#Bakteri

- Bakteri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Bakteri haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

MİDYE VE KUMPİR ZEHİRLER Mİ? UZMANLAR AÇIKLADI Haber

MİDYE VE KUMPİR ZEHİRLER Mİ? UZMANLAR AÇIKLADI

Uzmanlar, sokakta satılan midye, kumpir ve benzeri ürünlerin ciddi sağlık riskleri taşıyabileceği konusunda vatandaşları uyardı. BİR AİLE 24 SAATTE YOK OLDU Servet ve Çiğdem Böcek çifti, çocukları Kadir Muhammet (6) ve Masal Böcek (3) ile birlikte 11 Kasım’da Ortaköy’de midye, tantuni ve sucuk yedikten sonra mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle hastaneye başvurdu. İki çocuk aynı gün hayatını kaybetti. Baba Servet Böcek entübe edildi, anne Çiğdem Böcek ise ertesi sabah yaşamını yitirdi. “EN RİSKLİ GIDALAR PROTEİNLİ ÜRÜNLERDİR” Gıda Güvenliği Derneği'nden Dr. Samim Saner, yüksek protein içeren hayvansal ürünlerin gıda zehirlenmeleri açısından en riskli grup olduğunu söyledi. Saner, "Zehirlenmemek için gıdanın iyi pişmiş olması gerekir. Özellikle köfte ve hamburger gibi ürünler az pişmiş servis edilmemeli" uyarısında bulundu. Soğuk sandviç, midye gibi gıdaların mutlaka soğukta muhafaza edilmesi gerektiğini vurgulayan Saner, "Açıkta satılan et veya tavuk ürünleri bakteri üremesi açısından çok tehlikelidir. Bunlardan uzak durulmalıdır" dedi. “MİDYE, BAKTERİ VE NÖROTOKSİN TAŞIYABİLİR” Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa da midyenin doğası gereği algler, bakteriler ve nörotoksinler taşıyabileceğini belirtti. "Midyenin nereden geldiği çok önemlidir. Kanalizasyon sularının karıştığı bölgelerde toplanan midyeler, yoğun mikrobiyal yük taşıyabilir" ifadelerini kullanan Boğa, iyi pişmemiş midyelerin ciddi enfeksiyonlara yol açabileceğini kaydetti. Boğa, "Midye dolmadaki pirinç de bakteriler için uygun bir kültür ortamı sunar. Soğuk zincir kırıldığında hızlı şekilde kontamine olabilir" dedi. “ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR EN BÜYÜK RİSK GRUBU” İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Taşçı, bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar ve yaşlıların gıda zehirlenmelerinden daha ağır etkilenebileceğini söyledi. Taşçı, "Çocuklar toksinlere daha duyarlıdır. Aynı miktarda bakteri, bir yetişkinde hafif belirtilere yol açarken çocukta ölümcül olabilir" açıklamasında bulundu. Gıda zehirlenmesi semptomlarının genellikle ilk yarım saatte başlayabileceğine dikkat çeken Taşçı, "Mide bulantısı, şiddetli karın ağrısı, halsizlik, kusma gibi belirtilerle karşılaşıldığında zaman kaybetmeden hastaneye başvurulmalıdır" dedi. “EVDE KENDİ TEDAVİNİZİ UYGULAMAYIN” Zehirlenme vakalarında evde yapılması gerekenlere dair uyarılarda bulunan uzmanlar şu önerilerde bulundu: Bol sıvı tüketilmeli Hafif gıdalarla destek sağlanmalı (pirinç lapası, muz, yoğurt) Antibiyotik ve ishal kesici ilaçlar doktora danışılmadan kullanılmamalı Bilinç bulanıklığı varsa gıda verilmemeli Kusma refleksi varsa, alınan gıdanın vücuttan atılması sağlanmalı HİJYEN VE SAKLAMA KOŞULLARI HAYATİ ÖNEMDE Dr. Taşçı, sokak satıcılarında eldiven, önlük ve saç bonesi gibi hijyen ekipmanlarının nadiren kullanıldığını, kesme tahtası ve bıçakların genellikle sık yıkanmadığını belirtti. "Bu da çapraz bulaşma riskini artırıyor" diyen Taşçı, soğutma sisteminin olmadığı tezgâhlardan gıda alınmaması gerektiğini vurguladı. "Az müşteri olan yerlerde ürünler uzun süre bekleyebilir. Bu nedenle sirkülasyonu yüksek, bilinen ve denetlenen işletmeler tercih edilmelidir" ifadelerini kullandı.

