınan 6 şüpheli adliyeye sevk edildi. Katil zanlısı olarak aranan cezaevi firarisi D.B., Aydın’da yakalandı. KÖYLÜLER SU KUYUSUNDA BULDU Olay, Çaycuma ilçesine bağlı Perşembe beldesi Koramanlar köyü yakınlarında meydana geldi. Hayvanlarını otlatan köylüler, yaklaşık 4 metre derinliğindeki bir su kuyusunda kadın cesedi buldu. İhbar üzerine olay yerine gelen ekipler, cesedi morga kaldırdı. 12 Ekim’den beri kayıp olan Hasret Akkuzu’nun ailesi, hastanede yapılan teşhis işlemlerinde cesedin kızlarına ait olduğunu doğruladı. Akkuzu’nun cenazesi kesin ölüm sebebinin belirlenmesi için Ankara Adli Tıp Kurumu’na gönderildi. KATİL ZANLISI AYDIN’DA YAKALANDI Çaycuma Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında 6 şüpheli adliyeye sevk edilirken, olayın faili olduğu öne sürülen D.B., Aydın’da yakalanarak gözaltına alındı. Cezaevi firarisi olduğu öğrenilen zanlının Zonguldak’a getirileceği belirtildi. Hasret Akkuzu’nun cenazesinin, otopsi işlemlerinin ardından köyünde defnedilmesi bekleniyor. ZANLI CEZAEVİ FİRARİSİ ÇIKTI Olayın ardından kamuoyunda açık cezaevleri yeniden tartışma konusu oldu. TOBB Üniversitesi Ceza Hukuku Öğretim Üyesi Dr. Duygu Çağlar Doğan, açık cezaevlerinin “firara karşı engel mekanizmaları bulunmayan kurumlar” olduğunu belirtti. Doğan, "Açık cezaevleri cezalandırmadan ziyade rehabilitasyonu amaçlayan kurumlar. Kasten öldürme, cinsel suçlar, terör örgütü üyeliği gibi suçlardan hüküm giyenler bu kurumlara geçemiyor. Ancak Cezaevi İdare Gözlem Kurulu’nun onayı bu süreçte belirleyici" dedi. SORUŞTURMA DEVAM EDİYOR Savcılık ve emniyet ekipleri, cinayetle ilgili olarak delil ve tanık ifadelerini toplamayı sürdürüyor. D.B.’nin ifadesinin alınmasının ardından yeni gözaltıların da olabileceği öğrenildi.

"BÜYÜ" İÇİN SOKAK HAYVANLARININ UZUVLARI KESİLDİ İDDİASI Haber

"BÜYÜ" İÇİN SOKAK HAYVANLARININ UZUVLARI KESİLDİ İDDİASI

Isparta Barosu, gelen ihbarlar üzerine Hayvan Hakları Komisyonu tarafından inceleme yaparak Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu. Baro açıklamasına göre, veteriner hekimler ve vatandaşlardan gelen çok sayıda ihbar üzerine Hayvan Hakları Komisyonu tarafından saha çalışması yürütüldü. Yapılan ön incelemede, sokak'ta pati ve kuyrukları kesilmiş hayvan tespitlerinin olduğu, bunların bir kısmının kurtarılamadığı, sağ kalanların ise kalıcı sakatlıklarla yaşamak zorunda kaldığı bildirildi. BARO: OLAYLAR VICDANI DERİNDEN SARSITTI Isparta Baro Başkanlığı’nın yazılı açıklamasında, şu ifadelere yer verildi: "Büyü yapma amacıyla gerçekleştirildiği düşünülen bu eylemler neticesinde çok sayıda patisi ve kuyruğu kesilmiş hayvan tespit edilmiştir; bunların birçoğu hayatta kalmayı başaramamış, geri kalan kısmı ise sakat kalmıştır." Açıklamada ayrıca, ilde geçmişte benzer vakalarda faillerin yakalanması ve cezalandırılmasında soruşturma ve kovuşturma makamlarının titiz çalışma yürüttüğüne dikkat çekildi. BARO BAŞKANI SEMİZ: KONU TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ Isparta Baro Başkanı Semiz, olaylarla ilgili yaptığı değerlendirmede, sokak hayvanlarına yönelik bu tür canice davranışlara ilişkin çok sayıda başvuru aldıklarını ve konunun takipçisi olacaklarını söyledi. "Öğrendiğimiz kadarıyla bağlama büyüsü yapmak için sokak hayvanlarına bu şekilde zarar veriliyor. Bu hayvanların birçoğu maalesef kurtarılamamıştır. Faillerin bulunması ve hak ettikleri cezayı almaları için çalışmayı sürdüreceğiz" diye konuştu. Baro, olayla ilgili bilgi sahibi olanların kendilerine ulaşmasının önemine vurgu yaptı. SAVCILIK VE EMNİYETİN ÇALIŞMASI SÜRÜYOR Isparta Cumhuriyet Başsavcılığı ve Emniyet Müdürlüğü ekiplerinin, geçmiş benzer vakalarda faillerin yakalanması ve yargı önüne çıkarılmasında titiz çalıştığı belirtilirken; mevcut ihbarlar doğrultusunda soruşturmanın devam ettiği, şüphelilerin tespiti ve yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü aktarıldı.

