#Yolsuzluk

- Yolsuzluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yolsuzluk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

FRANSA'DA ESKİ CUMHURBAŞKANI SARKOZY HAPSE GİRDİ Haber

FRANSA'DA ESKİ CUMHURBAŞKANI SARKOZY HAPSE GİRDİ

Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, 2007 yılında seçim kampanyasında Libya'dan yasa dışı finansman sağladığı suçlamasıyla verilen 5 yıl hapis cezası kapsamında bu sabah Paris'teki La Sante Cezaevi'ne girdi. Fransa tarihinde ilk kez eski bir cumhurbaşkanı hapse girmiş oldu. Fransa tarihinde ilk kez eski bir cumhurbaşkanı cezaevine girdi. Eski Cumhurbaşkanı, 2007 seçim kampanyasında Libya'dan yasa dışı finansman sağladığı suçlamasıyla verilen 5 yıllık hapis cezası kapsamında bu sabah polis konvoyu eşliğinde Paris'teki La Sante Cezaevi'ne giriş yaptı, kişisel eşyalarını teslim ettikten sonra güvenlik gerekçesiyle 11 metrekarelik bir hücreye yerleştirildi. SARKOZY İÇİN NORMAL CEZAEVİ PROSEDÜRÜ UYGULANDI Eski Fransa Cumhurbaşkanı, cezaevine girişinde diğer tutuklularla aynı standart işlemlerden geçirildi. İçeri alınmadan önce kimlik tespiti yapıldı, parmak izleri alındı, fotoğrafı çekildi ve tam beden araması gerçekleştirildi. Ardından kendisine cezaevi kayıt numarası verildi. Sarkozy'nin cezaevi süreci boyunca herhangi bir ayrıcalık talebinde bulunmadığı ve tüm prosedürlere itirazsız uyduğu bildirildi. Sarkozy'nin pencereli tek kişilik hücrede yanına yalnızca Alexandre Dumas imzalı "Monte Cristo Kontu" ve Jean-Christian Petitfils tarafından kaleme alınan "Jesus" kitaplarını aldığı öğrenildi. AVUKATLARDAN TAHLİYE GİRİŞİMİ Sarkozy'nin avukatları Jean-Michel Darrois ve Christophe Ingrain, kararın uygulanmasını "hukuki bir skandal" sözleriyle eleştirerek, tahliye başvurusunun resmen yapıldığını duyurdu. Savunma avukatları, müvekkilleri hakkında delil olmadan hüküm verildiği, tanık baskısı ya da delil karartma ihtimali bulunmadığını ve tutuklamanın hukuki değil siyasi olduğunu savundu. Avukat Ingrain, "Hiçbir risk yokken bir eski cumhurbaşkanını cezaevine koymak, hukuk devleti ilkesiyle bağdaşmaz. Bu karar Fransa adına utançtır" dedi. İstinaf mahkemesinin tahliye başvurusunu 1 ila 2 ay içerisinde değerlendirmesi bekleniyor. SARKOZY'E DESTEKLER Sarkozy'ye destek vermek isteyenler cezaevi önünde toplandı. Destekçileri, kararın "adaletsiz" olduğunu savunarak, eski cumhurbaşkanına destek mesajları verdi. Bazı katılımcılar, "Bu karar bir siyasi hesaplaşmadır. Sarkozy güçlü ve onurlu bir adam, yalnız bırakmayacağız" ifadelerini kullanırken, birçok gösterici, sürecin "intikam duygusuyla yürütüldüğü" görüşünü dile getirdi. Gösteri