Bugün, gözlerimi güne ve yeniye açma sanrımdaki ruh halim, hiç olmayacak bir yerde
kahkaha atmak isteyen, ancak susması gerektiği için nefesini tutan çocuklar gibi.
Diğer bir yarım ise geçmişi bırakıp, berraklaşmanın ve gelecek için yeni niyetler
yaratmanın, yani değişimi uygulayacak, yayacak, yeni stratejiler geliştirecek bir
döngüyü başlatmış, yeni bir seçimle yeni bir güç başa gelmiş gibi sevgili şapşiğim…
Kalbim dedi ki, imkânsız! İmkânsız… Sadece dünyayı değiştirmek üzere sahip
oldukları gücü keşfetmek yerine, önlerine konulan koşulları yaşamayı daha kolay
bulan küçük insanlar tarafından ortalıkta oradan oraya savrulan büyük bir sözcük
sankim. Oysa imkânsız, bir gerçek değil, sadece bir görüş. İmkânsız, bir açıklama
değil, o bir meydan okuma. İmkânsız, potansiyel. İmkânsız, geçici ve imkânsız hiçbir
şey be şapşik. Yüzleş imkânsızınla ve fethet.
Sanırsam programımı ve davranışlarımı değiştirirsem, o zaman hiçbir eski, olumsuz
programım beni aşağıya çekerken ya da engellerken, yaşamla mücadele etmeye
devam etmek zorunda olmam. Sadece, zihnime belirli, yapıcı yönergeler vermeyi
öğrenirsem, o zaman işleri istediğim şekle sokma ve bunu sürekli kılma şansım olur
be şapşiğim.
Programlamamda değişiklik yaparak hayatımda da değişiklik yapabileceğimi
kavradığım zaman, ilk kez, önümde inşa ettiğim olumsuzluk, şüphe ve yıkıcı
güvensizlikten oluşan bir çatlak gördüm. Beni tutan, yenen şeyin kendisinin de
yenilebileceğine inanmaya başladım. Heyecan verici, yeni bir geleceğin, duvarın
arkasında durup onu geçmeyi bekleyen her bir parçam için neredeyse hazır
olduğunu fark etmeye başladım.
O duvarı kırıp geçmek ne heyecan verici bir karar. İçimdeki her bir parçam, bunu
yapabilirizzzz! Gerçek duvarın ne olduğunu bir kez algıladık mı, onu geride
bırakabiliriz.
Eeee hadi o zaman, ben varım. Ya siz?
Nesrin Gökpınar
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nesrin Gökpınar
İmkânsızı Fethet
Bugün, gözlerimi güne ve yeniye açma sanrımdaki ruh halim, hiç olmayacak bir yerde
kahkaha atmak isteyen, ancak susması gerektiği için nefesini tutan çocuklar gibi.
Diğer bir yarım ise geçmişi bırakıp, berraklaşmanın ve gelecek için yeni niyetler
yaratmanın, yani değişimi uygulayacak, yayacak, yeni stratejiler geliştirecek bir
döngüyü başlatmış, yeni bir seçimle yeni bir güç başa gelmiş gibi sevgili şapşiğim…
Kalbim dedi ki, imkânsız! İmkânsız… Sadece dünyayı değiştirmek üzere sahip
oldukları gücü keşfetmek yerine, önlerine konulan koşulları yaşamayı daha kolay
bulan küçük insanlar tarafından ortalıkta oradan oraya savrulan büyük bir sözcük
sankim. Oysa imkânsız, bir gerçek değil, sadece bir görüş. İmkânsız, bir açıklama
değil, o bir meydan okuma. İmkânsız, potansiyel. İmkânsız, geçici ve imkânsız hiçbir
şey be şapşik. Yüzleş imkânsızınla ve fethet.
Sanırsam programımı ve davranışlarımı değiştirirsem, o zaman hiçbir eski, olumsuz
programım beni aşağıya çekerken ya da engellerken, yaşamla mücadele etmeye
devam etmek zorunda olmam. Sadece, zihnime belirli, yapıcı yönergeler vermeyi
öğrenirsem, o zaman işleri istediğim şekle sokma ve bunu sürekli kılma şansım olur
be şapşiğim.
Programlamamda değişiklik yaparak hayatımda da değişiklik yapabileceğimi
kavradığım zaman, ilk kez, önümde inşa ettiğim olumsuzluk, şüphe ve yıkıcı
güvensizlikten oluşan bir çatlak gördüm. Beni tutan, yenen şeyin kendisinin de
yenilebileceğine inanmaya başladım. Heyecan verici, yeni bir geleceğin, duvarın
arkasında durup onu geçmeyi bekleyen her bir parçam için neredeyse hazır
olduğunu fark etmeye başladım.
O duvarı kırıp geçmek ne heyecan verici bir karar. İçimdeki her bir parçam, bunu
yapabilirizzzz! Gerçek duvarın ne olduğunu bir kez algıladık mı, onu geride
bırakabiliriz.
Eeee hadi o zaman, ben varım. Ya siz?
Nesrin Gökpınar