#Hijyen

- Hijyen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Hijyen haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

UZMAN UYARDI: MAĞAZADA DENENEN KIYAFETLER HASTALIK SAÇABİLİR Haber

UZMAN UYARDI: MAĞAZADA DENENEN KIYAFETLER HASTALIK SAÇABİLİR

Uzman uyardı: "Mağazalarda denenen giysiler hasta edebilir" Mağaza kabinlerinde onlarca kişi tarafından denenen kıyafetlerin, hijyen kurallarına uyulmaması halinde uyuz, mantar ve çeşitli bakteriyel enfeksiyonlara davetiye çıkardığı belirtiliyor. Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Gamze Demirdağ, "Mağazada daha önce çok sayıda kişi tarafından denenmiş kıyafetleri giymek, egzama ve kızarıklık gibi sorunların yanı sıra bulaşıcı hastalık riskini de beraberinde getirmektedir" dedi. Alışveriş sırasında beden uyumunu kontrol etmek amacıyla denenen kıyafetler, hijyen şartlarına dikkat edilmediği takdirde çeşitli sağlık risklerini beraberinde getirebiliyor. Uzmanlar, deneme sırasında kıyafetler üzerinde bulunan deri döküntüleri, ter ve mikroorganizmaların bir kişiden diğerine geçebileceğine dikkat çekiyor. Özellikle yeterince havalandırılmayan deneme kabinlerinde kıyafetlerin birçok kişi tarafından denemesi, uyuz paraziti ve mantar gibi enfeksiyonların yayılmasına zemin hazırlıyor. Öte yandan, bakteri ve virüslerin tekstil yüzeylerinde belirli süreler boyunca canlı kalabildiği, bunun da bağışıklık sistemi zayıf bireyler açısından enfeksiyon riskini artırdığı ifade ediliyor. Vücutla doğrudan temas eden pantolon, tişört ve iç giyim ürünlerinin deneme süreçlerinde bulaş ihtimalini daha da yükselttiği vurgulanıyor. SALGIN HASTALIK RİSKİ Yeni kıyafetlerin fabrikada üretim aşamasından mağazaya gelene kadar çok sayıda işlemden geçtiğini belirten Acıbadem Kent Hastanesi Dermatoloji Uzmanı Doç. Dr. Hatice Gamze Demirdağ, "Bu süreçte kıyafetler renk veren boyalar, ütülü görünüm sağlayan kırışıklık giderici kimyasallar, yumuşatıcılar ve küf önleyici maddeler gibi birçok kimyasal ile temas eder" dedi. Demirdağ, "Mağazaya ulaştıklarında ise üzerlerinde hala sağlığa zararlı olabilecek bu kimyasal kalıntıları barındırırlar. Özellikle cildi hassas olan kişilerde, alerjik egzaması bulunanlarda, bebek ve çocuklar gibi hassas deri yapısına sahip bireylerde bu kimyasallara maruziyet sonucunda ciltte kaşıntı, kızarıklık, pullanma ve tahriş gibi etkiler görülebilmekte, hatta alerjik reaksiyonlara neden olabilmektedir. Bununla birlikte birçok insan bedenini tam olarak bilmediği için, mağazalarda deneme kabinlerinde bedenini bilse dahi farklı seçenekler olduğu gerekçesiyle 4-5 farklı ürünü denemektedir. UZMANINDAN UYARI: Oysa bu ürünler daha önce en az 20-30 kişi tarafından denenmiş olabilmektedir. Mağazada daha önce çok sayıda kişi tarafından denenmiş kıyafetleri giymek, egzama ve kızarıklık gibi sorunların yanı sıra bulaşıcı hastalık riskini de beraberinde getirmektedir. Özellikle son yıllarda ülkemizde görülen uyuz salgını nedeniyle, uyuz parazitinin daha önce denenmiş kıyafetlerde bulunabildiği gözlemlenmektedir ve bu kıyafetlerin belirli bir süre giyilmesi uyuz hastalığına yakalanma riskini artırabilmektedir" diye ekledi. Ürünlerin üretimden satışa kadar olan sürecinin titizlikle yürütüldüğünü belirten satış danışmanı Tuğba Kara ise müşterilerin de satın aldıkları ürünleri ilk olarak yıkayıp ardından kullandıklarını söyledi.

