SON DAKİKA
Hava Durumu

#Yolsuzluk

- Yolsuzluk haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yolsuzluk haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

İZMİRLİ KOOPERATİF MAĞDURLARINDAN MEZAR TAŞLI EYLEM Haber

İZMİRLİ KOOPERATİF MAĞDURLARINDAN MEZAR TAŞLI EYLEM

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin iştiraki İZBETON denetiminde kooperatifler eliyle başlattığı kentsel dönüşüm projelerinde mağdur olan kooperatif üyeleri, İzmir Büyükşehir Belediyesi Egemenlik Binası önünde basın açıklaması yaptı. Mağdurlar, açıklamadan sonra mezar taşı şeklinde tasarlanan dövizlerini bina önüne bıraktı. Açıklamasında depremde yaşanacak can kayıplarından da bizzat Cemil Tugay sorumlu olacağını söyleyen mağdurlar, kooperatif mağduriyetinden dolayı tutuklananları cezaevinde ziyaret eden ve dayanışma çağrılarında bulunan CHP’li siyasileri de hedef aldı. "DEPREMDE TABUTLUKTA OTURMAYALIM DİYEREK KAÇTIK" Kooperatif üyeleri adına açıklama yapan Yönetim Kurulu Başkanı Ali Alpyavuz, "Bilim insanlarının her gün uyardığı, kapımızdaki büyük İzmir depremi bir doğal afetten çok daha fazlası olacaktır. Bizler için, 5 bin mağdur aile adına, bu deprem; yolsuzluğun, siyasi beceriksizliğin ve vicdansızlığın sebep olacağı bir katliamın habercisidir. Bu bildiri, bir feryat değil, gelecekteki enkazın sorumlularını bugünden ilan eden bir suç duyurusudur" ifadelerini kullandı. Alpyavuz sözlerine şöyle devam etti: "Yıllarca yaşadığımız eski ve güvensiz evlerimizden ‘depremde tabutlukta oturmayalım’ diyerek kaçtık. Kime güvendik? İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin ‘örnek proje’ diyerek parlattığı, bize umut diye pazarladığı bu kooperatife güvendik. Bütün birikimlerimizi, evlatlarımızın geleceğini, deprem korkusuyla sattığımız evlerimizin parasını bu projeye yatırdık" dedi. CHP’Lİ SİYASİLERE SİTEM Kendi mağduriyetlerini umursamadıklarını, bunun yerine cezaevindeki sorumluları ziyaret eden CHP’li siyasileri ve Başkan Tugay’ı eleştiren Ali Alpyavuz, "Yolsuzlukla durdurulan inşaatlar, bir yıldır çürümeye terk edilen hayaller ve en acısı; bizler şimdi ya sokakta, ya da kaçtığımızdan daha güvensiz, her an başımıza yıkılacak kiralık evlerde deprem korkusuyla yaşıyoruz. Bizi depremden kurtaracağını vadedenler, elleriyle depremin kucağına ittiler. Yarın o büyük sarsıntı olduğunda, bu güvensiz binaların enkazı altında kalırsak canımızdan veya malımızdan olursak, sorumluları bellidir. Öncelikle umutlarımızı ve paralarımızı çalan, yargılama sonunda hak ettikleri cezaları alacak olan, tutuklu ya da dışarıda olan suçlular, bir yıldır 5 bin ailenin mağduriyetini çözmek yerine cezaevindeki ‘arkadaşlarına’ mektuplar yazıp, ziyaretler düzenleyen, adliye önlerinde ‘dayanışma’ gösterileri yapan, çözümü değil siyasi vefasını düşünen CHP’li siyasetçiler, on binlerce insanın feryadı arşa yükselirken tek kelime etmeyen, İzmir milletvekilleri ve son olarak, Belediye Başkanı Cemil Tugay... Başkan Tugay, üzerine düşen sorumluluğu açıkça reddetmekte, iradesini kullanmayarak kooperatif üyelerinin ve hak sahiplerinin can ve mal güvenliğini hiçe saymaktadır" açıklamasında bulundu. LÜKS VİLLA FİYATINA DAİRE Ali Alpyavuz, "Örnekköy’de ‘İnşaata devam ediyoruz’ söylemleri, kooperatifin muhatap alınmadan, hiçbir anlaşma zeminine dayanmadan ve neredeyse lüks villalar fiyatına bir kooperatif dairesinin dayatıldığı çözüm görünümlü reklamsal hareketler, derdimize derman olmamakta ve bizleri yarının belirsiz karanlığına çok daha umutsuz ve çaresiz götürmektedir" dedi. "BİZZAT BAŞKAN TUGAY SORUMLU OLACAK" Depremdeki can kayıplarından Başkan Tugay’ın sorumlu olacağını yineleyen Alpyavuz, "Dolayısıyla sadece bu süreçte yaşanan maddi kayıplar değil, depremde yaşanacak can kayıplarından da bizzat Cemil Tugay sorumlu olacaktır. İzmir halkının geleceği ve güvenliği söz konusu iken, belediye başkanının görevini yapmaması, sorunu çözmek için adım atmaması kabul edilemez bir ihmaldir ve siyasi bir vebaldir. Meydana gelebilecek bir depremde, bizim veya çocuklarımızın cansız bedenleri enkaz altından çıkarılırsa vicdanınız rahat edecek mi? O gün timsah gözyaşları döktüğünüzde, bugünkü sessizliğiniz ve ihanetiniz aklınıza gelecek mi? Sizin siyasi hesaplarınız, dostluk vefa borçlarınız, bir çocuğun hayatından daha mı kıymetli? Bu saatten sonra yaşanacak her türlü can ve mal kaybının vebali bugünden itibaren omuzlarınızdadır. Bu, tarihe düşülecek bir not, geleceğe bırakılacak bir ibret vesikasıdır. Bizler, o enkazın altında kalırsak sessizliğimizde boğulmayacağız. Çünkü bizim sessizliğimiz, sizin vicdanlarınızda bir ömür boyu çığlık olacak" sözlerine yer verdi.

