#Yunanistan

- Yunanistan haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Yunanistan haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

YUNANİSTAN’IN SKANDAL PAYLAŞIMI TEPKİLER SONRASI KALDIRILDI Haber

YUNANİSTAN’IN SKANDAL PAYLAŞIMI TEPKİLER SONRASI KALDIRILDI

Türkiye'yi yasa boğan kaza sonrası Yunanistan'ın yaptığı skandal paylaşıma tepkiler çığ gibi yükseldi. Yunanistan Hava Kuvvetleri, sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı C130 kargo uçaklarının bulunduğu küstah paylaşımını kaldırarak, Türkiye için taziye mesajı yayınladı. Yunanistan, tepkilerin ardından sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı küstah paylaşım konusunda geri adım attı. Yunanistan Hava Kuvvetleri, resmi sosyal medya hesabı üzerinden yaptığı C130 kargo uçaklarının bulunduğu "Günün fotoğrafı" başlıklı küstah paylaşımını kaldırdı. Hesaptan, daha sonra "Yunanistan Hava Kuvvetleri Komutanı'ndan Türk mevkidaşına taziye mektubu" başlığıyla Gürcistan'daki askeri kargo uçağı kazası için taziye mesajı yayınladı. Mesajda, "Sayın General, Türk Hava Kuvvetleri'ne ait C-130 tipi uçağın düşmesi sonucu 20 Türk Hava Kuvvetleri askerinin hayatını kaybetmesiyle sonuçlanan trajik haberi duydum. Şok ve üzüntü içinde size yazıyorum. Bu korkunç haber büyük bir üzüntüyle karşılandı. Kelimeler böyle bir trajediyi tam olarak anlatamaz ve personelinizi kaybetmenin verdiği büyük acıyı ve üzüntüyü ifade edemez. Bu zor zamanda düşüncelerimiz sizinle. Yunan Hava Kuvvetleri ve şahsım adına, lütfen içten ve samimi taziyelerimi kabul edin, ailelere ve Türk Hava Kuvvetleri personeline en derin taziyelerimi iletin" ifadeleri yer aldı. Azerbaycan'dan Türkiye'ye dönüşü sırasında 11 Kasım'da Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ait C-130 tipi askeri kargo uçağı Gürcistan'ın Kakheti bölgesine bağlı Siğnaği'de düşmüş ve 20 asker şehit olmuştu.