POLİSE TEHDİT: “BABAM HAKİM VALİYİ ARAYACAĞIM” Haber

POLİSE TEHDİT: “BABAM HAKİM VALİYİ ARAYACAĞIM”

Aksaray’da yaşanan polise tehdit olayı dikkat çekti. Polisin şüphe üzerine durdurduğu araçtaki sürücü "Valiyi arayacağım", yanındaki kadın ise "Babam hakim" diyerek polis ekiplerini tehdit etti. Gözaltına alınan 2 kişi, "polise mukavemet"ten tutuklanarak cezaevine gönderildi. Olay, Aratol Bahçeli Mahallesi Şehit Ali Er Caddesi’nde Şehit Önder Güzel Polis Meslek Eğitim Merkezi arkasında yaşandı. Edinilen bilgiye göre, Polis Meslek Eğitim Merkezi görevlileri, okulun çevresinde şüpheli bir araç olduğunu fark edip kontrol için 68 ADR 707 plakalı lüks aracın yanına gitti. Yaptığı kontrolde şahısların alkollü olduğunu belirleyen Polis Meslek Eğitim Merkezi görevlileri, olay yerine trafik ve asayiş ekibi çağırdı. Kısa sürede olay yerine gelen İl Emniyet Müdürlüğü Bölge Trafik Şubesi ekipleri, sürücü Yusuf K.’yi (46) alkol muayenesinden geçirmek istedi. Kendisine uzatılan alkolmetreyi üflemeyi reddedip polis memurlarına güçlük çıkaran şahıs, polis memurlarını "Valiyi arayacağım bak. Sizi görevinizden aldıracağım" diyerek tehdit etti. Bu sırada araç içinde bulunan Döne D. (40) isimli kadın ise, "Benim babam hakim, savcı" dedi polise tehdit etti. Kendilerinin görüntülendiğini fark eden şahıslar, gazetecilere küfürler yağdırıp tehditler savurdu. Döne D. tehdit ettiği gazetecilerin peşinden koşarak yakalamaya çalışırken, Yusuf K. de polisin elinden kurtulup gazetecilere saldırmaya çalıştı. Yusuf K., "Ne kadar para istiyorsanız vereyim yayınlamayın bunu. Eğer yayınlarsanız" diyerek, Döne D. ise "Sen komiser misin? Kaç para istiyorsun?" diyerek polis ve gazetecilere rüşvet teklif etti. Polis ekipleri bölgeye takviye ekip çağırdı. Memurlara mukavemette bulunan Yusuf K. ve Döne D. uzun uğraşlar sonucu gözaltına alındı. Olay yerine gelen Yusuf K.’nin babası C.K. ise önce küfredip sonra yerde yatan oğlunu kaldırarak, "Aferin oğlum, teşekkür ederim. Sen ne geziyorsun burada? Aferin sana" diyerek oğluna kızdı. Gözaltına alınan kadın ve sürücü, Aksaray Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nde sağlık kontrolünden geçirildikten sonra ifadeleri alınmak üzere polis merkezine götürüldü. Hastanede yapılan alkol kontrolünde Yusuf K.’nin 2.47 promil alkollü olduğu tespit edildi. Polis merkezindeki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 2 kişi, savcılığın tutuklama talebi ile sevk ettiği mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderildi. Şahıslara ait araç çekici ile otoparka çekilirken, sürücü Yusuf K.’nin daha önceden alkollü araç kullanmaktan ehliyetine el konulduğu belirlendi. Sürücüye çeşitli maddelerden toplam 38 bin 197 lira para cezası kesilerek, ehliyetine 4 yıl süreyle el konuldu.

