#Su

- Su haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Su haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

ALİAĞA ’DAN YENİ ŞAKRAN KANALİZASYONU İÇİN YETKİ TALEBİ Haber

ALİAĞA ’DAN YENİ ŞAKRAN KANALİZASYONU İÇİN YETKİ TALEBİ

Eylül ayı Belediye Meclisinde Aliağa belediye Başkanı Serkan Acar’ın Şakran kanalizasyonu hakkında "İzmir Büyükşehir Belediyesi yetki versin, Aliağa Belediyesi olarak ben bu projeyi yaparım" sözlerinin ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da "2,5 milyarlık yatırımı ’ben yaparım’ diyorsa onay veririm. Buyursun yapsın" demişti. Aliağa Belediyesi bunun üzerine 11 Eylül’de İzmir Büyükşehir Belediyesine yazı yazarak yetki devri için onay istedi. Aliağa Belediye Başkanı Serkan Acar imzalı olarak İzmir Büyükşehir belediye Başkanlığına yazılan yazıda, "İlçemiz Yenişakran Mahallesi sınırlan içerisinde kanalizasyon altyapısı bulunmamakta olup söz konusu hizmetin sunulması 5216 Sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanununun 7’inci maddesi uyarınca, Belediyeniz ve bağlı kuruluşunuz İzmir Su ve Kanalizasyon İdaresi Genel Müdürlüğünün görev ve sorumluluk alanında bulunmaktadır." ifadelerine yer verildi. Yazıda, "Şakran’da artan nüfus ve yerleşim yoğunluğuna bağlı olarak, çevre ve halk sağlığının korunması, vatandaşlarımızın mağduriyetinin giderilmesi açısından söz konusu altyapının ivedilikle tamamlanması gerekmektedir." denildi. Aliağa Belediyesinin Şakran Kanalizasyon projesi için yetki talep eden yazısında şu görüşlere yer verildi: "Her ne kadar bu hizmet Belediyeniz ve bağlı Kuruluşunuzun görev ve sorumluluk alanında kalmakta ise de, söz konusu ihtiyacın ivedilikle karşılanabilmesi amacıyla, kanalizasyon altyapı yapım işinin 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 75’inci maddesi kapsamında Belediyemizce yerine getirilebileceği değerlendirilmektedir. Bu çerçevede, 5393 sayılı Belediye Kanununun 75’inci maddesi, 5216 sayılı Büyükşehir Belediyesi Kanunu ilgili hükümleri kapsamında talebimizin değerlendirilmesi, uygun bulunması halinde yetkili organların kararına bağlı olarak protokol düzenlenmesi, ayrıca yapım işine konu bölgede daha önce başlamış altyapı çalışmalarının mevcut durumunun netleştirilerek varsa ihale süreçlerinin sonuçlandırılması, bu suretle altyapı yapım işinin bütün olarak üstlenilmeye ve ihale edilmeye elverişli olacak şekilde Belediyemize devrine ilişkin gerekli çalışmaların yapılması hususlarında gereğini arz ederim."

