En uzun süren anlatı, sanırım insanın kendisini ailesine “anlatma” çabası.
Sonsuz sayıda koridoru olan bir labirentte tek yön yolculuk gibi, ancak uzaklaşınca mahiyeti anlaşılan.
Bazen halledemediğim meseleler, içimde öyle infilak ediyor ki, gövdemde ömür boyu kapanmayan bir göçükle yaşarcasına.
Bu göçüğü, onarmak amacıyla içine hangi bahaneyi atsam kapanmayacak, doymayacak ebatta be Şapşiğim.
Bu varoluşumun yarığı nedeniyle, cinayet mahalline dönen katil gibi defalarca kendi ruhsal mezarıma döner gibiyim.
Varlığımı dağlayan hayaletten kurtulmak için yapabileceğim tek şey, ruhumdaki leke ile oynayıp onu başkasına bulaştırmaya çalışmak oluyor.
Hey Şapşik bu leke temizleyici pek iş görmüyor. Huzura ermeyi denemek için verebileceğim tek tavsiye, ruhumdaki kıymığın çıkarılması. Buna giden yol ise, içimdeki karanlıkla muhabbete başlamaktan geçiyor.
Yalnız şunu bilmeliyim ki, uzun ve güzel bir ömür “acımadı ki ” yalanı etrafına örülmüş sirk varyeteleriyle değil, ayna ile hasbihal etmemle mümkün oluyor. Ben (ego) ya da persona (maske) varoluşumun kostümü ve varoluşum çıplak dolaşamıyor, görünür, işitir olmak istiyor. Egom ya da personam ise onu görünür kılıyor.
Aslında şu bir gerçek ki ruhum, kendi infilakını sonsuza değin taşıyamıyor.
Başı, sonu ve yönü belirsiz hayatım açısından baktığımda, yeniden üretilmesi en meşakkatli ruhsal işlerden bazıları, “benlik gücü”, “iyileşme kapasitesi”, “yeniden bağ kurabilme isteği” ve her daim ruhsal örselenmelerimin tehdidi altında olan “yaşam iştahı’’m.
Varoluşumun muamması, sırrı denilen şey; kendi yaşam öykümün imbiğinden geçmekten, sorumlu olduğum yaşamın yükünü sırtlamaktan, kendi hayatıma şovmen ya da röntgenci gibi muamele etmekten kaçınmamda yatıyor aslında.
Ve sevgili kendime şunları da sorarak:
-Göstermek istediğim şeyi mı sunuyorum, gerçek benliğimi mi sergiliyorum?
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Nesrin Gökpınar
Varoluşumun Kostümü
En uzun süren anlatı, sanırım insanın kendisini ailesine “anlatma” çabası.
Sonsuz sayıda koridoru olan bir labirentte tek yön yolculuk gibi, ancak uzaklaşınca mahiyeti anlaşılan.
Bazen halledemediğim meseleler, içimde öyle infilak ediyor ki, gövdemde ömür boyu kapanmayan bir göçükle yaşarcasına.
Bu göçüğü, onarmak amacıyla içine hangi bahaneyi atsam kapanmayacak, doymayacak ebatta be Şapşiğim.
Bu varoluşumun yarığı nedeniyle, cinayet mahalline dönen katil gibi defalarca kendi ruhsal mezarıma döner gibiyim.
Varlığımı dağlayan hayaletten kurtulmak için yapabileceğim tek şey, ruhumdaki leke ile oynayıp onu başkasına bulaştırmaya çalışmak oluyor.
Hey Şapşik bu leke temizleyici pek iş görmüyor. Huzura ermeyi denemek için verebileceğim tek tavsiye, ruhumdaki kıymığın çıkarılması. Buna giden yol ise, içimdeki karanlıkla muhabbete başlamaktan geçiyor.
Yalnız şunu bilmeliyim ki, uzun ve güzel bir ömür “acımadı ki ” yalanı etrafına örülmüş sirk varyeteleriyle değil, ayna ile hasbihal etmemle mümkün oluyor. Ben (ego) ya da persona (maske) varoluşumun kostümü ve varoluşum çıplak dolaşamıyor, görünür, işitir olmak istiyor. Egom ya da personam ise onu görünür kılıyor.
Aslında şu bir gerçek ki ruhum, kendi infilakını sonsuza değin taşıyamıyor.
Başı, sonu ve yönü belirsiz hayatım açısından baktığımda, yeniden üretilmesi en meşakkatli ruhsal işlerden bazıları, “benlik gücü”, “iyileşme kapasitesi”, “yeniden bağ kurabilme isteği” ve her daim ruhsal örselenmelerimin tehdidi altında olan “yaşam iştahı’’m.
Varoluşumun muamması, sırrı denilen şey; kendi yaşam öykümün imbiğinden geçmekten, sorumlu olduğum yaşamın yükünü sırtlamaktan, kendi hayatıma şovmen ya da röntgenci gibi muamele etmekten kaçınmamda yatıyor aslında.
Ve sevgili kendime şunları da sorarak:
-Göstermek istediğim şeyi mı sunuyorum, gerçek benliğimi mi sergiliyorum?
-Ölmeden önce doğmayı neden kabul edemiyorum?
Hadi birlikte düşünelim, ne dersiniz?
Nesrin Gökpınar