İZMİR’DE KOOPERATİF SKANDALI: EV HAYALLERİ YARIM KALDI Haber

İZMİR’DE KOOPERATİF SKANDALI: EV HAYALLERİ YARIM KALDI

2022 yılında o dönemki CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İzmir Büyükşehir Belediyesi, partililer ve bazı sivil toplum kuruluşlarının tanıtımıyla başlatılan yapı kooperatifi projesi, bugün yüzlerce aile için bir mağduriyet hikayesine dönüştü. Kooperatif üyeleri, projeye "belediye güvencesi var" düşüncesiyle dahil olduklarını ancak ödemelerini yapmalarına rağmen ortada ne konut ne de ilerleme olduğunu ifade etti. İzmir’deki yolsuzluk soruşturması kapsamında da yer alan dosyada yer alan kooperatif vurgununda, CHP’li bazı isimlerin de inşaata para vermeden konut sahibi oldukları iddiası da yer aldı. İNŞAAT YÜZDE 9,77’DE KALDI Gaziemir ilçesi Aktepe Mahallesi’nde 164 konuttan oluşan projede üyelerin büyük bir kısmı ödemelerini tamamladı ancak proje yüzde 9,77 seviyesinde durdu. Müteahhit firmaya yüksek miktarda avans ödendiği halde hiçbir ilerleme sağlanamadığı, kasanın boş olduğu ve çeşitli borçların bulunduğunu belirten kooperatif başkanı Ali Alpyavuz, "2022 yılında Tunç Soyer ve birçok İzmir’deki STK’nın tanıtımıyla oluşturulan bir kooperatife kendi ayaklarımızla gidip üye olduk. Üye olduktan sonra da inşaatın bitirilmesi için bekledik. 2024 yılının sonunda inşaatın bitmesi gerekiyordu. Üyelerimiz paralarının büyük kısmını ödediler ama gördüğünüz 9.77 bitme oranına sahip bir kooperatife sahibiz. Müteahhit firma herhangi bir çalışma yapmıyordu. Çok yüksek bir avans almasına rağmen biz yönetime gelmeden yaklaşık 3-4 ay gibi bir süreç içerisinde bütün inşaat faaliyetlerini durdurmuştu. Yönetime geldiğimizde kasa bomboştu. Vergi borçlarımız vardı. Onları ödemek zorunda kalıyorduk. Üyeler inşaat devam etmediği için ödeme yapmak istemiyorlardı. Birçok zorlukla başa gelerek dava dilekçemizi de verdik. Sonucunda bu günlere geldik" dedi. İHALE SKANDALI VE AKRABA İLİŞKİLERİ İhaleye katılan firmaların yöneticileri ile kooperatif denetim kurulu ve bazı siyasi isimler arasında akrabalık ilişkileri olduğunu söyleyen Ali Alpyavuz, "Burada ihaleye fesat karıştırmak var. Evrakta sahtecilik var, zimmet var. Üyeler arasında Kooperatif Kanununa muhalefet var. Mesela bizim burada ihaleye katılan 3 firma da yöneticilerin akrabalarıydı. Şenol Aslanoğlu var denetimde gerçekleşen ihaleye katılan firmalar; Aslanoğlu’nun ablasının damadı olan Ebubekir Yılmaz’a ait Kasamar firması. Diğeri CHP İl Başkanı Ümit Erkol’un oğlu ve yine Şenol Aslanoğlu’nun eşinin kardeşi olan Taner Önder’in ortak olduğu firma olan Ares Yapı. Onların ihalesi sonucunda alınmış bir ihaledir ve bize 2022 yılında birçok basında ve İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin kendi resmi sitesinde 151 milyon olarak lanse edilen proje bedeli yaklaşık 2 ay gibi çok kısa bir süreç sonrasında 329 milyona ihale edilmiştir. Zaten burada 2022 yılı itibariyle üyelerden alınacak toplam para 153 milyon liraydı. Yani 2022 yılında bile bu ihale yapıldığında zaten bunun bitmeyeceği, bu aşamalara geleceği üyelerden gizlenmiş ve yapılmamış" diye konuştu. ORTAK ALANLARA VİLLA ŞOKU Başlangıçta yeşil alan ve havuz olarak tanıtılan ortak alana, sonradan lüks dubleks villalar yerleştirildiği öne sürüldü. Bu villaların ise dönemin yöneticileri ile bazı siyasilere tahsis edildiği iddia edildi. Alpyavuz, "Kooperatif Bilgi Sistemi (KOOPBIS)’e baktığımızda, her üyenin blok ismi ve daire numarası yazıyordu. Ama bazılarında ’Konut 1, Konut 2, Konut 3’ gibi ibareler var. Bu nedir diye araştırdığımızda ortak alana, havuz ve yeşil alan olarak konumlandırılan alana villalar yerleştirilmiş 11 dubleks villa olduğunu belirledik. Bu villalar kimin diye baktığımızda karşımıza çıkan manzara; yöneticilerimiz olan Şenol Aslanoğlu’nun eşi Duygu Aslanoğlu’na, Şenol Aslanoğlu’nun eşinin kardeşi olan Taner Önder, Ümit Erkol, Serdar Deniz ve CHP İzmir Milletvekili Mahir Polat’ın eşi Meltem Polat gibi isimlerle karşılaştık" açıklamasında bulundu. 1 MİLYONLUK DAİRE 12 MİLYONA ÇIKTI Projeye ilk etapta 1 milyon TL ödeyen vatandaşlar, belediyeden gelen yeni maliyet hesabıyla dairelerinin maliyetinin 12 milyon TL’ye ulaştığını aktardı. Emeklilik ikramiyesiyle projeye giren birçok kişi, mevcut durumda ödeme yapma imkanlarının olmadığını söyledi. Daire sahibi olabilmek için emeklilik ikramiyesi ve birikimlerini projeye aktardığını belirten mağdurlardan memur emeklisi Hasan Uluğ, "2021 yılında bir memur olarak emekli oldum. 3-5 kuruş bir ikramiye aldık. Belediyenin bu projesini duyduk ve güvendik. Belediyeye elbette ki güveneceksin yani başka bir şansımız yoktu. Garanti diye girdik. Bir daire sahibi olalım emekliliğimizi rahat yaşayalım dedik. Ödemelerimizi bitirdik, 2024 yılında Kasım ya da Aralık’ta dairelerimiz teslim olacaktı. Ama maalesef gördüğünüz gibi ortada ne daire var ne ev var. Olan bizim yatırdığımız paralara oldu; heba oldu gitti. Şimdi bizim yatırdığımız paraya göre şu an inşaatın yüzde 60, 70’inin bitmesi gerekiyordu. Şu an inşaatın tamamlanması için bize çıkarılan rakam 7 milyon, 8 milyon. Bunu hiçbir şekilde ödeme şansımız da yok. Bekliyoruz yani artık bundan sonrası süreç yargıda ilerleyecek. Bütün davalarımızı açtık. Basından takip ediyoruz; tutuklamalar var, gözaltılar var. Temennimiz, ya bizim evlerimizi teslim edecekler ya da yatırdığımız paraları bugünkü enflasyon oranında geri iade edecekler. Başka bunun dönüşü yok" ifadelerini kullandı. 5 BİN AİLE MAĞDUR Benzer sorunların yaşandığı diğer kooperatiflerle birlikte İzmir genelinde mağdur sayısının yaklaşık 5 bin aileye ulaştığı ifade edildi. Mağdurlar hukuki süreci başlattıklarını, sorumluların yargı önünde hesap vermesini istediklerini belirtti.

