#Suriye

- Suriye haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Suriye haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

TBMM IRAK, SURİYE VE LÜBNAN TEZKERELERİNE ONAY VERDİ Haber

TBMM IRAK, SURİYE VE LÜBNAN TEZKERELERİNE ONAY VERDİ

TBMM, Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan’da bulunan Türk askerinin görev süresinin 2 yıl, Irak’ta ve Suriye’de görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) görev süresinin 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri’ni Genel Kurul’da kabul etti. Birleşmiş Milletler Geçici Görev Gücü (UNIFIL) kapsamında Lübnan’da bulunan Türk askerinin görev süresinin 2 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkeresi kabul edildi. TBMM AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri tezkereye kabul oyu verirken, DEM Parti çekimser kaldı. Türkiye’nin, UNIFIL’e yaptığı katkılarla barışı koruma harekatının etkin biçimde icrasında önemli bir işlev üstlendiğinin kaydedildiği tezkerede, "Bu çerçevede Türkiye’nin katkısı gerek Birleşmiş Milletler sistemi içinde, gerek bölgesel ve küresel ölçekte, gerek kapsamlı sivil-asker işbirliği faaliyetleri vasıtasıyla Lübnan toplumunun her kesimi nezdinde görünürlüğünün artmasına, ayrıca barış ve istikrarın korunmasına yönelik politikasının sürdürülmesine hizmet etmiştir. Bu itibarla UNIFIL’e katkımızın sürdürülmesinin önem arz ettiği değerlendirilmektedir" ifadelerine yer aldı. UNIFIL’in görev süresinin BMGK kararıyla 31 Aralık 2026’ya kadar son kez uzatıldığı belirtilen tezkerede, 2027 yılına kadar UNIFIL’in tedricen tasfiyesine başlanmasının kararlaştırıldığı vurgulandı. Lübnan Tezkeresi’nde, şunlar kaydedildi: "Lübnan ile ikili ilişkilerimiz ve bölgedeki güvenlik koşulları da göz önünde tutularak, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin UNIFIL’in görev süresinin uzatılması ve tedricen tasfiyesi yönündeki 2790 Sayılı Kararı uyarınca hudut, şümul ve miktarı Cumhurbaşkanınca belirlenecek Türk Silahlı Kuvvetleri unsurlarının 1701 Sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi kararı ve 880 Sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi kararıyla tespit edilen ilkeler kapsamında 31 Ekim 2025 tarihinden itibaren 2 yıl daha UNIFIL’e iştirak etmesi ve bununla ilgili gerekli düzenlemelerin Cumhurbaşkanınca yapılması için gereğini Anayasa’nın 92’nci maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım." Türk askeri 3 yıl daha Suriye ve Irak’ta Irak’ta ve Suriye’de görev yapan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) görev süresinin 3 yıl daha uzatılmasına ilişkin Cumhurbaşkanlığı Tezkereleri TBMM Genel Kurulu’nda kabul edildi. AK Parti, MHP, İYİ Parti ve Yeni Yol Partisi milletvekilleri tezkereye kabul oyu verirken, CHP ve DEM Parti hayır oyu verdi. Türkiye’nin Irak’ın toprak bütünlüğünün, milli birliğinin ve istikrarının korunmasına büyük önem atfettiğine dikkat çekilen tezkerede, "Diğer taraftan, Irak’ta PKK ve DEAŞ unsurlarının varlığını sürdürmesi, etnik temelli ayrılıkçılığa yönelik girişimler, bölgesel barışa, istikrara ve ülkemizin güvenliğine doğrudan tehdit oluşturmaktadır. Suriye’de PKK/PYD-YPG ve DEAŞ başta olmak üzere, terör örgütleri mevcudiyetini sürdürmekte ve ülkemize, ulusal güvenliğimize ve sivillere yönelik tehdit oluşturmaya devam etmektedir" ifadelerine yer verildi. Tezkerede, PKK/PYD-YPG’nin, Suriye merkezi yönetimine entegre olmaya yönelik adım atmayı ayrılıkçı ve ayrıştırıcı gündemi dolayısıyla reddettiği, ülkede