#Tbmm

- Tbmm haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tbmm haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

YENİŞEHİR ÇEVRE YOLU TBMM'YE TAŞINDI Haber

YENİŞEHİR ÇEVRE YOLU TBMM'YE TAŞINDI

Bursa Yenişehir Çevre Yolu Kozdere Kavşağı’nda yıllardır süren ölümlü ve yaralamalı kazalara rağmen hiçbir düzenleme yapılmamasını gündeme getiren İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, aynı bölgede alınan kamulaştırma ve yıkım kararlarının 10 yıldır uygulanmadığını, bu ihmalin siyasi baskılar nedeniyle gerçekleştiğini vurgulayarak iki ayrı bakanlığa soru önergesi verdi. Söz konusu Kozdere Kavşağı’nda 15 Eylül günü en son meydana gelen kazada Yenişehir eski Belediye Başkanı Mehmet Kaya’nın hayatını kaybettiğini, eşinin de ağır yaralandığını anımsatan Milletvekili Türkoğlu, “Aynı kavşakta daha önce de çok sayıda ölümlü ve yaralamalı kaza yaşandı. Sürücüler, yol kenarındaki çiftlik yapıları yüzünden çevre yolunun solundan gelen araçları göremiyor. Bu ölümcül risk yıllardır biliniyor ama bir türlü önlem alınmıyor” dedi. Soru önergelerinde, kavşakta sürücülerin görüş açısını kapatan çiftlik ve ahır yapıları hakkında yıllar önce istimlak ve yıkım kararları alındığı ancak bu kararların uygulanmadığına dikkat çekildi. Türkoğlu, “Bu çiftliklerin, AK Parti Yenişehir İlçe Gençlik Kolları Başkanı ve İlçe Yöneticilerinin ailesine ait olması nedeniyle yıkımların yapılmadığı” iddialarını da Meclis’e taşıdı. Milletvekili Türkoğlu, hem Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdülkadir Uraloğlu’na hem de Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a ayrı ayrı yazılı soru önergesi sundu. ÖNERGELERDE ŞU SORULAR ÖNE ÇIKTI Son 10 yılda Kozdere Kavşağı’nda kaç ölümlü, yaralanmalı ve maddi hasarlı kaza yaşandı? Kazaların önlenmesi için bugüne kadar hangi proje ve düzenleme yapıldı? Yıkım kararlarının uygulanmamasında AK Parti ilçe yöneticilerinin etkisi oldu mu? Siyasi baskılar yüzünden kamu güvenliği mi hiçe sayıldı? Vatandaşların can güvenliği için hangi somut adımlar atılacak, hangi tarihlerde uygulanacak?