BERGAMA OVASI’NI BESLEYEN BAKIRÇAY’DA SU SEVİYESİ AZALDI Haber

BERGAMA OVASI’NI BESLEYEN BAKIRÇAY’DA SU SEVİYESİ AZALDI

Bazı kesimleri neredeyse tamamen kuruyan Bakırçay’ın özellikle Aşağıkırıklar, Bozköy, Kurfallı ve Yeni Köy çevresinde tarım yapan çiftçiler, DSİ’nin yeterli su salmaması nedeniyle tarlalarındaki ürünlerin kuruduğunu belirterek tepkilerini dile getirdi. Çiftçiler, en büyük kaybı suya en çok ihtiyaç duyan pamuk, mısır ve ayçiçeği tarlalarında yaşadı. Sulama programının aksamasıyla birlikte bazı ekili alanlar tamamen kururken, ayakta kalan ürünlerde de ciddi verim kaybı gözleniyor. "Ürünlerimiz tarlada yandı. Hasat yapacak durumda değiliz" diyen üreticiler, gelir kaybının yanı sıra borçlarını ödeyememe kaygısı taşıyor. Köylüler, sulama sezonunda planlanan suyun zamanında ve yeterli miktarda bırakılmadığını öne sürüyor. DSİ ise su kaynaklarının kısıtlı olduğunu, barajlarda doluluk oranlarının düşüklüğü nedeniyle kısıtlama yapıldığını hatırlatıyor. Uzmanlar, azalan yağışların Ege havzalarında kuraklık riskini artırdığını vurguluyor. Kuzey Ege Havzası Kuraklık Yönetim Planı’nda da "su tüketimi yüksek ürünlerden uzak durulması" çağrısı yapılmıştı. Ancak bölgedeki çiftçiler, geçim kaynaklarını farklı ürünlere kaydırmakta zorlandıklarını dile getiriyor. EKONOMİK ETKİLER ZİNCİRLEME Tarladaki verim kaybının yalnızca üreticiyi değil, nakliyeden işçiliğe, yem ve gıda sanayine kadar bölgedeki tarıma dayalı yan sektörleri de olumsuz etkilemesi bekleniyor. Küçük aile işletmeleri içinse durum daha da kritik. ÇÖZÜM BEKLENTİSİ Çiftçiler, zararlarının devlet tarafından tespit edilerek destek sağlanmasını ayrıca su yönetiminin şeffaflaştırılması, sulama altyapısının yenilenmesi ve acil destek paketlerinin devreye alınması yönünde çağrı yapıyor. Bakırçay’ın kuruması, yalnızca bir yaz mevsimi sorunu değil; tarımın geleceğini, bölge ekonomisini ve kırsal yaşamı tehdit eden derin bir krizin işareti olarak değerlendiriliyor.

TUGAY’DAN KATI ATIK TESİSLERİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA Haber

TUGAY’DAN KATI ATIK TESİSLERİYLE İLGİLİ AÇIKLAMA

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, İZSU tarafından Gaziemir’de yapılacak Sarnıç içme suyu şebeke hattı için düzenlenen temel atma töreninin sonrasında basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Çiğli’deki Harmandalı Düzenli Atık Depolama Tesisi’nde çöp depolama işleminin durdurulması yönündeki yargı kararı ve katı atık değerlendirme ve bertaraf tesisleri için kentte belirlenecek bölgeler ile ilgili tartışmalar hakkında konuşan Başkan Dr. Cemil Tugay, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum ile yaptıkları toplantıda konuşulanları örnek gösterdi. Başkan Tugay, “Bakan ile olan toplantıda nereyi tercih edeceksek onları kesinleştirelim, bütüncül bir bakış açısıyla İzmir’de çöp bertaraf tesisleri için yerleri saptayalım, bakanlık da bunlara izin versin dedik. Hep ayrı ayrı problemler çıkmış. Bir zamanlar Yamanlar konuşulmuş, su kaynaklarıyla ilgili Devlet Su İşleri’nin (DSİ) şerhi var. Ayrıca epey kamulaştırılacak alan var, orasının durmasına neden olmuş. Geçen dönem Menderes’le ilgili proje vardı, ihalesi de yapıldı ama daha sonra tarımla ilgili olumsuz görüş verildi. Halkı kışkırtan bazı açıklamalar yapıldı. İnsanların bunun bir çöp dökme alanı gibi olduğunu düşünmelerini sağladılar” dedi. “HALKA KARŞI YAPILMIŞ BİR HATA” Başkan Tugay, ayrıca şunları söyledi: “İnsanlar şehrin çöpü gelip buraya dökülmesin diye düşünüyorlar, haklılar ama bu konu öyle bir konu değil. Çöp bertaraf tesisinden bahsediyoruz. Bir tür fabrika bu. Çöp geliyor, orada ayrıştırılıyor, bertaraf ediliyor, komposta dönüştürülen, yakılan kısmı var. Böyle bir tesis. Bu tesislere şehrin ihtiyacı var. Bunların mutlaka bir yerlere yapılması lazım. Herhangi bir belediye başkanımızın, kim olursa olsun halkta hassasiyete neden olacak, gerçek dışı şeyleri söylemesini istemiyorum. Bunu halka karşı yapılmış bir hata olarak görüyorum. Çöp sorunu herkesin sorunu. İzmir’in bütününün, hepimizin ortak sorunu. Çözüm üretirken mutlaka bir yerlerde bu tesisler yapılacak. Bu tesisin ne olduğunu bile anlamadan, doğru düzgün bilgi sahibi olmadan kimsenin ‘istemiyoruz’ gibi laflar etme hakkı yok. Bu konuda çok rahatsızım. İnsanların bilgi sahibi olmadan konuşmalarını istemiyorum. Bu konu teknik bir konudur. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin İzmir adına üstlendiği önemli bir sorumluluktur. Bunun gereğini en doğru şekilde yapmaya çalışıyoruz. Bakanlık ile sağlıklı ve yapıcı bir iletişim sürdürmeye çalışıyoruz. Şehrin en uygun noktaları neresiyse ya da Bakanlık ile yapılan görüşmelerde nereye karar verilirse oraya yapılır, yapılacaktır. Bunu başka türlü şekillere sokmaya çalışmasın kimse. Mutlaka çözülmesi gereken bir konu. Aksi takdirde her zaman sıkıntı yaşarız.”