CHP’Lİ ASLANOĞLU HAKKINDAKİ SUÇLAMALARA YANIT VERDİ Haber

CHP’Lİ ASLANOĞLU HAKKINDAKİ SUÇLAMALARA YANIT VERDİ

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı’nın kentsel dönüşüm projelerine yönelik başlattığı soruşturma kapsamında gözaltına alınan Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Mali Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü’nde ifade verdi. İfadesinde, görev süresince şeffaf bir şekilde çalıştığını dile getiren Aslanoğlu, “Ben, İzmir Valisi, İzmir Emniyet Müdürü ve İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile aynı protokolde oturdum. Ne zaman senin ifadene ihtiyacımız var denilse zaten gelirim. Benim yerim, işim, mesleğim ve toplumdaki yerim bellidir. Ben zaten çağrılsam gelirdim. Gözaltına alınmamın doğru olmadığını düşünüyorum. Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından açılan dava sonucunda beraat ettim. Beraat konusu ile ilgili yapılan itiraz sonucunda da beraat ettim ve bu karar kesinleşti. Türkiye Cumhuriyeti kanunları içerisinde karar verilmiş olan bir dava hakkında tekrar dava açılması söz konusu değildir” dedi. “3,5 YILDIR BU İŞLE İLGİLİ SUÇLANIYORUM” AKP’li Osman Gökçek’in televizyon ekranlarındaki iddialarıyla ilgili olarak da ifadesi alınan Aslanoğlu, bu iddiaları “dedikodu” olarak nitelendirdi “Dedikodu yapanların da çok iyi bildiği gibi denetim raporunda bir usulsüzlük tespit eden bir bağımsız denim kurumu zaten suç duyurusunda bulunur. Sürekli Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün algı yaratma hevesiyle inşaatın seviyesinden bahsetmesi sadece cehalettir. Kaç para toplanarak inşaat yapıldığı asıl sorundur. Yani topladığınız paranın inşaatın bugünlere geldiği seviyenin karşılığı olup olmadığıdır. Bir yüklenicinin usulsüz ve haksız kazanç elde edilmesi için ya aptalca hakkediş dışında bir ödeme alması lazım ya da hakkedişinin usulsüz olması lazım. Bir hakkediş nasıl usulü ya birim fiyatı, piyasa koşullarına göre fahiş yüksek olmalı veya yapılan işin metrajı şişirilmelidir. Yani yapılmamış iş, yapılmış gibi gösterilmelidir. 3,5 yıldır bu işle ilgili suçlanıyorum. Bugüne kadar demiri piyasa fiyatının üstünde hesaplamışsınız, betona ve kalıbı piyasa fiyatının üstünde para vermişsiniz diyen yok, hakkedişleri inceleyen bir bilirkişi yok. Bilirkişi neyi incelediğini bile bilmiyor. Eğer bir hakkediş yolsuzluğu yoksa neyin zararından kimin zararından bahsediyoruz. Eğer hesapları incelemiyorsanız, siyaset yapıyorsunuz demektir. Sırf bu iş gündemde temcit pilavı gibi magazinci Osman GÖKÇEK televizyon ekranlarında konuşturulsun diye 3,5 yıldır dedikodusu yapılıyor” ifadelerini kullandı. “BİLİRKİŞİ NEYİ İNCELEDİĞİNİ BİLE BİLMİYOR” Kooperatifle ilgili eleştirilere de yanıt veren Aslanoğlu, “Bir yüklenicinin usulsüz ve haksız kazanç elde etmesi için ya hakkediş dışında ödeme alması ya da hakkedişin usulsüz olması gerekir. Bugüne kadar demire, betona piyasa fiyatının üzerinde ödeme yapıldığını söyleyen yok. Bilirkişi neyi incelediğini bile bilmiyor” dedi. Aslanoğlu, kooperatifin kuruluş amacının İzmir’deki kentsel dönüşüm sorunlarına çözüm üretmek olduğunu ifade ederek, “Bu yöntemi İzmir Büyükşehir Belediyesi ve İZBETON yetkilileri de makul ve uygulanabilir buldu” dedi. “GECİKMENİN SEBEBİ BAKANLIK” Projenin gecikmesine ilişkin soruları da yanıtlayan Aslanoğlu, “Söylenen hatalı beton imalatı nedeniyle, kentsel dönüşüm daire başkanlığının işlem yaptığı kooperatif üçüncü etap Örnekköy projesidir. Benim başkanlığını yaptığım kooperatif kilometrelerce uzaktır. Hiç ilgimiz olmayan bir inşaat faaliyetinde sanki Örnekköy İş İnsanı kooperatifinin bir ilgisi varmış gibi, sanki hatalı bir işlem yapılmış gibi, kelime oyunlarıyla itibar zedelemesi yapmak alçaklıktır. Kaldı ki Çevre Şehircilik İL Müdürlüğü 3. Etapta hatalı imalat nedeniyle sadece 3. Etabı durdurmamış, keyfi ve siyasi bir karar ile alakasız olan 4. Etap şantiyesini de durdurmuştur. Yüklenicisi, tedarikçisi ve kaba inşaatçısı farklı olan bambaşka bir inşaatı durdurmak tamamen siyasidir. 45 gün inşaat faaliyeti durdurulmuştur. Bu kadar bir süre inşaatın durdurulmasından neticesinde yaklaşık 3 aylık bir kayıp söz konusudur. Çünkü giden bir kalıp ustasının tekrar temin edilmesi yaklaşık 3 ay sürmektedir. İnşaat durdurulduktan sonra bugün karşılaştığım suçlama inşaatın neden geciktiği ile ilgilidir. Zaten inşaatın gecikmesinin sebebi Çevre Şehircilik İl Müdürlüğünün mühürleme işleminden kaynaklanmaktadır” ifadelerini kullandı. “BU İŞİN HİÇBİR TARAFINDAN BEN SORUMLU DEĞİLİM” Kooperatif başkanı olarak sadece bir yıl görev yaptığını ve görev süresi sonunda ibra edilerek ayrıldığını hatırlatan Aslanoğlu, “Benim sorumluluğum sadece görev yaptığım zamanda aldığım kararlara, attığım imzalar ile sınırlıdır. Bu işin hiçbir tarafından ben sorumlu değilim” dedi. Son olarak, hakkındaki tüm suçlamaları reddeden Aslanoğlu, “Ben yargılanmaktan kaçmıyorum. Hukuk önünde her türlü ifade verip, kendimi savunurum. Tüm bu olaylarda ceza soruşturması yapılacak ve gözaltı süreci uygulanacak bir konu yoktur. Benim burada gözaltında kalmam da adaletli değildir” diyerek sözlerini tamamladı.

