#Tarih

- Tarih haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tarih haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

PAPA İZNİK'E NEDEN GELİYOR? İŞTE CEVABI... Haber

PAPA İZNİK'E NEDEN GELİYOR? İŞTE CEVABI...

Son günlerde Papa'nın İznik'i ziyaret edeceği yönündeki haberler tarihi kentin yeniden gündem olmasını sağladı. Herkes 'Papa İznik'e neden geliyor?' sorusunun cevabını merak ediyor. Tarihi dokusu, doğal güzellikleri ve manevi değerleriyle tarih boyunca dikkat çeken İznik'e son haftalarda hem yerli hem yabancı vatandaşların ilgisi de arttı. Özellikle sosyal medya paylaşımları ve yatırım haberlerinin ardından ilçeye gelen ziyaretçi sayısında artış yaşanıyor. Peki Papa İznik'e neden ve ne zaman geliyor? PAPA 27-30 KASIM TARİHLERİ ARASINDA TÜRKİYE'DE OLACAK Katolik Kilisesi lideri Papa 14. Leo'nun Kasım sonunda Türkiye'yi ziyaret edeceği açıklandı. İznik Konsili'nin 1700. yıl dönümü nedeniyle organize edilen ziyaret, Papa'nın ilk yurtdışı gezisi olma özelliğini de taşıyor. Konu ile ilgili Vatikan'dan 7 Ekim'de yapılan açıklamaya göre Papa 27-30 Kasım tarihleri arasında Türkiye'de olacak. Papa, Vatikan Şehir Devleti'nin lideri de olması nedeniyle ziyaret Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın daveti ile yapılacak. Vatikan, şimdilik Papa'nın ziyaret programının detaylarını açıklamadı. "Bu seyahat, Birinci İznik Konsili'nin 1700. yıldönümü vesilesiyle İznik'e bir hac ziyaretini de içermektedir" denildi. Diğer yandan Papa'nın Ankara'da devlet temsilcileriyle ve İstanbul'da ise Fener Rum Patrikhanesi yetkilileriyle görüşmesi bekleniyor. PAPA'NIN İZNİK'E GELME NEDENİ Aslında Vatikan’ın dış temaları ve ziyaretlerini içerenprogramında İznik, uzun süredir yer alıyor. 2024 yıl temmuz ayında Vatikan tarafından nisan ayında hayatını kaybeden Papa Franciscus’un 2025 programı içinde İznik ziyareti yer alıyordu. Ancak Papa Franciscus vefat edince, program gerçekleştirilememişti. Bir anlamda önceki Papa'nın yarım kalan işini Papa 14. Leo tamamlamış olacak. Bu ziyaretin öncelikli nedeni ise Hristiyanlığın teolojik merkezinde bulunan İznik’te bundan 1700 yıl önce Hristiyanlığın ilk ekümenik toplantısı, yani konsilinin toplanmış olması. Bu noktada İznik’in en büyük önemi Hristiyanlığın temel prensiplerinin belirlendiği yer olması. Vatkain’ın yaklaşık 45 bin nüfusa sahip İznik ilgisinin altında yatan ana neden Hrıstiyanlığın teolojik temeline oturtan ilk ekümenik konsilin günümüzden 1700 yıl önce bu ilçede düzenlenmiş olması. Bu konsilin önemini ise Katoliklik, Ortodoksluk veya Protestanlığın kaideleri ya da teolojik hükümleri değişse