#Izmir Büyükşehir Belediyesi

- Izmir Büyükşehir Belediyesi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Izmir Büyükşehir Belediyesi haber sayfasında canlı gelişmelere ulaşabilirsiniz.

BÜYÜKŞEHİR'İN TAŞKINI ÖNLEDİK DEDİĞİ FOÇA 'VENEDİK' OLDU! Haber

BÜYÜKŞEHİR'İN TAŞKINI ÖNLEDİK DEDİĞİ FOÇA 'VENEDİK' OLDU!

İzmir Büyükşehir Belediyesi Basın Yayın ve Tanıtım Şube Müdürlüğü, basın kuruluşlarına bugün öğle saatlerinde ''Foça'da dere yatağına yapılan kanal, taşkını önledi'' başlıklı bir basın bülteni gönderdi. Büyükşehir Belediyesi'nin ''Taşkını önledik'' haberinde kullanılan fotoğraf İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin basın bülteninde ''...yıllardır müdahale edileyemeyen ve her yağışta taşkına neden Yenifoça merkezindeki derede İZSU çalışmaları sayesinde taşkın yaşanmadı. Anıtlar Kurulu'ndan alınan izin doğrultusunda bu hafta içinde köprünün yanına kanal yaparak derenin kapasitesini iki buçuk kat artıran ekipler, olası bir taşkın riskini önledi'' ifadeleri kullanıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ne kadar başarılı bir çalışma yaptığı ''İZSU Genel Müdürlüğü ekipleri, Yenifoça’nın Fevzi Çakmak Mahallesi’nde Ali Stair Caddesi ile Cumhuriyet Caddesi’nin kesişiminde yer alan Yenifoça'nın en büyük deresindeki taşkın riskini önledi. Aşırı yağışlarda dereye yüksek debili su gelse bile taşkın riski önemli ölçüde azalacak. Bu son yağışta da bunu test etmiş olduk. '' sözleriyle aktarıldı. BAŞARI HİKAYESİNİN AKTARILDIĞI HABERDEKİ FOÇA, BAŞKA FOÇA MI? Söz konusu belediye haberinde Fevziçakmak Mahallesi Muhtarı Mustafa Deniz Kahtanoğlu'nun, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay'a ve İZSU Genel Müdürlüğü'ne teşekkür ettiği vurgulandı. Ancak Foça'dan gelen görüntüler, büyükşehir belediyesinin haberleştirdi bu ''başarı hikayesinin'' tersini gösterdi. Vatandaşın yaşadığı gerçeklere göre; Foça'da Fevzi Çakmak Mahallesi Ali Stair Caddesi'nde esnaf büyük mağduriyet yaşadı. Ayakkabı dükkanı sahibi Yakup Sayılır isimli yaşlı esnaf, "Sabah dükkanımı açmaya geldim; her taraf sel, dükkanım su içinde. Ayakkabılar, terlikler ıslanmış zararım büyük. Kendi imkanlarımla suyu dışarı atmaya çalıştım başaramadım, İZSU ekibi geldi onlar da başaramadı. İstafiyeyi bekliyoruz." dedi. BÜYÜKŞEHİR ÇALIŞTI, FOÇA VENEDİK OLDU! Geçtiğimiz haftaya kadar susuzlukla mücade eden İzmir Büyükşehir Belediyesi, bu yağışta da yağmur suları sorunu ile başa çıkamadı. İzmir'de rögarlar ve derelerden taşan sular sele dönüşürken, çok sayıda ev ve iş yeri de sular altında kaldı. Su seviyenin diz boyunu aştığı ilçe sokakları adeta Venedik'i anımsattı. Bölgede su baskınlarının yaşandığı otellerde ve iş yerlerinde su tahliye çalışmaları devam ediyor.

İZMİR'DE İZBAN TAŞTIŞMASI: MANİPÜLASYONU KİM YAPIYOR? Haber

İZMİR'DE İZBAN TAŞTIŞMASI: MANİPÜLASYONU KİM YAPIYOR?