BULGARİSTAN'DA KOPAN PARMAĞINI, BURSA'DA DİKTİRDİ Haber

BULGARİSTAN'DA KOPAN PARMAĞINI, BURSA'DA DİKTİRDİ

Bulgaristan'da kuşları için kümes yapmak isteyen kişinin parmağı, tırnak kısmından sıkışarak koptu. Kopan parmağını buz poşetleriyle soğuk tutarak Türkiye'ye gelen adamın, 14 saat sonra dikilen parmağıyla yüzü güldü. Bulgaristan'da ikamet eden 55 yaşındaki Sayit Karataş, gözü gibi baktığı güvercinlerine daha korunaklı bir kafes yapmak istedi. Rüzgar veya büyük hayvanların kaldıramayacağı metalle de kümesi güçlendirmek istedi. Ancak, metali yerleştireceği sırada parmağını sıkıştıran Karataş, tırnak kısmı hizasından orta parmağını kopardı. İlk müdahalenin ardından gittiği hastaneler, parmağın dikilemeyeceğini, uç kısmının doku eklenerek kapatılabileceğini söyledi. Karataş ise kopan parmağını buz dolu poşetlere koyarak mikrop kapmaması ve hücrelerin ölmemesini sağlamaya çalıştı. 600 kilometre yol gelen Karataş, yaşadıklarını parmağını diken doktorla birlikte şöyle açıkladı: "Hobi olarak güvercinlere kümes yaparken metalin arasına sıkıştı. İlk müdahaleyi bulunduğumuz şehirde yapmaları için hastaneye gittik. Ama orada olumlu bir cevap alamadık. Sonra Sofya'da yapılabileceğini söylediler. Orada da hastaneye ulaştık, orada da sadece bu eksiğin dikilemeyeceğini, etrafından doku alarak yapabileceklerini söylediler. Ama bu bizim içimize yatmadı. Sonra tanıdıklarımızın vasıtası ile doktor beye ulaşıldı. O da aynı şekilde deneyebileceğini söyledi. Biz de o riski alarak hastaneye geldik. Parmağı getirirken hijyen şartlarını oluşturmaya çalıştık. Aldığımız ufak da olsa ilk yardım bilgilerinden, buzun içine koyduk. Küçük bir torbanın içine, hastaneye de orada bu şekilde ulaştık. Bulgaristan'dan Bursa'ya gelirken de aynı şekilde buz torbası içinde, ayrı bir kabın içinde bu şekilde buraya geldik. 600 kilometre bir mesafe; buz torbasının buzları eridiğini gördüğümüz zaman yakın bir alabileceğimiz noktadan buz aldık. Sürekli soğuk halde tutmaya çalıştık, sanırım da başardık herhalde" dedi. Başardıklarına sevindiğini belirten Doruk Hastanesi Plastik ve Rekonstüriktif Cerrahi Uzmanı Op. Dr. Furkan Karabulut, "Öncelikle kopan parçanın canlılığına, dokuların ölüp ölmediğine ameliyathanede değerlendirdik ve kopan parçanın yerine dikilebilir olduğunu gördük ve hastamızı operasyona aldık. Hadiseden sonra 14-15 saat geçtiği için bu kopan parmağı tutma ihtimalinin düşük olduğunu, operasyonun başarısız olabileceği gibi durumları anlatarak hastamızı operasyona aldık. Hastamıza bir şans vermek istedik ve yaklaşık 1 hafta oldu; hastamızın kopan parmak ucunu yerine dikeli 1 haftadır günlük takiplerimizi yaparak parmağın dolaşımını sağlamış olduk. Bu yaptığımız operasyon sayesinde hastamızın parmağını hem estetik olarak hem de fonksiyonel olarak ileride eskisi gibi kullanabileceğini düşünüyoruz. Bu ameliyat sayesinde, tabi burada bu tarz operasyonlarda parmak kopması, parmak ucu kopması ya da parmağın tamamı kopabilir, biz zamanla yarışıyoruz. Bizim için zaman çok değerli. Bu hastamızda da uzun bir zaman geçmesine rağmen ve ameliyatın diğer zorlu şartları da olmasını göz önünde bulundurarak biz bütün riskleri alıp hastamızın kopan parmağını yerine diktik ve başarılı sonuçlandırdık" şeklinde konuştu.