TÜRKLER EN ÇOK PARAYI YUNANİSTAN'DA HARCADI Haber

TÜRKLER EN ÇOK PARAYI YUNANİSTAN'DA HARCADI

Mastercard’ın “Turizm Trendleri Raporu”na göre 2025 yaz döneminde Türkiye’den yurt dışına çıkan turistlerin harcamalarında yüzde 28’lik artış görüldü. Türk turistlerin en çok harcama yaptığı ülke Yunanistan olurken, harcama artışının en fazla görüldüğü ülke yüzde 119 ile Japonya oldu. TÜRKİYE’YE GELENLERİN HARCAMASI DA ARTTI Haziran, temmuz ve ağustos aylarını kapsayan dönemde, Türkiye’ye gelen turistlerin Mastercard logolu kartlarla yaptığı harcamalar bir önceki yıla göre yüzde 6 artarken, işlem sayısında yüzde 9’luk artış kaydedildi. En fazla harcama yapan ülkeler arasında Birleşik Krallık, Almanya, Hollanda, ABD ve Suudi Arabistan ilk sıralarda yer aldı. Türkmenistan vatandaşlarının Türkiye’de yaptığı harcamalar geçen yıla göre yüzde 139 artarak en dikkat çekici artış oldu. YUNANİSTAN ZİRVEDE, JAPONYA ATAKTA Yurt dışına çıkan Türk turistlerin en fazla harcama yaptığı ülkeler sırasıyla Yunanistan, İngiltere ve İtalya oldu. En büyük yıllık büyüme ise yüzde 119 ile Japonya’da kaydedildi. Yunanistan’da en çok harcama yapılan şehir Dedeağaç, harcama artışının en fazla olduğu şehir ise Ferecik olarak belirlendi. Harcamaların en yoğun olduğu sektör ise yemek oldu. Bu sektördeki harcamalar bir önceki yıla göre yüzde 31 arttı. LONDRA VE MİLANO GİYİM HARCAMALARINDA ÖNDE Türk turistlerin İngiltere’de en çok harcama yaptığı şehir yıllık yüzde 55’lik artışla Londra olurken, en fazla harcama yapılan sektör yüzde 52 ile giyim oldu. İtalya’da en çok harcama yapılan şehir Milano, en yüksek harcama artışı ise yüzde 52 ile Capri Adası olarak açıklandı. Burada da harcamaların büyük bölümü giyim sektöründe gerçekleşti. ABD VE FRANSA’DA DA GİYİM ÖN PLANDA ABD’ye giden Türk turistler, en çok harcamayı New York’ta yaptı. En fazla harcama yapılan sektör ise yine giyim oldu. Fransa’da ise en çok harcama Paris’te gerçekleşti. YURT İÇİNDE ANTALYA VE İSTANBUL ÖNE ÇIKTI Birleşik Krallık’tan gelen turistler bu yıl en çok harcamayı Antalya’da yaparken, geçen yılın favorisi Muğla idi. Almanya’dan gelen turistlerin harcamaları ise en fazla yüzde 13 ile İstanbul’da arttı. Sektör bazında ise gıda, market ve kuyumculuk en fazla harcama yapılan alanlar oldu. ABD’li turistlerin Türkiye’de en çok harcama yaptığı alan yüzde 24’lük artışla kuyum sektörü olarak belirlendi.

DALTONLAR ÇETESİ NEDİR? LİDERLERİ VE ÜYELERİ KİMLER? Haber

DALTONLAR ÇETESİ NEDİR? LİDERLERİ VE ÜYELERİ KİMLER?

