SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yangın

- Yangın haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yangın haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BAKAN İBRAHİM YUMAKLI’DAN ÇANAKKALE’DEKİ YANGINLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA Haber

BAKAN İBRAHİM YUMAKLI’DAN ÇANAKKALE’DEKİ YANGINLARA İLİŞKİN AÇIKLAMA

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çanakkale’de çıkan orman yangınlarıyla ilgili 4 şüphelinin gözaltına alındığını belirterek, "Merkezdeki yangının büyük oranda kontrol altına alındığını söyleyebilirim. Tedbiren arkadaşlarımız soğutmaya devam edecekler ama maalesef Bayramiç ilçesinde, yer yer ormanların olduğu alanlarda ve zirai alanlarda alevlenmeler devam ediyor. Gece boyunca gerekli söndürme ve soğutma çalışmaları devam edecek" dedi. Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Çanakkale’de devam eden yangınlara ilişkin Dardanos Yangın Yönetim Merkezi’nde açıklamalarda bulundu. Yumaklı’ya, Çanakkale Valisi Ömer Toraman, AK Parti Çanakkale Milletvekili Ayhan Gider, Çanakkale Orman Bölge Müdürü Enver Demirci eşlik etti. Bu riskli dönemin ilk gününde şehitlerin emaneti Çanakkale’de 2 yangın çıktığını belirten Yumaklı, "İlk yangın saat 13.20’de Çanakkale’nin merkez Sarıcaeli Mahallesi’nde çıktı. Orman dışı bir alanda çıktı, daha sonra çok şiddetli rüzgarla hızlıca ormana sirayet etti. Yangın çıktığında hava sıcaklığı 30 derece, rüzgar hızı saatte 80 kilometre olarak ölçüldü. Yani sadece bir rüzgar değil, adeta bir fırtına halindeydi. Sıcak hava ve şiddetli rüzgarla yangın, kısa sürede geniş bir alana yayıldı ve yerleşim yerlerini tehdit etti. Özellikle Mehmet Akif Ersoy Devlet Hastanesi ve Engelli Bakım Merkezi, kısmen açık olan öğrenci yurdu, bu 3 alan başta olmak üzere yerleşim yerleri için tehdit oluşturdu. Tedbiren boşaltma işlemleri, hemen Valiliğimiz tarafından gerçekleştirildi. Devlet hastanesinde 72, engelli bakım merkezinde 57 vatandaşımız, ayrıca radyo televizyon vericisinde görevli 2 kardeşimiz tahliye edildi. Toplam 131 kişi güvenli alana alındı. Bir itfaiye aracı alevlerin arasında kaldı. Çok şükür herhangi bir yaralanma ya da farklı bir etkilenme söz konusu değil. Merkezden 4 dakika sonra Bayramiç ilçesinde bir yangın ihbarı geldi. Bu yangın da maalesef orman dışı alanda başladı. Kısa sürede bu da oradaki hem sıcaklık hem rüzgarla parça parça ormanların, büyük oranda da tarımsal arazilerin olduğu alanda büyümeye başladı. Buradaki sıcaklık da yine 30 derece, rüzgar burada biraz daha fazlaydı saatte 90 kilometre olarak ölçüldü. Bu yangın etkilenme riski olan Saçaklı, Ahmetçeli, Doğancı, Zeytinli ve Pıtıreli köylerindeki 654 kişinin güvenli alanlara alındı. Çanakkale’de 2 yangına da başladığından bu yana Orman Genel Müdürlüğüne bağlı ekipler, hava ve kara araçları, AFAD, emniyet, itfaiye, diğer ilgili bütün kurum ve kuruluşlar ve çok sağ olsunlar, gerçekten bize büyük yardımları oluyor, lojistik destek anlamında, vatandaşlarımızla birlikte mücadele ettik. Bu mücadelemiz, 11 uçak, 9 helikopter, 241 kara aracı ve yaklaşık 900’e yakın personelle gün boyu devam etti. Merkezdeki yangının büyük oranda kontrol altına alındığını söyleyebilirim. Tedbiren arkadaşlarımız soğutmaya devam edecekler ama maalesef Bayramiç ilçesinde, yer yer ormanların olduğu alanlarda ve zirai alanlarda alevlenmeler devam ediyor. Gece boyunca gerekli söndürme ve soğutma çalışmaları devam edecek" diye konuştu. 