ALTIN RAFİNERİSİ SORUŞTURMASINDA ŞÜPHELİLER İFADE VERİYOR Haber

ALTIN RAFİNERİSİ SORUŞTURMASINDA ŞÜPHELİLER İFADE VERİYOR

İstanbul Altın Rafinerisi A.Ş.’ye yönelik başlatılan soruşturma kapsamında, şüphelilerin ifade işlemleri resmi makamlar nezaretinde başladı. Yetkililer, sürecin titizlikle yürütüldüğünü belirtti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında, Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası tarafından ’Firmaların Yurt Dışı Kaynaklı Dövizlerinin Türk Lirasına Dönüşümünün Desteklenmesi Hakkında Tebliğine İlişkin Uygulama Talimatı’ yayınlandığı, yayınlanan talimat çerçevesinde devletin ihracat yaparak ülkeye döviz girişi sağlayan şirketlere döviz tutarı üzerinden yüzde 3 destek verdiği, bazı kişilerin ise devletin sunmuş olduğu bu desteği almak için altın madenini yasal çerçevede şirketler üzerinden yurt dışından ithal ettiği aktarılmıştı. DEVLET DESTEĞİ ALTINDA HİLEYE BAŞVURDUKLARI BELİRTİLDİ Konuya ilişkin ’suç işlemek amacıyla örgüt kurma’, ’kamu kurum ve kuruluşlarının zararına nitelikli dolandırıcılık’, ’1211 Sayılı T.C.M.B. Kanunu ve bunun tebliğlerine muhalefet’, ’4749 Sayılı Kamunun Finansmanı ve Borç Yönetiminin Düzenlenmesi Hakkında Kanun’a muhalefet’ ve ’1567 Sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun’a muhalefet’ suçlarından başlatılan soruşturma kapsamında şirketlerin ithal etmiş olduğu bu altın madenini ülke içerisinde bulunan altın ocaklarında erittiği, eritilen altını asit solüsyonlar ile karıştırarak işlenmiş olarak gösterdiği, bu şekilde ortaya çıkan kıymetli maden bileşenlerinin ise yurt dışına yasal olarak çıkarıldığı ve bunun üzerinden döviz kazancı elde edildiği, ayrıca kazanılmış olan dövizle talimat çerçevesinde yüzde 3 devlet desteği aldığı ve yapılan bu işlemin belirli bir organizasyon içerisinde ve devletin sistemli olarak zarara uğratılmasına yönelik yapılarak haksız kazanç elde edildiği kaydedilmişti. 543 MİLYON 634 BİN 253 DOLAR İHRACAT TUTARI ÜZERİNDEN YÜZDE 3 DEVLET DESTEĞİ ALDIKLARI BELİRTİLDİ Soruşturma çerçevesinde İstanbul Altın Rafinerisi (İAR) Anonim Şirketi sahibi Özcan H., Genel Müdürü Ayşen E., Muhasebe Müdürü Nasuh G., Pazarlama Müdürü Serdar S. ve banka çalışanı olan eşi Betül S., şirket çalışanı Erkam H., Gram Altın Kıymetli Madenler Rafineri Sanayi ve Ticaret Anonim şirketi çalışanı Bülent H., aynı şirketin müdürü Erman D., Yalçıntaş Kıymetli Madenler Ticaret Limited Şirketi çalışanı İbrahim S., Kuyumcukent Enerji Üretim ve İşletme Anonim Şirketi Müdürü Mehmet Bora T. ve İstanbul Gümüş Rafinerisi Anonim Şirketi İşletme Müdürü Cenk K. isimli şahısların devletin sunmuş olduğu yüzde 3 desteği almak için kendileri ve bahse konu şirketlerin çalışanı olan 30 şahsın üzerine 24 adet yeni şirket kurduğu, bu şirketler üzerinden kıymetli metaller ve altın bileşenleri adı altında toplamda 543 milyon 634 bin 253 dolar ihracat yaptıkları, yapılan ihracat tutarı üzerinden yüzde 3 devlet desteği aldıkları ve belirli bir organizasyon ile sistemli olarak devleti zarara uğrattıkları öne sürülmüştü. İFADE İŞLEMLERİ BAŞLADI Tespit edilen kamu zararının 12 milyon 537 bin 560 dolar olduğu belirtilirken, soruşturma çerçevesinde söz konusu işlemleri yapan 24 şirket ile bu şirketlerin sahibi ve çalışanı olan 23 şüpheli gözaltına alınmıştı. Şüpheliler, emniyetteki işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edildi. Şüphelilerin savcılıktaki ifade işlemlerinin başladığı öğrenildi.