MHP'li avukat Serdar Öktem' suikasti ardından, cinayeti Daltonlar çetesinin işlediği iddia edildi. Peki, Daltonlar Çetesi nedir, kim bu Daltonlar? Avukat Serdar Öktem’e, 'Daltonlar Suç Örgütü' üyeleri tarafından eylem yapılacağı gerekçesiyle koruma kararı verildiği ortaya çıktı. Avukat Serdar Öktem'in öldürülmesinin ardından çeteler, çetelerin illegal faaliyetleri ve suikastları yeniden tartışılmaya başlandı. Tüm bu gelişmelerin ardından birçok insan Daltonlar Çetesi hakkında araştırma yapmaya başladı. Herkes Daltonlar Çetesi nedir? sorusunu yanıtını merak ediyor. Aileler, çocuklarının bu çetelere dahil olma ihtimalinden bile endişe duyarken, çeşitli yöntemlerle gençleri ve çocukları kendisine çektiği bilinen Daltonlar Çetesi ve benzeri çeteler hakkında açık kaynaklara yansıyan bilgileri gazeteciniz.com okurları için derledik. 1990'LI YILLARIN TÜRKİYESİ'Nİ HATIRLATAN ÇETELERDE YAŞ ORTALAMASI DÜŞTÜ Son yıllarda basit asayiş olaylarıyla olduğu kadar, 1990'lı yıllardaTürkiye'yi derinden etkileyen çete olaylarını anımsatan eylemleriyle gündem gelen Daltolar Çetesi adını sıklıkla duyuruyor. Gündeme damga vuran cinayet, suikast, yaralama, kurşunlama gibi gibi bazı saldırıların arkasında Dalton'lar Çetesi çıkıyor. Çetenin ismi son olarak Avukat Sertdar Öktem suikastı ile gündeme geldi. 'Daltonlar'; faaliyetleri, organizasyon yapısı ve üye profilleri ile çokca konuşulmaya ve Türkiye'nin sosyal, siyasi ve ekonomik yapısına etkileri, hangi sosyal ve ekonomik şartlar sonucu gelişip güçlendiği değerlendirilip tartışılmaya başlandı. Peki Türkiye'nin siyasi ve sosyal yönden en çalkantılı dönemlerinden birine işaret eden yıllar yıllar öncesini, 1990'lı yıllar Türkiyesi'ni hatırlatan Daltonlar çetesi nasıl ortaya çıktı. Türkiye neden yeniden çetelerle anılmaya başlandı. Daltonlar çetesi nedir? Daltonlar Çetesinin lideri ve / veya liderleri kimler? Çete üyeleri bu organizasyona nasıl ve neden dahil oluyor? Çete üyelerinin profilleri incelendiğinde ortak noktaları neler? Açık kaynaklardaki bilgilerin büyük bölümü medyaya yansıyan haberlerden ibaret olan 'Daltonlar' çetesinin kimliği, 1984 Malatya doğumlu Barış Boyun ismi ile özdeşleşmiş görünüyor. Barış Boyun ismi ise 'Yeni nesil Türk mafya lideri' ve onun alt grubu ile birlikte anılıyor. 'DALTONLAR' NASIL GÜÇLENDİ? Açık kaynaklardaki yazılı haber ve genel bilgiler ışığında; İstanbul Beyoğlu'nda mahalle çetesi olarak etkin olan bu örgütün zaman içindeki suç olayları artarak uluslararası ilişkilere kadar uzandı. Barış Boyun ve alt grubu Daltonlar Çetesinin Kolombiya Kartellerinden esinlendikleri motosikletli suikast timleri ile işledikleri cinayetlerle bilinmekte. Barış Boyun ise 2017 yılı öncesi mafya Bilal Yaman ile beraber hareket ediyordu. Bilal