4 ŞÜPHELİ GÖZALTINDA Çanakkale’deki yangınlarda 24 kişinin dumandan etkilendiği için sağlık kuruluşlarına başvurduğunu belirten Bakan Yumaklı, "Herhangi bir hayatı tehlikeleri yok. Tedbiren 18 kişinin tedavisi devam ediyor. Gün içerisinde hava araçlarımız yoğun bir şekilde çalıştı. Bu yüzden de boğaz trafiği kapatıldı. Saat 21.00 itibarıyla boğaz trafiği, kuzeyden güneye, tek yönlü bir şekilde açıldı. Eğer ihtiyaç duyulursa yine gün ışıdığı andan itibaren kapatma olabilir ancak şu anda böyle bir şey olabileceğini öngörmüyoruz. Yangınların çıkış sebepleriyle derhal savcılarımız harekete geçip soruşturmaya başladılar. Halihazırda 4 şüpheli, bu sebepten gözaltında. soruşturmalar sürüyor" dedi. Türkiye’de genelindeki orman yangınlarında son duruma ilişkin açıklama yapan Yumaklı, "Ülkemizin genelinde, 26’sı orman dışında olmak üzere 44 yangınla mücadele ettik. Çanakkale’de biraz önce anlattığım 2 yangının dışında, büyüme potansiyeli olan 4 yangın daha vardı. Çanakkale Merkez Esenler Mahallesi, Kastamonu Hanönü, Hatay Samandağ, Muğla Menteşe. Bu yangınlar da dahil olmak üzere 42 yangın, kontrol altına alınmış durumda. Dün akşam saatlerinde Karabük merkez Yeşilköy’deki yangın da büyük ölçüde kontrol altına alındı. Soğutma çalışmaları devam ediyor. Bahsettiğimiz şiddetli rüzgar ya da hava sıcaklığının yüksek olması ya da nemin düşük olması sadece Çanakkale’ye has bir durum değil. Hem Meteoroloji Genel Müdürlüğümüzün hem de Avrupa Orman Yangını Bilgi Sistemi’nin verdiği verileri üst üste koyduğumuzda Batı Karadeniz, Marmara, İç Ege, bu bahsetmiş olduğum bölümler başta olmak üzere yurdumuzun büyük bir kısmı çok yüksek risk kategorisinde. Bugünden itibaren bir hafta boyunca bu yüksek risk kategorisi devam edecek. Ege’den Akdeniz’e kadar yangına hassas olan bütün ormanlarımız için bu riskli dönemin olduğunu bahsetmiş olduğumuz Batı Karadeniz, Marmara’nın güneyi ve İç Ege’nin bu riski taşıdığını belirtmiş olalım. İklim değişikliği konusunun artık, bir gelecek tehdidi değil, şu anda yaşadığımız bir gerçeklik olduğunu ifade ediyorum. Biz ve bizim kuşağımızda olan bütün ülkelerde hali hazırda benzer yangınlar devam ediyor." "7’DEN 70’E BÜTÜN VATANDAŞLARIMIZIN YEŞİL VATAN İÇİN BİR ŞEYLER YAPMA İHTİYACINI GÖRÜYORUZ" Yangını sıcaklığın, rüzgarın, düşük nemin çıkartmadığını dile getiren Bakan Yumaklı, "Yangını sadece ihmaller zinciri çıkartıyor. Ne yazık ki bu yıl çıkan yangınların yüzde 96’sı doğrudan ya da dolaylı insan kaynaklı oldu. Sadece yüzde 4’ü doğal sebeplerle oldu. Bir kıvılcım binlerce hektarlık alanları çok geniş bir biyoçeşitliliği yok edebilir. Bu dünyada sadece bizler yaşamıyoruz. Ülkemizin topraklarını paylaştığımız diğer canlılar var. Bir seferlik ruhuna ihtiyacımız olduğunu, bunun gerekli olduğunu sadece bir söylem değil, zorunluluk olduğunu söylüyoruz. Lütfen kapalı alanların dışında ateş yakmayalım. Ateş oluşmasına sebep olabilecek hiçbir faaliyette bulunmayalım. Ekim 2025’e kadar teyakkuz halindeyiz. Bütün vatandaşlarımız da aynı şekilde gerek kendi hassasiyetleri, gerekse etraflarında müşahede ettikleri problemli durumları itibarıyla mutlaka eğer yapabiliyorlarsa kendi imkanlarıyla, bunun dışında bir şey gördülerse 112’ye durumu bildirmelerini ve bizim hızlıca müdahalemizi sağlamalarını istiyorum. 7’den 70’e bütün vatandaşlarımızın yeşil vatan için bir şeyler yapma ihtiyacını görüyoruz. En başta bu riskli zamanımızı garanti altına alalım. Hep birlikte dayanışma ruhumuzu gösterelim. Yangın çıkmaması için olağanüstü çaba ve gayret sarf edelim. Biz çıkan yangınları söndürmekle ilgili her şeyi yapıyoruz. Nitekim bizim kuşağımızdaki ülkelerle kıyaslandığında onlar gibi hatta onlardan çok daha iyi sonuçlara ulaşıyoruz. Ancak en güzeli, en olması gerekeni bu yangınların çıkmaması sağlamak" diye konuştu.