BURSA'DA DÖNERCİLER MERCEK ALTINA ALINDI Haber

BURSA'DA DÖNERCİLER MERCEK ALTINA ALINDI

Bursa İnegöl Beledisi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, sürekli olarak devam eden denetimler kapsamında son olarak dönercileri mercek altına aldı. Şehirdeki tüm döner işletmecileri tek tek gezilerek inceleniyor. Halkın sağlığı, huzuru ve refahı için yoğun mesai harcayan İnegöl Belediyesi Zabıta Müdürlüğü ekipleri, ilçe genelinde farklı sektörlere yönelik denetimlerini sürdürüyor. Son olarak döner işletmelerini mercek altına alan ekipler, tüm iş yerlerini tek tek gezerek en küçük ayrıntıya kadar inceliyor. Tüm işletmeler tek tek denetlenecek Özellikle gıda işletmelerine yönelik denetimlerde halk sağlığına zarar verecek hiçbir aksaklığa taviz vermeyen zabıta ekipleri, hafta başından bu yana sürdürülen denetimlerde dönercileri en sıkı şekilde denetliyor. Dört koldan sahaya inen zabıta ekipleri şehir genelinde tüm işletmeler denetlenene kadar çalışmalarına devam edecek. Yapılan denetimlerde rutin olarak gerçekleştirilen, iş yeri açma ve çalışma ruhsatı, hijyen, güncel fiyat etiketi ve tarife, saklama-depolama alanları, iş yeri tertip ve düzeni, ruhsat faaliyet koluna uygun satışa arz edilen ürünler hakkında gerekli kontroller gerçekleştirilirken, özellikle hijyen ve sağlıklı ürün kullanımı konularına titizlikle dikkat ediliyor. Mevzuata aykırı faaliyet gösteren işletmelere ise gerekli idari yaptırımlar en ağır şekilde uygulanıyor.