Yaman 2017'de tutuklanınca, Barış Boyun organize suç örgütünün lideri oldu.11 Eylül 2023 tarihinde Yunanistan'da bir otomobil içinde 6 Türk vatandaşının öldürülmesi olayını ele alan savcılık iddianamesine göre örgütün mali kaynağı ise silah kaçakçılığı, yasadışı bahis ve uyuşturucu ticaretidir. Yine medyaya yansıyan haberlere göre Barış Boyun, başka çeteleri alt birimine katarak Balkanlar'daki mafya oluşumlarına para karşılığı taşeron cinayetler işledi. Bahadır Akdağ ve Beratcan Gökdemir (Can Dalton) liderliğindeki Daltonlar Çetesi, Barış Boyun emrinde işledikleri saldırılarla dikkat çekti. İddialara göre Atina Suikastı sonrası Barış Boyun ve Daltonlar Çetesi yol ayrımına gitti. (Kaynak Odatv.com / 22 Nisan 2024) (Kaynak: https://www.iha.com.tr- 19 Temmuz 2023) Öte yandan Barış Boyun'a bağlı çete, başka çetelerle çatışıp ününü kendi karanlık dünyasında artırmaya başladı. Tam da bu sıralarda Barış Boyun, 22 Mayıs 2024'te Türk ve İtalyan polislerin ortak operasyonuyla İtalya'da tutuklandı. Ancak iadesi yapılmadı ve halen İtalya'da tutukludur. Beratcan Gökdemir ÇETE'NİN YÖNETİCİSİ CAN DALTON Daltonlar Çetesini 1997 Batman doğumlu Can Dalton (Beratcan Gökdemir)'in yönettiği biliniyor. Bir dönem Barış Boyun'la yaptığı ittifakla dikkat çeken, Halil Ay ve Redkitler'e karşı düzenledikleri motosikletli suikastlerle tanınan Beratcan Gökdemir ve Daltonların ismi Dilan Polat ve Engin Polat'ın, Banu Parlak'a ait güzellik salonun kurşunlatması olayının arkasında olduğu iddia edildi. Beratcan Gökdemir, (Can Dalton) ise Gürcistan üzerinden Rusya’ya kaçmış, kırmızı bültenle arandıktan sonra Rusya’da yakalanmıştır. Beratcan Gökdemir'in tutuklanmasından sonra Ahmet Mustafa Timo (Timocan) adlı yönetici çete içinde önemli konuma geldi. Sabah'ın haberine göre Timocan'ın Irak'ta tutuklanıp Türkiye'ye teslim edilmesinden sonra Daltonlar Çetesi Türkiye'deki Irak Konsolosluğuna silahlı saldırıda bulundu. ÇETENİN ÖNE ÇIKAN SUÇ OLAYLARI İllegal faaliyetleri ve saldırıları ile kısa sürede Türkiye gündemine damgasını vuran çetenin basına yansıdığı bilinen ilk cinayeti 21 Ekim 2021'de Kubilay Küçükaslan'ın bir restoran çıkışı öldürülmesi ile duyuldu. Geride bıraktığımız 3 yıl içinde Barış Boyun ve alt çeteleri şu cinayetlerle gündeme geldi: - Kasımpaşa SK'nin tribün lideri ve Emrah Ayverdi Çetesine mensup Yüksel Ustahüseyin öldürülmesi, - Sırbistan'da etkili uyuşturucu çetesi Skaljari'nin yöneticilerinden Jovan Vukotiç'in öldürülmesi. - İstanbul'da ünlü bir gece kulübü çalışanı Yasin Keskin, öldürülmesi. - Ferhat Mardin'in Çetesine mensup Halil Güzel'in öldürülmesi. - Başka bir suç örgütü mensubu Murat Fırat Canlı'nın öldürülmesi. - Barış Boyun'un çetesine bağlı Edip Yalçın, Gürcistan'da Ferhat Yeşilkaya