İZMİR KÖRFEZİ’NDE ALG PATLAMASINA KARŞI PİLOT UYGULAMA Haber

İZMİR KÖRFEZİ’NDE ALG PATLAMASINA KARŞI PİLOT UYGULAMA

İZSU Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “Modifiye kil uygulamasının olumlu sonuçlarını görüyoruz. Geçen seneki olayların daha azını göreceğiz. Hep birlikte bunu başaracağız ve İzmir Körfezi’ni kurtaracağız” dedi. İzmir’in kalbi Körfez, geçen yıl yaşanan çevre felaketiyle hafızalara kazınmıştı. Alg patlamaları ve balık ölümlerinin tekrarlanmaması için İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin hazırladığı acil eylem planı doğrultusunda çalışmalar yapıldı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın onayıyla modifiye kil uygulaması Bayraklı sahilinde başlatıldı. İlk sonuçlara göre koku azaldı, balık ölümleri durma noktasına geldi. Eylül ayından itibaren ise üniversitelerin gözetiminde bilimsel izleme süreci başlayacak. BİLİMSEL DAYANAKLI ACİL EYLEM PLANI İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak Körfez’in sorunlarına sürdürülebilir ve kalıcı çözümler üretmek için çalıştıklarını kaydeden İZSU Körfez Ekoloji Danışma Kurulu Üyesi ve İZDENİZ Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Işıkhan Güler, “2024 yılı Kasım ayında ‘Körfez’in geleceği İzmir’in geleceği’ başlıklı çalıştay düzenledik. Ulusal ve uluslararası bilim insanlarının katıldığı çalıştayda kısa, orta ve uzun vadeli çözümleri masaya yatırdık. Üç aşamalı bir eylem planı oluşturduk. Kısa vadede yangına ilk müdahale gibi alg patlamasının yayılmasını engelleyecek önlemleri, orta vadede Körfez’in kendi ekosistemini güçlendirecek çözümleri, uzun vadede ise kalıcı yöntemleri belirledik. Bu süreçte UNESCO ve Avrupa Çevre Ajansı (EPA) gibi kuruluşlarla temas kurduk. Dünyadaki uygulamaları inceledik. Özellikle Çin’de kullanılan ‘modifiye kil’ yönteminin doğayla uyumlu ve etkili olduğunu gördük. Ayrıca alg patlamasına yönelik literatür araştırmalarında UNESCO’nun zararlı “Alg Patlaması” el kitabında da kil uygulamasından bahsedilmektedir. Amerikan Çevre Ajansı (EPA) dokümanlarında da kil uygulaması yapılabileceği bilgisi bulunmaktadır. Bizim için önemli olan, bu balık ölümleri olduğunda acil eylem planlaması nedir; biz onun üzerinde daha çok yoğunlaşmaya çalıştık. Bununla ilgili de dünyada nerelerde, ne şekilde uygulama yapılmış, çalıştay öncesi bir ön çalışma yaparak bu konularla ilgili bilgi sahibi olmaya çalıştık. Kil yöntemiyle ilgili bir takım ön çalışmalarda bulunduk. Üniversitelerimizin birinde deneyler yaptırdık, çökme deneyleri çok olumlu sonuçlar verdi. Ayrıca tabandaki etkiler ve canlı yaşamı üzerinde de kısa vadeli deneyler yaptırdık, onlardan da olumlu sonuçlar aldık” dedi. “GEÇEN YILKİ BALIK ÖLÜMLERİNİ YAŞAMAMAK İÇİN HIZLI DAVRANMAK GEREKİYORDU” Acil Eylem Planı uygulaması ile ilgili olarak Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’na ocak ayında