ÖZGÜR ÖZEL'DEN TUNÇ SOYER'E DESTEK MESAJI Haber

ÖZGÜR ÖZEL'DEN TUNÇ SOYER'E DESTEK MESAJI

İzmir’in önceki dönem Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer ile CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da aralarında olduğu 130 kişinin gözaltına alınmasının ardından İzmir’e gelen CHP Genel Başkanı Özgür Özel, CHP İl Başkanlığı önünde vatandaşlara hitap etti. Çok tatsız bir gündemle İzmir’de olduğunu kaydeden Özel, "Bundan duyduğum üzüntüyü ifade ederek başlamak isterim. Dün İstanbul’daydık. Grup toplantımızı İstanbul’a aldık. Dün akşam da hep birlikte Saraçhane’deydik. Orada 100 kara günün bilançosuna baktık. Cumhuriyet Halk Partisi’nin cumhurbaşkanı adayına, milletimiz takdir ederse Türkiye Cumhuriyeti’nin bir sonraki cumhurbaşkanına darbe yapmaya kalkıyorlar. Biz de onunla birlikte hepinizin de emekleriyle mücadele ediyoruz. Bu sürecin içinde tam yüz karası dediğimiz o 100 günde sabah yeniden biz mücadeleye, direnişe uyanmışken. bizi bir başka gündemin içine çekmek, deyim yerindeyse dikkatimizi. motivasyonumuzu dağıtmak, yeni bir suçlama, yeni bir tartışmanın içine çekmek isteyenler. dün sabah İzmir’de bir operasyona girdiler. Hiç şüphe yok, şeklen baktığınızda niyet ortaya çıkıyor. Bir şafak operasyonu ve bugün gördük ki yüzlerce polis aracının emin olun saatlerce uğraşarak verdikleri bir nizamla dron görüntüleriyle özel bir film prodüksiyonu gibi harekete geçişleri ve kişilerin onurlarını, haysiyetlerini zedeleyecek gözaltı görüntülerini servis ettiler. Maksat adalet aramak olsa dronla aranmaz adalet. Eğer doğrunun, hakikatin peşindeyseniz algı operasyonlarına ihtiyacınız yoktur. O yüzden daha ilk nasıl yapıldığına bakarsanız niyetin ne olduğu ortaya çıkar. İlk günden beri İstanbul için de söylüyorum, İzmir için de söylüyorum hiçbir yerel yönetici yargılanmaktan, soruşturulmaktan muaf değildir. Ama yeter ki yapılan iş adalete uygun olsun, hakkaniyete uygun olsun. Maksat sorgulamak, soruşturmak, hakikate ulaşmak olsun diyoruz. Yargılamalar yayınlansın. Suçlama da duyulsun, cevapları da duyulsun. Ekrem İmamoğlu yargılanmasın demiyoruz. Oradaki belediye başkanlarımız yargılanmasın demiyoruz. Diyoruz ki adil yargılansınlar ve tutuksuz yargılansınlar" dedi. "AKILLARINI BAŞLARINA ALSINLAR" "Bütün imkanlar ellerinde ama yeter ki adil olsunlar" diyen Özel, "Dün sabah gidip de gözaltına aldıklarında Tunç Soyer mi kaçacak? 3 sene, 4 senelik mevzularla kaçacak olsa 50 kere kaçar. Ne Tunç Soyer’in, ne İzmir İl Başkanımız Şenol Aslanoğlu’nun, ne diğer arkadaşlarımızın, görev, sorumluluk üstlenmiş arkadaşlarımızın veremeyecekleri hesap yok. Bunun için akıllarını başlarına alsınlar. Tutukluluk, tutuklama tedbiri istisnadır. Bir tutuklama yaparsan herkes diyecek ki, ’Ee, tabii burada olması lazımdı.’ Kaçarken yakalanır, yurt dışına çıkarken yakalanır. Görevdedir, elinin altında daha dünya kadar delil vardır. Birkaç gün o deliller karartılmasın diye tutulur başka. Görevde olmayan, bunca aydır yıldır soruşturduğunuz, her birisi bir telefonla gelecek olanları sabah şafak operasyonuyla kollarında ikişer polis, karşılarında kamerayla gözaltı görüntüleri, bu yapılan işin de bir siyasi operasyon olduğunu, bir algı yönetimi olduğunu gösteriyor. Bunun için buradan açıklıkla şunu söylüyoruz. Biz sürecin ikinci günündeyiz. İlk günü iyi geçmedi. Bundan sonra İstanbul gibi yapacaksanız, İstanbul’a nasıl mukabele ediyorsak aynı şekilde buraya mukabele ederiz. İzmir’in hafızasında bir şey var. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, değerli büyüğümüz 379 yılla 33 ayrı suçlamayla yargılandı. Her davet edildiğinde gitti. Her mahkemede aslan gibi oturdu, kendisini savundu. Bir yandan İzmir’e hizmet etti, bir yandan yargıya hesap verdi. Alnının akıyla bir gün bile ceza almadan o soruşturmadan çıktı. O günlerde AK Parti medyası, İzmir’in AK Partili siyasetçileri neler neler söylüyordu. O yüzden İzmir’in siyaset kültüründe soruşturulmak, hesap vermek ve aklanmak vardır. İzmir’in siyaset kültüründe tutuksuz yargılama vardır. Verilemeyecek hesap yoktur. İçlerinde verilemeyecek hesabı olan çıkarsa tutuksuz yargıladığın, şeffaf yargıladığın, savunma haklarını kısıtlamadığın, avukatlarla, eşle, aileyle uğraşmadığın bir durumda herkes adaletine inanırsa sorulan sorulara verilecek cevap yoksa kimse savcıya saldırmaz. Kimse hakime bir şey edemez. Ama iftira, gizli tanık, şantaj, zulüm, bunlara İstanbul gibi yeltenilirse o zaman adalet aranmaz, siyasetin aparatı olunur" şeklinde konuştu. "BİR CHP’Lİ BİR CHP’LİYE YANLIŞ YAPARSA KENDİME YANLIŞ YAPILMIŞ SAYARIM" CHP’nin en güçlü olduğu İzmir’de bunların yapılıyor olmasını da manidar bulduğunu söyleyen Özel, "Bir de işin bir hususu var. Bu yapılan işte neler konuşuluyor, neler konuşturuluyor