İZMİR’E ÜÇ YENİ ACİL DURUM HABERLEŞME RÖMORKU Haber

İZMİR’E ÜÇ YENİ ACİL DURUM HABERLEŞME RÖMORKU

İzmir’i afetlere karşı dayanıklı ve dirençli hale getirme hedefiyle çalışan İzmir Büyükşehir Belediyesi, Türkiye’ye örnek olacak bir çalışmayı hayata geçirdi. Afetlerde hem saha çalışanlarının hem de yurttaşların iletişim ihtiyaçlarını karşılamak için üç Acil Durum Haberleşme Römorku kente kazandırıldı. Acil Durum Haberleşme Römorku; internetten mobil şarj istasyonlarına, anons ve aydınlatma sistemlerinden kamera ve jeneratörlere kadar pek çok bileşeni bünyesinde barındırıyor. Sistem, 24 saat kesintisiz hizmet sunuyor ve uzaktan kontrol edilebiliyor. Türkiye’de bu özelliklere sahip entegre bir sistemi hayata geçiren ilk yerel yönetim olan İzmir Büyükşehir Belediyesi, afet yönetimi konusunda örnek bir belediyecilik anlayışı sergiliyor. TAM TEŞEKKÜLLÜ AFET RÖMORKLARI Afet römorkları olası bir afet durumunda sahada görev alacak arama kurtarma ekiplerinin kesintisiz bir şekilde çalışabilmesini sağlayacak. Yurttaşların elektrik, haberleşme ve acil internet gibi temel ihtiyaçlarının yanı sıra aydınlatmayı sağlayacak. Tüm süreç kamera sistemleriyle kayıt altına alınacak. Sistem böylece hem müdahale ekiplerinin koordinasyonunu kolaylaştıracak hem de güvenlik zafiyetlerinin önüne geçecek. KARAHAN: İLETİŞİM İHTİYACINI KARŞILIYOR İklim krizinin etkilerinin her geçen gün daha fazla hissedildiği bir dönemde, afetlere karşı önlem almanın zorunluluk olduğunu söyleyen İzmir Büyükşehir Belediyesi Bilgi İşlem Dairesi Başkanlığı’na bağlı Bilgi Ağları Şube Müdürü İbrahim Karahan, “Altyapısı güçlü ve afetlere dirençli kent İzmir için çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Afet anında ‘iletişim koparsa koordinasyon da kopar’ bilinciyle afet römorklarını kentimize kazandırdık. 7 gün 24 saat güneş enerjisi panelleri ve jeneratörle kesintisiz olarak çalışıyor. Afet anlarında hem vatandaşlarımızın hem de sahadaki ekiplerimizin tüm iletişim ihtiyaçlarını karşılayacak. Türkiye’de bu kadar geniş kapsamlı, entegre, uzaktan kontrol edilebilir bir sistem yerel yönetimlerde ilk defa yapılıyor” dedi. Buca Toros Afet Koordinasyon Merkezi’nde hazır bulunan Acil Durum Haberleşme Römorkları olası bir afet durumunda AFAD koordinasyonunda toplanma alanlarında hizmet verecek. Afet römorklarının sayısının önümüzdeki süreçte artırılması hedefleniyor.