kalıcı istikrarın tesisine yönelik sürecin ilerletilmesini de engellemeye çalıştığı belirtildi. Tezkerede, "Diğer taraftan, Suriye’de mevcut yönetimin beklenti ve gereksinimi doğrultusunda ülkenin terörle mücadele imkan ve kabiliyetlerinin geliştirilmesi, sivillerin günlük yaşamlarını ve geri dönüşlerini olumsuz etkileyen mayınların temizlenmesi, ülkedeki kimyasal silahların yerlerinin tespiti ve imhası süreçlerinde de ulusal çabalara eşlik eden uluslararası çalışmaların desteklenmesi ihtiyacı bulunmaktadır" denildi. Bütün bu gelişmeler çerçevesinde, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünü bozmaya, istikrar ve güvenlik tesisi çabalarını sekteye uğratmaya ve sahada gayrimeşru oldubittiler oluşturmaya yönelik, Türkiye’nin milli güvenliğine tehlike oluşturabilecek her türlü risk, tehdit ve eyleme karşı, uluslararası hukuktan doğan haklar doğrultusunda gerekli önlemlerin alınması ve Suriye’deki istikrarın tesisine dair çabaların pekiştirilmesinin milli güvenlik açısından hayati önem arz ettiği vurgulandı. Tezkerede, şunlar kaydedildi: "Ayrıca, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyinin 2170 (2014), 2178 (2014), 2249 (2015) ve 2254 (2015) sayılı kararlarıyla, Irak ve Suriye’nin toprak bütünlüğünün ve bağımsızlığının teyit edilmiş olmasının ve yine 2170 (2014) sayılı Kararda bu ülkelerdeki terör faaliyetlerinin kınanarak DEAŞ ve benzeri terör örgütlerinin faaliyetlerine karşı Birleşmiş Milletler üyesi tüm ülkelere 1373 (2001) sayılı Karar ve uluslararası hukuk çerçevesindeki sorumluluklarına uygun şekilde gerekli tedbirleri alma çağrısında bulunulmuş olmasının ışığında, Türkiye’nin DEAŞ ve diğer terör örgütleriyle mücadele amacıyla oluşturulan uluslararası koalisyon bünyesinde iştirak ettiği faaliyetlerin sürdürülmesi de önem taşımaktadır. Bu mülahazalarla, Türkiye’nin milli güvenliğine yönelik ayrılıkçı hareketler, terör tehdidi ve her türlü güvenlik riskine karşı uluslararası hukuk çerçevesinde gerekli her türlü tedbiri almak, Irak ve Suriye’deki tüm terör örgütlerinden ülkemize bundan sonra da yönelebilecek saldırıları bertaraf etmek ve kitlesel göç gibi diğer muhtemel risklere karşı milli güvenliğimizin idame ettirilmesini sağlamak, Türkiye’nin güney kara sınırlarına mücavir bölgelerde yaşanan ve hiçbir meşruiyeti olmayan tek taraflı bölücü girişimler ve bunlarla ilgili olabilecek gelişmeler karşısında Türkiye’nin menfaatlerini etkili bir şekilde korumak ve kollamak, gelişmelerin seyrine göre ileride telafisi güç bir durumla karşılaşmamak için süratli ve dinamik bir politika izlenmesine yardımcı olmak üzere hudut, şümul, miktar ve zamanı Cumhurbaşkanınca takdir ve tayin olunacak şekilde, Türk Silahlı Kuvvetlerinin gerektiği takdirde sınır ötesi harekat ve müdahalede bulunmak üzere yabancı ülkelere gönderilmesi ve aynı amaçlara matuf olmak üzere yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunması, bu kuvvetlerin Cumhurbaşkanının belirleyeceği esaslara göre kullanılması ile risk ve tehditlerin giderilebilmesi için her türlü tedbirin alınması ve bunlara imkan sağlayacak düzenlemelerin Cumhurbaşkanı tarafından belirlenecek esaslara göre yapılması için 2.10.2014 tarihli ve 1071 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile verilen ve son olarak 17.10.2023 tarihli ve 1395 sayılı Türkiye Büyük Millet Meclisi Kararı ile uzatılan iznin süresinin 30 Ekim 2025 tarihinden itibaren 3 yıl uzatılması hususunda gereğini Anayasa’nın 92. maddesi uyarınca bilgilerinize sunarım."