Enflasyondaki dizginlenemeyen artış ve ekonomideki kötü gidişat hem vatandaşın cebindeki ateşi hem de ulaşım gibi kurumsal hizmetlerdeki maliyetleri artırıyor. Geçtiğimiz gün açıklama yapan CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç, İZBAN gelirlerinin neredeyse tamamının TCDD’ye enerji ve hat kullanım bedeli olarak gittiğini bu durumun da İZBAN'ı sürekli zarar eden bir kurum haline getirdiğini ifade etmişti. Çağatay Güç, devletin İzmir'den topladığı gelirin sadece dörtte birini İzmir ve İzmirliler için harcadığını savunmuş; bu harcamanın da eğitim, sağlık, bakım ve küçük kamu yatırımlarından ibaret olduğunu ifade etmişti. Çağatağ Güç'e yanıt AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı'dan geldi. SAYGILI'DAN CHP'Lİ GÜÇ'E SOSYAL DEVLET GÖNDERMESİ AK Parti İzmir İl Başkanı Bilal Saygılı, İZBAN'ın mali durumu ve işletmesine dair eleştiriler yönelten CHP İzmir İl Başkanı Çağatay Güç'e yönelik sert bir açıklama yaparak, Güç'ün veri manipülasyonu yaptığını ve sosyal devlet anlayışını idrak edemediğini öne sürdü. Saygılı, açıklamasında toplu taşımanın ticari bir işletme değil, sosyal devletin bir gereği olduğunu vurgulayarak, "İZBAN ticarethane değil, sosyal devletin gereğidir! Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde toplu taşıma bakkal defteri hesabı ile yönetiliyor? Bu sistemler, yalnızca bilet geliriyle ayakta duran ticari yapılar değildir. Sübvanse edilmesi bir tercih değil, zorunluluktur. Sizin bu mantığınızla ESHOT'u nereye koyacağız? Her yıl milyarlarca lira zarar ediyor ama biz hiçbir zaman bunu siyasete malzeme yapmadık. İzmirli daha uygun ulaşım kullansın diye tüm ESHOT bütçelerine oy birliğiyle destek verdik" dedi. ''İZBAN TİCARETHANE DEĞİL, SOSYAL DEVLETİN GEREĞİDİR'' AK Parti İl Başkanı Bilal Saygılı, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin kendi bünyesindeki ESHOT'u örnek göstererek, her yıl milyarlarca lira zarar eden ESHOT bütçelerine siyaset yapmadan destek verdiklerini belirtti. CHP İl Başkanı Çağatay Güç'ün İZBAN üzerinden yaptığı açıklamalara yanıt veren Saygılı, "Sayın Çağatay Güç, dersinize hiç çalışmamışsınız! Görünen o ki; önünüze konulan verilerin manipülatif bir algı operasyonundan ibaret olduğunu ayırt edemeyecek kadar tecrübe edinemeden İzmir Büyükşehir Belediyesi'nden siyasete giriş yaptınız! İZBAN ticarethane değil, sosyal devletin gereğidir! Dünyanın hangi gelişmiş ülkesinde toplu taşıma bakkal defteri hesabı ile yönetiliyor? Bu sistemler, yalnızca bilet geliriyle ayakta duran ticari yapılar değildir. Sosyal devlet anlayışının bir gereği olarak sübvanse edilmesi bir tercih değil, zorunluluktur. Halka ucuz ulaşım sunmanın bedeli budur. Büyüksehir de çalışmanıza rağmen, bunu idrak edememenize hangi kefeye koysak bilemedik. Sizin bu mantığınızla ESHOT'u nereye koyacağız? Her yıl milyarlarca lira zarar ediyor ama biz hiçbir zaman bunu siyasete malzeme yapmadık. İzmirli daha uygun ulaşım kullansın diye tüm ESHOT bütçelerine oy birliğiyle destek verdik. Büyükşehir bütçesinden milyarlarca TL'lik aktarımı da yine biz onayladık. O yüzden size tavsiyemiz: Önce dersinize çalışın, sonra çıkıp konuşun" açıklamasında bulundu. ''ACZİYETİNİN İTİRAFIDIR" İZBAN projesinin geçmişte İzBB tarafından sahiplenilmesine rağmen, bugün eleştirilmesini acziyet olarak değerlendiren Saygılı, "Hafızamızı tazeleyelim; "bu projenin fikir babası da, uygulayıcısı da, anası da babası da İzBB'dir" diye caka satan sizin Belediye Başkanınız değil miydi, ne oldu? Dün sahiplendiğiniz projeye bugün "yönetemiyorum, istemiyorum" demek, sizin zihniyetinizin acziyetinin itirafıdır! İzmir halkına kazandırılan, Türkiye'de eşi benzeri olmayan bu proje, devletin desteğiyle ayakta durmaktadır. Hazine ve Maliye Bakanlığı, hat kirası ve enerji zamlarını enflasyonun altında tutmuş; kiraya yüzde 24 artış yaparken enerji birim fiyatına dokunmamıştır. Siz ise kalkmış, sadece bilet geliriyle maliyet kıyaslayıp İzmirliyi kandırmaya çalışıyorsunuz" dedi. ''DEVLET PAYINI