emrindeki tetikçilerin saldırısı sonucu öldürülmesi. - Anucur Çetesi'nin, Daltonlar Çetesine silahlı saldırı gerçekleştirmesi ve saldırıda Daltonlar Çetesi mensubu Mehmet Emin Kalkan öldürülmesi. - Anucur Çetesine bağlı bir kafeye motosikletli timle saldırı gerçekleştirilmesi. Çatışmada arada kalan Kur'an kursu hocası Ramazan Arslan'ın öldürülmesi. - Ay Grubu lideri Halil Ay'a silahlı saldırı düzenlenmesi. Bu saldırılda Cumali Arslan hayatını kaybetmesi. - Oto galerici Ferhat Yeşilkaya'nın öldürülmesi. - Atina'da 6 Türk vatandaşının araç içinde kalaşnikof silahla saldırıya uğrayarak olay yerinde öldürülmesi. - Sinan Ateş cinayeti tutuksuz sanıklarından avukat Serdar Öktem hayatını öldürülmesi (Henüz netleşmedi). DALTONLAR ÇETESİ VE BENZERİ ÇETELER NASIL GÜÇLENİYOR? ÜYELERİNİ NASIL SEÇİYORLAR? Daltonlar çetesi nedir? Kimdir bu Daltonlar? sorularının yanıtı kadar bu yapıların nasıl güçlendiğinin araştırılması da büyük önem taşıyor. Günümüzdeki teknolojinin gelişimi, iletişim ve ulaşımın kolay hale gelmesi ve toplumsal gurplar arasında sosyo-ekonomik uçurumların giderek derinleştiği bir Türkiye ortamında söz konusu Daltonlar Çetesi ve benzeri ilegal organizasyonlar sosyal medya hesapları üzerinden propaganda yapma imkanı buldu. Bu imkanı sonuna kadar kullanan çeteler Anadolu kasabalarından gelen, kentlerin ışıltılı dünyalarının gölgesinde, ekonomik seviyenin üst düzeyde olduğu muhitlerin ve pahalı mekanların çok yakınında yerleşik, 20-25 yaş arasındaki gençleri çeteye tetikçi olarak katmaya başladı. Bu yaş ortalaması giderek düştü. Çeteye 18 yaşın altındaki gençler dahil olmaya başladı. Suç işlemeye kolayca yönlendirilebilen 18 yaş altındaki gençlerin ve çocukların adli vakalarda 'suça sürüklenen çocuk' tanımlamasına sahip olması çete temsilcileri tarafından avantaj olarak değerlendirildi. TELEVİZYON DİZİLERİNİN ETKİSİ Bu noktada çetevari yapıların, grupların ve organizasyonların adeta kutsallaştırıldığı Türk televizyon dizilerini de etkisi olduğunu söylemek yanlış olmaz. İllegal olanın normalleştirildiği, adalet kavramının içinin boşaltıldığı, eğitimin değersizleştiği 'yeni nesil mafya' kavramı günlük hayata kolayca yerleşme imkanı buldu. 'Yeni nesil mafya' geleneksel mafya yapılarından farklı olarak dijital çağın imkanlarını kullanarak, sokaktan mahalleye, mahallede ilçeye ve kentlere ve nihayetinde kentlerden ülke çapına yayılabildi ve uluslararası ağlara sahip olabildi. yayılabildi. Bu gruplar, siber suçlar, çeşitli kara para aklama, uyuşturucu ticareti, gasp ve dolandırıcılık ve yasa dışı bahis gibi alanlarda faaliyet göstererek gücüne güç kattı. Söz konusu çetelerin bir başka gelir kaynağının ise taşeron olarak işlediği cinayetlerden elde ettiği paralar olduğu düşünülüyor.