TURGAY CİNER HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI ÇIKTI Haber

TURGAY CİNER HAKKINDA TUTUKLAMA KARARI ÇIKTI

Turgay Ciner Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulması iddiasına ilişkin yürütülen soruşturma kapsamında yurt dışında bulunan Ciner hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca Can Holding bünyesinde faaliyet gösteren şirketler üzerinden suç işlemek amacıyla örgüt kurulduğu, örgüt aracılığıyla ‘nitelikli dolandırıcılık’, ‘vergi kaçakçılığı’, ‘kaynağı belirsiz gelirlerin şirket hesaplarına sokulması’ ve ‘suçtan elde edilen gelirlerin aklanması’ suçlarının işlendiği iddiasına yönelik yürütülen soruşturma sürüyor. Yürütülen soruşturma kapsamında Can Holding yöneticileri Mehmet Şakir Can, Kemal Can ve Kenan Tekdağ’ın da aralarında olduğu 10 kişi hakkında gözaltı kararı verilmiş, 6 şüpheli gözaltına alınmıştı. 121 şirkete el konularak, Tasarruf Mevduatı Sigorta Fonu (TMSF) kayyum olarak atanmıştı. Savcılık tarafından mahkemeye sevk edilenlerden 5’i tutuklanırken, Kenan Tekdağ ise ev hapsi şeklindeki adli kontrol tedbiriyle serbest bırakılmıştı. KEMAL CAN TUTUKLANDI Öte yandan Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığı soruşturmada yetkisizlik kararı vermişti. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı Örgütlü Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından sürdürülen soruşturma kapsamında Can Holding Yönetim Kurulu Başkanı Kemal Can, İl Jandarma Komutanlığı ekiplerince gözaltına alınmıştı. Gözaltı işlemlerinin tamamlanmasının ardından Çağlayan’da bulunan İstanbul Adalet Sarayı’na sevk edilen Kemal Can, savcılıktaki işlemlerinin ardından ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurma ve yönetme’ ile ‘malvarlığı değerlerinin gayrimeşru kaynağını gizlemek’ suçlarından ‘tutuklama’ talebiyle Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliğine sevk edilmişti. Kemal Can, sevk edildiği adli makamlarca tutuklanmıştı. TURGAY CİNER’E YAKALAMA KARARI Devam eden soruşturmada şüphelilerin sahibi ve yetkilisi olduğu Can Holding’in 22 Aralık 2024 tarihli Pay Alım-Satım Sözleşmesi ile Turgay Ciner’in sahibi olduğu ve CİNER Grubu çatısı altında faaliyet gösteren CİNER Medya TV Hizmetleri A.Ş, Show Televizyon Yayıncılık A.Ş, Habertürk Gazetecilik A.Ş, HT Spor Televizyon Yayıncılık A.Ş, C Görsel Yayınları A.Ş, Kanal 1 Görsel Televizyon Prodüksiyon A.Ş, CİNER Dijital Yayın Hizmetleri A.Ş, Boğaziçi Radyo ve Televizyon Yayıncılığı A.Ş ve C Yapım Filmcilik Prodüksiyon A.Ş isimli medya kuruluşlarını satın aldığı, söz konusu satın alma ve devir işlemlerinde örgüt faaliyeti kapsamında suçtan kaynaklanan malvarlığı değerlerini akladığına yönelik şüphelerin bulunduğu tespit edildi. Yurtdışında bulunduğu belirlenen Turgay Ciner hakkında tutuklamaya yönelik yakalama kararı çıkarıldı. Ayrıca CİNER Grup’a ait Park Holding A.Ş. ile bu holdinge bağlı AFC İthalat İhracat Turizm A.Ş, Zeyfa İthalat İhracat A.Ş ve Silopi Elektrik Üretim A.Ş isimli şirketlere TMSF Başkanlığı kayyum olarak atandı. Öte yandan, Park Holding A.Ş, Silopi Elekrik üretim A.Ş ve AFC İthalat A.Ş şirketlerinin yöneticileri olan 10 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi.