sırasında zaman zaman "Fransa'nın onuru Sarkozy'dir", "Nicolas Sarkozy, yanındayız" ve "Adalet istiyoruz" sloganları yükseldi. Eski danışman Henri Guaino'nun kalabalığa katılması ise alkışlarla karşılandı. Katılımcıların bir bölümü kararı protesto ederek yargı süreci için "adalet kendi sınırını aştı" yorumunu yaptı. Eski Fransa cumhurbaşkanının oğlu Louis de sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, "Babamız masumdur. Bu haksızlıkla yalnız değiliz" ifadelerini kullandı. 2018 YILINDA RESMİ BİR SORUŞTURMA BAŞLATILMIŞTI Fransız basını, 2013 yılında yayınlanan bir belgede, dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'nin Sarkozy'nin 2007 seçim kampanyasına gizlice yaklaşık 50 milyon euro aktardığını öne sürmüştü. Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy ise söz konusu suçlamaları tamamen reddetmiş ve bunların siyasi amaçlı olduğunu savunmuştu. Fransız yargı makamları, 2018 yılında resmi bir soruşturma başlatmış ve Sarkozy hakkında yolsuzluk, yasa dışı kampanya finansmanı ve suç örgütüyle iş birliği gibi suçlamalar yöneltmişti. SAKOZY'E YAKIN İSİMLER DE CEZA ALMIŞTI Dava kapsamında, döneminin İçişleri Bakanı Claude Gueant, 500 bin euro aldığı gerekçesiyle pasif yolsuzluk, sahtecilik ve nüfuz ticareti suçlarından 6 yıl hapis ve 250 bin euro para cezasına mahkum edilmişti. Eski Bakan Brice Hortefeux, suç örgütü kurma suçundan 2 yıl hapis ve 50 bin euro para cezasına çarptırılmıştı. Hortefeux'a ayrıca 5 yıl kamu görevi yasağı ve siyasi/medeni haklardan mahrumiyet cezası da verilmişti. Fransız-Lübnanlı iş insanı Alexandre Djouhri, aktif yolsuzluk ve nüfuz ticareti suçlarından 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Libya lideri Muammer Kaddafi'nin eski kabine direktörü Bechir Saleh, 5 yıl hapis ve 4 milyon euro para cezası almış, Suudi iş insanı Khaled Bugshan, 3 yıl hapis ve 4 milyon euro para cezasına çarptırılmıştı. Fransız-Cibutili bankacı Wahib Nacer ise 4 yıl hapis ve 2 milyon euro para cezasına mahkum edilmişti. Eski Bütçe Bakanı Eric Woerth, tüm suçlamalardan beraat etmişti. DAVANIN EN ÖNEMLİ TANIĞI HAYATINI KAYBETTİ Davanın en önemli tanıklarından biri olan Lübnan asıllı Fransız bir iş adamı Ziad Takieddine, 23 Eylül'de Lübnan'da gözaltında tutulurken hayatını kaybetmişti. Mahkeme, Takieddine hakkındaki yargılamanın ölüm nedeniyle düştüğü duyurmuştu. SARKOZY, MACRON İLE GÖRÜŞMÜŞTÜ Eski Cumhurbaşkanı, 17 Ekim'de Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron tarafından Elysee Sarayı'nda kabul edilmişti. Görüşmenin içeriği kamuoyuyla paylaşılmazken, bu temas, siyasi çevrelerde geniş yankı uyandırmıştı.