TÜRKİYE'DE ÜRETİM VE TÜKETİM ŞAMPİYONU BEYAZ ET Haber

TÜRKİYE'DE ÜRETİM VE TÜKETİM ŞAMPİYONU BEYAZ ET

HasTavuk Yönetim Kurulu Başkanı Müjdat Sezer, Türkiye'de beyaz et sektörünün 2025 yılında üretimini düzenli şekilde artırarak yaklaşık 2 milyon 700 bin ton seviyesine ulaşacağını, bunun da geçen yıla göre yüzde 5 oranında artış anlamına geldiğini belirtti. Üretimin yaklaşık 500 bin tonunun ihracata ayrılacağını ifade eden Sezer, "Beyaz et her zaman olduğu gibi istikrarlı bir şekilde hem üretimini hem de ihracatını artırıyor" dedi. Küresel ve yerel tüketim Türkiye'de kişi başı yıllık beyaz et tüketiminin 20 kilogram seviyesinde olduğunu söyleyen Sezer, Brezilya'da bu rakamın 40-45 kilogram civarında olduğunu vurguladı. Son 5 yıllık trendde beyaz etin, kırmızı et ve domuz etini geride bıraktığını belirten Sezer, bunun en önemli nedeninin ekonomik fiyat avantajı ve sağlıklı protein kaynağı olması olduğunu dile getirdi. Sezer, tavuk etinin üretiminde kullanılan su miktarının kırmızı ete göre çok daha düşük olduğunu, ayrıca karbondioksit salınımının da üç kat daha az olduğunu ifade etti. Bu özelliklerin, iklim değişikliği ve çevresel hassasiyetler nedeniyle beyaz etin dünya genelinde daha fazla tercih edilmesine yol açtığını söyledi. Üretim ve denetim Son dönemde yaşanan gıda zehirlenmelerine dikkat çeken Sezer, özellikle işlenmiş ürünlerde (örneğin tavuk döner) merdiven altı üretimlerin ciddi riskler taşıdığını ve denetimlerin sıkılaştırılması gerektiğini söyledi. Türkiye'deki büyük firmaların Avrupa standartlarının üzerinde üretim yaptığını, hijyen ve biyogüvenliğe büyük önem verdiklerini dile getiren Sezer, "üretim sırasında soğuk zincirin korunmasının kritik olduğunu, ürünlerin 6 derecelik ortamlarda üretilip aynı şartlarda tüketiciye ulaştırıldığını aktardı. Sezer, "Siz bir döneri bitirmeyip ertesi gün tekrar aynı döneri satarsanız büyük bir faciaya sebep olursunuz. Bu işlerin ciddi yapılması gerekiyor ve markalaşmış ciddi firmalardan bu ürünlerin tüketilmesi gerektiğini veya bunun dışında denetleme otoritelerinin çok daha sıkı ve acımasız şekilde denetlemeler yapması gerektiğini söylemek isterim" şeklinde konuştu. Fiyat ve medya eleştirisi Türkiye'de beyaz etin hâlâ en ucuz protein kaynağı olduğunu belirten Müjdat Sezer, zaman zaman ileri işlenmiş ürünlerde fiyat artışı yaşansa da bunun genelleştirilmemesi gerektiğini ifade etti. Medyanın fiyat artışlarını gündeme getirdiğini, ancak beyaz etin ucuz olduğu dönemlerde aynı ilgiyi göstermediğini eleştirerek, "49 TL'ye sattığımız günlerde kimse ‘En iyi protein çok ucuza satılıyor' demiyor. Adil bir bakış açısı gerekiyor" dedi. Sezer sözlerini şu şekilde sürdürdü; "Türkiye'de beyaz etin en ucuz protein ve birinci sırada olduğunu rahatlıkla söyleyebilirim. Şunu söylemekte yarar var, zaman zaman bazı ileri işlenmiş ürünlerimizin fiyatı artıyor olabilir. Sonra medyada hemen "Tavuk eti acayip arttı" gibi yayınlar yapılıyor. Fakat şu tip yayınların da yapılmasının adil olacağını düşünüyorum. Mesela 49 TL'den beyaz eti sattığımız günlerde hiçbir büyük medyada "En iyi protein çok ucuza satılıyor." diye bir kelime duymuyoruz. Evet, hakkımızın verilmesi lazım. Ama bir gün hamsi 150 TL'ye düştü diye hemen hemen bir hafta bütün haber kanallarında bunu dinleyebiliyoruz. Aynı adil bakış açısının beyaz ete de yapılmasını tavsiye ediyorum" Sezer'in açıklamaları, beyaz et sektörünün hem ekonomik hem de çevresel açıdan önemini bir kez daha ortaya koyarken, tüketicilere güvenilir ve markalaşmış firmaların ürünlerini tercih etmeleri çağrısı yaptı.

MÜHÜRLENEN PİDECİNİN GİZLİ BÖLMESİ GÜNDEM OLDU Haber

MÜHÜRLENEN PİDECİNİN GİZLİ BÖLMESİ GÜNDEM OLDU

Mühürlenen pidecinin bir de gizli bölmesi olduğı ortya çıktı. Devrek Belediyesi Zabıta Ekipleri'nin Atatürk Caddesi üzerindeki bir pide imalathanesinde gerçekleştirdiği denetimler sırasında, ekipler tesadüfen tabandan açılan bir kapağı fark etti ve dar bir geçitten inerek burada kötü kokuların geldiği, hijyen kurallarına uygun olmayan ekipmanların bulunduğu bakımsız bir alan tespit etti. Bu sağlık skandalı, Devrek Belediyesi Zabıta Müdürü Abdürrahim Altıntaş'ın direktifiyle iş yerinin derhal mühürlenmesine sebep oldu. Vatandaşlar, hem sosyal medyada hem de sokaklarda tepkilerini ifade etti. İş yeri kapısına "5393 Sayılı Belediye Kanunu gereğince bu işyeri hijyen kurallarına uymadığı ve halk sağlığının korunması amacıyla faaliyetten men edilmiştir" yazısı iliştirildi. Olayın ardından iş yerinin önünde yazıyı gören vatandaşlar, "Kimse kimsenin sağlığıyla oynayamaz. Bu görüntüler kabul edilemez. Mühürlenmesi çok doğru" şeklinde görüş belirtti. Başka bir vatandaş ise "Bize dışarıdan pek temiz görünmüyordu. Nasıl da para kazandıklarını merak ediyordum. Sıcak satış olmuyordu ama muhtemelen toplu yemek siparişleri alıyorlardı. İçeride kedi beslendiğini duyduk. Bazen de kedi beslendiğini görüyorduk. Demek ki bu şekilde para kazanıyorlarmış. Belediyeye teşekkür ederiz, göz yummuyorlar" dedi. Cengiz Korum ise "Kimsenin başka birinin sağlığını tehlikeye atmaya hakkı yoktur. Belediye başkanına teşekkür ederiz, konuyla ilgilendiği için. Bu tür uygulamalar sürmeli. Sağlığımız her şeyden önemli" diye konuştu. Belediyenin mühür ve denetim sürecinin devam ettiği aktarılırken, diğer yetkili kurumların da işletmeye ilişkin işlem başlattığı bildirildi.

