#Tartışma

- Tartışma haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tartışma haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

GÜLLÜ ’NÜN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ SIR PERDESİ ARALANIYOR Haber

GÜLLÜ ’NÜN ÖLÜMÜYLE İLGİLİ SIR PERDESİ ARALANIYOR

Güllü adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un hayatını kaybetmesine ilişkin yürütülen soruşturmada, kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in savcılıktaki ifadesi ortaya çıktı. Gülter, "Bir dönem çok bunalmıştım, sinirle ’kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim’ şeklinde mesajlar attım ama bunlar eskiydi. Annemle aramızda hiçbir husumet yoktu" dedi. Olay, 26 Eylül’de Yalova’nın Çınarcık ilçesi Harmanlar Mahallesi Vali Akı Caddesi’nde bulunan apartmanın 5. katındaki kapalı terasta meydana gelmişti. Edinilen bilgiye göre, "Güllü" adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut, kızı ve arkadaşıyla eğlendiği sırada pencereden düşerek hayatını kaybetmişti. Yalova Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında Gül Tut’un kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in ifadesi alındı. "YETER ARTIK BEN KENDİMİ ÖLDÜRECEĞİM, ANNEMİ ÖLDÜRECEĞİM, BU ÇİLEM NE ZAMAN BİTECEK BENİM" Güllü adıyla tanınan şarkıcı Gül Tut’un kızı Tuğyan Ülkem Gülter ifadesinde, "Medyada çıkan benim bir tanıdığımla yaptığım mesaj içeriklerinin aslını anlatmak isterim. Şöyle ki ben annemle yıllardır birlikte yaşıyorum. Ancak haziran ayında annemle aramızda bir tartışma çıkmıştı. Bu tartışmanın konusu benim nişanımla ilgili bir husustu. Tartışınca ben de anneme dargındım ve annemin evinden ayrılıp Çınarcık’ta yaşayan arkadaşım Sultan’ın yanında geçici olarak kaldım. Tam 21 gündü. Bu süreçte de annemi ve beni yakından tanıyan aile dostumuz olan Bircan D. ile dertleşmek amacıyla konuşuyordum. Mesajlaşmalarımız da olmuştu. Bu mesajlar da hatırladığım kadarıyla, ’Yeter artık ben kendimi öldüreceğim, annemi öldüreceğim, bu çilem ne zaman bitecek benim’ şeklinde mesajlar atmıştım. Bir süre sonra hatta hatırladığım kadarıyla 3 ya da 4 gün sonra kardeşim Tuğberk beni annemle barıştırmak için vesile oldu. Hatta Çınarcık’ta bir plajda kızım, kardeşim, Çiğdem abla da yanımdayken annemle birbirimizden karşılıklı özür diledik ve ben plajdan sonra da annemin arabasına binerek annemin evine döndüm ve birlikte yaşamaya devam ettik. Bu dargın olduğumuz süreç içerisinde annem de beni arayarak alkolün etkisiyle bana ’Eve gelme seni istemiyorum. Gelirsen KADES’e basarım seni öldürürüm" gibi sinirle söylenen sözler söylüyordu. Hatta küfür ediyordu. Biz annemle ara ara tartıştığımızda sinirle birbirimize bu tür laflar ediyorduk. Çünkü annem özellikle alkol alınca sinirlenen biriydi. Sinirlenince de alkolün etkisiyle ne konuştuğunu bilemezdi. Bu tarz incitici veya tehditvari sözler söyleyince ben de sinirlenirdim" dedi. "BİRCAN İLE YAZIŞTIĞIM MESAJLARI FERDİ A. TELEFONLA KAYDA ALIYOR VE BUNU TELEVİZYONLARA VERİYOR" İfadesinin devamında Güllü'nün kızı Gülter, "Annemin son dönemdeki çıktığı mekanın işletmecisi olan Ferdi A. hakkımızda sosyal medyada ya da televizyonda çeşitli iddialarda bulunmaktadır ve bir şekilde bizim aile dostumuz olan normalde evlere temizliğe giden bu magazinel olaylarda alakası olmayan Bircan D.’ye telefonla ulaşmış. Beni tanıyıp tanımadığını sormuş. Bircan da, ’Evet tanıyorum hatta çok yakınız’ demiş. Ferdi de, ’Ben sana inanmıyorum madem bu kadar yakınsınız mutlaka mesajlaşmışsınızdır. Bana