DÜŞÜRMÜŞ, SİZ İSE HALA ALGI PEŞİNDESİNİZ'' Çağatay Güç'ün maliyet kıyaslamalarını İzmirliyi kandırmaya çalışmak olarak nitelendiren Saygılı, sözlerini şu ifadelerle sonlandırdı" 2025 verileri ortada: İşletme giderlerinin sadece yüzde 20'si hat kirasıdır. Yüzde 60 ise personel giderleridir! Daha iyi anlamanız için söyleyelim, İZBAN gelirinin yüzde 113'ü personele gidiyor. Yani kazanılan her 100 TL, maaşları bile ödemeye yetmiyor, üzerine borçlanılıyor. Batışın sebebi TCDD değil, sizin yönetilemeyen sermaye artışlarına katılmamanız, tren kredi borçlarını ödememenizdir. "Devlet neden kira alıyor?" diye sormak, devlet yönetiminden bihaber olmaktır. Açın 6461 sayılı kanunu okuyun! Her tren geçişi rayı aşındırır, bakım maliyeti doğurur. Tıpkı otoyol ücreti gibi, bakım parasını ödemek zorundasınız. Devletin kendi şirketi TCDD taşımacılık da aynı parayı ödüyor. İZBAN koridorundaki hatların yüzde 70'ini İZBAN, yüzde 30'nu yük ana hat ve bölgesel trenler kullanmakta. 2011'de hat ve enerji giderinin payı yüzde 71 iken, bugün (2024-2025) bu oran yüzde 38-41 bandına gerilemiştir. Devlet payını düşürmüş, siz ise hala algı peşindesiniz. Bir de çıkmış 'halk taşıt sübvansiyonunu bakanlık ödesin' diyorsunuz. 'Halk taşıt' uygulamasını 2019'da başlatan sizin belediyeniz değil mi? Kendi siyasi şovunuz için başlattığınız uygulama yüzünden bugüne kadar İZBAN'ın kasasına tek bir kuruşun girmediğini en iyi sizin bilmeniz lazım. Kendi vaadinizin faturasını devlete kesmeye çalışmak kurnazlıktır." ÇAĞATAY GÜÇ NE DEMİŞTİ? Çağatay Güç, İZBAN'ın gelirleri ve maliyeti üzerinden yaptığı eleştiride devletin İzmir'den topladığı vergilerin sadece dörtte birini İzmir ve İzmirliler için harcadığını savunmuş; bu harcamanın da eğitim, sağlık, bakım ve küçük kamu yatırımlarından ibaret olduğunu ifade etmişti. ''ENERJİ BEDELLERİNDEKİ ZAMLAR BİNİŞ GELİRLERİNİ AŞMIŞTIR'' ''İZBAN’da Esas Sorun TCDD’nin Aşırı Maliyet Yüklemesidir. TCDD tarafından İZBAN’a uygulanan hat kullanım bedeli ve katener enerji ücretleri, son dört yılda İZBAN’ı zarar ettirmek istercesine artırılmıştır. Hat kullanım kilometre ücreti: 2023’te 12 TL, 2024’te 41,20 TL. Artış oranı 2024’te yüzde 243, TCDD’ye ödenen toplam yıllık hat kullanım bedeli: 2023: 71 milyon TL, 2024: 248 milyon TL hat kullanım giderinin gelire oranı: yüzde 34’ü! Enerji Bedellerindeki Zamlar Biniş Gelirlerini Aşmıştır. 2024 katener enerji gideri: 360.513.964 TL, Enerji giderinin gelire oranı: yüzde 50, Aynı yıl toplam biniş geliri: 724.413.771 TL Hat kullanım + enerji toplamı gelirin %84’ünü oluşturmaktadır. Tren bakım maliyeti yok. Personel maliyeti yok. Tren kredileri ödeme kısmı yok. Sürdürülebilir hiçbir tarafı yok.'' “İZBAN GELİRLERİNİN NEREDEYSE TAMAMI TCDD’YE GİDİYOR” ''Halkımız şunları bilmelidir: Hatların bakımlarının yapılmaması nedeniyle birçok yerde İZBAN trenleri yavaşlamaktadır. TCDD, İZBAN’dan kilometre başına 78 TL, özel yük trenlerinden 44 TL almaktadır. Gecikmelerin büyük çoğunluğu özel yük trenleri yüzündendir. Halk Taşıt uygulamasının tamamı İZBB tarafından sübvanse edilmektedir. İZBAN gelirlerinin neredeyse tamamı TCDD’ye enerji ve hat kullanım bedeli olarak gitmektedir.'' ''HALK TAŞIT SÜBVANSİYONUNU BAKANLIK ÜSTLENSİN'' ''Bu gerçekler ortadayken; “İZBAN’ı iflasa sürüklüyorsunuz” demek gerçeğin çarpıtılmasıdır. İZBAN’ı iflasa sürükleyen sizin yarattığınız enflasyon ve TCDD’nin astronomik zam politikasıdır. Eğer AKP hükümeti samimiyse: Halk Taşıt sübvansiyonunu bakanlık üstlensin, Hat kullanım bedeli kaldırılsın, Enerji maliyeti sübvanse edilsin. Çünkü oluşan enflasyonun sorumlusu hükümetin kendisidir. Şu bir gerçektir: Biz İzmirlilerin yanındayız. Bizim tarafımız halktır, gerçeklerdir. Sayın AKP İl Başkanı Bilal Bey saygın bir kişi olarak bilinir. Kendisine tavsiyemdir: Açıklamalarını kurumların gönderdiği basın metinleri üzerinden değil, araştırarak yapsın. Karşısında bu şehrin her sorununu bilen, bu şehir için kendini adamış bir CHP İl Başkanı olduğunu unutmasın.''