yazı yazdıklarını belirten Dr. Güler, “Kil uygulaması ve bununla birlikte iki yöntem daha var, onların uygulanması konusunda yazı yazdık. O yazıya şubat ayında cevap geldi. Ancak burada sıkıntı şu: zaman çok hızlı geçiyor. Körfezdeki kirlilik ve geçen yılki balık ölümlerini yaşamamak için hızlı davranmak gerekiyordu” diye konuştu. GEÇİCİ BİR ÇÖZÜM İzmir’de geçen yıla oranla deniz suyu sıcaklığında bir artış olduğuna dikkat çeken Dr. Işıkhan Güler, “Nisan ayında sıcaklıklar artmaya başladı. Biz küçük ölçekli uygulamalar yaparak kil kullandık. Haziran’a kadar uyguladık. Ancak hazirandan sonra durduk çünkü Çevre Bakanlığı bu konuda beklememizi istedi. Bu zaten geçici bir çözüm. Daha önce de çalıştayda anlatıldığı gibi bu bir yangın söndürme. Çok miktarda balık ve canlının ölümünü minimize etmeyi hedefliyoruz” şeklinde konuştu. PİLOT BÖLGE BAYRAKLI Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın modifiye kil uygulanması konusunda yazılan yazıya geçen hafta olumlu yanıt verdiğinin altını önemle çizen Dr. Güler, “Bakanlık, ‘Evet olabilir, bir pilot bölgede uygulanabilir, izleme çalışması yürütülmesi gerekir’ dedi. Bu yazı 20 Ağustos’ta elimize ulaştı. Dolayısıyla biz de bu doğrultuda planlarımızı yapmaya başladık. Bayraklı bölgesini pilot bölge olarak belirledik. Bayraklı dinamik olarak daha hassas, akıntılar az, dalga hareketi sınırlı. O yüzden Bayraklı bölgesi pilot bölge olarak seçildi. Biz de orayı önerdik ve şimdi Bayraklı’da modifiye kil uygulamasına başladık. Bu bir süreç ama görece olumlu sonuçları görüyoruz. Geçen seneki olayların daha azını göreceğiz. Daha önce başlasaydık bu sene daha da olumlu olurdu. Ama umutluyuz” ifadelerini kullandı. BİLİMSEL İZLEME EYLÜLDE BAŞLIYOR Uydu ve dron görüntüleriyle alg patlamalarını günlük olarak takip ettiklerini aktaran Dr. Güler şunları söyledi: “Bundan sonra yerinde ölçümlerle süreci daha bilimsel bir zemine oturtacağız. Eylül ayından itibaren üniversitelerin gözetiminde gözlem istasyonları kurulacak. Bütün kurumların iş birliğiyle bir çözüme ulaşmak mümkün. Hem yerel yönetim hem merkezi yönetim el ele bu işi çözebilir. Hep birlikte, yerel halk, belediye ve merkezi hükümet olarak İzmir Körfezi’ni kurtaracağız. İnsanların kenarında vakit geçirdiği, temiz, sağlıklı bir deniz olacak. Hep birlikte başaracağız.” ALG PATLAMASI NEDİR? Alg patlaması, deniz suyunda mikroskobik yosunların (alglerin) olağanüstü hızla çoğalmasıyla oluşuyor. Bu durum; sıcaklık artışı, kirlilik ve özellikle tarımsal atıklardan denize karışan azot–fosfor gibi besin tuzlarının fazlalığı ile tetikleniyor. Algler çoğaldığında geceleri yoğun oksijen tüketiyor ve sudaki oksijen hızla tükeniyor. Sonuç olarak balık ölümleri, kötü koku, suyun renginde değişim ve ekosistemde ciddi bozulmalar görülüyor. Uzun vadede deniz yaşamının çeşitliliğini azaltarak kıyı ekosistemlerini tehdit ediyor.

MASKİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ Haber

MASKİ GENEL MÜDÜR VEKİLİ MUHTARLARLA BİR ARAYA GELDİ

Manisa Su ve Kanalizasyon İdaresi (MASKİ) Genel Müdür Vekili Bülent Çamur, mahalle muhtarlarını konuk ederek, taleplerini dinledi. Bülent Çamur, Turgutlu ilçesine bağlı Ayvacık ile Yunusemre ilçesine bağlı, Pelitalan, Maldan, İlyasçılar, Süngüllü, Müslih ve Davutlar Mahalle muhtarlarını makamında ağırladı. Mahalle muhtarları içme suyu ve altyapı konularındaki ihtiyaçlarını ve taleplerini Genel Müdür Vekili Bülent Çamur’a iletti. MASKİ’nin Manisa genelinde vatandaşların yaşam kalitesini yükseltmeye yönelik yatırımlar yaptığına vurgu yapan Çamur, muhtarlarla gerçekleştirilen istişarelerin hizmetlerin yol haritasında önemli bir rol üstlendiğini ifade etti. BÜLENT ÇAMUR, “BİZİM İÇİN HER MAHALLE EŞİT DERECEDE ÖNEMLİDİR” Genel Müdür Vekili Bülent Çamur, “MASKİ olarak en temel görevimiz vatandaşlarımıza sağlıklı içme suyu ve güçlü bir altyapı erişimi sağlamaktır. Bu doğrultuda, muhtarlarımız bizim en büyük paydaşlarımızdır. Sahadan aldığımız her bilgi, ihtiyaçların doğru tespit edilmesi ve çözüm süreçlerinin hızlanması açısından büyük önem taşır. Bizim için her mahalle eşit derecede önemlidir. Önümüzdeki süreçte imkânlarımızı en verimli şekilde kullanarak vatandaşlarımızın beklentilerine karşılık vereceğiz. Manisalı hemşerilerimizin yaşam kalitesini artırmaya yönelik çalışmalarımızı sürdürecek, su ve altyapı hizmetlerinde sürdürülebilir çözümler üretmeye devam edeceğiz. Kuraklığın etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği bir dönemdeyiz. Ancak biz, tüm zorluklara rağmen su arayışımızı sürdürmeye, yeni kaynaklar oluşturmaya ve mevcut kaynaklarımızı en verimli şekilde kullanmaya devam ediyoruz. Vatandaşlarımızın susuz kalmaması için gece gündüz çalışmaya devam edeceğiz” dedi. MUHTARLAR, “MASKİ’NİN HİZMET ULAŞTIRMA ÇABASINDAN MEMNUNUZ” Muhtarlar da kendilerine gösterilen ilgi ve samimiyet için Genel Müdür Vekili Bülent Çamur’a teşekkür ederek, mahallelerinin ihtiyaçlarının giderilmesi noktasında MASKİ’nin gösterdiği çabadan memnuniyet duyduklarını ifade ettiler.