diye bakınca şu görülüyor. Cumhuriyet Halk Partisi’nin en güçlü olduğu yerde Cumhuriyet Halk Partisi’nin amiral gemisinde, İzmir’de birbirine düşürebilir miyiz, birbirlerini mi şikayet ettiler? O mu oldu bu mu oldu? Hepsi, hepsini inceliyoruz. Hepsi gözümüzün önündedir. Ben bir Cumhuriyet Halk Partili bir Cumhuriyet Halk Partiliye yanlış yaparsa o yanlışı kendime yapılmış sayarım. Bu kadar açık söylüyorum. Bu nifak doğumlarına, bu birbirine düşmelere dikkat edin. CHP birbirine düşerse o zaman amaçlarına ulaşırlar. Efendim, adam neler yazdırıyor neler? Yani Cumhuriyet Halk Partisi’ne ameliyat yapacak, onu da basın üzerinden kendi trollerine şimdiden söylüyor. Efendim, Özgür Özel kurultayda kendisini destekleyenlere ölümüne sahip çıkmış. Efendim, Tunç Soyer kurultayda karşısındaymış, Özgür Özel gelip sahip çıkmazmış. CHP bu süreçte çok yara alırmış. Ben 10 yaşında Bornova Anadolu Lisesi’ne yatılı gittim. 6-7 sene orada oturdum, orada okudum. Her yaz eşimle, evladımla tatile giderken hala o yatakhaneden arkadaşlarımla tatile gidiyorum ben. Bizde rekabet olur, tartışma olur, kardeşlik hukukuna zeval getirmek olmaz. Hiçbir kardeşimi satmadım, Tunç kardeşimi de satmam. Buradan açıkça söylüyorum. Özgür Özel ve Cumhuriyet Halk Partisi’nin yönetimi, adil bir yargılama, tutuksuz yargılama, savunma hakkının kısıtlanmadığı, yargının bir operasyona alet olmadığı süreci dikkatle takip etmek üzere nasıl Aziz Kocaoğlu’nun her duruşmada yanına oturduysam, Alaattin Yüksel bir yanında ben bir yanında. O dönemde grup başkan vekiliydim. Nasıl geldim oturduysam, Tunç Soyer’in de yanına otururum. Süreci en yakından, en samimi takip ederim" dedi. "PARTİMİZ ALEYHİNE DÖNÜŞTÜRÜLMESİNE HİÇBİR YÖNÜYLE İZİN VERMEYECEĞİZ" "Kooperatiflerle ilgili İzmir’de hepimizi üzen tatsız bir süreç devam ediyor" diyen Özel, konuşmasını şöyle tamamladı: "O kooperatif denemesi ve devamında yaşananlar hepimizi üzen bir süreç. Ben İzmir Büyükşehir Belediye Başkanına ilk verdiğim talimatta, son verdiğim talimatta bu kooperatif meselesinde mağduriyetleri ortadan kaldıracak adımlar atalım ve buradaki sıkıntıdan kurtulalım. Bir talihsizlik, inşaat maliyetlerindeki fahiş artışlar, yanlışlar, hatalar, kusurlar varsa soruşturulacak kısımları ona da eyvallah. Kim bir kusur işlediyse o da hesabını verir. Ama bu ne partinin sırtına yük olmalı ne de İzmir’de Cumhuriyet Halk Partisi ile İzmirliler arasındaki samimi gönül bağını zedelememeli. Bu süreci de en yakından takip ettiğimizi bütün İzmirlilerin bilmesini istiyorum. Bu işin birileri tarafından istismar edilmesine, birileri tarafından partimiz aleyhine dönüştürülmesine hiçbir yönüyle izin vermeyeceğiz. Buradan son sözüm şu; Türkiye büyük sıkıntılarla uğraşıyor ekonomik olarak. Daha dün gece bu basiretsiz yönetim doğal gaza yüzde 25 zam yaptı. İstanbul’da yaptıkları operasyonun ekonomiye yükü 150 milyar dolar ve 6 trilyon lira. Bu para öyle bir para ki asgari ücreti iyileştirin diyoruz. Devlet desteğiyle esnafa yük olmasın diyoruz. Orada lazım olan paranın tam 120 katı İstanbul operasyonunun ekonomiye yüküdür. 120 katı asgari ücrete bir katkı yap, şu asgari ücret 22’den 30’a çıksın diyoruz ya esnafa vereceği 6 bin lira, KOBİ’ye vereceği 6 bin lira desteğin 120 katını İstanbul’da harcadılar. Her birimizin cezası cebinden 70 bin lira. Geçen 100 günde 10’ar çeyrek altın kaybetti Türkiye ekonomisi kişi başına. O yüzden bu tip işleri Erdoğan diyor ya ’Sırf İstanbul değil başka yerler de var.’ Gizlilik olan dosyadan kimsenin haberi yok. Erdoğan’ın maşallah hepsinden var. Burada yapacağı operasyonda bu tip işlerin de ekonomiye yükünü herkes göz önüne alsın. Bir kez daha söylüyoruz. Adil yargılanma, şeffaflık, tutuksuz yargılanma ve savunma hakkının kısıtlanmadığı bir süreçte Aziz Kocaoğlu nasıl yargı önünde aklandıysa, nasıl kendini ifade ettiyse bu süreç İzmir’in bir kazanım sürecidir. Başsavcıya, sayın başsavcıya söylüyorum. İzmir’in geleneğine, kültürüne, aldığınız eğitime, bulunduğunuz makamın gereğine uygun olarak adil olun. Akın Gürlek’le yarışan, sonunda Akın Gürlek’le birlikte hesap verir. Bu kadar söylüyorum. Ben İzmir İl Başkanımızın da gözaltında olduğu bu süreçte babaevine gelmek, yöneticileri görmek, bilgi almak üzere geldim. Ama her biriniz günün bu orta saatinde, bu sıcakta, bu iş gününde koşup buraya gelmişsiniz. Hepinize teşekkür ediyorum. Bundan sonra dayanışmanızı, partiye sahip çıkan bu onurlu duruşunuzu her zaman koruyalım. Hepimiz biliyoruz ki kurtuluş yok tek başına. Ya hep beraber hepinizi çok seviyorum. Sağ olun, var olun." Özel, konuşmasının ardından il yöneticileri ile görüşmek üzere parti binasına girdi. Özel’in konuşmasının ardından İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay da parti binasına geldi.