ESKİ CUMHURBAŞKANI SARKOZY YARIN CEZAEVİNE GİRECEK Haber

ESKİ CUMHURBAŞKANI SARKOZY YARIN CEZAEVİNE GİRECEK

Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy 2007 seçim kampanyası sırasında dönemin Libya lideri Muammer Kaddafi'den milyonlarca euro yasadışı fon aldığı iddiasıyla yargılandığı davada suçlu bulundu. Suç örgütü kurma suçundan verilen 5 yıllık hapis cezası yarın başlayacak. Hakkında verilen cezanın temyiz süreci devam etmesine rağmen infazın ertelenmeden uygulanması kararlaştırılan Sarkozy'nin yarın hapis cezasının infazı kapsamında başkent Paris'teki La Sante Cezaevi'ne teslim olması bekleniyor. AVUKATLARI ŞARTLI TAHLİYE BAŞVURUSU YAPACAK Fransa tarihinde ilk kez bir eski cumhurbaşkanı temyiz süreci devam ederken cezaevine girmiş olacak. Eski cumhurbaşkanının avukatları kararı eleştirirken, kendisi de "mücadeleyi sürdüreceğini" açıkladı. Sarkozy'nin avukatları, infazın başlamasıyla birlikte şartlı tahliye başvurusu yapacak. Başvurunun yaklaşık iki ay içinde sonuçlanması bekleniyor. Talebin reddedilmesi halinde temyiz süreci tamamlanıncaya kadar cezaevinde kalabileceği ifade edildi. SARKOZY TEK KİŞİLİK HÜCREDE KALACAK Sarkozy'nin cezaevinde güvenlik gerekçesiyle tek kişilik hücrede tutulacağı ve diğer mahkumlarla temas kurmaması için günlük havalandırmaya yalnız çıkarılacağı ifade edildi. Haftada üç kez yakınlarıyla görüşme hakkına sahip olacak olan Sarkozy'nin yalnızca sabit hat üzerinden önceden kayıtlı numaralarla telefon görüşmesi yapabileceği, hücresinde kitap bulundurabileceği ve cezaevi kuralları çerçevesinde kütüphane ve spor alanına sınırlı erişim sağlayabileceği belirtildi. 2018 YILINDA RESMİ SORUŞTURMA BAŞLATMIŞTI Fransız basını, 2013 yılında yayınlanan bir belgede Kaddafi'nin Sarkozy'nin seçim kampanyasına gizlice yaklaşık 50 milyon euro aktardığını öne sürmüştü. Fransa'nın eski Cumhurbaşkanı Sarkozy ise söz konusu suçlamaları tamamen reddetmiş ve bunların siyasi amaçlı olduğunu savunmuştu. Fransız yargı makamları, 2018 yılında resmi bir soruşturma başlatmış ve eski cumhurbaşkanı hakkında yolsuzluk, yasa dışı kampanya finansmanı ve suç örgütüyle iş birliği gibi suçlamalar yöneltmişti. Dava kapsamında Sarkozy döneminin İçişleri Bakanı Claude Gueant, 500 bin euro aldığı gerekçesiyle pasif yolsuzluk, sahtecilik ve nüfuz ticareti suçlarından 6 yıl hapis ve 250 bin euro para cezasına mahkum edilmişti. Eski Bakan Brice Hortefeux, suç örgütü kurma suçundan 2 yıl hapis ve 50 bin euro para cezasına çarptırılmıştı. Hortefeux'a ayrıca 5 yıl kamu görevi yasağı ve siyasi/medeni haklardan mahrumiyet cezası da verilmişti. Fransız-Lübnanlı iş adamı Alexandre Djouhri, aktif yolsuzluk ve nüfuz ticareti suçlarından 6 yıl hapis cezasına çarptırılmıştı. Libya lideri Muammer Kaddafi'nin eski kabine direktörü Bechir Saleh, 5 yıl hapis ve 4 milyon euro para cezası almıştı. Suudi iş adamı Khaled Bugshan, 3 yıl hapis ve 4 milyon euro para cezasına çarptırılmıştı. Fransız-Cibutili bankacı Wahib Nacer ise 4 yıl hapis ve 2 milyon euro para cezasına mahkum edilmişti. Eski Bütçe Bakanı Eric Woerth, tüm suçlamalardan beraat etmişti. Davanın en önemli tanıklarından biri olan Lübnan asıllı Fransız iş adamı Ziad Takieddine, kararın açıklanmasından 2 gün önce Lübnan'da gözaltında tutulurken hayatını kaybetmiş, mahkeme Takieddine hakkındaki yargılamanın ölüm nedeniyle düştüğünü duyurmuştu.

TURGAY ERDEM: BANA GÜVENSİNLER, GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK Haber