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BM’DE TARİHİ KONUŞMAYA İMZA ATTI Haber

CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN BM’DE TARİHİ KONUŞMAYA İMZA ATTI

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 80. BM Genel Kurul toplantısında dünyaya seslendi. Birleşmiş Milletler 80. Genel Kurulu'nun tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. İnsanlığın ortak vicdanını temsil eden bu kürsüden sizlere bir kez daha hitap etmekten büyük bir bahtiyarlık duyuyorum. Genel Kurul Başkanlığını tamamlayan, Sayın Yangı tebrik ediyor. Bu görevi devralan Sayın Berboka ise başarılar diliyorum. Konuşmamın hemen başında, Filistin'in giderek artan sayıda ülke tarafından tanındığı bir dönemde Filistin Devlet Başkanı Sayın Mahmut Abbas'ın bugün bizzat aramızda olamayışından duyduğum üzüntüyü ifade etmek istiyorum. Biz bugün bu kürsüde kendi vatandaşlarımızla birlikte sesi kısılmak istenen Filistin halkına tercüman olmak için de bulunuyoruz. Filistin Devleti'ni tanıyacağını açıklayan tüm ülkelere teşekkür ediyor. Henüz bu kararı almayan devletleri ise bir an önce harekete geçmeye çağırıyor. Sayın Başkan, değerli üyeler, Birleşmiş Milletler şartı bundan 80 yıl önce San Francisco'da imzalandı ve 24 Ekim 1945'te yürürlüğe girdi. Birleşmiş Milletler kuruluş şartının ilk maddesinin ilk kelimelerini burada tekrar hatırlatmak isterim. "ÇOCUKLARIN ÖLDÜĞÜ BİR DÜNYADA HUZUR OLABİLİR Mİ?" Gazze'deki günlük hayatı anlatan bir fotoğraf göstereceğim. Birinci fotoğraf gördüğünüz gibi ellerinde leğenli kadınlar. Lütfen hepimiz elimizi vicdanımıza koyup cevap verelim. 2025 yılında böyle bir gaddarlığın makul bir sebebi olabilir mi? Bu utanç manzarası Gazze'de 23 aydır her gün tekrar ediyor. 2,5 milyon Gazzeli her gün yerinden ediliyor. Her gün göçe zorlanıyor. Sağlık altyapısı çökmüş durumda. Doktorlar öldürüldü ya da gözaltına alındı. Ambulanslar vuruldu. Hastaneler bombalandı. Tedavi mümkün değil. Operasyon mümkün değil, ilaç bulmak mümkün değil. Tayyip Erdoğan olarak için yanarak söylüyorum. Henüz 2-3 yaşındaki elleri, kolları, bacakları olmayan masum yavrucuklar bugün maalesef Gazze'nin olağan fotoğrafı haline gelmiştir. Hangi vicdan buna sessiz kalabilir? Çocukların öldüğü bir dünyada huzur olabilir mi? Üzerine titrediğimiz evlatlarımız var. "NETANYAHU'NUN BARIŞA NİYETİ OLMADIĞI BİR KEZ DAHA ANLAŞILMIŞTIR" BM, Gazze'de kendi çalışanlarını dahi