MİDYE VE KUMPİR ZEHİRLER Mİ? UZMANLAR AÇIKLADI Haber

MİDYE VE KUMPİR ZEHİRLER Mİ? UZMANLAR AÇIKLADI

Uzmanlar, sokakta satılan midye, kumpir ve benzeri ürünlerin ciddi sağlık riskleri taşıyabileceği konusunda vatandaşları uyardı. BİR AİLE 24 SAATTE YOK OLDU Servet ve Çiğdem Böcek çifti, çocukları Kadir Muhammet (6) ve Masal Böcek (3) ile birlikte 11 Kasım’da Ortaköy’de midye, tantuni ve sucuk yedikten sonra mide bulantısı ve kusma şikayetleriyle hastaneye başvurdu. İki çocuk aynı gün hayatını kaybetti. Baba Servet Böcek entübe edildi, anne Çiğdem Böcek ise ertesi sabah yaşamını yitirdi. “EN RİSKLİ GIDALAR PROTEİNLİ ÜRÜNLERDİR” Gıda Güvenliği Derneği'nden Dr. Samim Saner, yüksek protein içeren hayvansal ürünlerin gıda zehirlenmeleri açısından en riskli grup olduğunu söyledi. Saner, "Zehirlenmemek için gıdanın iyi pişmiş olması gerekir. Özellikle köfte ve hamburger gibi ürünler az pişmiş servis edilmemeli" uyarısında bulundu. Soğuk sandviç, midye gibi gıdaların mutlaka soğukta muhafaza edilmesi gerektiğini vurgulayan Saner, "Açıkta satılan et veya tavuk ürünleri bakteri üremesi açısından çok tehlikelidir. Bunlardan uzak durulmalıdır" dedi. “MİDYE, BAKTERİ VE NÖROTOKSİN TAŞIYABİLİR” Gastroenteroloji Uzmanı Prof. Dr. Salih Boğa da midyenin doğası gereği algler, bakteriler ve nörotoksinler taşıyabileceğini belirtti. "Midyenin nereden geldiği çok önemlidir. Kanalizasyon sularının karıştığı bölgelerde toplanan midyeler, yoğun mikrobiyal yük taşıyabilir" ifadelerini kullanan Boğa, iyi pişmemiş midyelerin ciddi enfeksiyonlara yol açabileceğini kaydetti. Boğa, "Midye dolmadaki pirinç de bakteriler için uygun bir kültür ortamı sunar. Soğuk zincir kırıldığında hızlı şekilde kontamine olabilir" dedi. “ÇOCUKLAR VE YAŞLILAR EN BÜYÜK RİSK GRUBU” İç Hastalıkları Uzmanı Dr. Onur Taşçı, bağışıklık sistemi zayıf olan çocuklar ve yaşlıların gıda zehirlenmelerinden daha ağır etkilenebileceğini söyledi. Taşçı, "Çocuklar toksinlere daha duyarlıdır. Aynı miktarda bakteri, bir yetişkinde hafif belirtilere yol açarken çocukta ölümcül olabilir" açıklamasında bulundu. Gıda zehirlenmesi semptomlarının genellikle ilk yarım saatte başlayabileceğine dikkat çeken Taşçı, "Mide bulantısı, şiddetli karın ağrısı, halsizlik, kusma gibi belirtilerle karşılaşıldığında zaman kaybetmeden hastaneye başvurulmalıdır" dedi. “EVDE KENDİ TEDAVİNİZİ UYGULAMAYIN” Zehirlenme vakalarında evde yapılması gerekenlere dair uyarılarda bulunan uzmanlar şu önerilerde bulundu: Bol sıvı tüketilmeli Hafif gıdalarla destek sağlanmalı (pirinç lapası, muz, yoğurt) Antibiyotik ve ishal kesici ilaçlar doktora danışılmadan kullanılmamalı Bilinç bulanıklığı varsa gıda verilmemeli Kusma refleksi varsa, alınan gıdanın vücuttan atılması sağlanmalı HİJYEN VE SAKLAMA KOŞULLARI HAYATİ ÖNEMDE Dr. Taşçı, sokak satıcılarında eldiven, önlük ve saç bonesi gibi hijyen ekipmanlarının nadiren kullanıldığını, kesme tahtası ve bıçakların genellikle sık yıkanmadığını belirtti. "Bu da çapraz bulaşma riskini artırıyor" diyen Taşçı, soğutma sisteminin olmadığı tezgâhlardan gıda alınmaması gerektiğini vurguladı. "Az müşteri olan yerlerde ürünler uzun süre bekleyebilir. Bu nedenle sirkülasyonu yüksek, bilinen ve denetlenen işletmeler tercih edilmelidir" ifadelerini kullandı.