EMEKLİ MAAŞINA BLOKE KONULABİLİR KARARINA TEPKİ Haber

EMEKLİ MAAŞINA BLOKE KONULABİLİR KARARINA TEPKİ

Yargıtay İçtihatları Birleştirme Büyük Genel Kurulu’nun kararı Resmî Gazete’de yayımlandı. Karara göre emekliler, kredi sözleşmesinde onay verdiyse bankalar maaşlarına bloke koyabilecek. Tüm Emeklilerin Sendikası Yenişehir Şube Başkan Yardımcısı Erkan Erdem, Yargıtay’ın emeklilerin kredi başvurusunda sözleşmede onay vermesi durumunda bankalar tarafından maaşlarına bloke konulması kararını eleştirdi. Erdem, “İktidar önce emekliyi yoksulluğa itti, şimdi bankalara ‘buyurun maaşına da el koyun’ diyor. Bu karar; çaresizlik içindeki milyonlarca insanın yaşam hakkına darbedir” dedi. Erdem, açlık sınırının 35 bin TL’yi, tek kişinin yaşam maliyetinin ise 54 bin TL’yi aştığına dikkat çekerek şunları söyledi: “16 bin lira maaşla geçinmeye çalışan emekliler kredi çekmek zorunda kalıyor. O krediler için imzalanan sözleşmelerdeki ‘onay’ maddesi gerçek bir rıza değil, mecburiyetin belgesidir. Kimse bu onayı özgür irade sanmasın.” Erdem sözlerini şöyle sürdürdü: “Uzmanlara göre, 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu, emekli maaşlarına haczi açıkça yasaklıyordu. Yeni karar ise daha önceki Yargıtay içtihatlarıyla çelişiyor. Hukuk çevreleri, bu tür bir değişikliğin ancak kanuni düzenlemeyle mümkün olabileceğini belirtiyor.” Milyonlarca emeklinin krediye mecbur kaldığı bir ortamda alınan bu kararın, toplumda ciddi kaygı yarattığını vurgulayan Erdem, şunları kaydetti: “Yaşam hakkı ve insan onuruna uygun bir hayat, anayasal bir haktır. Emekli maaşına bloke getirilmesi, bu hakkı zedeleyebilir. Sayfalarca, minik puntolarla yazılmış şartnameleri bırakın emekliyi, genç bir üniversiteli bile okuyamıyor. O sözleşmelerin içinde ‘maaşa haciz uygulanabilir’ maddesi varsa, emeklinin bunu reddetme şansı yok. İhtiyaçtan, baskıdan doğan onaylar geçerli sayılamaz. İktidar derhal müdahale etmeli emekli maaşlarına hiçbir koşulda haciz konamayacağı yasal güvenceye bağlanmalı. Bankaların emekli maaşlarını başka hesaba aktarıp dolaylı haciz uygulamasına son verilmeli. Bu sadece bir bankacılık kararı değil, sosyal adalet meselesidir. Emeklinin maaşına göz dikmek; sosyal devletin tabutuna son çiviyi çakmaktır. İktidar, Yargıtay kararını boşa düşürecek yasal adımı bir an önce atmalıdır.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.