BADO’NUN İLK YUNANİSTAN SEFERİNDE OLAY Haber

BADO’NUN İLK YUNANİSTAN SEFERİNDE OLAY

Balıkesir Büyükşehir Belediyesi tarafından, Yunanistan’ın Midilli Adası ile Ayvalık arasında yolcu taşımacılığına başlayan Balıkesir Deniz Otobüsü’nün (BADO) ilk seferi olaylı oldu. Ayvalık Limanı’nda yaşanan iskele krizinde Balıkesir Deniz Otobüsü’nün liman sahasını iddialara göre işgal etmesi nedeniyle 200 yolcusunu indirebilmek için yaklaşık iki saat süresince dalgalı denizde bekleyen TURYOL Feribotu’nda, hamile ve yaşlı insanlar mağdur oldu, bazılarının ise uçağı kaçırdığı iddia edildi. Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yetkilisi Ömür Boyuer seferlerin devam edeceğini söylerken, TURYOL firması ise Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’nden gelen yolcuları ücretsiz taşıyabileceklerine yönelik teklifler yaptıklarını ifade etti. Sahil Güvenlik ve Ayvalık Limanı İşletmesi yetkililerinin çabalarına rağmen çözümlenemeyen kriz, Ulaştırma Bakanlığı’nın devreye girmesinin ardından Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma AŞ. Genel Müdürü Ömür Boyuer’in BADO’ya ait gemiyi Dikili Limanı’na göndermesi ve limana yanaşan geminin yolcuları tahliye etmesiyle sonuçlandı. Uzun süre denizde mahsur kalan yolcular Ayvalık Deniz Hudut Kapısı’dan çıkarken her iki firmaya tepki gösterdi. Hamile ve yaşlıların sıkıntılı anlar yaşadıklarını belirten yolcuların arasında bir ailenin de, yaşanılan kriz nedeniyle uçak kalkış saatini kaçırdığı belirtildi. Bir vatandaş ise; "Ahmet Akın’a sevgiler, saygılar.. İki saati geçti denizin ortasında bekliyoruz" diyerek tepkisini dile getirdi. BADO’nun gemisinin bulunduğu iskeleye yanaşamayan TURYOL’a ait ‘Samos’ gemisinin kaptanının "Sizin yaptığınızı Rumlar bile yapmaz" şeklindeki anonsu ise Balıkesir Büyükşehir Belediyesi yetkililerince tepkiyle karşılandı. Yaşanılanlar kriz nedeniyle oldukça üzüntülü olduklarını vurgulayan Balıkesir Büyükşehir Belediyesi Toplu Taşıma AŞ. Genel Müdürü Ömür Boyuer, "Büyükşehir Belediyesi olarak BADO markasıyla Ayvalık- Midilli seferlerine başladık. Ulaştırma Bakanlığı’ndan ve Yunanistan’ın Midilli Adası yetkililerinden gerekli izinler alındı. İlk turumuzu da gerçekleştirdik. Ancak Midilli’den dönüşte, Ayvalık Limanı iskelesine yanaştığımızda aslında iskelede yer olmasına rağmen, söz konusu firmanın gemisi yanaşmayıp, bizi bağlı bulunduğumuz iskeleden çıkarmaya zorladı. Bu arada kendi yolcularını da yaklaşık bir buçuk saat civarında özellikle olarak mağdur etti ve bunun üzerinden de bir algı oluşturmaya çalıştı. Burada düzeni liman işletmesi sağlamak zorunda. Ama burada özel firmaların anlayamadığımız derecede dirençleri var" dedi. Gemi yanaştıktan sonra yolcularının mağdur olmaması adına, diğer yerde de fiziki şartları olmuş olmasına rağmen alanı açarak, firmanın gemisine yer verdiklerini anlatan Ömür Boyuer, "Ama burada geminin yolcuları tahliye edilirken, Büyükşehir Belediyesini yolculara şikâyet eden ve Büyükşehir Belediyesinin yapmış olduğu uygulamaları terbiyesizce olduğunu ifade eden geminin kaptanına yapmış olduğu anons yakışmadı" ifadelerini kullandı. "BİZ BURAYA KATMA DEĞER KATMAYA GELDİK" Kendilerine göre Ayvalık iskelesinde BADO gemisinin demirlenmesinde herhangi engelin bulunmadığının altını çizen Boyuer, "Ancak burada diğer firmaların olumlu yaklaşmamasından kaynaklı bir kriz var. Şunu çok net şekilde söylüyorum, bu seferler devam edecek. Çünkü bu bir vizyon projesiydi. Büyükşehir Belediye Başkanımız Ahmet Akın’ın seçim öncesinde bir vaadiydi. Geldiğimiz noktada Büyükşehir Belediyesi ve devlet geri adım atmaz. Biz, tüm şartları yerine getirdik. Gemi sınava girdi. Geminin tüm teknik donanımı, güvenliği, personelinin sertifikaları uygun görüldü. Midilli Adası tarafında da izinler alındı. Sonuçta burada yasal olmayan bir şey yok. Bir zorbalık yok ve biz dediğim gibi kimsenin ekmeğiyle oynamıyoruz. Bizim BTT olarak bünyemizdeki araçlarımızla buraya değişik noktalardan yolcu getirebilecek bir alt yapımız da var. Yani biz buraya bir katma değer katmaya geldik. Bizim burada diğer özel işletmelerin yolcularını almak gibi