TURGAY ERDEM: BANA GÜVENSİNLER, GERÇEKLER ORTAYA ÇIKACAK

Bursa Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen, rüşvet ve yolsuzluk soruşturması kapsamında gözaltına alınan 22 kişiden 15’i tutuklandı. 7 kişi ise adli kontrol şartıyla serbest bırakıldı. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen 18 şüpheli için tutuklama, 4 şüpheli için ise adli kontrol talep edildi. Bursa Nöbetçi Sulh Ceza Hakimliği, CHP'li Nilüfer eski Belediye Başkanı Turgay Erdem, A.E, S.Ç, M.K, A.A, M.F.Ç, T.İ, M.Y.Ç, B.O, M.Z.A, S.B, N.Z.M, E.P, H.K, E.Ç hakkında tutuklama kararı verdi. Tutuklanan Nilüfer Belediyesi eski Başkanı Turgay Erdem’in cezaevine girmeden önce çekilen fotoğrafını ve Erdem'in sevenlerine mesajını Avukatı Deniz Baykal paylaştı. TURGAY ERDEM: BANA GÜVENSİNLER Avukatı Deniz Baykal, 'Başkanın tüm dostlara selamı var' diyerek Turgay Erdem’in mesajını fotoğraf ile birlikte kamuoyuna iletti. Erdem; "Bana güvensinler, ben onları mahcup edecek hiçbir iş ve işlem yapmadım. Elbette gerçekler ortaya çıkacak" dedi. Süreci sonuna kadar takip edeceğini ifade eden Avukat Deniz Baykal, "Saygı ve sevgi ile aydınlık gelecekte buluşacağız" ifadelerini kullandı. “TURGAY BEY SAĞLIK KONTROLÜNDEN GEÇTİ” Sevenleri Turgay Erdem'in kalp rahatsızlığı olduğu için endişe ederken, Avukat Deniz Baykal, adliye önündeki açıklamasında Erdem'in sağlık durumu hakkında şu bilgileri verdi: “Turgay Bey gözaltına alındığında çok üzülmüştü. Zaten sağlık sorunları kamuoyu tarafından da biliniyor. Kalp rahatsızlığı nedeniyle kontrol amacıyla hastaneye sevk edildi, kontrolleri yapıldı ve bir sorun tespit edilmedi. Yaklaşık beş saatlik müşahedenin ardından emniyete geri getirildi.”

CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU TAHLİYE EDİLDİ Haber

CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU TAHLİYE EDİLDİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş'de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davanın 2.duruşması bugün görüldü. Duruşmada Tunç Soyer, Barış Karcı, Heval Savaş Kaya'nın tutukluluklarının devamına; Şenol Aslanoğlu, Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç'in tahliyesine karar verildi. Duruşmada sanık savunmaları, mağdur ifadelerinin dinlenmesinin ardından mahlkeme başkanı tarafından savcı mütalaası açıklandı. Ara kararda, tutuklu yargılanan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç'in tahliyelerine karar verildi. SOYER'İN TUTUKLULUĞU DEVAM EDECEK Davanın ara kararında İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Barış Karcı ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın tutukluluğunun devamına karar verildi. DAVANIN ÜÇÜNCÜ DURUŞMA 9 ARALIK'TA Davanın bir sonraki duruşmasının 9 Aralık günü Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi Mahkeme Salonu'nda görülmesine karar verildi. SOYER ''KOOPERATİF MODELİ SUÇ UNSURU DEĞİL'' Tunç Soyer, savunmasında mütalaadaki haksız menfaat ve dolandırıcılık iddialarını reddetti. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentsel dönüşümde uygulanan kooperatif modelinin suç unsuru olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu işin trajik bir yanı da var. Ben cezaevine getirildim, ceza çekiyorum yani. Neden 105 gündür bu cezalandırma devam ediyor? Ne kendimize ne başkasına haksız bir menfaat elde etmedik. Biz neden ceza çekiyoruz? 105 gündür devam eden cezamızı bitirin. 66 yaşındayım. Adımın böyle kirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Dosyanızda somut bir suç yok. Terazinizi dengede tutabilmek için cezamızı kaldırmaktan başka bir yol yok." "ÖRGÜT REİSİ OLARAK YATIYORUM" CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da savunmasında, dolandırıcılık iddiasını reddetti. İnşaat maliyetlerindeki artışların piyasadaki genel artıştan kaynaklandığını ve bunun kooperatif yönetiminin suçu olmadığını ifade etti. "EV HAPSİ VERİN" Aslanoğlu, savunmasında ev hapsi istediğini şu sözlerle ifade etti: "Bana ev hapsi verin. Ben yüksek güvenlikli cezaevinde yatıyorum. Türkiye'nin en büyük çete reislerinin biri sağımda biri solumdaki odada. Ortadaki odada bizim örgütün reisi olarak ben yatıyorum... Ben tahliye talep etmeyeceğim. Bana ev hapsi cezası verin yeter. Ne delilleri karartırım ne başka bir şey."