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖNÜNDE İŞÇİLERDEN OTURMA EYLEMİ Haber

İZMİR BÜYÜKŞEHİR BELEDİYESİ ÖNÜNDE İŞÇİLERDEN OTURMA EYLEMİ

Üç aydır fazla mesai ücretleri ve ikramiyeleri ödenmeyen işçiler, taleplerine karşılık bulamazlarsa eylemlerine devam edeceklerini açıkladı. Sabah saatlerinde Kültürpark 9 Eylül Kapısı’nda toplanan işçiler, yürüyüş yaparak İzmir Büyükşehir Belediyesi binası önüne geldi. DİSK/Genel-İş Sendikası’na bağlı 1, 2, 3 ve 9 No’lu şubelerde örgütlü işçiler, burada basın açıklaması yaptı. “İŞÇİLER AÇLIĞA MAHKÛM EDİLDİ” 2 No’lu Şube Başkanı Ercan Gül, yaptığı açıklamada; “İZENERJİ, İZELMAN ve İZFAŞ çalışanlarının ağustos, eylül ve ekim aylarına ait fazla mesai ücretleri ödenmemiştir. İZENERJİ ve İZFAŞ çalışanlarının eylül ayı, İZELMAN çalışanlarının ise ekim ayı ikramiyeleri yatırılmamıştır. Ayrıca gıda kartı ve öğrenim yardımı alacaklarımız hâlâ beklemede” ifadelerini kullandı. Yaklaşık 300 çalışanın, belediyedeki görevlerinden alınarak ‘havuz’ sistemine geçirildiğini ve ücretsiz izne çıkarıldığını belirten Gül, “Bu işçiler maaşsız ve sigortasız bir şekilde açlığa mahkûm edilmiştir” dedi. “VERİLEN SÖZLER TUTULMADI, GEÇİM ZORLAŞTI” Gül, işçilerin aylardır diyalog yoluyla çözüm aradığını ancak somut bir adım atılmadığını ifade ederek, şunları söyledi: “Biz emekçiler sabırla beklerken borçlarımız büyüdü, geçimimiz zorlaştı. Kredi kartlarımız, faturalarımız, kredilerimiz ödenemez hale geldi. Çocuklarımızın ihtiyaçlarını karşılamakta güçlük çekiyoruz. Taleplerimizin karşılanmaması durumunda oturma eylemimiz cuma günü mesai bitimine kadar sürecektir.” “SOKAĞA İNMEK İSTEMİYORUZ AMA MECBURUZ” Genel-İş 1 No’lu Şube Başkanı Engin Topal da söz alarak, belediye yönetimine çağrıda bulundu: “Sokağa inmek istemiyoruz. İzmir 7 gün grev yaşadı. Böyle bir şey olsun istemiyoruz. Ama artık çalışan işçilerin boğazına çökmekten vazgeçilsin. Biz diyalogdan yanayız, ancak sesimiz duyulmazsa mücadelemizi sürdüreceğiz.” İşçiler, taleplerinin yerine getirilmesi için çağrıda bulunurken, belediye önündeki oturma eylemine destek veren vatandaşlar da işçilerin hak arayışına alkışlarla destek verdi.