YOLSUZLUK OPERASYONUNDA GÖZALTI GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI Haber

YOLSUZLUK OPERASYONUNDA GÖZALTI GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZBETON AŞ’de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine çalışma başlattı. Sayıştay raporu, mülkiye müfettişi raporu, bilirkişi raporlarına istinaden "ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu 157 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Soyer ve Aslanoğlu ile birlikte 126 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden Yunus Öz’ün vefat etmiş olduğu anlaşılırken, 30 şüphelinin ise yakalanmalarına yönelik çalışmalar sürüyor. Soruşturma dahilinde 3 ayrı dosyada 1.5 milyar TL’yi aşan kooperatif, araç kiralama ihaleleri ve yol yapım usulsüzlüğünün tespit edildiği öğrenildi. TUNÇ SOYER’İN GÖZALTI GÖRÜNTÜLERİ ORTAYA ÇIKTI Operasyona ilişkin bu sabah gözaltı görüntüleri basınla paylaşıldı. Görüntülerde İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer’in polis memurları gözetiminde sağlık muayenesi için hastaneye götürüldüğü görülüyor. BAŞKAN TUGAY ÖNCEKİ DÖNEMLE İLGİLİ İNCELEME YAPTIRDI Operasyonun İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın suç duyurusu üzerine yapıldığı iddia edilmişti. Başkan Tugay, dün yaptığı açıklamada bu iddiayı yalanlamıştı ancak belediye içerisindeki denetim birimine kendinden önceki dönemle ilgili incelemeler yaptırdığı ortaya çıktı. Bir önceki belediye başkanı Tunç Soyer döneminde yapılan iki dosya yönünden iç denetim biriminde yapılan araştırmalar sonucu bunlarla ilgili raporlar düzenlendikten sonra Cemil Tugay’ın imzasıyla 23 Haziran 2025 tarihli belgeyle savcılığa bildirimde bulunulduğu öğrenildi.