İZMİRLİ KOOPERATİF MAĞDURLARINDAN MEZAR TAŞLI EYLEM Haber

İZMİRLİ KOOPERATİF MAĞDURLARINDAN MEZAR TAŞLI EYLEM

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZBETON denetiminde kooperatifler eliyle başlattığı kentsel dönüşüm projelerinde mağdur olan kooperatif üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik Binası önünde basın açıklaması yaptı. Mağdurlar, açıklamadan sonra mezar taşı şeklinde tasarlanan dövizlerini bina önüne bıraktı. Açıklamasında depremde yaşanacak can kayıplarından da bizzat Cemil Tugay sorumlu olacağını söyleyen mağdurlar, kooperatif mağduriyetinden dolayı tutuklananları cezaevinde ziyaret eden ve dayanışma çağrılarında bulunan CHP’li siyasileri de hedef aldı. "DEPREMDE TABUTLUKTA OTURMAYALIM DİYEREK KAÇTIK" Kooperatif üyeleri adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Alpyavuz, "Bilim insanlarının her gün uyardığı, kapımızdaki büyük İzmir depremi bir doğal afetten çok daha fazlası olacaktır. Bizler için, 5 bin mağdur aile adına, bu deprem; yolsuzluğun, siyasi beceriksizliğin ve vicdansızlığın sebep olacağı bir katliamın habercisidir. Bu bildiri, bir feryat değil, gelecekteki enkazın sorumlularını bugünden ilan eden bir suç duyurusudur" ifadelerini kullandı. Alpyavuz sözlerine şöyle devam etti: "Yıllarca yaşadığımız eski ve güvensiz evlerimizden ‘depremde tabutlukta oturmayalım’ diyerek kaçtık. Kime güvendik? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘örnek proje’ diyerek parlattığı, bize umut diye pazarladığı bu kooperatife güvendik. Bütün birikimlerimizi, evlatlarımızın geleceğini, deprem korkusuyla sattığımız evlerimizin parasını bu projeye yatırdık" dedi. CHP’Lİ SİYASİLERE SİTEM Kendi mağduriyetlerini umursamadıklarını, bunun yerine cezaevindeki sorumluları ziyaret eden CHP’li siyasileri ve Başkan Tugay’ı eleştiren Ali Alpyavuz, "Yolsuzlukla durdurulan inşaatlar, bir yıldır çürümeye terk edilen hayaller ve en acısı; bizler şimdi ya sokakta, ya da kaçtığımızdan daha güvensiz, her an başımıza yıkılacak kiralık evlerde deprem korkusuyla yaşıyoruz. Bizi depremden kurtaracağını vadedenler, elleriyle depremin kucağına ittiler. Yarın o büyük sarsıntı olduğunda, bu güvensiz binaların enkazı altında kalırsak canımızdan veya malımızdan olursak, sorumluları bellidir. Öncelikle umutlarımızı ve paralarımızı çalan, yargılama sonunda hak ettikleri cezaları alacak olan, tutuklu ya da dışarıda olan suçlular, bir yıldır 5 bin ailenin mağduriyetini çözmek yerine cezaevindeki ‘arkadaşlarına’ mektuplar yazıp, ziyaretler düzenleyen, adliye önlerinde ‘dayanışma’ gösterileri yapan, çözümü değil siyasi vefasını düşünen CHP’li siyasetçiler, on binlerce insanın feryadı arşa yükselirken tek kelime etmeyen, İzmir milletvekilleri ve son olarak, Belediye Başkanı Cemil Tugay... Başkan Tugay, üzerine düşen sorumluluğu açıkça reddetmekte, iradesini kullanmayarak kooperatif üyelerinin ve hak sahiplerinin can ve mal güvenliğini hiçe saymaktadır" açıklamasında bulundu. LÜKS VİLLA FİYATINA DAİRE Ali Alpyavuz, "Örnekköy’de ‘İnşaata devam ediyoruz’ söylemleri, kooperatifin muhatap alınmadan, hiçbir anlaşma zeminine dayanmadan ve neredeyse lüks villalar fiyatına bir kooperatif dairesinin dayatıldığı çözüm görünümlü reklamsal hareketler, derdimize derman olmamakta ve bizleri yarının belirsiz karanlığına çok daha umutsuz ve çaresiz götürmektedir" dedi. "BİZZAT BAŞKAN TUGAY SORUMLU OLACAK" Depremdeki can kayıplarından Başkan Tugay’ın sorumlu olacağını yineleyen Alpyavuz, "Dolayısıyla sadece bu süreçte yaşanan maddi kayıplar değil, depremde yaşanacak can kayıplarından da bizzat Cemil Tugay sorumlu olacaktır. İzmir halkının geleceği ve güvenliği söz konusu iken, belediye başkanının görevini yapmaması, sorunu çözmek için adım atmaması kabul edilemez bir ihmaldir ve siyasi bir vebaldir. Meydana gelebilecek bir depremde, bizim veya çocuklarımızın cansız bedenleri enkaz altından çıkarılırsa vicdanınız rahat edecek mi? O gün timsah gözyaşları döktüğünüzde, bugünkü sessizliğiniz ve ihanetiniz aklınıza gelecek mi? Sizin siyasi hesaplarınız, dostluk vefa borçlarınız, bir çocuğun hayatından daha mı kıymetli? Bu saatten sonra yaşanacak her türlü can ve mal kaybının vebali bugünden itibaren omuzlarınızdadır. Bu, tarihe düşülecek bir not, geleceğe bırakılacak bir ibret vesikasıdır. Bizler, o enkazın altında kalırsak sessizliğimizde boğulmayacağız. Çünkü bizim sessizliğimiz, sizin vicdanlarınızda bir ömür boyu çığlık olacak" sözlerine yer verdi.