İZMİR'DE 2 KAT YAĞIŞ OLSA BİLE ANCAK YÜZDE 20'Sİ DOLACAK Haber

İZMİR'DE 2 KAT YAĞIŞ OLSA BİLE ANCAK YÜZDE 20'Sİ DOLACAK

İzmir'de kent tarihinin en büyük susuzluk problemi yaşanıyor. İzmir'in en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı, tarihinin en düşük su seviyesini gördü. Prof. Dr. Doğan Yaşar, mevsimin ilk yağışlarının büyük bölümünün kuru toprak ve bitkiler tarafından emildiğini belirterek, yağışların mevsim normallerinin 2 katına çıkması durumunda bile barajdaki su seviyesinin ilkbaharda yaklaşık yüzde 20'ye ulaşabileceğini söyledi. İzmir'in en önemli su kaynağı olan Tahtalı Barajı, son yılların en kurak dönemlerinden birini yaşıyor. İzmir'deki bu barajdaki su miktarı, tarihinin en düşük seviyesine gerileyerek 1.65'e kadar düştü. Bu seviye, 2008 yılındaki büyük kuraklıkta ölçülen 1.90 seviyesinin de altına inmiş durumda. Ekim ayında ise İzmir genelinde 81 kilogram yağış kaydedilmesine rağmen, barajdaki su seviyesinde belirgin bir artış gözlemlenmedi. Uzmanlara göre bunun nedeni, uzun süren kuraklığın ardından ilk yağışların büyük bölümünün kuru toprak ve bitkiler tarafından emilmesi. Ayrıca mevsim normallerinde Kasım, Aralık, Ocak ve Şubat aylarında ortalama 119 kilogram yağış düşüyor. Her kurak dönemim ardından bol yağışlı bir dönem geldiğini aktaran Türkiye Bilimler Akademisi (TÜBA) Çevre, Biyoçeşitlilik ve İklim Değişikliği Çalışma Grubu Üyesi Prof. Dr. Doğan Yaşar, bu dönemlerde yağışların ekim ayındaki gibi yağış miktarının yaklaşık 2 katına ulaşması halinde Tahtalı Barajı'nın doluluk oranının yüzde 20 seviyelerine kadar çıkabileceğini belirtti. "İZMİR'İN TÜRKİYE'DE EN PAHALI SU KULLANAN ŞEHİR OLMASININ NEDENİ BUDUR" 2009-2019 yılları arasında Tahtalı Barajı doluyken durumun iyi olduğunu vurgulayan Yaşar, "Özellikle geçen sene neredeyse hiç yağmur yağmadı, çok az yağış aldık. Bu durum yalnızca İzmir'de değil, bütün Batı Anadolu'da yaşandı. Her yerde tehlike çanları çalıyor. Ancak İzmir'in önemli bir farkı var; kentin suyunun büyük kısmı yer altından sağlanıyor. 15-20 yıl önce 40-50 metreden çekilen yeraltı suları bugün 450 metreye kadar düştü. 2022'de bile baraj doluluk oranı yüzde 60'lardaydı. Ancak buna rağmen yer altı suyunun çekilmeye devam edilmesi akiferlerin tükenmesine yol açtı. Bu gidişle 2035'ten sonra benzer bir kuraklık yaşandığında yer altından su 1000-1200 metre derinliklerden çekilmek zorunda kalacak. Bu da çok büyük enerji harcaması demektir. Zaten İzmir'in Türkiye'de en pahalı su kullanan şehir olmasının nedeni budur. İzmir'i rahatlatacak en önemli adımlardan biri, Çiğli Arıtma Tesisi'nden çıkan gri suyun tarıma kazandırılmasıdır. Bu tesis günde 500 bin metreküp su üretiyor. Bu su arıtılarak Menemen ve Gediz ovalarına verilmelidir. Böylece bu bölgelerde yeraltı suyunun çekilmesi durdurulabilir, akiferlerin yeniden dolması sağlanabilir. Gerektiğinde bu kuyular yeniden kullanılabilir ve İzmir'in su kaynakları sürdürülebilir hale getirilebilir" dedi. "BARAJDAKİ DOLULUK YÜZDE 25 OLURSA OLAĞANÜSTÜ BİR BAŞARI OLUR" İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin ağustos ayından itibaren düzenli su kesintilerine başladığını hatırlatan Prof. Dr. Doğam Yaşar sözlerini şu şekilde noktaladı: "Eğer bir yerde düzenli su kesintileri başlatılmışsa, bu orada suyun tükendiği anlamına gelir. Ancak su kesmek siyasi bir başarısızlık değildir; suyun siyaseti olmaz. Şu anda gece 23.00 ile sabah 05.00 arasında yapılan kesintilerle yaklaşık 100 bin metreküp su tasarrufu sağlanıyor. Geçen yıl aynı dönemde İzmir'e 680-700 bin metreküp su verilirken, şu anda bu miktar 580 bin metreküp civarında. Aslında bu uygulamaya geçen yıldan başlanmış olsaydı durum biraz daha rahat olabilirdi. Ekim ayında yağışlar çok iyi geçti, yüzde 100'e yakın artış oldu. Ancak barajlara etkisi hemen görülmez. Çünkü önce toprak doymalıdır. 52 yılın en kurak döneminin ardından toprak suya açtır. Önce toprak suyu emer, ardından bitkiler alır, kalan su barajlara ulaşır. Bu nedenle barajlarda aralık ayının 10-15'ine kadar büyük bir artış beklenmemelidir. Aralık sonunda yüzde 3'lük bir artış görülürse iyi sayılır. Barajların dolum dönemi nisan ortasına kadardır. Eğer o tarihte yüzde 20 doluluk oranına ulaşılırsa bu çok iyi, yüzde 25 olursa olağanüstü bir başarı olur. Yağışlar elbette gelecektir ama belediyeye tavsiyem, su kesintilerini bir yıl daha sürdürmeleri ve gece kesinti saatlerini biraz daha uzatmalarıdır."

