Her gün şiir yazılır mı sorusuna çoğunlukla “hayır” yanıtı gelecektir. Şiirin genel kanıya göre kolaylıkla, hatta bir çırpıda yazılabileceği görüşünde olanların aksine, iyi şiir yazmak hiç de sanıldığı kadar kolay değildir.

Şiirin sonsuz evreninde dolaşanlar bilirler. Bir şiirin tamamlanması birkaç dakika alabildiği gibi, aylarca, hatta yıllarca da sürebilir. Şair ve yazar Şener Aksu, “Eksik Gün Hesabı” adlı kitabında her gün şiir yazılabileceği savını kanıtlamış. 2015 baharında, bir arkadaş toplantısında yanıt aranan “her gün şiir yazılır mı?” sorusundan yola çıkarak, üç yüz altmış beş gün boyunca her gün yazdığı şiirleri “Eksik Gün Hesabı” adlı kitabında bir araya getirmiş. Her gün şiir yazma kararını almadan önce kaygılarını kitabının önsözünde dile getiren Şener Aksu şöyle diyor;

“Her gün şiir yazılır mı; Bu olası mı? Akla uygun mu? Eğer her gün şiir yazılsa bile bu yazılanlar şiir olur mu? Birçok soru ile yüzleştim, helalleştim. Kendi içimde tartışmayı bitirdim; bence her gün şiir yazılır. Bundan artık şüphem yok.”

“Bir fikrin gerçekliği için akla uygun olması yetmez, yaşamda da karşılığının olması gerekir.” diyen Şener Aksu, daha önce böyle bir örneğe rastlamadığını da belirtiyor. “Bu durumda akla uygun olsa bile gerçekliği şüphelidir” diyerek, bu savı hayata geçirmeye karar veriyor.

Doğum günü olan 15 Ağustos’un başlamak için iyi bir gün olduğunu düşünerek, 15 Ağustos 2016’dan, son şiirin yazılacağı 15 Ağustos 2017’ye kadar bir yıl boyunca, her gün şiir yazma kararı alıyor. Yine önsözde belirttiği gibi, şiirin özgünlük, tazelik isteyeceğini, zaman ve özen isteyeceğini de dile getiriyor Şener Aksu.

“Neyse ki ‘kısmet niyete tabidir’ diye bilirim eskiden beri, inanırım da buna…niyetliydim yazmaya, gerisini düşünecek değildim. Böylece koşulları oluşturmaya giriştim. Her şiiri o günün 24 saati içinde yazmalıyım diye kendime söz verdim”.

Her gün yazmayı unutmamak için telefonun saatine güvenemeyeceğini belirterek, hatırlatma için çevresinden de yardım alıyor.

Bu süreçte en temel sorunlardan birinin de her gün yazılan şiirlerin tanıklarının olması gerektiğini belirten Aksu, bazı arkadaşlarının bu sürece tanık olmalarını istiyor. Bu bir yıllık sürecin tanıklarından biri de benim. İnsan belleğinin unutmaya meyilli olmasından dolayı zaman zaman yazmayı unuttuğundan da söz eden Aksu şöyle devam ediyor;

“…bir gün şiirimi yazmamışken koltukta sızmışım; rüyamda kuşlar, “şiir şiir” diye ötüyorlardı. O an uyandım, saate baktım; Saat 23;15’ti. Koşup şiirimi yazdım. Anlıyorum ki insanın doğası bir şeye odaklandığında bir düzenek oluşturuyor ve süreci denetliyor. “

Bu bir yıllık sürecin sonunda Aksu, yazdığı şiirler ve sürece dair değerlendirmeler de yapmış kitabında. Son yazdığı şiirden sonra bir rahatlama olup olmadığını soran arkadaşlarına; “hiçbir fark hissetmedim. Ömrümün sonuna kadar her gün şiir yazabilirim” diyen Aksu; her gün şiir yazmanın bazı zorlukları beraberinde getirdiğini de ekliyor. Yazılan şiirlerin o günün ruhsallığından kurtulamayacağını da belirterek, bu zorluk aşılmazsa şiirlerin gederek bir anıya dönüşebileceğini de söylemeden geçmiyor. Ayrıca bu süre içinde yazdığı şiirleri gözden geçirdiğinde, insanın yazdıklarına yönelik bir körleşme getirebileceği riskini de gördüğünü ifade ediyor.

Sonuç olarak; ”Her gün Şiir yazılabilir, ben yazdım, bunu yaptım. Bir başkası da yapabilir” diyen Şener Aksu’nun üç yüz doksan bir sayfalık, her güne bir şiirin düştüğü ve şiirin yazıldığı yerlerin de not düşüldüğü kitabı, bu alandaki muhtemelen tek örnek ve incelenmeye değer bir eser.

Vlad’a nazire

29 mayıs/Bükreş

sarayların tavanları yüksek yüksek

vitrayları el işlemesi italyan

daha ismi konmadan yapılmış asansör ilginç

ve petek petek sıcak odaları yüzyıllar kadar

ama sen de biliyorsun vlad sen de

söylenen her sözde eksik bir şey var

mesela krallar neden kolayca dalamaz uykuya

ve neden yüreklerine açılır gizli kapılar

tabii ki acılar ne kadar derinse

binalar da o kadar yükselebilir göğe

ne diyebilirim ki

herkes açtır güzelliğe herkes

ve hayret etmeye baştan gönüllü

tamam ama sen de bilirsin vlad

tarihin üstüne gizli perdeler örtülü

kan içinde görülmesin diye iktidarlar

sen görenlerdensin vlad sen görenlerden

çayırlarınızda yelesiz atlar içerken petrolü

sen bilenlerdensin

neden zengin toprakların halkları en yoksuldur

ve kan kusarlar boyuna

ama sorular taş gibi oturmasın midemize şimdi

kazıklı voyvodanın şatosunu daha gezmedik ki

kalıba sığmayan sözü sevmiyorum vlad

ama tabuta hangi yiğitlik sığmış ki

ve hangi aşk

değerli şeyler küçük paketlere konur diyorsun

peki güneşi nasıl sığdıracaksın

ve gözlerimi avucuna

neyse şimdi

susmaya sıra geldi

Şener Aksu

(Eksik Gün Hesabı, Aydili Sanat Yayınları, 2017)