bir niyetimiz yok. Zaten sefer saatlerimiz de çok cazip saatler değil. Diğer firmaların Midilli’ye gitmediği ve dönmediği saatlerde seferlerimizi yapıyoruz" dedi. "YÜKLÜ GEMİLERİN HER ZAMAN ÖNCELİĞİ VARDIR" TURYOL Yönetim Kurulu Üyesi ve Dış Hatlar Sorumlusu Kadir İnandı ise yaptığı açıklamada, "Aslında içinde bulunduğumuz durum hâlihazırda üç ay öncesinde birçok uyarımızın dikkate alınmamasından kaynaklanan bir sürecin bugün yaşanmasının bir sonucudur. Bugün yolcu mağduriyeti, firmamızın kurumsal olarak yıpranması gibi birçok sorunu yaşadık. Ama en önemlisi de mağdur edilen yolcularımızdı. Bize ait gemilerimizin her birinin farklı özellikleri ve meziyetleri var. Bugün bu sorunu yaşayan Samos gemisinin yanaştığı yer, on yıllardır rıhtım bölgesinde yolcularımız için kullandığımız alandır. Özellikle rıhtım yüksekliğinin düşük olması, gemiden yolcu tahliyesinin yapılacağı kapakların daha düşük seviyede olması fiziki olarak iskelede sadece gemimizin şartlarına uygundur. BADO’ya ait gemiyle ilgili Ayvalık İşletmesi; kendilerine limanın içerisindeki yoğunluğunu öne sürerek saat 10.00 ila 11.00 arasında limanı kullanabileceği akşam da 16.00 ile 17.00 arasında limanı kullanabileceği, bunun dışında liman kullanımının izin verilmeyeceği, aynı zamanda limanda geceleme, kışlama ve konaklama yapılamayacağı açıkça belirtildiği bir yazıyı, kendilerine mayıs ayı içerisinde verdiklerini biliyoruz. Bu yazıyla beraber Ulaştırma Bakanlığı’na uluslararası hat izniyle başvurulur, hat izni yazısı da, liman işletmecisinin görüş yazısına göre verilir. Dolayısıyla dün akşam yaşanan sorun da aslında İDO Dicle gemisini o saatte, o yerde bağlı olmaması gerekiyordu. Kişisel iletişimlerle, firmayla da görüştüğümüzde, akşam orada olmayacağını, rıhtımı terk edeceğini bize söylemişti. Fakat biz limana yolcumuzla birlikte geldiğimizde, rıhtımı da kullanamadığımız için biz defalarca VHF‘ten, telsizlerden, hoparlörlerden seslenmemize rağmen bilinçli ve taksirli bir şekilde gemi kapatıldı, köreltildi. Hiçbir şekilde dışardan gelen hiçbir tepkiye bir buçuk saat süresince cevap verilmedi. Denizcilikte bir kural vardır. Yüklü geminin her zaman önceliği bulunur. Velev ki böyle olmasın işletme izni olmadığı halde, konaklama hakkı olmadığı halde o saatlerde, orada bağlama hakkı olmadığı halde limanı işgal eden firma, oradan ayrılması gerekiyordu. Çünkü işletmenin denizciliğin genel kuralları gereği yolcuyu asla mağdur edilmemesi gerekir. Eğer bununla ilgili farklı bir idari takibat yapabilir ama bunu hiçbir şekilde yolcuya mal etmemesi gerekiyordu. Bizi yolcuyla beraber firmamızı, yolcumuzu mağdur ederek orada yanaştığı alanın; kendine tahsis edilmesini zorla, güçle, hakkı olmadığı halde tahsis etmeye zorladı. Biz bununla ilgili işletme, liman başkanlığı ve Ulaştırma Bakanlığını konuyla ilgili bilgilendirdik. Gemiyi buradan çektiler" ifadelerini kullandı. BALIKESİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ’NE TEKLİF Ayvalık-Midilli arasındaki yolda yolcu taşımacılığı yapan iki firma olarak Balıkesir Büyükşehir Belediyesi’ne BADO’ya ait yolcular ücretsiz olarak taşıyabileceklerine ilişkin bir teklifte de bulunduklarını kaydeden Kadir İnandı, "Balıkesir Büyükşehir Belediyemiz, böyle bir tanıtımla ilgili bir konuda kendilerine bir gemi değil iki gemiyle yardımcı olabileceğimizi, her gemi için de Balıkesir Büyükşehir Belediyesinden gönderilecek olan her yolcuyu ücretsiz olarak taşıyacağımızı, her gemide de kontenjan verebileceğimizi ve hatta geminin tamamını Balıkesir Büyükşehir Belediyesinin logolarıyla kaplayabileceğimizi, içeride Balıkesir’in tanıtımını belediyemizin tanıtımını yapabilecek ekran görselleri ve postları barındırabileceğimizi ve bunlarla ilgili de belediyemizden hiçbir ücret talep etmeyeceğimizi ilettik. Hala bu teklifimiz geçerlidir" dedi. Sonuç olarak yaşanılan sürecin sonunda yaşanılan sıkıntının ortadan kaldırılacağına inandığını belirten İnandı, "Ben mutlaka uzlaşacağımızı düşünüyorum. Çünkü Ayvalık liman alanının fiziki şartlarının uygunsuzluğun bizleri burada daha büyük sıkıntılara sokacağını görüyoruz" diye konuştu.

