Gönül Çekmecemdekiler

Yazının Giriş Tarihi: 23.09.2025 11:22
Yazının Güncellenme Tarihi: 23.09.2025 11:23

Hayatımın rastgele bir olaylar dizisi olmadığını tüm araştırmalarımdan, deneyimlerimden sonra nihayet anlamış bulunmaktayım. Ve fakat, sonrasında kalbimde bir soru ortaya çıktı; “Öyleyse benim, doğanın tacı olarak, kesinlikle bir amacım var. Doğa beni boşuna yaratmadı. Her küçük parçacıkta, her atom ve molekülde büyük bir bilgelik, nedensel gelişim vb. varsa, benim nedensel gelişimim nedir? Gelmem gereken bu sonuç nedir?” dedi veee hadeee bakalım ortaya koydu, sustu…

Bu tür sorular, beni bir yandan bir çıkmaza sürüklerken, öte yandan, onları çözmem gerekir ki; “Yoksa yaşamımın bir anlamı yok” dedi yol dostum. Çünkü bir şeyin peşinden gitmeden ve herhangi bir bakış açısı olmadan, hayat beni sadece yaşama arzumdan alıkoyar ve mahrum eder.

Öyleyse bayan şapşiğim, çok basit bir şekilde, şu basit bakış açısını kabul ederek; “kötülük yalnızca benim içimde var” ilkesi ile seyretmeliyim gönül çekmecelerimdekini.

Eğer içimde kötülük olmasaydı, kötülük hissi de duymazdım ve dünyada hiçbir kötü tezahür algılamazdım.

Dünyada gördüğüm tüm kötülük, içimdeki kötülüğün bir yansıması ve ben onu dışımda görüyorum. Her türlü davranışımın kötü olduğunu düşünür ve kötülüğü doğa içerisinde de görürüm. Ancak kötülüğü kendi dışımda algılamam, içimde barınan kötülükten kaynaklanıyor. Bu nedenle, dünyayı kötülükten kurtarmak, kendimi ıslah etmek demek oluyor. Öyleyse, kendimi ıslah edersem, dünyada sadece iyiyi gördüğüm bir duruma ulaşırım.

Beş duyu organım, beni çevreleyen realitenin yalnızca çok sınırlı bir bölümünü bana ifşa ediyor. Bu kısma “benim dünyam” veya “bu dünya” diyorum. Ne komik değil mi sevgili şapşiğim. Beni çevreleyen realitemde hissetmediğim, anlamadığım veya fark etmediğim birtakım başka nesne ve eylemler var.

Ben, yani içimdeki kalabalıkla baktığımda, şu anda algıladığımdan çok daha fazlasını içeren, nesnelerle, eylemlerle, varlıklarla, kelimenin tam anlamıyla var olan her şeyin nedenleriyle ve sonuçlarıyla bağlantı kurduğum, uçsuz bucaksız bir gerçeklikte var olmaktayım.

Bu resmin neresinde olduğumu, bu realitedeki varoluş amacımı ve gerçek doğamı anlamak için, önce onu keşfetmem gerekiyor. Bunu yaptıktan sonra, gerçekte nerede olduğumu ve onun nasıl işlediğini görebilirim. O zaman, doğamın ne olduğunu, realitenin doğasının ne olduğunu, amacımın ve rolümün ne olduğunu ve realitenin daha derinlerine nasıl nüfuz edebileceğimi öğrenebilir, onun gerçek doğası hakkında sonuçlar çıkarabilirim. Bu bilgeliği edinmem için tam da bu amaç için yaratılmış bir metot var mıdır? Ben düşünmeye başladım…

Peki ya siz?

Nesrin Gökpınar

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.