İZMİR’DE KOOPERATİF SKANDALI: EV HAYALLERİ YARIM KALDI Haber

İZMİR’DE KOOPERATİF SKANDALI: EV HAYALLERİ YARIM KALDI

2022 yılında o dönemki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi, partililer ve bazı sivil toplum kuruluşlarının tanıtımıyla başlatılan yapı kooperatifi projesi, bugün yüzlerce aile için bir mağduriyet hikayesine dönüştü. Kooperatif üyeleri, projeye "belediye güvencesi var" düşüncesiyle dahil olduklarını ancak ödemelerini yapmalarına rağmen ortada ne konut ne de ilerleme olduğunu ifade etti. İzmir’deki yolsuzluk soruşturması kapsamında da yer alan dosyada yer alan kooperatif vurgununda, CHP’li bazı isimlerin de inşaata para vermeden konut sahibi oldukları iddiası da yer aldı. İNŞAAT YÜZDE 9,77’DE KALDI Gaziemir ilçesi Aktepe Mahallesi’nde 164 konuttan oluşan projede üyelerin büyük bir kısmı ödemelerini tamamladı ancak proje yüzde 9,77 seviyesinde durdu. Müteahhit firmaya yüksek miktarda avans ödendiği halde hiçbir ilerleme sağlanamadığı, kasanın boş olduğu ve çeşitli borçların bulunduğunu belirten kooperatif başkanı Ali Alpyavuz, "2022 yılında Tunç Soyer ve birçok İzmir’deki STK’nın tanıtımıyla oluşturulan bir kooperatife kendi ayaklarımızla gidip üye olduk. Üye olduktan sonra da inşaatın bitirilmesi için bekledik. 2024 yılının sonunda inşaatın bitmesi gerekiyordu. Üyelerimiz paralarının büyük kısmını ödediler ama gördüğünüz 9.77 bitme oranına sahip bir kooperatife sahibiz. Müteahhit firma herhangi bir çalışma yapmıyordu. Çok yüksek bir avans almasına rağmen biz yönetime gelmeden yaklaşık 3-4 ay gibi bir süreç içerisinde bütün inşaat faaliyetlerini durdurmuştu. Yönetime geldiğimizde kasa bomboştu. Vergi borçlarımız vardı. Onları ödemek zorunda kalıyorduk. Üyeler inşaat devam etmediği için ödeme yapmak istemiyorlardı. Birçok zorlukla başa gelerek dava dilekçemizi de verdik. Sonucunda bu günlere geldik" dedi. İHALE SKANDALI VE AKRABA İLİŞKİLERİ İhaleye katılan firmaların yöneticileri ile kooperatif denetim kurulu ve bazı siyasi isimler arasında akrabalık ilişkileri olduğunu söyleyen Ali Alpyavuz, "Burada ihaleye fesat karıştırmak var. Evrakta sahtecilik var, zimmet var. Üyeler arasında Kooperatif Kanununa muhalefet var. Mesela bizim burada ihaleye katılan 3 firma da yöneticilerin akrabalarıydı. Şenol Aslanoğlu var denetimde gerçekleşen ihaleye katılan firmalar; Aslanoğlu’nun ablasının damadı olan Ebubekir Yılmaz’a ait Kasamar firması. Diğeri CHP İl Başkanı Ümit Erkol’un oğlu ve yine Şenol Aslanoğlu’nun eşinin kardeşi olan Taner Önder’in ortak olduğu firma olan Ares Yapı. Onların ihalesi sonucunda alınmış bir ihaledir ve bize 2022 yılında birçok basında ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi resmi sitesinde 151 milyon olarak lanse edilen proje bedeli yaklaşık 2 ay gibi çok kısa bir süreç sonrasında 329 milyona ihale edilmiştir. Zaten burada 2022 yılı itibariyle