BURSA’DA YANAN 3 BİN HEKTAR ORMAN İÇİN 100 YIL GEREKİYOR Haber

BURSA’DA YANAN 3 BİN HEKTAR ORMAN İÇİN 100 YIL GEREKİYOR

Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, Bursa'daki orman yangınlarında yaklaşık 3 bin hektarlık alanın zarar gördüğünü belirterek, tam anlamıyla bir orman ekosisteminin yeniden oluşmasının 100 yılı bulabileceğini söyledi. Yangının ardından bir yıl içinde ağaçlandırma çalışmalarına başlanacağı bildirildi. Bursa Teknik Üniversitesi Orman Fakültesi Orman Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Burak Arıcak, Bursa'da yaşanan orman yangınları hakkında açıklamalarda bulundu. Yangınlarda yaklaşık 3 bin hektarlık, yani yaklaşık 2 bin 200 futbol sahası büyüklüğünde bir ormanlık alanın zarar gördüğünü belirten Arıcak, tam anlamıyla bir orman ekosisteminin yeniden oluşmasının 100 yılı bulabileceğini söyledi. Yangının ardından bölgede ciddi tahribat yaşandığını ifade eden Arıcak, "Bursa'da yaşanan orman yangınında yaklaşık 3 bin hektarlık ormanlık alan ne yazık ki tahrip oldu. Bunu gözümüzde canlandırmak gerekirse, bu alan yaklaşık 2 bin 100 veya 2 bin 200 futbol sahası büyüklüğünde. Ormanlar yalnızca ağaçlardan ve hayvanlardan oluşan birer doğal alan değil; aynı zamanda okyanuslardan sonra dünyanın en büyük karbon yutaklarıdır. Bu sebeple büyük ormanlık alanlar yandığında, iklim değişikliğiyle mücadelede elimizdeki en büyük doğal savunucuları da kaybetmiş oluyoruz. Ayrıca yangın sırasında atmosfere salınan karbondioksit de iklim değişikliğini olumsuz etkiliyor ve bir kısır döngü içerisine giriyor" dedi. 1 yıl içerisinde fidan dikimi ve tohumlama çalışmalarına başlanacağını söyleyen Prof. Dr. Burak Arıcak, "Anayasa'nın 169. maddesi gereği, yanan alanların yeniden ormanlaştırılması gerekiyor ve bu görev Orman Genel Müdürlüğü tarafından yürütülüyor. Bursa çevresinde yanan ağaç türleri genellikle kızılçam ve karaçam. Kızılçam hem yangına duyarlı hem de dayanıklı bir tür. İçerdiği reçine nedeniyle kolay yanıyor, ancak yangın sonrası ısıyla kozalakların açılmasıyla kendiliğinden tohumlarını toprağa bırakabiliyor. Bundan sonraki süreçte öncelikle hasar tespit çalışmaları yapılacak. Alan üzerinde kalan, değerlendirilebilecek ağaçlar sanayi odunu, yakacak odun, lif ve yonga olarak ekonomiye kazandırılacak. Bir yıl içinde ise fidan dikimi ve tohumlama çalışmalarıyla yeniden ağaçlandırma başlayacak" diye konuştu. Yangının yalnızca ağaçları değil, toprak yapısını ve yaban hayatını da olumsuz etkilediğine dikkat çeken Arıcak, "Yangın sonrası toprak asitliliği artıyor, organik maddeler yanıyor ve su tutma kapasitesi düşüyor. Bu da erozyon riskini artırıyor. Ancak bu durum kalıcı değil; toprak zamanla kendini toparlayacak. Orman Genel Müdürlüğü bu konuda teknik çalışmalarını da sürdürecek. Orman ekosisteminin yeniden oluşması uzun bir süreçtir. Bu yanan alanlarda 10 yıl sonra yeniden orman örtüsü görmeye başlayabiliriz. Fakat tam bir orman ekosisteminin oluşması 100 yılı bulabiliyor. Elbette yangın doğanın bir parçası ama bu kadar büyük ve kontrolsüz şekilde olması ciddi tahribat oluşturuyor" ifadelerini kullandı. Orman yangınlarının yüzde 90'ının insan kaynaklı olduğunu hatırlatan Arıcak, "Vatandaşlara çağrımız, özellikle yaz aylarında ormanlık alanlarda daha duyarlı ve tedbirli olmaları. Unutmayalım ki, bugün yanan bir ormanın yeniden orman örtüsü kazanması yıllar, tam anlamıyla ekosistem haline gelmesi ise bir asır sürebilir. Bu zamanı kaybetmeyelim" şeklinde konuştu.

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DEN YANGIN BÖLGESİNE CAN SUYU Haber