ikinizin arasındaki mesajları, ekran resmi alıp bana gönder ben inanayım görüştüğünüze’ diyor. Bircan abla da ekran resmini kabul etmiyor. Bunun üzerine Ferdi abi de ’O zaman ben sana tarif edeyim mesaj kısmına gir ekran yansıt ben de o şekilde göreyim’ diyor. O esnada görüntülü konuşuyorlar ve Ferdi ekran kaydı alıyor. Bu şekilde benim yukarıda bahsettiğim Bircan ile yazıştığım mesajları kendisi telefonla kayda alıyor ve bunu televizyonlara veriyor. Sanki bu mesajları ben yeni yazmışım gibi yansıtıyor ve annemin aslında düşündüğü birisi tarafından öldürüldüğünü iddia ederek hakkımızda isnatlarda bulunuyor. Mesajlar benim çok kırıldığım bir dönemde Bircan ablayı çok yakın bulmamdan kaynaklı attığım mesajlardır. Zaten annemle bu mesajlardan birkaç gün sonra barışmıştık. Ben bir de yine Çınarcık’ta oturan soyadını hatırlamadığım ama benim tanıdığım Bircan ablanın da arkadaşı olan biri vardı. Adı Çağrı idi. Annemle bu dargın olduğum süreçte Bircan ablayla birlikte Çağrı abi de bana yardımcı olmuştu. Belki Bircan’a attığım bu mesajların benzerini Çağrı abiye de atmış olabilirim ama hatırlamıyorum. Onun dışında ben başka kimseye annemle ilgili bu tarz sözler söylemedim. Annemle herhangi bir husumetim yoktur. Zaman zaman anne kız tartışması her evde olduğu gibi bizde de olurdu. Zaten o tartışmamızdan sonra da birlikte aynı evde yaşamaya başladık. Hatta Çiğdem abla da bu duruma şahittir. Yine televizyon programına çıkan Başak M.’yi ben 2-3 kez görmüştüm. Annemin arkadaşının kız kardeşidir. Annemle de zaman zaman görüşmüşlerdi. Ancak son 1 buçuk yıldır annemin arkadaşı olan Tuğkan M. ve onun kız kardeşi Başak ile görüşmüyorlardı. Başak, televizyona çıkarak annemin benim ve kardeşim tarafından işkence gördüğünü iddia ediyor. Ancak bu iddiaların hepsi asılsızdır. Böyle bir şey söz konusu değildir. Hatta Başak bizim Çınarcık’taki evimizin çok eski zamanlarını bilir" dedi. "GÜM DİYE BİR SES DUYDUM, ARKAMI DÖNÜP CAMA DOĞRU BAKTIĞIMDA ANNEM YOKTU" Olay gecesi annesinin çok alkollü olduğunu anlatan Gülter, "Bizim odamıza geldiğinde biz ayaktaydık. Ben söylediğim gibi annem odamıza geldiğinde biz ortada Sultan’la ayakta oynuyorduk. Annem de bizimle oynadı. Hatta Sultan’ı da oynatmaya çalıştı. Sultan’la bir süre oynamaya çalıştılar. Hatta ben anneme, ’Anne kız Roman havası oynamayı bilmiyor’ dedim. Biz oynarken gülüştük. Hatta annem ’Vallahi şahanesiniz’ diye bir laf söyledi. Bir süre sonra ben gardırobun yanında arkam cama dönük şekilde oynarken annemin yanımdan oynayarak arkama doğru geçtiğini fark ettim. Ancak ben dönüp bakmadım oynamaya devam ediyordum. Sonra ne kadar süre geçtiğini bilmiyorum. Sanki güm diye bir ses duydum. Arkamı dönüp cama doğru dönüp baktığımda kaldım ama annem yoktu. Annemin düştüğünü anlayıp hemen telefonla yatağımın üzerinden alıp Sultan’a da koş diyerek kapıdan dışarıya çıktık. Olay böyle oldu. O sırada Sultan da oynamayı bırakıp gardırobun aynasından dikişlerine bakıyordu. Sultan 30 Ağustos’ta kısa bir süre önce kaza geçirdiği için halen dikişleri tazeydi ve hatta cam kırıkları çıkmaya devam ediyordu. O yüzden sürekli olarak dikişlerine bakıyordu. Her bulduğu fırsatta telefonundan veya aynadan bakıyordu. Ben tam Sultan’ın önüme denk gelecek şekilde ayaktaydım. Sultan tam benim önümde aynaya bakıyordu annem benim yanımdan geçtiği sırada. Hatırladığım kadarıyla ben annemin düşüş anında sadece tek bir ses duydum ve o sese binaen arkamı dönüp baktım ancak baktığımda annem yoktu" ifadelerini kullandı.

ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUYOR: ASIL SALDIRGAN ECZACI ÇIKTI Haber

ŞİDDET ŞİDDETİ DOĞURUYOR: ASIL SALDIRGAN ECZACI ÇIKTI

Mersin'in Erdemli ilçesinde muadil ilaç verdiği için eczacı kalfasının kafasına sopayla vuran şahsın aslında 76 yaşındaki babasına şiddet uygulanarak kötü muamelede bulunulması nedeniyle olayı gerçekleştirdiği güvenlik kamerası görüntüleri ortaya çıktı. "YA BİZİM ÇOCUĞUMUZ DA SERBEST KALSIN YA DA ECZACI DA TUTUKLANSIN" Olay, 15 ve 16 Ekim tarihlerinde Merkez Mahallesi Erdemli Devlet Hastanesi acil girişi karşısındaki bir eczanede yaşandı. İddiaya göre, 16 Ekim'de muadil ilaç tartışmasında babasına yapılan kötü muamele nedeniyle İsmail Topak (44) eczacı kalfası Arif Fidan'ı sopayla darp etti, bıçakla da üzerine yürüdü. Çevredekilerin müdahalesiyle olay sona ererken, şikayet üzerine Topak gözaltına alınıp tutuklandı. YAŞLI ADAMA ECZACI SALDIRMIŞ: O ANLAR KAMERADA Tutuklanma olayının üzerinden 20 gün geçerken Topak'ın Konya'da yaşayan ancak dönem dönem Mersin'in Erdemli ilçesindeki evlerine gelen anne Ayşen (68) ile baba Zeynel Abidin Topak (76), olayla ilgili açıklamalarda bulunarak 15 Ekim'de meydana gelen ilk hadisenin görüntülerini paylaştı. 15 Ekim'de yaşanan ilk olay anında ait görüntülerde eczaneye gelen 76 yaşındaki Topak'a, eczacı kalfası Arif Fidan'ın saldırma anları ve iteleyerek dışarı düşürme anının yer alması dikkat çekti. Görüntüler üzerine konuşan aile, asıl mağduriyeti kendilerinin yaşadığının, yaşlı ve hasta bir insana yapılan muamelenin kabul edilemez olduğunu anlattı. "BENİM OĞLUMUN SUÇU VARSA KARŞIDAKİ KİŞİNİN DE SUÇU VAR" Olayın mağduru 76 yaşındaki Zeynel Abidin Topak, "Doktora gittikten sonra eczaneye giderek ilaçlarımızı aldık. 1 ay sonra tekrar doktora kontrole gittik. Kontrole gittiğimiz de doktor, 'Amca sana muadil ilaç vermişler, bunu değiştir' dedi. Ben de 15 Ekim'de ilacı değiştirmek için eczaneye gittim. Arif Fidan vardı, bana bu ilacı neden verdiniz diye sordum, hakaret ederek 'veririm' diye hitapta bulundu. Ben, 'Bir yanlışlık olmuş, telafi ederiz' demesini beklerdim. Birden ayağa kalkarak beni darp edip dışarıya attı. Ben sırtımın üzerine düştüm. Halen vücudumda ağrılar devam ediyor. 76 yaşında kalp, şeker ve tansiyon hastası bir adamım. Orada belki ölebilirdim. Emniyete gidip şikayette bulundum. Oğlum bu olayı duyup eczaneye görüşmeye gitmiş. Oradaki olayları bilmiyorum, oğlumun yaptığını da tasvip etmiyorum. Sağlıkta şiddet olayına çevirdiler. Halbuki şiddeti gören benim, mağdur olan benim. Bu olayın sebebi Arif'tir. Kamera kayıtlarını benim darp edildiğimi göreceksiniz. Benim oğlumun suçu varsa karşıdaki kişinin de suçu var, onun da tutuklanmasını istiyorum" dedi. ''BENİM ÇOCUĞUM CEZAEVİNDEN ÇIKSIN'' Eşinin tartaklanıp dışarı atıldığını hatırlatan Ayşen Topak ise Konya'da ikamet eden oğlunun bunun üzerine Mersin'e geldiğini ve olaya karıştığını, "Kim yapmaz ki babasına böyle yapılırsa" diyerek anlattı. Kendi çocuğu suçlu ise karşı tarafın daha suçlu olduğunu savunan Topak, "Benim çocuğum cezaevinden çıksın" diyerek gözyaşı döktü. ECZACI KALFASI SALDIRDIĞI KISMI ANLATMAMIŞ Saldırıya uğrayan eczane çalışanı Arif Fidan'ın, olay günü gerçekleştirdiği kötü muameleye hiç değinmediği ve basit anlatımlarla geçiştirdiği orta çıktı. Darp edildikten sonra gazetecilere konuşan Fidan, "Hasta eczaneye geldi ve elindeki poşetten 3 ilacı çıkardı. Ben yardımcı olmaya çalıştım kendisine. Sorunun ne olduğu çözmeye yönelik reçeteyi açmaya çalıştım. Reçete yaklaşık 1.5 ay önce yazılmış. Ben bunu çözmeye çalışırken, şahıs, 'Bana neden ilacı vermiyorsun lan' dedi. Ben kendisini uyardım, ikinci kez söyleyince çık dışarı dedim. Olay bundan ibaret. Bu şekilde gittikten sonra sabah tekrar gelerek elindeki sopayla saldırdı. Elinde bıçak vardı. Bıçağı tuttuk zaten, tutmasaydık daha kötü olabilirdi" ifadelerini kullanmıştı.