CEMİL TUGAY: MAKAM ODASI VE SEKRETERLİKLERİ KALDIRIYORUZ Haber

CEMİL TUGAY: MAKAM ODASI VE SEKRETERLİKLERİ KALDIRIYORUZ

İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı Cemil Tugay, SODEMSEN’in düzenlediği Yerel Yönetimlerde Hak Temelli Yönetişim ve Çalışma İlişkileri Çalıştayı’nda konuştu. Yönetişim anlayışı kapsamında kamudaki sistemin eksikliklerini sıralayan Başkan Tugay, yeniliğin gerekliliğine vurgu yaptı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin açık ofis çalışma sistemine geçeceğini de duyuran Başkan Tugay, “Genel Sekreter ile genel sekreter yardımcılarımız, daire başkanlarımız, şirket genel müdürlerimizden oluşan yaklaşık 80 kişilik bir grup olarak iki hafta içinde açık ofis ortamında beraber çalışmaya başlayacağız. Makam odalarını kaldırıyoruz” dedi. İ “TÜRKİYE’NİN BİR DEVLET VE KAMU YÖNETİMİ SORUNU VAR” Projenin Türkiye çapında altı ayağı olduğunu ve dördüncüsünün İzmir’de gerçekleştirilmesinden dolayı memnuniyet durduğunu ifade eden Başkan Tugay, “Bizim ‘Nasıl bir belediye, nasıl bir çalışma kültürü, nasıl bir toplum istiyoruz?’ sorularına hep beraber cevap aramamız lazım. Biraz daha hiyerarşinin azaltıldığı, kurum çalışanlarının takım haline geldiği bir yönetişim anlayışına ihtiyacımız var. Özel sektör bunu biraz daha erken keşfetmiş ama kamu hala geride. Türkiye’nin bir devlet ve kamu yönetimi sorunu var. Fazla bürokrasi ve hiyerarşi var. Bunun gözden geçirilmesi lazım. Hiyerarşiyi çok fazla öne çıkarıyoruz. Mutlaka hiyerarşi olacak ama karar alanla kararı uygulayan arasındaki mesafe uzadıkça işleyişin yavaşladığını hepimizin görmesi lazım” diye konuştu. “CESUR İNSANLARA İHTİYAÇ VAR” Yönetişim anlayışında yenilik gerekliliğine vurgu yapan Cemil Tugay, “Kurumlar içindeki siyaset odaklı liyakatsiz yapıların da hepimizin önemli bir mücadele alanı olması gerektiğini yürekten inanarak söylüyorum. Bu ve benzeri konuların bu tür toplantılarda konuşulması, özellikle demokrasi, eşitlik, şeffaflık ve inovasyondan bahsettiğimiz buluşmaların daha fazla olması, bizi içinde bulunduğumuz cendereden çıkaracak şeylerdir. Cesur insanlara ihtiyaç var. Kendi gölgesinden korkan siyasetçilerle maalesef beklediğimiz adımlar atılamıyor. Kendim başta olmak üzere herkese bu çağrıyı yapmak isterim. Cesur olmamız lazım” dedi. BÜYÜKŞEHİR’DE YENİ SİSTEM AÇIK OFİS İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin yeni dönemde açık ofis sistemine geçeceğini duyuran Başkan Cemil Tugay, “Yakında yeni bir uygulamamız olacak. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı, Genel Sekreter ile yardımcıları, daire başkanları, şirket genel müdürlerinden oluşan yaklaşık 80 kişilik bir grup olarak iki hafta içinde açık ofis ortamında çalışmaya başlayacağız. Makam odalarını kaldırıyoruz, sekreterleri kaldırıyoruz. Hepimize birden bakan birkaç sekreter arkadaş olacak. Hepimiz sadece bir salonda masalarda oturarak çalışacağız. Odacıları kaldırıyoruz. Herkes çayını kahvesini kendisi alacak. Bu, dünyada pek çok özel sektör kuruluşunun yaptığı bir uygulama. Arkadaşlarımızla konuştuk. Hepsinin rızasını aldık. Umuyorum başarılı oluruz. Umuyorum iyi bir örnek olarak anlatılır. Bu ve benzeri adımları atarsak daha mutlu, huzurlu, kendisini kuruma ait hisseden, o takıma daha fazla katkı veren kamu görevlileri oluruz diye düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