ÇEŞME ’DE SU KESİNTİLERİ SONA ERDİ Haber

ÇEŞME ’DE SU KESİNTİLERİ SONA ERDİ

İzmir’in gözde turizm merkezi Çeşme'de yaz sezonunda yaşanan su sıkıntısı sona erdi. İklim krizine bağlı olarak Kutlu Aktaş Barajı’ndaki doluluk oranı yüzde 5’e kadar düşünce, kuraklık ve azalan su kaynakları nedeniyle alınacak tedbirler kapsamında İzmir Büyükşehir Belediyesi İZSU Genel Müdürlüğü ilçede 25 Temmuz’da zorunlu su kesintisi uygulaması başlattı. Karareis Barajı ve Salman Göleti yatırımlarının devreye girmesiyle birlikte ise 24 Ağustos itibariyle Çeşme’de zorunlu uygulanan su kesintisi sona erdi. “BARAJ DOLULUK ORANI YÜZDE 50'DEN 5'E DÜŞTÜ” İklim krizinin etkilerine değinen İZSU İşletmeler 3. Bölge Dairesi Başkanı Tarık Ada, “Uzun süredir yağışsız kuru hava dönemi yaşamaktayız. Bu durum yeraltı ve yüzey suyu kaynakları rezervlerinin azalmasıyla sonuçlandı. Çeşme ilçemizin su ihtiyacının yüzde 50’sini karşılayan Kutlu Aktaş Barajı'nda 2023 yılında doluluk oranı yüzde 50 seviyelerinde iken, 2024 yılında bu oran yüzde 40’a, 2025 yılında ise yüzde 5’in altına düştü. Bu sebeple yurttaşlarımızın uzun vadede suya erişimini sağlayabilmek için 25 Temmuz itibari ile ilçede zorunlu su kesintisi uygulamasına geçilmişti” dedi. İZSU'DAN 7 KİLOMETRELİK İLETİM HATTI Özellikle yaz aylarında artan nüfus ve hızlı yapılaşma nedeniyle Çeşme'de mevcut kaynakların yetersiz kaldığının altını çizen Ada, “Bu nedenle Devlet Su İşleri (DSİ) kontrolünde yürütülen Karareis Barajı ve Salman Göleti Ortak Deposu, İletim Hattı ve Arıtma Tesisi önem kazandı. Biz de Çeşme’ye su ulaştırmak için 7 kilometre iletim hattı döşedik. Saniyede 270 litre arıtma kapasiteli Karareis İçme Suyu Arıtma Tesisi devreye alındı. 23 Ağustos’ta Karareis Barajı'ndan suyu sisteme verdik, 24 Ağustos sabahı dezenfeksiyon ve basınç testleri tamamlandı. 24 Ağustos’ta, hemen bir gün sonra, teknik ekiplerimiz, iletim sistemine verilen suyun, dezenfeksiyon ve basınç entegrasyon test işlemlerini sonuçlandırarak ilçemizin içme suyuna kavuşmasını sağladı. Bu sayede 24 Ağustos itibari ile zorunlu su kesintisi uygulamasına son verildi” şeklinde konuştu. ÇEŞME’NİN İÇME SUYU ALT YAPISINA İZSU’DAN 340 MİLYON LİRALIK YATIRIM Çeşme’nin içme suyu altyapısı için bugüne kadar 340 milyon liralık yatırım yaptıklarını söyleyen Ada, “İdaremizce musluklardan akan suyun sağlıklı, kaliteli ve kesintisiz olması için içme suyu yatırımlarımıza devam ediyoruz. Çeşme'nin altyapısına yaptığımız toplam 610 milyon liralık yatırımın yarısından fazlası yani 340 milyon lirası içme suyu yatırımı. 2017 yılında başlanan çalışmalar kapsamında 850 kilometre içme suyu şebeke yenileme çalışmasını tamamladık, son 13 kilometrelik kısmı da yaz sezonu sonrası tamamlayacağız” ifadelerini kullandı. TASARRUF ÇAĞRISI İzmirlilere suyu tasarruflu kullanma çağrısı da yapan Ada, “Suyun doğal döngüsünün sağlanması, ekolojik dengenin bozulmadan, sürdürülebilir yeraltı ve yüzey suyu disiplinleri ile gelecek nesillere aktarılmasının öneminin bir kez daha hissedildiği bu zamanlarda tüm abonelerimizin içme ve kullanma suyunu korumaya, dikkatli harcamaya devam etmelerini bir kez daha hatırlatıyoruz” dedi.