üyelerden alınacak toplam para 153 milyon liraydı. Yani 2022 yılında bile bu ihale yapıldığında zaten bunun bitmeyeceği, bu aşamalara geleceği üyelerden gizlenmiş ve yapılmamış" diye konuştu. ORTAK ALANLARA VİLLA ŞOKU Başlangıçta yeşil alan ve havuz olarak tanıtılan ortak alana, sonradan lüks dubleks villalar yerleştirildiği öne sürüldü. Bu villaların ise dönemin yöneticileri ile bazı siyasilere tahsis edildiği iddia edildi. Alpyavuz, "Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBIS)’e baktığımızda, her üyenin blok ismi ve daire numarası yazıyordu. Ama bazılarında ’Konut 1, Konut 2, Konut 3’ gibi ibareler var. Bu nedir diye araştırdığımızda ortak alana, havuz ve yeşil alan olarak konumlandırılan alana villalar yerleştirilmiş 11 dubleks villa olduğunu belirledik. Bu villalar kimin diye baktığımızda karşımıza çıkan manzara; yöneticilerimiz olan Şenol Aslanoğlu’nun eşi Duygu Aslanoğlu’na, Şenol Aslanoğlu’nun eşinin kardeşi olan Taner Önder, Ümit Erkol, Serdar Deniz ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın eşi Meltem Polat gibi isimlerle karşılaştık" açıklamasında bulundu. 1 MİLYONLUK DAİRE 12 MİLYONA ÇIKTI Projeye ilk etapta 1 milyon TL ödeyen vatandaşlar, belediyeden gelen yeni maliyet hesabıyla dairelerinin maliyetinin 12 milyon TL’ye ulaştığını aktardı. Emeklilik ikramiyesiyle projeye giren birçok kişi, mevcut durumda ödeme yapma imkanlarının olmadığını söyledi. Daire sahibi olabilmek için emeklilik ikramiyesi ve birikimlerini projeye aktardığını belirten mağdurlardan memur emeklisi Hasan Uluğ, "2021 yılında bir memur olarak emekli oldum. 3-5 kuruş bir ikramiye aldık. Belediyenin bu projesini duyduk ve güvendik. Belediyeye elbette ki güveneceksin yani başka bir şansımız yoktu. Garanti diye girdik. Bir daire sahibi olalım emekliliğimizi rahat yaşayalım dedik. Ödemelerimizi bitirdik, 2024 yılında Kasım ya da Aralık’ta dairelerimiz teslim olacaktı. Ama maalesef gördüğünüz gibi ortada ne daire var ne ev var. Olan bizim yatırdığımız paralara oldu; heba oldu gitti. Şimdi bizim yatırdığımız paraya göre şu an inşaatın yüzde 60, 70’inin bitmesi gerekiyordu. Şu an inşaatın tamamlanması için bize çıkarılan rakam 7 milyon, 8 milyon. Bunu hiçbir şekilde ödeme şansımız da yok. Bekliyoruz yani artık bundan sonrası süreç yargıda ilerleyecek. Bütün davalarımızı açtık. Basından takip ediyoruz; tutuklamalar var, gözaltılar var. Temennimiz, ya bizim evlerimizi teslim edecekler ya da yatırdığımız paraları bugünkü enflasyon oranında geri iade edecekler. Başka bunun dönüşü yok" ifadelerini kullandı. 5 BİN AİLE MAĞDUR Benzer sorunların yaşandığı diğer kooperatiflerle birlikte İzmir genelinde mağdur sayısının yaklaşık 5 bin aileye ulaştığı ifade edildi. Mağdurlar hukuki süreci başlattıklarını, sorumluların yargı önünde hesap vermesini istediklerini belirtti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.