Dizi Dizi Eksilmek

Yazının Giriş Tarihi: 29.08.2025 22:12
Yazının Güncellenme Tarihi: 29.08.2025 22:12

Benim gibi yarım asrı devirmiş olanlar bilir. On yıllar önce "Köle İzaura" ile başlayan bir dizi furyası meraklılarını ekrana esir etmişti. Brezilya dizilerinin ekranlarımızda yaygınlaşması ile devam eden bu furya, zamanla başka bir boyut kazandı. Ekranların vazgeçilmezi olan diziler, bugün içten içe zamanımızı ve ruhumuzu çalmayı sürdürüyor. Şimdilerde dönem tatilinde olsalar da çok yakında, eylül ayı itibariyle takipçilerini yeniden tutsak edecek gibi görünüyorlar.

Peki bu tutsaklığın nedeni ne? Bu sorunun birkaç yanıtı olabilir. Rahmetli annemin dizi tutkusunun, babamı kaybettikten, yani yalnız kaldıktan sonra başlayıp, daha da çoğaldığını gördüm. Öyleyse yalnızlık ilk nedenlerden olsa gerek…Evde bir ses, bir yoldaş arayışı insanları dizi izlemeye itiyor olabilir. Diğer yandan rutin hayatı biraz olsun renklendirme, yaşama heyecanla beklenen bir ayrıntı koyma isteğinin de dizi bağımlılığını körüklediğini söyleyebiliriz. Bu işi düşünme, sorgulama zahmetine girmeden yapabilmenin en kolay yolu dizi izlemek. Bu nedenleri çoğaltmak olası.

Tahmin edersiniz ki bu işin bir de siyasi boyutu var. Dizilerin hedef kitleyi etkileme becerileriyle, toplumdaki ahlaki çöküşü ancak dikkatli gözler fark edebilir. Toplumsal değerleri hiçe sayan ve bunu normalleştiren içerikleri ile yavaş yavaş zehirleniyor bilincimiz. Böylece sorgulamayan, pasif ve otoriteye kolaylıkla boyun eğen bir toplum ortaya çıkıyor. Tam da otoritenin istediği gibi. Okumaktan, düşünmekten yoksun, örtük zihinler çoğalıyor toplumda.

Her dönem kendi takipçisini de oluşturuyor haliyle. Bir dönemin fotoromanlarının, ya da konusu aşktan bir adım bile ileri gitmeyen “beyaz dizi” lerin yerini doldurmuş durumda televizyon dizileri.

Alışkanlığa ve zamanla bağımlılığa dönüşen bu merak içten içe bilinci kemiren bir güveye dönüşüyor. Hedef kitlenin beklentileri doğrultusunda oldukça basit ve birbirini tekrar eden, kolay anlaşılır, biraz da aşk meşk serpintili diziler ekranları işgal etmiş durumda.

Ender de olsa toplumsal konulara dikkat çeken, birlik ve beraberliği önceleyen diziler de izledik bu ülkede. Dönemin koşullarına ayna tutan “Bizimkiler” dizisini anımsamayan yoktur muhtemelen. İzleyenler bilirler; bu dizi tam da bizi anlattığı için, tarihsel süreç içinde unutulmayanlar arasında yerini çoktan aldı. Yine unutulmayacak yabancı aile dizileri arasında “Küçük Ev”, “Wolten Ailesi” ni de söylemeden geçmemeli. Eskiden aile dizilerinin yanında izlemeye değer komedi dizileri de vardı. “Ayrılsak da Beraberiz”Çiçek Taksi”,İkinci Bahar” gibi. Ne yazık ki şimdi sanatsal değeri olmayan, estetikten yoksun, vurdulu kırdılı, elinde ya da belinde bir silahla dolaşan kahramanların kol gezdiği, kaba saba mafya dizileri kolaylıkla izleyici buluyor. Böylece toplumsal çürümenin normalleştirilmesi görevini de başarıyla sürdürüyor bu yapıtlar. İlginçtir son yıllarda Türk dizileri Arap ülkelerinde de çok seviliyormuş. Bu da ayrı bir tartışma konusu olabilir.

Dizi furyasında başı çeken “Köle İzaura” nın adı da oldukça manidar. Bu sistemde asıl kölenin kim olduğunu iyice sorgulamak yerinde olur.

Yorum Ekle
Gönderilen yorumların küfür, hakaret ve suç unsuru içermemesi gerektiğini okurlarımıza önemle hatırlatırız!
Yorumlar (0)
Yükleniyor..
logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.