İZMİR'DE GERİ DÖNÜŞÜM HAREKETİ DİJİTALE TAŞINDI Haber

İZMİR'DE GERİ DÖNÜŞÜM HAREKETİ DİJİTALE TAŞINDI

Projenin yürütüldüğü mahallelerde yaşayan yurttaşlar, geliştirilen mobil uygulama ile artık talep ve şikâyetlerini doğrudan iletebilecek. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Dr. Cemil Tugay’ın göreve başlamasıyla birlikte yaygınlaştırılan proje kapsamında, Avrupa ülkelerinde uygulanan kapıdan kapıya atık toplama modeli esas alınıyor. Çevre koruma, karbon ayak izini azaltma ve atıkları ekonomiye kazandırma hedefleriyle yürütülen projeye şimdi dijital destek de sağlandı. MOBİL UYGULAMA KULLANIMA AÇILDI “Dönüşüme Evde Başla” uygulaması, Android ve iOS işletim sistemlerinde ücretsiz olarak indirilebiliyor. Vatandaşlar uygulamaya Google hesapları veya cep telefonu numaraları ile kayıt olarak sisteme dâhil olabiliyor. Nasıl kullanılıyor? Profil kısmından “Adres Ekle” seçeneğiyle hane bilgileri tanımlanıyor. “Talep & Şikâyet” bölümünden tesisle doğrudan iletişim kurulabiliyor. Sağ üst köşedeki dönüşüm simgesi üzerinden sıkça sorulan sorular ve proje detaylarına erişilebiliyor. ???? Uygulama bağlantıları: iOS için indirme bağlantısı Android için indirme bağlantısı 8 İLÇE, 18 MAHALLEDE UYGULANIYOR Proje kapsamında şu anda 8 ilçe ve 18 mahallede kapıdan kapıya ambalaj atığı toplama işlemi sürdürülüyor. İZDOĞA AŞ iş birliğiyle yürütülen uygulamada, toplanan atıklar İzDönüşüm Fabrikası’nda türlerine göre ayrıştırılarak geri dönüşüm sürecine kazandırılıyor. QR KODLU TAKİP SİSTEMİYLE VERİ TABANI OLUŞTURULUYOR Her atık poşeti üzerinde yer alan QR kodlar, görevli personelin topladığı poşetleri hanelerle eşleştiriyor. Böylece veriye dayalı bir atık yönetim sistemi kurulmuş oluyor. QR kodlar sayesinde hangi haneden ne kadar atık toplandığı sistem üzerinden takip ediliyor. ⚠️ Uyarı: Belediye tarafından dağıtılan poşetlere yalnızca ambalaj atıkları atılabiliyor. Organik atık gibi uygunsuz içerikler tespit edilirse cezai yaptırım uygulanıyor.