EGE ’DE SARDALYA YOK: BALIKÇILAR HAMSİYE UMUT BAĞLADI Haber

EGE ’DE SARDALYA YOK: BALIKÇILAR HAMSİYE UMUT BAĞLADI

Balıkçılar, 1 Eylül’de başlayacak av sezonu için hazırlıklarını tamamlarken limanlara çekilen tekneler, hummalı bir bakım ve onarım sürecinden geçti. Haftalar süren emeğin ardından denize açılmaya hazırlanan balıkçılar, bu sene sezona hüzünlü giriyor. İzmir’deki deniz suyu sıcaklığının yüksek ve denizin de kirli olması nedeniyle, Ege’nin simge balığı sardalyanın az olacağını ön gören balıkçılar, umutlarını hamsiye bağladı. İzmir İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aksoy, bu yıl Ege Denizi’nde sardalyanın görülmediğini belirterek iklim değişikliği ve deniz kirliliğinin balık popülasyonunu olumsuz etkilediğini söyledi. Aksoy, "Ege’nin simge balığı sardalya, bu yıl yaz aylarında dahi denizde görünmedi. Balıkçılarımıza soruyoruz, ‘Sardalya görebiliyor musunuz?’ diyoruz, cevap hep aynı: ’Sardalya yok’. Bu yıl daha çok hamsinin yoğun olacağı bir sezon bekliyoruz" dedi. "SARDALYASIZ BİR SEZON BİZİ BEKLİYOR" İklim değişikliği ve deniz kirliliğinin balıkçılıktaki en büyük sorunlardan biri olduğunu vurgulayan İzmir İli Deniz Ürünleri Avcıları Üreticileri Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Aksoy, "Sardalya yaz aylarında Ege’ye havyarını bırakmak için gelir. Ancak bunun için deniz suyunun sıcaklık ve temizlik dengesinin uygun olması gerekir. Bu sene havalar çok sıcak geçti, deniz suyu soğumadı. Sular kirli olunca sardalya üreyemiyor, yavrular büyüyemiyor. Sardalyasız bir sezon bizi bekliyor" diye konuştu. Sardalyanın halkın en çok tükettiği balık olduğuna dikkat çeken Aksoy, "Hamsi de besleyici ve kıymetli bir balık ama Ege’nin asıl balığı sardalyadır. Üniversitelerin yaptığı araştırmalara göre sardalya, anne sütüne eş değer omega-3 içeriyor. Özellikle çocuklar için çok önemli bir besin kaynağı. Ne yazık ki bu yıl sardalyadan umudumuz yok" ifadelerini kullandı. "SÜRDÜRÜLEBİLİR BALIKÇILIK YAPALIM" Sürdürülebilir balıkçılığın önemine de dikkat çeken Mehmet Aksoy, "Biz bu sene çıkıp denizi kurutalım, bitirelim istemiyoruz. Maksat bu değil. Çıkalım, kapasitemiz kadar balığı tutalım. Gelecek yıl da tutalım. Bir sonraki yıl da tutalım" açıklamalarına yer verdi. "SARDALYA GİDEREK AZALIYOR" Yeni sezon için umutlarının olduğunu ancak sardalyanın giderek azaldığını söyleyen Ordulu kaptan Selahattin Verdi, "Umutlarımız çok, inşallah hayırlı olur. Tabii ki bu masraflara, balıkçılık olmadığı zamanlarda hiçbir tekne sahibi ya da personel dayanamaz. Biz normalde Ordu’dayız; bugün geldik, hazırlık yapıyoruz, tekneyi hazırlıyoruz. Yeni sezonumuz için herkese hayırlı olsun diliyoruz. İnşallah bol avcılık olur. Sardalya eskiden çoktu ama sezon geçtikçe, seneler yıllar ilerledikçe sardalya denizimizde azaldı maalesef. Hamsi oluyor ama tabii buranın hamsisi de Karadeniz ya da Marmara hamsisi gibi olmuyor. İnşallah iyi olur. Bizim için fiyatlar çok önemli. Bugün boş bir köpük kasa 45-46 lira. Bir kasa sardalya bin liraya satıldığında hiçbir tekne sahibi ya da personel kazanç sağlayamaz. Umutlarımız her zaman var. İnşallah sezonumuz daha güzel geçer. Geçen seneye göre bu sene daha iyi bir beklentimiz var" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.