de Hristiyanlığın bu en büyük üç mezhebinde değişmeyen tek şey kaidenin, hatta Tanrı’nın niteliği… Çünkü bu konsil düzenlenene kadar birçok farklı mezhebin farklı teslis inançları ve tanrı yorumu vardı. Kimi mezhebin öğretisinde 'Baba' sonsuzdu, 'Oğul' ise onun tarafından yaratılmıştı. Dolayısıyla Oğul, 325 yılında toplanan İznik Konsili’nde ise 'Baba ve Oğul’un aynı özden olduğu ilan edildi ve Katoliklik, Ortodoksluk ve Protestanlığın temel doktrini ortaya konulmuş oldu. Baba ve Oğul’un aynı özden oluşuna iman etmeyenlerin “sapkın” ilan edilececeği açıklandı. Böylece Hristiyanlık, Roma’nın devlet dini kabul edildi BİZANSIN BAŞKENTİ İZNİK İznik’in tarihteki bir diğer önemi ise bir dönem Bizans’ın başkenti olması. 1204 yılında İstanbul’u Latinlerin işgaliyle yaşayan Bizans’ın çift başlı kartal sancağı, tekrar İznik'te göndere çekildi. imparatorluğun yıkılması, merkezin İznik’e taşınmasına neden oldu. Bu süreç İstanbul’un geri alındığı 1261’e dek devam etti. İZNİK YİNE DÜNYANIN GÜDEMİNDE İşte tüm bu tarihi ve teolojik nedenlerle İznik bir kez daha dünyanın gündemine oturdu. Daha önce 'İznik' adını bile hiç duymayanlar İznik hakkında araştırma yapmaya başladı. Küçük ilçenin ziyaretçileri de arttı. Emlakçılar ve turizmciler, İznik'e yönelik bu yoğun ilginin son yıllardaki en yüksek seviyeye ulaştığını belirtiyor. İlçede hafta sonları yaşanan hareketlilik, esnafın da yüzünü güldürmüş durumda. İznik'te arsa, arazi ve konut satışına olan ilgi fazlasıyla yükseldi. Konuya ilişkin İHA'ya konuşan Emlak Danışmanı Emrullah Çil, "Emlak piyasasına bu haberlerden sonra aşırı derecede rağbet var biz uzun yıllardır bu sektördeyiz ve ilk defa bu kadar çok iste ve rağbet var. Telefonlarımız susmuyor ve iş yerimize gelenimiz ve gidenimiz çok fazla özellikle burada bulunduğumuz arazi gibi araziler İznik'in merkezine çok yakın konumdayız şu anda bu gibi zeytinlik ve boş arazi gibi alımlar arttı. Biz yetişemeyecek konuma geldik diyebiliriz. İznik'in İstanbul'a çok yakın olmasından dolayı ve çok fazla deprem yaşandığı için İznik'e göç alıyoruz. İznik'in zirve konumları manzaralı bölgeleri var Karadeniz bölgelerini aratmayacak yerlerimiz var ve son bir yılda satışlarda inanılmaz yoğunluğumuz var. Konut satışına bakarsak Konut'a olan ilgi ve yoğunluk arttı iki yıl öncesine baz alarak bakarsak bu yıl yoğunluk çok daha fazla ve İznik'te sahil şeridinde konut bulmak neredeyse imkansız oldu diyebiliriz'' dedi. Tarihi ve dini önemiyle Hristiyan dünyasında da özel bir yere sahip olan İznik'in, Papa ziyaretiyle birlikte uluslararası tanınırlığının daha da artacağı öngörülüyor.