MENEMEN BELEDİYESİ'NDEN HER AYA BİR AÇILIŞ Haber

MENEMEN BELEDİYESİ'NDEN HER AYA BİR AÇILIŞ

Menemen Belediyesi son 6 ayda 6 farklı alanda hizmet veren yeni tesislerin açılışı gerçekleştirildi. Pazar yerinden sağlık merkezine, dijital deneyim merkezinden sosyal tesislere kadar birçok yeni yatırım vatandaşlarla buluştu. PAZAR YERLERİYLE ALIŞVERİŞ KOLAYLAŞTI Menemen Belediyesi’nin açılış serüveni, Türkelli’deki Kapalı Pazar Yeri ile başladı. Daha önce Halil Alkaya, Koyundere ve Seyrek Kapalı Pazar Yerleri’ni hizmete açan belediye, Türkelli’deki yeni tesisiyle de bölgedeki üreticilere ve vatandaşlara modern ve konforlu alışveriş imkânı sundu. SAĞLIKTA BÜYÜK ADIM: ULUKENT SEMT POLİKLİNİĞİ Asarlık Aile Sağlığı Merkezi’nin ardından sağlık alanındaki yatırımlara hız veren belediye, Ulukent Semt Polikliniğini hizmete açtı. Günlük 500 hasta kapasitesiyle dikkat çeken poliklinikte röntgen, diyetisyen ve evde bakım gibi birçok hizmet ücretsiz sunuluyor. SOSYAL HAYATA AYNISEFA KATKISI Kent-2 Cumhuriyet Parkı ve Menemen Şehir Parkı içerisinde hizmete giren Aynısefa Sosyal Tesisleri, kafe-restoran olarak modern tasarımı, uygun fiyatlı menüsü ve hijyen odaklı yapısıyla vatandaşların yeni buluşma noktası haline geldi. HAYKIRAN’A MANEVİ DEĞER: AHMET KAHRAMAN CAMİİ Menemen'in Çukurköylü ismi Ahmet Kahraman adına yaptırılan Ahmet Kahraman Camii, dualarla açıldı. Açılışta konuşan Başkan Aydın Pehlivan, “Bu camiden ezan eksik olmasın, cemaat bol olsun.” ifadelerini kullandı. CUMHURİYETE ARMAĞAN: DİJİTAL DENEYİM MERKEZİ 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’ndan bir gün önce Mermerli Mahallesi’nde açılan Dijital Deneyim Merkezi, Atatürk ve Kurtuluş Savaşı temasıyla özellikle gençleri tarihle buluşturuyor. Etkileyici görsel ve ses efektleriyle donatılan merkez, dijital dönüşümün kalbi olmayı hedefliyor. PEHLİVAN: "BU YOLCULUK DEVAM EDECEK" Açılışlarla ilgili değerlendirmede bulunan Menemen Belediye Başkanı Aydın Pehlivan: “Bu tesisler bir son değil, daha büyük hedeflere giden yolda kilometre taşıdır. Menemen’i tarımda, eğitimde, sağlıkta ve sosyal yaşamda örnek bir kent haline getirmeye kararlıyız. ‘Yaşayan ve yaşatan kent’ vizyonumuzu gerçekleştirmek için durmadan çalışmaya devam edeceğiz.”

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.