İZMİR BÜYÜKŞEHİR’DEN YANGIN BÖLGESİNE CAN SUYU

İzmir Büyükşehir Belediyesi, orman yangınlarının açtığı yaraları sarmak için çalışmalarını sürdürüyor. Aliağa, Foça, Ödemiş, Seferihisar, Menderes başta olmak üzere çok sayıda ev, hayvan damı ve tarım alanlarının zarar gördüğü bölgelerde hasar tespit çalışmalarını hızla tamamlayan Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanlığı, tarımsal üretimin devam edebilmesi ve yangın alanların yeniden yeşermesi için su deposu dağıtımına başladı. Su deposu yanan 16 üreticiye su deposu verildi. “YANAN SU DEPOLARINI YERLERİNE KOYMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Su deposu desteğinin Ödemiş’ten başlayarak yangında deposu yanan tüm üreticilere verileceğini ifade eden İzmir Büyükşehir Belediyesi Tarımsal Hizmetler Dairesi Başkanı Bülent Üngür, “İklim krizinin en yıkıcı yönlerinden birisi de orman yangınları. Maalesef, geçtiğimiz günlerde ilimiz orman yangınlarından çok fazla zarar gördü. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız Dr. Cemil Tugay’ın talimatıyla orman yangınlarının ardından hemen hasar tespit çalışmalarına başladık. Tespitler sonucunda birçok çiftçimizin, üreticimizin su depolarının zarar gördüğünü fark ettik. Başkanımızın talimatıyla Ödemiş’te su deposu zarar gören tüm üreticilerimiz su depolarını yerine koyuyoruz. Ödemiş’ten sonra İzmir genelinde yangından zarar gören tüm üreticilerimize ulaşacağız” dedi. “ÇİFTÇİLERİMİZİN YANINDA OLMAYA DEVAM EDECEĞİZ” Su depolarının tarımın vazgeçilmezi olduğunu kaydeden Üngür, “Su olmazsa hayat olmaz. Bu noktada su depoları çiftçilerimiz için büyük bir öneme sahip. Su depolarını hem tarımsal sulamada hem de yeri geldiğinde kendi ihtiyaçları için kullanabiliyorlar. İzmir’de yangından etkilenen tüm mahallelerde hasar tespit çalışmaları yaptık. İhtiyaçları belirledik. Yem desteği sağladık. Maddi ve manevi desteğimiz sürüyor. İzmir Büyükşehir Belediyesi olarak çiftçilerimizin yanında olmaya devam edeceğiz” diye konuştu. “SU DEPOLARIYLA ÇİFTÇİLERİMİZ FİDANLARA SU VERİYOR” İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin desteğine teşekkür eden Ödemiş Karadoğan Mahalle Muhtarı Levent Köymen, “Cemil Başkanımızdan Allah razı olsun. İhtiyacı olan üreticilere su depolarını yolladı. Kendisi yangından sonra köyümüze üç kez geldi, sorunlarımızla ilgilendi. Su depoları üreticilerimiz için çok önemli çünkü fidanları suluyorlar. Bu destekler böyle devam ederse ayağa kalkarız” şeklinde konuştu. “CEMİL BAŞKANIMIZ HEP YANIMIZDA OLUYOR” Demircili Mahalle Muhtarı Ülkü Coşkun, “Köyümüzde üç evimiz yandı. Su depolarımız zarar gördü. Su depoları üreticilerimiz için çok önemli. Su tedariki zor olduğundan su tanklarıyla bitkilerini suluyor, hayvanlarına su veriyorlar. İzmir Büyükşehir Belediyesi vatandaşlarımız için çok faydalı bir hizmeti yerine getirdi. Destek olan herkese çok teşekkür ediyorum. Allah razı olsun, ilk andan beri hem devletimiz, hem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanımız bize ziyaretlerde bulundu, ihtiyaçlarımızı karşıladı. Cemil Başkanımız hep yanımızda oluyor. Hem yangın söndürmede hem de yaraları sarmada birlik ve beraberlik içinde çok güzel bir dayanışma örneği sergilendi” ifadelerini kullandı. “TARIM DA SU OLMADAN OLMUYOR” Ödemişli çiftçi Mutlu Kara, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne teşekkür ederek, “Keşke bu afet yaşanmasaydı, biz bunları görmeseydik. Su depoları tarım ve hayvancılıkta bizim için çok önemli. Yangında benim su tankerim yandı. Onun suyu kurtardı belki de evimizi. Her şeyde kullanılıyor bu su depoları. Temel geçimimiz tarım. Tarım da su olmadan olmuyor” şeklinde konuştu. “BÜYÜKŞEHİR OLMASA BORÇ HARÇ ALACAKTIK” Üretici Sağdık Sağkal ise, “Allah’ım tekrarını göstermesin. İzmir Büyükşehir Belediyesi ve muhtarlarımızın desteği ile ayaktayız. Yanan fidanlarımız var. Onları sulamak için su deposuna ihtiyacımız vardı. Tekrar yanan yerleri yeşertmek için var gücümüzle çalışıyoruz. Arabanın arkasına koyduğumuz kovalarla ürünlerimize su götürüp sulamaya başlamıştık. Yanan yerler yeşermeye başladı. Büyükşehir olmasa biz harç, borç, taksitle su tankeri alacaktık. Çok teşekkür ediyoruz” dedi.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.