koruyamamıştır. İnsanlığa yardım için koşturan 500 kişi öldürülmüştür. Bunların 365'i BM personelidir. Soykırım tıpkı Holokost gibi utanç verici insanlık dışı bir kavramdır. Gazze'de bugün sadece insanlar öldürülmüyor, hayvanlar hedef alınarak öldürülüyor. Tarım alanları, bahçeler, ağaçlar, Gazze'de asırlık zeytin ağaçları yok ediliyor. Gazze'de sular yok ediliyor, kirletiliyor. Okullar, camiiler, kiliseler bilinçli bir şekilde yıkılıyor. Gazze'de bir savaş yoktur. Gazze'de iki taraftan söz edilemez. Bir tarafta düzenli ordu diğer tarafta ise masum çocuklar, siviller vardır. Bu 7 Ekim olayı ileri sürülerek yürütülen bir soykırım, toplu kıyım politikasıdır. Gazze Hamas bahanesiyel yok edilirken, Hamas'ın yönetimde olmadığı Batı Şeria'da adım adım işgal edilmekte, masum siviller katledilmektedir. İsrail Gazze ve Batı Şeria ile sınırlı kalmıyor, Suriye, Lübnan'a da saldırılar düzenleyerek bölge barışını tehdit ediyor. Katar'da ateşkes için toplantı yapan heyete İsrail saldırısı gerçekleşmiştir. Katar'a yönelik saldırı, İsrail yönetiminin tamamen kontrolü kaybettiğini göstermiştir. Netanyahu'nun barışa niyeti olmadığı bir kez daha anlaşılmıştır. Adalet, demokrasi gibi kavramlar rafa kaldırılmıştır. Vadedilmiş topraklar safsatasıyla hareket eden İsrail, insanlığın müşterek kazanımlarına saldırmaktadır. "GÜN, FİLİSTİNLİ MAZLUMLARIN YANINDA DİMDİK DURMA GÜNÜDÜR" Adalet, demokrasi gibi kavramlar rafa kaldırılmıştır. Vadedilmiş topraklar safsatasıyla hareket eden İsrail, insanlığın müşterek kazanımlarına saldırmaktadır. Gazze'de ateşkes bir an önce sağlanmalı. İnsani, yardımların girmesi sağlanmalıdır. Gün bugündür. Gün, Filistinli mazlumların yanında dimdik durma günüdür. Halklarınız bu barbarlığa tepki gösterirken, gelin sizler de cesaretinizi gösterin. Gazze'ye karşı insanlık görevinizi yerine getirin. "SURİYE'DE YENİ BİR DÖNEMİN KAPILARI AÇILDI" Cumhurbaşkanı Erdoğan 13 yıl boyunca Suriyelilerin feryatlarına dikkat çektik, 1 milyon insanın hayatına ve milyonlarcasının ülkesini terk etmesine neden olan zulüm tarihe kavuştu. Suriye'de yeni bir dönemin kapıları açıldı. Eli kanlı bir rejime karşı Suriye halkı, büyük bedeller ödeyerek elde ettikleri zaferi inşallah menziline ulaştıracaktır. Terörün hiçbir çeşidinin olmadığı, bir ve bütün Suriye'nin vizyonunu bütün imkanlarımızla destekleyeceğiz. Bunun kazanını Suriyelilerle birlikte tüm komşu ülkeler ve bölgemiz olacaktır."