ŞİRKET İFLASLARI YÜZDE 23 ARTTI Haber

ŞİRKET İFLASLARI YÜZDE 23 ARTTI

Dun & Bradstreet’in 2024 Küresel İflas Raporu’na göre, Türkiye’de şirket iflasları yüzde 23 artarken, küresel çapta iflaslar son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştı. Ukrayna, yüzde 126’lık artışla ilk sırada yer aldı. CRIF grubu bünyesindeki Dun & Bradstreet tarafından yayımlanan “2024 Küresel İflas Raporu”, küresel şirket iflaslarının son 12 yılın en yüksek seviyesine ulaştığını ortaya koydu. 47 ülkeyi kapsayan raporda, Türkiye dahil 47 ülkenin yüzde 65’inde iflaslar artarken, 12 ülkede düşüş gözlendi. Türkiye’de 2024’te 465 şirket iflas etti, bu da bir önceki yıla göre yüzde 23’lük artış anlamına geliyor. İFLASLARDAKİ ARTIŞIN NEDENLERİ Rapora göre, pandemi sonrası devlet desteklerinin sona ermesi, sıkı para politikaları, yüksek faiz oranları, zayıf küresel talep, ekonomik büyümenin yavaşlaması, tedarik zinciri sorunları ve jeopolitik gerilimler iflaslardaki artışta etkili oldu. Dun & Bradstreet COO’su Julian Prower, “2020-2022’de devlet destekleri iflasları yapay şekilde düşük tuttu. Ancak 2023’ten itibaren ekonomik gerçekler kendini gösterdi” dedi. Prower, şirketlerin proaktif risk yönetimi, kredi değerlendirmelerini güçlendirme ve tedarik zincirlerini çeşitlendirme ile bu zorluklara karşı daha dayanıklı olabileceğini vurguladı. Şirketlerin müşteri, tedarikçi ve iş ortaklarının finansal sağlığını izleyerek, sağlıklı nakit akışı ve çeşitlendirilmiş tedarik zincirleriyle riskleri yönetebileceğini vurgulayan Prower, “Veri odaklı içgörüler ve çeviklik, belirsizliklerde avantaj sağlar” dedi. UKRAYNA ZİRVEDE, TÜRKİYE’DE ARTIŞ SÜRÜYOR Ukrayna, Rusya ile devam eden savaşın etkisiyle yüzde 126’lık rekor artışla iflaslarda birinci sırada yer aldı. Singapur yüzde 40, Belarus yüzde 39, Avustralya yüzde 37, Kanada ve Romanya yüzde 35 artışla takip etti. Türkiye’de ise CRIF İzleme Servisi’nin ticari sicil verilerine dayanan analizi, 2024’te 465 şirketin iflas ettiğini gösterdi. ABD’de ise 2023’teki yüzde 79’luk artışın ardından 2024’te yüzde 6’lık sınırlı bir artış yaşandı. İFLASLARDA DÜŞÜŞ YAŞAYAN ÜLKELER Raporda, Yunanistan yüzde 48’lik düşüşle en iyi performansı gösterirken, Kolombiya’da yüzde 43, Hong Kong’da yüzde 37, Çin’de yüzde 31, Rusya’da yüzde 26, Avustralya’da yüzde 19, Arjantin’de yüzde 18 ve Kazakistan’da yüzde 17 düşüş kaydedildi. Dun & Bradstreet Baş Ekonomisti Dr. Arun Singh, iflaslardaki artışın pandemi sonrası gecikmeli etkiler, yüksek faiz oranları ve küresel enflasyonun devam eden baskısından kaynaklandığını belirtti. “Perakende, konaklama, inşaat ve imalat gibi düşük kâr marjlı sektörler iflas riskiyle daha fazla karşı karşıya. Dijitalleşmeye uyum sağlayamayan ya da yalnızca dijital ortama yönelip fiziksel mağazaları ihmal eden şirketler rekabet gücünü kaybetti” dedi. Singh, 2025’te faiz oranları ve enflasyonda düşüş beklense de finansman koşullarının sıkı kalmasının iflas riskini artıracağını, ciddi bir rahatlamanın ancak yıl sonunda mümkün olabileceğini ifade etti.

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.