TBMM 'MECLİS BAŞKANLIĞI FİLİSTİN TEZKERESİ' KABUL EDİLDİ Haber

TBMM 'MECLİS BAŞKANLIĞI FİLİSTİN TEZKERESİ' KABUL EDİLDİ

TBMM Genel Kurulu’nda İsrail’in Gazze’deki işgalini genişletme kararı ve Filistin halkına yaptığı soykırım hakkında "Meclis Başkanlığı Tezkeresi" oy birliğiyle kabul edildi. TBMM Genel Kurulu, İsrail’in Filistin halkına yaptığı soykırım nedeniyle olağanüstü toplandı. Genel Kurul’da "İsrail’in Gazze’deki işgalini genişletme kararı ve Filistin halkına yaptığı soykırım" hakkında "Meclis Başkanlığı Tezkeresi" oy birliğiyle kabul edildi. Meclis Başkanı Numan Kurtulmuş’un imzasını taşıyan tezkerede şu ifadelere yer verildi: "İsrail, Filistin halkına karşı on yıllardır sürdürdüğü işgal, imha ve ilhak politikalarını, son iki yıldır özellikle Gazze’de bir soykırıma dönüştürmüştür. İsrail’in sürdürdüğü soykırım, kıtlık ve açlık politikaları on binlerce cana mal olmuştur. Soykırımcı Netanyahu hükümetinin Gazze halkını açlığa ve kıtlığa kasten mahkûm ettiği BM ve diğer uluslararası kuruluşlarca da ifade edilmiştir. Gazze’yi işgal operasyonunu genişletme kararı alarak katliamlarına ve zulme devam eden İsrail, son iki yılda büyük çoğunluğu kadın ve çocuk 70 bine yakın insanı öldürmüş, 150 binden fazla kişiyi yaralamış, bölgenin sivil altyapısını imha etmiştir. Filistinli kadınlar, çocuklar, gençler ve yaşlılar soykırımcı İsrail güçlerince adeta bir ölüm ve açlık hapishanesine mahkûm edilmişlerdir. Bu canice eylemleriyle yetinmeyen Netanyahu ve çetesi, Filistinlileri yok etme çabasını bir üst aşamaya taşıyarak Gazze dahil tüm Filistin yerleşimlerini ilhak etme politikasını uygulamaya koyma aşamasına gelmiştir. İsrail; Kudüs ve Batı Şeria’da da işgal güçleri ve yasadışı yerleşimciler vasıtasıyla Filistinlilere uyguladığı şiddeti artırmış; toprak işgalini, yasadışı yıkımları ve yasadışı yerleşim inşasını hızlandırmıştır. Ne yazık ki Uluslararası Adalet Divanı ve Uluslararası Ceza Mahkemesi dışında hiçbir küresel kurum İsrail hükümetinin hukuksuz kararlarını ve katliamlarını durdurmaya yönelik bir girişimde bulunmamaktadır. Neredeyse yeryüzünün her karışında insanlık cephesinin yükselen sesi, bu zulme sessiz kalan ya da destekleyen hükümetleri son zamanlarda Filistin halkının yanında durmaya zorlamaktadır. Bu karanlık tablonun umut veren tarafı ise daha önce sessiz kalan ya da İsrail’e destek veren bazı devletlerin Filistin’i tanımaya ve İsrail’i boykot etmeye yönelik kararları devreye almasıdır. Gelinen aşama insanlık vicdanının büyük bir başarısıdır. Bugün burada TBMM olarak bizler Filistin halkıyla dayanışmaya ve İsrail’in durdurulmasına yönelik tekliflerimizi ve çağrımızı dünya parlamentolarına iletmek için toplanıyoruz. Ümit ederiz ki bizimle beraber insanlığın sesini ve vicdanını yükseltmeye destek olacak dünya parlamentoları da bu çağrımıza katılır ve hep birlikte harekete geçeriz. Türkiye Büyük Millet Meclisi Genel Kurulu olarak Filistin halkının İsrail tarafından on yıllardır maruz bırakıldığı işgal, imha ve ilhak uygulamalarını en güçlü şekilde kınıyoruz. Filistin halkına yönelik katliamların ve son olarak Gazze’de kıtlığın bir imha silahı olarak kullanılmasının soykırım suçu teşkil ettiğini vurguluyoruz. Uluslararası toplumu, İsrail’i Gazze’de kalıcı bir ateşkesi kabul etmeye, silahlı güçlerini bölgeden çekmeye ve Gazze’ye kesintisiz insani yardım ulaşımını sağlamaya zorlamak için daha fazla çaba göstermeye davet ediyoruz. Kudüs ve Batı Şeria’daki yasadışı yerleşim faaliyetlerini ve Filistin halkına yönelik şiddeti telin ediyoruz. Filistin topraklarında soykırım ve sömürge suçlarını işleyenlerin mahkemeler önünde hesap vermelerinin temin edilmesi çağrısında bulunuyoruz.1967 sınırları temelinde, coğrafi bütünlüğe sahip, bağımsız ve egemen bir Filistin Devleti’nin hayata geçirilmesinin adil ve kalıcı barışın sağlanmasının tek yolu olduğunu kayda geçiriyoruz. Mescid-i Aksa başta olmak üzere Müslümanların kutsal mekanlarına siyonist rejim tarafından yapılan saldırı ve provokasyonların mutlaka durdurulması gerektiğini vurguluyoruz. İsrail hükümeti, soykırım politikalarından vazgeçene kadar, BM ve uluslararası kuruluşlardaki üyeliklerinin askıya alınması çağrısında bulunuyoruz. Tüm ülke parlamentolarını İsrail ile olan tüm askeri ve ticari ilişkileri sonlandırmaya, Filistin halkına yönelik uygulanan ambargoyu kırmaya yönelik acilen harekete geçmeye; İsrail’in işgal ettiği Filistin topraklarındaki soykırım ve sömürge politikalarını reddetmeye ve kınamaya; Filistin halkının meşru haklarını savunmaya, iki devletli çözüm perspektifini korumaya ve Filistin Devleti’ni tanımayan ülkeleri de Filistin’i tanıma çağrısında bulunmaya; 18 Nisan 2025 tarihinde, İstanbul’da TBMM öncülüğünde tesis edilen ’Filistin’i Destekleyen Parlamentolar Grubu’na katılmaya davet ediyoruz. Bu çerçevede bu bildirinin oylanarak kabul edilmesi ve alınan kararın Resmî Gazete’de yayımlanması hususunu Genel Kurulun tasviplerine arz ederim."