OKUL MÜDÜRÜNE ÜÇ ÇOCUĞUNUN ÖNÜNDE SİLAHLI SALDIRI Haber

OKUL MÜDÜRÜNE ÜÇ ÇOCUĞUNUN ÖNÜNDE SİLAHLI SALDIRI

Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde üç çocuğunu okula götürmek için arabasına bineceği sırada silahlı saldırıya uğrayan okul müdürü, bacaklarından yaralandı. Çocukların gözü önünde müdürü vuran saldırgan, o anları kayda aldırdı. Olay, sabah saatlerinde Merkezefendi ilçesine bağlı Karahasanlı Mahallesi 2001 Sokakta meydana geldi. Edinilen bilgiye göre; Merkezefendi 19 Mayıs İlkokulu Müdürü F.Ö., sabah okula götürmek üzere üç çocuğuyla birlikte evinden çıktı. Çocuklarının ardından kendisi de otomobiline bineceği sırada, Müdür F.Ö.'ye yaklaşan saldırgan, elbisesinin altında gizlediği silahla 3 el ateş ederek, hızla olay yerinden kaçtı. Çocuklarının korku dolu çığlıkları içirişinde bacaklarından vurulan F.Ö. de acıyla feryat etti. Saldırganın bir arkadaşı tarafından cep telefonuyla kayda alınan dehşet anlarının ardından, kaçan şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı. İlk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edilen F.Ö.'nün tedavisine devam edildiği, hayati tehlikesinin bulunmadığı öğrenildi. Okul müdürünü vuran kantincinin 17 yaşındaki oğlu aranıyor Denizli'nin Merkezefendi ilçesinde, 3 çocuğunu okula götürmek için arabasına bineceği sırada silahlı saldırıya uğrayan okul müdürünün bacağı ve koluna 4 kurşun isabet ettiği belirlendi. İçeride kalan bir kurşunun çıkartılması için ameliyata alınacak müdürü vuran kantincinin 17 yaşındaki oğlu aranıyor. Merkezefendi ilçesine bağlı Karahasanlı Mahallesi 2001 Sokak'ta meydana gelen olayda, Merkezefendi 19 Mayıs İlkokulu Müdürü F.Ö., sabah okula götürmek üzere 3 çocuğuyla birlikte evinden çıktı. Çocuklarının ardından kendisi de otomobiline bineceği sırada, Müdür F.Ö.'ye yaklaşan saldırgan, elbisesinin altında gizlediği silahla 4 el ateş ederek, hızla olay yerinden kaçtı. İlk müdahalenin ardından ambulansla hastaneye sevk edilen F.