İLBER ORTAYLI VE OKAN BAYÜLGEN İZMİR’DE BULUŞTU Haber

İLBER ORTAYLI VE OKAN BAYÜLGEN İZMİR’DE BULUŞTU

İzmir Büyükşehir Belediyesi, tarihimizin en önemli dönüm noktalarından biri olan Büyük Taarruz’un 103. yılı kapsamında, Okan Bayülgen ve Prof. Dr. İlber Ortaylı’yı İzmirlilerle buluşturdu. “Büyük Taarruz ve Cumhuriyet’in Kurucu Ruhuna Yolculuk” adlı söyleşi Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde yapıldı. Büyük Taarruz’un askeri ve siyasi boyutları, Cumhuriyet’in kuruluş sürecine etkileri, günümüz gençliğine bıraktığı miras üzerine kapsamlı bir değerlendirmenin yapıldığı söyleşiye İzmirliler büyük ilgi gösterdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay'ın yanı sıra; 1989-1991 yılları arasında Bayındırlık ve İskan Bakanlığı yapan Cengiz Altınkaya, İzmir Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreter Yardımcıları Prof. Dr. Pınar Okyay, İsmail Mutaf, İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi CHP Grup Başkan Vekili Altan İnanç, meclis üyeleri, bürokratlar da söyleşiyi takip etti. TUGAY: ATA’MIZIN ÇİZDİĞİ YOLDAN YÜRÜYORUZ Söyleşinin açılış konuşmasını yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay, “Biz Atatürk'ü kaybetmiş olsak da manevi olarak onunla beraber yaşıyoruz. Hep böyle hissediyoruz. Ona karşı duyduğumuz saygı ve sevginin temelinde, aslında onun bize milletimize, ülkemize duyduğu saygı ve sevgi var. Biz sadece onun bize olan inancına karşılık vermeye çalışan insanlarız. Onun önderliği, çizdiği yol, koyduğu hedefler her zaman bize ışık olmuş, rehberlik etmiştir. Bizler zaman zaman onları konuşarak, o günleri hatırlayarak tekrar tekrar nasıl bir yolda yürüdüğümüze bakıyoruz. 30 Ağustos'u bir bayram gibi kutlarken, ne kadar zorlu şartlarda bu savaşın kazanıldığını idrak etmek zorundayız. 'Umutsuz durumlar yoktur, umutsuz insanlar vardır' diyen o büyük liderin mücadele arkadaşlarıyla birlikte inancından bir gram dahi ödün vermeden bütün dünyaya meydan okurcasına o savaşı kazanması, ‘bugün biz bu ülkenin geleceğini değiştiremeyiz, içinde yaşadığımız kötü günleri düzeltemeyiz’ diye umutsuzluğa kapılan insanların bir şeyleri hatırlaması gerektiğini düşündüğüm için bunları söylüyorum. O günü o günde bırakmamamız gerekir” dedi. “BU MİLLETİN BAŞINI ÖNE EĞDİRMEYECEĞİZ” Geçmişle gurur duyarken bugün yapılması gereken mücadeleden geri durulmaması gerektiğinin altını çizen Başkan Tugay, “Bizler sadece dünün zaferleriyle, evet kabul ediyorum belki insanlık tarihinde, belki Türkiye'nin tarihinde tek bir defa gelecek, gelmiş olan bir liderin varlığıyla övünmenin ötesine geçen bir şeyler yapmalıyız. Bir araya geldiğimiz günler, birbirimizin omzuna biraz daha yaklaştığımız, birbirimizin varlığından güç aldığımız günler olmalı. Milletimize inanmamız lazım. Bizi vatandaş yapan, padişahın kulu olmaktan çıkarıp vatandaş yapan o asil düşüncenin bize armağanının değerinin farkında olmalıyız. Bugünkü şartlar çok zor, onlar o gün bir şekilde başarmış olabilir. Evet açtılar, yorgundular, karşılarında kaç milletin ordusu vardı, onlar onu başardılar ama biz bugün biraz daha fazla çalışmayı, bilinçli olmayı, karakter sahibi olmayı, vatanını milletini sevmeyi, çocuklarına sahip çıkmayı, büyüklerine saygı göstermeyi, emeğin hakkını vermeyi ‘bilemeyiz’, ‘bunu yapamayız’ dememeliyiz. Atatürk, Cumhuriyet ve Türk Milleti ile gurur duyuyorum. 30 Ağustos Zafer Bayramımız ve 9 Eylül'ümüz kutlu olsun. Ben ve benim gibi düşünen insanlar bu milletin başını öne eğdirmeyecek” dedi. ORTAYLI: İZMİR ATATÜRK İÇİN ÇOK MUKADDES BİR YERDİR Başkan Tugay, Prof. Dr. İlber Ortaylı'ya Atatürk'ün İzmir'e dair hislerini sordu. Ortaylı, “İzmir'e karşı çok büyük hisleri var, niye? Bir kere Selanikli. Bütün vatanını, Rumeli'yi kaybeden insanlar, adaları kaybeden insanlar bu bölgeye sığındığı için ve burası onları çok mutlu ettiği için İzmir onun için çok mukaddes bir yerdir. İstanbul'dan falan çok daha tatlı bir yerdir. Mantalitesi ona yakın. Burası onun vatanı” şeklinde konuştu. ORTAYLI'YA KÜTÜPHANE SÜRPRİZİ Ortaylı konuşmasında İzmir'den bir opera binası daha beklediğini söyledi. Başkan Dr. Cemil Tugay, “Biz arkadaşlarımızla bu dönem, en az 4 tane kültür merkezi yapacağız. Bunlardan birisi Karşıyaka'da bitmeyi bekleyen opera binası olacak, yapacağız. Dün Kültürpark'ta iki sergi açtık, bir tane yeni sergi salonu açtık. Kente yeni kütüphaneler kazandıracağız. İçlerinden bazıları Türkiye'nin en iyileri olacak, söz veriyoruz. Bir tane de şu anda Kültürpark'ın içinde hazırlanıyor, yapılıyor. O kütüphaneye sizin isminizi vermek istiyoruz, kabul eder misiniz? 