MİDE ÜŞÜTMESİNE DİKKAT! Haber

MİDE ÜŞÜTMESİNE DİKKAT!

Medicana Bursa Hastanesi Gastroenteroloji Uzmanı Doç. Dr. Murat Keskin, mide üşütmesinin genellikle virüs, bakteri veya parazitlerle enfekte olmuş su ve gıdaların tüketilmesiyle ortaya çıktığını belirterek şöyle devam etti: "Akut gastroenterit, mide ve bağırsak sisteminin iltihabıdır. En yaygın belirtisi ani başlayan ishaldir. Bununla birlikte bulantı, kusma, karın ağrısı, ateş ve halsizlik gibi şikayetlerle seyredebilir. Hastalık, her yaş grubunu etkileyebilir; ancak özellikle çocuklarda, yaşlılarda ve bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde daha ciddi tablolarla karşılaşabiliriz." Antibiyotik kullanımı her zaman gerekmez. Toplumda hâlâ ‘ishalim var, antibiyotik almalıyım’ anlayışı oldukça yaygın. Ancak akut gastroenteritlerin çoğu viralkaynaklı olduğu için antibiyotik tedavisi genellikle gereksiz ve faydasızdır. Doç. Dr. Murat Keskin, yanlış antibiyotik kullanımının bağırsak florasını bozabileceğini ve iyileşme sürecini uzatabileceğini belirtti.Sıvı ve elektrolit desteği tedavinin temeli tedavide en önemli yaklaşımın vücudun sıvı ve elektrolit dengesini korumak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Murat Keskin "Bol sıvı tüketilmeli. Gerekirse eczanelerde satılan elektrolit içeren solüsyonlar tercih edilmeli. Ağızdan sıvı alamayan hastalarda ise damar yoluyla serum tedavisi uygulanabilir. Şiddetli karın ağrısı, yüksek ateş ve dışkıda kan durumlarında mutlaka bir uzmana başvurulmalıdır." Doç. Dr. Murat Keskin, akut gastroenterit döneminde beslenmeye dikkat edilmesi gerektiğini belirtti, "Yağlı, baharatlı, lifli ve sütlü gıdalardan uzak durulmalı. Pirinç lapası, haşlanmış patates, muz, elma püresi gibi sindirimi kolay ve bağırsağı yormayan besinler tercih edilmelidir" önerisinde bulundu. Doç. Dr. Murat Keskin, mide üşütmesi şikâyetlerinin hafife alınmaması gerektiğini ve şiddetli durumlarda mutlaka bir gastroenteroloji uzmanına başvurulmasının hayati önem taşıdığını hatırlatarak sözlerini şöyle tamamladı: "Basit gibi görünen bir ishal tablosu, özellikle risk gruplarında ciddi sıvı kayıplarına ve hastane yatışlarına yol açabilir. Bu nedenle erken tanı, doğru tedavi ve hijyen kurallarına dikkat etmek büyük önem taşıyor. Bunun yanında korunmak da önemlidir. Ellerin sık ve doğru şekilde yıkanması, güvenilir su kaynaklarının tercih edilmesi ve dışarıda yemek yerken hijyenik olmasına özen gözterilmesi büyük önem taşıyor. Ayrıca çocuklara rotavirüs aşısı yapılması da viral kaynaklı ishallere karşı etkili bir koruma sağlar." İHA

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.