TÜRKİYE-SURİYE DOĞAL GAZ BORU HATTI TÖRENLE AÇILDI Haber

TÜRKİYE-SURİYE DOĞAL GAZ BORU HATTI TÖRENLE AÇILDI

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, "Türkiye-Suriye dostluğunun enerji alanındaki nişanesi olan Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı’nın açılışını gerçekleştiriyoruz" dedi. Bir dizi program ve açılış törenlerine katılmak üzere Kilis’te bulunan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alparslan Bayraktar, Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı Açılış Töreni’ne katıldı. Törende konuşan Bakan Bayraktar, "Bugün, ensar şehrimiz Kilis’te tarihi bir ana şahitlik ediyoruz. Yıllardır büyük acılar çekmiş Suriyeli kardeşlerimizle bağlarımızı daha da güçlendiriyoruz. Türkiye-Suriye dostluğunun enerji alanındaki nişanesi olan Türkiye-Suriye Doğal Gaz Boru Hattı’nın açılışını gerçekleştiriyoruz. Türkiye Cumhuriyeti Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı olarak konuşmamın başında bu uluslararası projede birlikte çalıştığımız Suriye, Azerbaycan ve Katar’a şükranlarımı sunuyorum. Bu doğal gaz boru Hattının, ülkelerimize ve halklarımıza bereket ve refah bölgemize de huzur getirmesini temenni ediyorum. Suriye’de başlayan yeni dönem ile birlikte ülkemizde misafir ettiğimiz Suriyeli kardeşlerimizin vatanlarına gönüllü ve güvenli bir şekilde dönmesi büyük önem taşıyor. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ın da bizlere talimatı, Suriye’de yaşamı tekrar normale döndürecek adımların bir an önce atılması oldu. Biz de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı olarak en temel evrensel ihtiyaç olan elektrik tedariki için özellikle enerji altyapısı noktasında neler yapabileceğimizi ele aldık. Bakanlığımızdan iki farklı uzman heyeti Şam’a gönderdik. Heyetlerimiz çalışmalarını çok kısa bir süre içerisinde tamamladı. Kısa, orta ve uzun vadede neler yapabiliriz bunları belirledik. Türkiye olarak, 2017 yılından bu yana Afrin, İdlib gibi bölgelerin enerji arz güvenliğini sağlıyoruz. Elektriği halihazırda 8 ayrı noktadan Suriye’ye ihraç ediyoruz. İhracat kapasitemizi ilk etapta yüzde 25 daha sonra da ekleyeceğimiz yeni bağlantı hatlarıyla iki katından fazla artırmış olacağız. Çalışmalarımız tamamlandığında bağlantı kapasitemiz 861 MW’a ulaşacak ve Suriye’deki 1,6 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılıyor olacağız" dedi. "Birazdan gaz akışını başlatacak vanayı çevirecek ve Azerbaycan’dan gelen doğal gazı, Kilis üzerinden Suriye’ye vereceğiz" Bakan Bayraktar, "Kahramanmaraş’ın Türkoğlu ilçesinden gelen 36 inç çapında yaklaşık 93 kilometre uzunluğundaki boru hattını Suriye’ye doğru devam ettirdik. İşte bu hat, bugün bu töreni düzenlediğimiz Türkiye-Suriye sınırında bulunan ve Kilis’in Yavuzlu Köyü’nde yer alan Yavuzlu Ölçüm İstasyonu’na kadar geldi. BOTAŞ hattın Suriye bölümünün alt yapısının hazırlanması ile ilgili olarak Suriye Gaz Şirketi SGC’yle birlikte çalıştı kendilerine her türlü teknik desteği verdi. Birazdan gaz akışını başlatacak vanayı çevirecek ve Azerbaycan’dan gelen doğal gazı, Kilis üzerinden Suriye’ye vereceğiz" ifadelerini kullandı. "TÜRKİYE-SURİYE SINIRINDA TESLİMİNE YÖNELİK BİR SWAP ANLAŞMASI İMZALADIK" Bakan Bayraktar, "Yavuzlu Ölçüm İstasyonu’ndan günde 6 milyon metreküplük kapasiteye kadar gaz sevkiyatı gerçekleştireceğiz. Allah’ın izniyle doğal gazı, Halep’e, Halep’ten de Humus’a kadar taşıyacağız. Bu sayede oradaki elektrik santralleri de yakın bir zaman içinde devreye alınacak. İlk aşamada Suriye’ye yılda 2 milyar metreküpe kadar doğal gaz ihracı sağlanabilecek. Bu doğal gaz ile yaklaşık bin 200 megavatlık elektrik santrali faal hale gelecek bu sayede 5 milyon hanenin elektrik ihtiyacını karşılayarak, Suriye’de hayatın normalleşmesine çok ciddi bir katkı yapacak" diye konuştu. Açılışa, Suriye Enerji Bakanı Muhammed El-Beşir, Azerbaycan Ekonomi Bakanı Mikayıl Cabbarov ve Katar Kalkınma Fonu Başkanı Fahad Hamad Al-Sulaiti katıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.