Ö. sol bacağına 3 ve sol koluna ise 1 kurşun isabet ettiği belirlendi. Hayati tehlikesi bulunmayan müdürün, sol dizine saplanıp içeride kalan tek kurşunun çıkartılması için öğleden sonra ameliyata alınacağı öğrenildi. Saldırıyı gerçekleştiren kantincinin 17 yaşındaki oğlu K.K.'nın bir arkadaşı tarafından cep telefonuyla kayda alınan dehşet anlarının ardından, kaçan şüphelinin yakalanması için çalışma başlatıldı. Saldırganın babasının bir süre önce okul müdürüyle kantin sözleşmesi yüzünden tartışma yaşadığı, tarafların birbirinden şikayetçi olduğu davada kantincinin ceza aldığı bildirildi.

SİNİR KRİZİ GEÇİREN İETT ŞOFÖRÜ DURAĞA DALDI: CAN KAYBI VAR Haber

SİNİR KRİZİ GEÇİREN İETT ŞOFÖRÜ DURAĞA DALDI: CAN KAYBI VAR

İstanbul'un Çekmeköy ilçesinde trafikte bir motosiklet sürücüsüyle tartışan ve sinir krizi geçiren İETT otobüsü şoförünün direksiyon hakimiyetini kaybetmesi sonucu otobüs durağına daldı. Otobüsün bir vince ve araca da çarptığı kazada 1 kadın hayatını kaybederken, 4 kişi de yaralandı. Kaza, Çekmeköy ilçesi Mehmet Akif Mahallesi Muhsin Yazıcıoğlu Caddesi'nde meydana geldi. İddiaya göre, Çekmeköy'de seyir halinde bulunan 34 HO 3430 plakalı İETT otobüsü şoförü ile 02 AFN 584 plakalı motosiklet sürücüsü arasında tartışma yaşandı. Tartışmanın büyüdüğü olayda sinir krizi geçiren otobüs şoförü, aracı motosikletin üzerine sürdü. Bu esnada direksiyon hakimiyetini kaybeden şoför, Çamlık otobüs durağına, vince ve bir araca çarparak güçlükle durabildi. Kazada otobüsün altında kalarak ağır yaralanan bir kadın, yapılan tüm müdahalelere rağmen kurtarılamadı. Yaralanan 4 vatandaş ise, olay yerinde bulunan bir tıp merkezinde ilk müdahaleleri yapıldıktan sonra ambulanslarla hastaneye kaldırıldı. Kazaya neden olan otobüs şoförü ve motosiklet sürücüsü gözaltına alındı. Kazaya tanık olan Arif Tunceli, "Motosikletliyle şoför yolda tartışmışlar. Sonra şoför durup kapıyı açınca motosikletli de buna yumruk atmış. Ondan sonra şoför galiba fenalaşıyor, direksiyon hakimiyetini kaybetmiş. Önce yandaki inşaattan platformu altına alarak sürüklemiş, siyah aracı da önüne almış, bir araba boyu sürüklendikten sonra ancak durabilmiş. Oradaki kadın en son ağır yaralıydı" dedi. Polis ekipleri tarafından kazayla ilgili inceleme başlatıldı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.