Öyle karmaşık sorgulara girmeden, sağa sola sapmadan.
Hayata karşı gerçekçi ve dürüst bir yaklaşım sergilemeye çalışalım.
Şu soruyu soralım kendimize: ‘Ben kimim?’
Cevap: Ben, bir mutlu olma isteğiyim.
Gerçekten de böyle değil miyiz?
Bana kalırsa, özümüz çok basit bir doğaya sahip.
Bizler, mutlulukla dolmak isteyen boş bir kova gibiyiz. Ve her birimiz, eşsiz bir kovayız.
Hayat ise bizi mutlu etme doğasına, isteğine sahip.
Hayat, o boş kovayı doldurmak isteyen, bizi şarıl şarıl sarmak isteyen bir sudur.
Eee? Ben mutlu olmak istiyorum, hayat da beni mutlu etmek istiyor diyorsun da Özgün, o zaman neden mutlu değilim?
Bence bunun nedeni şu: ‘Bizler, bu hayattaki en büyük ve gerçek susuzluğumuzun ne olduğunu tam olarak idrak edemiyoruz.’
Ve bundan kaynaklı olarak, yaşam suyu boşa akıp duruyor. Boşa akan yaşam suyu, boşa aktığı için hırçınlaşıyor ve suyun faturası bize kesiliyor. Böylelikle de mutsuz olup, içsel ızdıraplarla cebelleşip duruyoruz.
Gelin, kendimize şu soruları soralım: ‘Benim bu hayattaki gerçek susuzluğum ne? Ve bu susuzluğumu giderebilecek bir çeşme var mı? Eğer varsa nerede?’
Gerçek susuzluğumuzun ne olduğunu keşfettiysek ve susuzluğumuzu giderecek çeşmenin adresini biliyorsak ne âlâ.
Henüz bilmiyorsak, sormaya, aramaya ve hayattan gerçek mutluluğu talep etmeye devam etmeliyiz.
Ve şunu unutmamalıyız ki, hayat yolumuzda, o kova bazen asitli sularla dolacak. Ve bu asitli sular, bize içsel ızdıraplar getirmeye devam edecek. Ve o kadar susuz kalmışız ki, tekrar susuz kalmaktan o kadar çok korkuyoruz ki, kendimizi asitli sularla doldurmaktan vazgeçiremeyeceğimizi sanacağız.
Ancak şunu bilmeliyiz ki, hayat, bizlere özgür seçimler bahşeder. Bahşeder diyorum, çünkü, bizi biz yapan özgür seçimlerimizdir. Ve özgür olmanın yolunun, asitli sularla dolmaktan vazgeçebilmekte olduğunu düşünüyorum.
Ve eğer özgür olmak istiyorsak, kendimizi hayatın akışına bırakmamalıyız. Bunun yerine, seçimlerimiz vasıtasıyla hayatın akışına paydaş olup, hayatla beraber akmalıyız.
Biraz cesaret! Haydi kendimizi aşalım ve arşa çıkalım!
Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR
kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.
Özgün Törer
Neden Mutlu Değiliz?
Gelin, bir düz mantık kuralım beraber.
Öyle karmaşık sorgulara girmeden, sağa sola sapmadan.
Hayata karşı gerçekçi ve dürüst bir yaklaşım sergilemeye çalışalım.
Şu soruyu soralım kendimize: ‘Ben kimim?’
Cevap: Ben, bir mutlu olma isteğiyim.
Gerçekten de böyle değil miyiz?
Bana kalırsa, özümüz çok basit bir doğaya sahip.
Bizler, mutlulukla dolmak isteyen boş bir kova gibiyiz. Ve her birimiz, eşsiz bir kovayız.
Hayat ise bizi mutlu etme doğasına, isteğine sahip.
Hayat, o boş kovayı doldurmak isteyen, bizi şarıl şarıl sarmak isteyen bir sudur.
Eee? Ben mutlu olmak istiyorum, hayat da beni mutlu etmek istiyor diyorsun da Özgün, o zaman neden mutlu değilim?
Bence bunun nedeni şu: ‘Bizler, bu hayattaki en büyük ve gerçek susuzluğumuzun ne olduğunu tam olarak idrak edemiyoruz.’
Ve bundan kaynaklı olarak, yaşam suyu boşa akıp duruyor. Boşa akan yaşam suyu, boşa aktığı için hırçınlaşıyor ve suyun faturası bize kesiliyor. Böylelikle de mutsuz olup, içsel ızdıraplarla cebelleşip duruyoruz.
Gelin, kendimize şu soruları soralım: ‘Benim bu hayattaki gerçek susuzluğum ne? Ve bu susuzluğumu giderebilecek bir çeşme var mı? Eğer varsa nerede?’
Gerçek susuzluğumuzun ne olduğunu keşfettiysek ve susuzluğumuzu giderecek çeşmenin adresini biliyorsak ne âlâ.
Henüz bilmiyorsak, sormaya, aramaya ve hayattan gerçek mutluluğu talep etmeye devam etmeliyiz.
Ve şunu unutmamalıyız ki, hayat yolumuzda, o kova bazen asitli sularla dolacak. Ve bu asitli sular, bize içsel ızdıraplar getirmeye devam edecek. Ve o kadar susuz kalmışız ki, tekrar susuz kalmaktan o kadar çok korkuyoruz ki, kendimizi asitli sularla doldurmaktan vazgeçiremeyeceğimizi sanacağız.
Ancak şunu bilmeliyiz ki, hayat, bizlere özgür seçimler bahşeder. Bahşeder diyorum, çünkü, bizi biz yapan özgür seçimlerimizdir. Ve özgür olmanın yolunun, asitli sularla dolmaktan vazgeçebilmekte olduğunu düşünüyorum.
Ve eğer özgür olmak istiyorsak, kendimizi hayatın akışına bırakmamalıyız. Bunun yerine, seçimlerimiz vasıtasıyla hayatın akışına paydaş olup, hayatla beraber akmalıyız.
Biraz cesaret! Haydi kendimizi aşalım ve arşa çıkalım!
Mutsuz olmak zorunda değilsin.
Çünkü, mutlu olmayı hak ediyorsun.
Özgün Törer