YOLSUZLUK OPERASYONUNDA 1 MİLYAR TL’LİK VURGUN İDDİASI Haber

YOLSUZLUK OPERASYONUNDA 1 MİLYAR TL’LİK VURGUN İDDİASI

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZBETON AŞ’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine çalışma başlattı. Sayıştay raporu, mülkiye müfettişi raporu, bilirkişi raporlarına istinaden "ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu 157 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Şenol ve Aslanoğlu ile birlikte 109 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden Yunus Öz’ün ise vefat etmiş olduğu anlaşılırken 47 şüphelinin ise yakalanmalarına yönelik çalışmalar sürüyor. KOOPERATİF YOLSUZLUĞU İZBETON A.Ş., İzmir Büyükşehir Belediyesi, İçişleri Bakanlığı ve toplam 463 kooperatif mağdurunun müşteki olduğu dosyada, özellikle Örnekköy ve Gaziemir ilçelerinde İZBETON ile bazı kooperatifler arasında yapılan kat karşılığı inşaat sözleşmeleri mercek altına alındı. Yapılan incelemelerde, Örnekköy projesinde 41 milyon 935 bin TL’lik nitelikli dolandırıcılık tespit edildi. Gaziemir projesinde benzer usulsüzlükler görülürken, zararın boyutu henüz netleştirilemedi. Ayrıca İZBETON’un 2021-2024 yılları arasında gerçekleştirdiği konaklama, seyahat ve organizasyon harcamalarında 5 milyon 937 bin TL’lik usulsüzlük ortaya çıktı. ARAÇ KİRALAMA İHALELERİ İZBETON A.Ş., İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin müşteki olduğu dosya çerçevesinde, İZBETON’un araç kiralama işlerinde gerçekleştirdiği ihale süreçlerinde de büyük çaplı usulsüzlükler tespit edildi. ÇEVLOG ve EGETEM şirketlerine yapılan araç kiralama ihaleleri nedeniyle, 243 milyon 305 bin TL kamu zararı, 224 milyon 752 bin TL yersiz ödeme oluştu. Bilirkişi raporlarına göre, Arvento takip sistemine kayıtlı olmayan araçlar nedeniyle İZBETON A.Ş. yaklaşık 967 milyon TL zarara uğratıldı. ONAS ve ASYOL isimli firmalarla yapılan başka bir araç kiralama ihalesinde de, 18 milyon 933 bin TL kamu zararı ve 29 milyon 841 bin TL yersiz ödeme tespit edildi. YAPIM İHALESİ USULSÜZLÜĞÜ Yine müşteki olarak İZBETON A.Ş., İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yer aldığı dosyada ise, İZBETON’un RAMER ve SİYAM firmalarına verdiği yol yapım ve asfalt kaplama işlerinde de büyük usulsüzlük iddiaları gündeme geldi. İhale sonucunda, 18 milyon 933 bin TL kamu zararı, 20 milyon 35 bin TL yersiz ödeme yapıldığı tespit edildi. BAŞSAVCILIKTAN OPERASYON AÇIKLAMASI İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı İZBETON şirketi ve kooperatiflere yönelik operasyonla açıklama yayınladı. Açıklamada şu sözlere yer verildi: "Sayıştay Raporu, Mülkiye Müfettişi Raporu, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü Denetim Raporu, İzmir Büyükşehir Belediyesi Teftiş Kurulu Başkanlığı İç Denetim Raporu ve Bilirkişi raporlarında; İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı ile iştirak şirketi İZBETON AŞ’ nin ilgili kooperatifler ile yaptığı kentsel dönüşüm kapsamında konut yapımına ilişkin sözleşmelerde yapılan usulsüzlükler nedeniyle kamu zararına neden olunduğunun, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki İZBETON