FAHRETTİN ALTUN GÖREVDEN ALINDI Haber

FAHRETTİN ALTUN GÖREVDEN ALINDI

Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Başkanlığına atanan Fahrettin Altun, "7 yıldır sürdürdüğüm Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevimden bugün itibarıyla ayrılmış bulunuyorum" dedi. Resmi Gazete’de yayımlanan karar ile birlikte Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurulu Başkanlığına atanan Fahrettin Altun sosyal medya hesabından paylaşım yaparak, "25 Temmuz 2018 tarihinde Cumhurbaşkanımız Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın takdirleriyle başladığım ve yaklaşık 7 yıldır sürdürdüğüm Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevimden bugün itibarıyla ayrılmış bulunuyorum. Bu görevi bana tevdi eden, güvenen ve desteğini bir gün dahi esirgemeyen Sayın Cumhurbaşkanımıza şükranlarımı arz ediyor, görevim süresince hep yanımda hissettiğim aileme, Türkiye İletişim Modeli’nin inşası sürecinde hep birlikte emek verdiğimiz çalışma arkadaşlarıma ve hakikat mücadelesinin yılmaz neferleri olan tüm medya mensuplarına canıgönülden teşekkür ediyorum" ifadelerine yer verdi. İletişim Başkanlığına atanan Burhattin Duran’a başarılar dileyen Altun, "Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı görevini devralan Dışişleri Bakan Yardımcımız, kıymetli kardeşim Prof. Dr. Burhanettin Duran’a çalışmalarında üstün başarılar diliyorum. Kendisiyle uzun yıllar omuz omuza çalıştık, Cumhurbaşkanımızın liderlik ettiği büyük ve güçlü Türkiye mücadelesinde birlikte varlık gösterdik. Görevi kendisine devretmiş olmaktan büyük bir memnuniyet duyuyorum" ifadelerini kullandı.

ATIŞ YAPI MAĞDURİYETİ MECLİSE TAŞINDI Haber

ATIŞ YAPI MAĞDURİYETİ MECLİSE TAŞINDI

İYİ Parti Bursa Milletvekili Selçuk Türkoğlu, Bursa merkezli Atış Yapı’nın konkordato ilanı sonrası ortaya çıkan dev mağduriyeti Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gündeme taşıdı. İYİ Partili Türkoğlu, şirketin iflasının yalnızca ekonomik bir çöküş değil, aynı zamanda “iflas eden bir sistemin aynası” olduğunu vurguladı. Mağdur sayısının ailelerle birlikte 50 bine ulaştığını belirten Türkoğlu, “Bu, küçük bir ilçenin nüfusu kadar insan demek. Kimse ‘ticari risk’ deyip bu insanları kaderine terk edemez!” dedi. BİNLERCE AİLEYE “SIFIR UMUT” SATILDI Türkoğlu, özellikle Atış Yapı’nın Smart ve Babylon projelerinde binlerce ailenin mağdur edildiğini ifade etti. “Kimi peşin ödedi, kimi senetle borçlandı, ömrünü bu hayale adayanlar ne evlerini görebiliyor ne de muhatap bulabiliyor” diyen Türkoğlu, şirketin konkordato sürecinde bile daire satışlarına devam etmesini “açık bir aldatma” olarak nitelendirdi. Şeffaf olmayan belediyecilik ve denetlenmeyen şirketleşmenin bu trajedinin temel sorumluları olduğunu belirtti. Bursa’daki tüm milletvekillerine seslenen Türkoğlu, “Bu bir parti meselesi değil, vicdan meselesidir. Hemşehrileriniz sizden haklarını haykırmanızı bekliyor!” diyerek konunun yalnızca bir konut teslimi değil, hukuk ve adalet meselesi olduğunu vurguladıu. MECLİS’TE SERT SORULAR “Bu ülkenin bir tek vatandaşı bile mağdur oluyorsa, bu sorumluluk hepimizin omuzlarındadır. Susmayacağız, görmezden gelmeyeceğiz!” diyen Türkoğlu, Meclis kürsüsünden şu çarpıcı soruları yöneltti: Teslim edilmeyen dairelerin ruhsatları gerçekten var mıydı? Belediyeler bu süreçte nasıl bir denetim yaptı? Şirketin kasasından çıkan paralar başka şirketlere mi aktarıldı? Kamu bankaları neden sadece kendi alacaklarını korudu, halkın hakkı neden göz ardı edildi? Ve en önemlisi: Devlet nerede?