20 Eylül gibi açmayı düşünüyoruz. Biz arkadaşlarımızla böyle bir karar verdik, kabul ederseniz büyük onur duyarız” dedi. Ortaylı, “Çok büyük hediye oldu” diyerek teşekkür etti. “ORDU MÜHİMDİR” Büyük Taarruz sürecini anlatan ve o döneme ilişkin anekdotlar paylaşan Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın konuşması büyük ilgi çekti. Okan Bayülgen, Ortaylı'ya Büyük Taarruz'u nasıl tanımladığını sordu. Ortaylı, “Türkiye'de anti militarizm ahmaklıktır. Eğer bilinçli olarak yapılıyorsa ihanettir. Bunun faşizmle, komünizmle alakası yoktur. Ordu çok mühim şeydir. İkinci Dünya Savaşı'nda Sovyetler Birliği'ni sovyet ve kominist ruhu kurtarmadı. Kimse bana masal okumasın. İkinci Dünya Savaşı'nda her şeye rağmen Rusya'yı Rusların ruhu, askerleri kurtardı. Bu çok önemli. Bu Türkiye için de böyle. Birinci Dünya Savaşı'na girdiğimiz zaman Türk ordusundaki en önemli komutanlar henüz daha general olmamışlardı” dedi. “KENDİ BAŞINA KURTULAMAZSIN, BU MÜMKÜN DEĞİL” Öğrencilerin okuyup farklı ülkelere gitmesine karşı olduğunu söyleyen Ortaylı, eğitim sorunlarını da anlattı. Ortaylı, “Liselerimizin seviyesini çok düşürdük. Hiç kimse sesini çıkartmıyor. Kendi başına kurtulmaya bakıyor, kendi başına kurtulamazsın, bu mümkün değil. Eğitim bir yöntemdir, topluca yapılır. Kendi başına Müslüman da olamazsın Hristiyan da olamazsın. Camiye, kiliseye toplu girmek zorundasın. Eğitim de öyle. 'Ben çocuğumu kurtarırım, Amerika'ya gönderirim', kurtaramazsın, bir işe de yaramaz. Bu bir sistem meselesidir. Eğitim konusunda herkesin birleşmesi lazım” ifadelerini kullandı. “SAYGI ÖNEMLİ” Saygının önemine vurgu yapan Ortaylı, “Bir toplumda farklı düşünenler olabilir. Her zaman her yerde birbirine karşı gruplar olur. Örtülü veya açık. Mühim olan birbirlerinin hakkına tecavüz etmesinler. Onun yaşama hakkı vardır, eğitim hakkı vardır, sağlık hakkı vardır. Çok önemli bir şey bu. Hiçbir zaman hiçbir grup ‘iktidardayım’ diye muhalefete karşı bu tavrı takınamaz. Bazı olayları bahane ederek sabahtan akşama karşı tarafın sinirleriyle oynaması doğru bir şey değildir. Bunu yaptığınız an orada saygısızlık başlıyor. Onun arkasından facia geliyor” diye konuştu. “BÖLÜNME İHTİMALİ HER ZAMAN VARDIR, HAYIR DEMEYECEĞİM” Bir vatandaşın 'bizim yüce vatanımızın bölünme ihtimali var mı?' sorusuna cevap veren Ortaylı, “Bölünme ihtimali her zaman vardır, hayır demeyeceğim. Bu göründü artık gizlemeye gerek yok. Rastgele yerde suladığın toprakları oraya buraya satarsan, sonra iyi gelmez. Türkiye'de böyle bir kafa var. Avusturya, Avrupa Birliği üyesi. Giden herkes ev, arsa alırsa olmuyor işte, bir şekilde önlüyorlar. Suladığın toprakları kendin tutacaksın ve emniyetini alacaksın. Arazilerimiz terk ediliyor, köylüler terk ediyor. Genç nüfus kaçıyor. Miras sistemimizi değiştirmemiz lazım. Ailenin kontrolünün ihtiyar köylü babanın elinden alınması lazım, Avrupa'da öyle. Kim çalışıyorsa onun da söz hakkı olacak. Dolayısıyla genç çocuk şehre kaçmaz. İkincisi de hakikaten nüfus azalıyor, azalacak da. Herkes dokuz çocuk doğurmak zorunda değil. Çok da güzel bir şey bu. Ama bunun yerine alacağımız nüfus var, o da 30’larda iskan kanununda belirtildiği gibi. Bizim Asya'daki nüfusumuzdur, yakınlığımızdır” dedi. BAYÜLGEN: TARİHİMİZDE ÇOK ÖNEMLİ BİR DÖNÜM NOKTASI Okan Bayülgen, “Buradan demek ki bu kalabalıkla Büyük Taarruz'u başlatacağız” diyerek sözlerine başladı. Bayülgen, “Burada sizlerle birlikte olmak muhteşem. Bir milletin, kendi kaderini çizme cesaretini ve var olma iradesini gösterdiği, tarihimizde çok önemli bir dönüm noktası Büyük Taarruz’un 103. yılındayız” ifadelerini kullandı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.