AŞ arasında ve İZBETON AŞ ile alt yükleniciler arasında gerçekleştirilen toplam 17 adet araç ve iş makinesi kiralama ile asfalt yapım işlerine konu ihalelerde "İhaleye Fesat Karıştırma değerlendirilebilecek usulsüzlükler bulunduğunun, ve "Edimin İfasına Fesat Karıştırma" olarak İZBETON AŞ’ nin 2021-2024 yılları arasında konaklama, seyahat, uçak bileti, yemek ve organizasyon giderlerinde yapılan usulsüzlükler nedeniyle kamu zararına neden olunduğunun, tespit edilmesi, öte yandan İzmir Büyükşehir Belediyesince gerçekleştirilen belirtilen kentsel dönüşüm projelerine ilişkin olarak ilgiler tarafından Cumhuriyet Başsavcılığımıza yapılan suç duyuruları birlikte değerlendirilerek; Cumhuriyet Başsavcılığımızca İzmir Büyükşehir Belediyesi ve iştiraki İZBETON AŞ ilgilileri hakkında soruşturma başlatılmıştır."

TUGAY’DAN GÖZALTI AÇIKLAMASI: SUÇ DUYURUSU BİZE AİT DEĞİL Haber

TUGAY’DAN GÖZALTI AÇIKLAMASI: SUÇ DUYURUSU BİZE AİT DEĞİL

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı, İzmir Büyükşehir Belediyesine bağlı İZBETON AŞ’de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiası üzerine çalışma başlattı. Sayıştay raporu, mülkiye müfettişi raporu, bilirkişi raporlarına istinaden "ihaleye ve edimin ifasına fesat karıştırma" ve "nitelikli dolandırıcılık" suçlamasıyla aralarında İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin eski başkanı Tunç Soyer ve CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu’nun da bulunduğu 157 şüpheli hakkında gözaltı kararı verildi. Şenol ve Aslanoğlu ile birlikte 156 şüpheli yakalandı. Şüphelilerden Yunus Öz’ün ise vefat etmiş olduğu anlaşıldı. BAŞKAN TUGAY: "İÇİŞLERİ BAKANLIĞININ SUÇ DUYURUSU VAR" Gözaltılar üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay’ın konuyla ilgili suç duyurusunda bulunduğu iddia edildi. İzmir’de yerel haber sitesi egeligazete.com’a açıklama yapan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay, henüz kaynağını bilemedikleri bazı iddiaların da ortaya atıldığını ifade ederek, "Cumhuriyet Başsavcılığına Şubat 2025’te İçişleri Bakanlığının suç duyurusu var. Bilirkişi incelemesi sonucunda soruşturmalar başlıyor. Bizim sadece kendi içimizde yaptığımız bazı iç denetim incelemeleri var. Bu iç denetim raporlarından birini İçişler Bakanlığı müfettişi istemiş. O rapordan bazı alıntılar var. Yürütülen soruşturmaların bizimle ilgisi yok" dedi. Yaşanan süreçte olayı anlamaya çalıştıklarını belirten Tugay, "Bir sürü iddia var. Avukatlarımız bilgi almaya çalışıyor. Ama bu kadar fazla insanın alınması bir algı operasyonu olduğunu gösteriyor. Benim bilgim olan emin olduğum bir durum yok. Bizim İZSU ve ESHOT Genel Müdürlerimiz de gözaltında. İki daire başkanımız gözaltında. Mali İşler Daire Başkanımız gözaltında. Bu gözaltılar asla bizim tercih ettiğimiz bir durum olamaz" dedi. Söz konusu kooperatiflerle ilgili işlerin devamı için gerekli çalışmaları başlattıklarını hatırlatan Tugay, "Örnekköy’deki ihaleleri yaptı. Diğerleri ihale aşamasında. Piyasadaki sıkıntı nedeniyle onların ihaleleri henüz tamamlanmadı" diye konuştu.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.