TBMM’DE ENGELLİ SORUNLARI KOMİSYONU OLUŞTURULDU Haber

TBMM’DE ENGELLİ SORUNLARI KOMİSYONU OLUŞTURULDU

TBMM Engelli Bireylerin Sorunlarını Araştırma Komisyonu Kasapoğlu başkanlığında çalışmalarına başladı. İlk toplantıda komisyon başkanı seçilen AK Parti İzmir Milletvekili ve önceki dönem Gençlik ve Spor Bakanı Dr. Mehmet Muharrem Kasapoğlu, açılış toplantısında teşekkür konuşması yaptı. Kasapoğlu, bu görevin şahsı için büyük bir onur ve sorumluluk olduğunu vurgulayarak şu ifadeleri kullandı: "Bugün burada, toplumsal sorumluluğumuzun en anlamlı başlıklarından biri olan engelli bireylerimizin hayatını daha yaşanabilir, daha adil ve daha erişilebilir kılmak amacıyla önemli bir göreve başlıyoruz. Bu mesele partiler üstü bir meseledir; bu mesele memleket meselesidir. Engellilik yalnızca bireyin ya da ailesinin değil, hepimizin ortak konusu, ortak vicdanıdır" Komisyonun çıktısı olacak raporun, hayata geçirilebilir çözüm önerileri sunmasının ve uygulamada yol gösterici bir rehber olmasının hedeflendiğini belirten Kasapoğlu, sözlerine şöyle devam etti: "2002’den bu yana engelli bireyler için yapılan reformlar, bir milim bile boşluk bırakmayan kapsamlı bir iradeyi temsil ediyor. Engellilerin alamadığı hiçbir hizmeti hizmet olarak görmedik, görmüyoruz. Şimdi bu süreci daha da ileri taşımak, çağın ihtiyaçlarına göre yeniden şekillendirmek zorundayız. Koşullar ve ihtiyaçlar değişirken, biz olduğumuz yerde kalamayız. Komisyon, eğitimden istihdama, sağlıktan erişilebilir çevre düzenlemelerine, kültürden spora kadar birçok alanda politika önerileri geliştirecek; STK’lar, akademisyenler ve ilgili kamu kurumlarıyla istişarelerde bulunacak. Komisyon çalışmaları kapsamında; engelli bireylerin eğitime, istihdama, sağlığa ve sosyal hayata katılım süreçleri detaylı biçimde ele alınacak, kamu kurumlarının mevcut uygulamaları değerlendirilecek, sivil toplum kuruluşları, akademisyenler ve farklı engel gruplarının temsilcileriyle doğrudan temas kurulacak, erişilebilirlik, farkındalık ve kapsayıcılık ekseninde yeni politika önerileri hazırlanacak" "TÜRKİYE, ENGELLİ HAKLARINDA ULUSLARARASI DÜZEYDE DE GÜÇLÜ BİR İRADE ORTAYA KOYDU" Kasapoğlu, Türkiye’nin 2007 yılında imzaladığı ve 2009’da taraf olduğu Birleşmiş Milletler Engelli Hakları Sözleşmesi’ni hatırlatarak, bu komisyondaki çalışmaları uluslararası taahhütlerin devamı olarak değerlendirdi. Toplumun tüm kesimleriyle temas halinde olunacağını, farklı engel gruplarını temsil eden bireylerin de sürece dahil edileceğini belirten Kasapoğlu, sözlerini şu ifadelerle tamamladı: "Yaşayacaksak birlikte yaşayacağız, yürüyeceksek birlikte yürüyeceğiz, güleceksek hep birlikte güleceğiz. Türkiye’nin bütün imkanları, 86 milyon olarak Türkiye’nin tüm evlatlarınındır. Biz bu ülkenin evlatlarının önünde hiçbir engeli tanımıyoruz, kabul etmiyoruz. Hayata geçirilebilir, kalıcı ve katılımcı çözümler geliştireceğiz" KOMİSYONDA 6 PARTİDEN 22 VEKİL GÖREV YAPIYOR Komisyon üyeleri arasında AK Parti, CHP, MHP, İYİ Parti, DEM ve YENİ YOL Partisi milletvekilleri yer alıyor. Komisyon çalışmaları boyunca saha ziyaretleri, tematik oturumlar ve kamuoyu bilgilendirmeleri düzenli olarak yapılacak.

"'TEK ADAM' HALKA YOKSULLUK BIRAKTI" Haber

"'TEK ADAM' HALKA YOKSULLUK BIRAKTI"

CHP Bursa Milletvekili Orhan Sarıbal, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, 24 Haziran 2018’de başlayan Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin 7 yıllık bilançosunu değerlendirdi. Sistemi “istikrar, refah ve büyüme” vaadiyle gelen ancak ekonomiden yargıya, eğitimden toplumsal barışa çöküş getiren bir düzen olarak niteleyen Sarıbal, “Türkiye, ekonomik kriz, siyasal baskı ve sosyal yıkımın ortasında. Tek adam rejimi, halkı yoksulluğa mahkum etti” dedi. MERKEZİLEŞME VE KURUMSAL TAHRİBAT Sarıbal, tüm yetkilerin tek merkezde toplandığını, liyakatin yerini sadakatin aldığını belirtti. “6 Şubat depremlerinde koordinasyonsuzluk derinleşti. Saray merkezli yönetim, hukuku ve toplumsal barışı boğdu. Tarikatlar ve mafya benzeri yapılar güçlendi. Gazeteciler, akademisyenler, muhalifler susturuldu; AYM ve AİHM kararları yok sayıldı” diye konuştu. EKONOMİK KRİZ: İŞSİZLİK VE ENFLASYON REKORU Sarıbal, ekonomik tabloyu çarpıcı verilerle özetledi: İşsizlik: Geniş tanımlı işsiz sayısı 2018’de 5,6 milyondan 2025’te 13 milyona yükseldi, işsizlik oranı %16,3’ten %32,2’ye çıktı. Enflasyon: Son 7 yılda %788 artarak emekçilerin gelirlerini eritti. Gıda fiyatları 11 kat, ilaç ve kira %1.000’in üzerinde yükseldi. Yoksulluk: Açlık sınırı 1.686 TL’den 25 bin TL’ye, yoksulluk sınırı 5.833 TL’den 81 bin TL’ye çıktı. 18,6 milyon kişi yoksulluk riskiyle yaşıyor. Borçlar: Bireysel kredi ve kredi kartı borçları 563 milyardan 4,8 trilyon TL’ye, çiftçi borçları 98,4 milyardan 1 trilyon TL’ye ulaştı. Sarıbal, “Kur korumalı mevduatla halkın kaynakları zenginlere aktarıldı. Emeklilerin %68’i çalışmak zorunda” dedi. TARIMDA ÇÖKÜŞ Tarımın GSYH içindeki payı %6’dan %5,6’ya, istihdam payı %18,4’ten %14,8’e geriledi. Çiftçi sayısı 1 milyondan 419 bine düştü. 2018-2025’te 6,3 milyar dolarlık hayvan ithalatı yapıldı. Sarıbal, “Başkanlık rejimi tarımı bitirdi” dedi. Sarıbal, uluslararası endekslerdeki düşüşe dikkat çekerek, Türkiye, 2018’den beri “Özgür Olmayan Ülkeler” kategorisinde olduğuna dikkati çekerek, Hukukun Üstünlüğü Endeksi'nin 2018’de 101., 2025’te 117. sırada olduğu, Basın Özgürlüğü Endeksi'nin de 157’den 159’a gerilediğini, Yolsuzluk Algı Endeksi'nin ise 78’den 107’nci sıraya düştüğün kaydetti. Sarıbal, “Bu enkazı kaldırmak mücadeleyle olur. Türkiye, ya bu rantçı düzenle çökecek ya da halkçı, laik bir siyasetle ayağa kalkacak” diyerek sözlerini tamamladı.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.