TAHLİYE SONRASI ASLANOĞLU: YOLDAŞLARIMI İÇERİDE BIRAKTIM Haber

TAHLİYE SONRASI ASLANOĞLU: YOLDAŞLARIMI İÇERİDE BIRAKTIM

CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, kamuoyunda "kooperatif davası" olarak bilinen davanın ikinci duruşmasında verilen karar sonrasında adli kontrol ve ev hapsi şartıyla tahliye edildi. Aslanoğlu, tahliye sonrası cezaevi önünde yaptığı açıklamada tutuklu bulunan diğer isimleri hatırlatarak, "Buruk bir sevinç tabii ki. Çünkü yoldaşlarımı içeride bıraktım. Hem Tunç Başkanı hem Heval’i. Diğer davalardan yatan yol arkadaşlarımız da daha içerideler" dedi. KOOPERATİF DAVASINDA TAHLİYE KARARI İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş.’de taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davada tutuklu yargılanan Aslanoğlu, dün görülen ikinci duruşma sonrası mahkeme kararıyla Buca Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu’ndan tahliye edildi. Aslanoğlu’nu cezaevi çıkışında eşi Duygu Aslanoğlu, Bornova Belediye Başkanı Ömer Eşki, İl Kadın Kolları Başkanı Zahide Kurun, il yönetimi, ilçe başkanları ve partililer karşıladı. "SAĞ OLSUNLAR, BİZİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADILAR" Çıkış işlemleri yaklaşık 2,5 saat süren ve sabah saat 04.00 sıralarında serbest kalan Aslanoğlu, açıklamasında örgütün desteğine vurgu yaptı. "Bu saatte sağ olsun ilçe başkanlarım, il yöneticilerim, il kadın kolu başkanım, partililerim buradalar. Bizi yalnız bırakmadılar. Sağ olsunlar bütün duruşmalar boyunca da örgütümüz bizi yalnız bırakmadı" ifadelerini kullandı. "YOLDAŞLARIMI İÇERİDE BIRAKTIM" Tahliyesine rağmen buruk bir sevinç yaşadığını dile getiren Aslanoğlu, önceki dönem İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in ve Heval’in tutukluluğunun sürdüğünü hatırlattı: "Buruk bir sevinç tabii ki. Çünkü yoldaşlarımı içeride bıraktım. Hem Tunç Başkanı hem Heval’i. Diğer davalardan yatan yol arkadaşlarımız da daha içerideler. Daha iddianamesi olmayan yol arkadaşlarımız var. O arkadaşlarımızın da en kısa süre içerisinde salınmalarını, özgürlüklerine kavuşmalarını, ailelerine kavuşmalarını bekliyoruz. Maalesef bir siyasi süreç yaşadık. Bu siyasi süreç sonunda 3,5 ay cezaevinde kaldık. Hepinizi çok özledim. Şimdilik evde olacağız ama yine de bir arada olmanın bir yolunu bulacağız. Mutluyuz. En azından bugün beraber olacağız". "OMUZ OMUZA OLMAYA HEP BERABER DEVAM EDECEĞİZ" 17 Ekim Cuma günü yapılacak olan İl Kongresi’ne ilişkin mesaj da veren Aslanoğlu, şöyle konuştu: "Mahkemenin vereceği kararlara saygı duyacağız. Kongre gününe kadar arkadaşlarımızla konuşacağız, değerlendireceğiz. Bugüne kadar nasıl olduysa kol kola, omuz omuza. Bugünden sonra da hangi görevde olursa olsun kol kola, omuz omuza olmaya hep beraber devam edeceğiz. Bu örgüt yalnız bırakmadı beni duruşmalarda. Hep beraber bütün örgütümüzle birlikte olacağız".

CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU TAHLİYE EDİLDİ Haber

CHP İZMİR İL BAŞKANI ŞENOL ASLANOĞLU TAHLİYE EDİLDİ

İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki İZBETON A.Ş'de, taşeron şirketler eliyle yolsuzluk yapıldığı iddiasıyla açılan davanın 2.duruşması bugün görüldü. Duruşmada Tunç Soyer, Barış Karcı, Heval Savaş Kaya'nın tutukluluklarının devamına; Şenol Aslanoğlu, Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç'in tahliyesine karar verildi. Duruşmada sanık savunmaları, mağdur ifadelerinin dinlenmesinin ardından mahlkeme başkanı tarafından savcı mütalaası açıklandı. Ara kararda, tutuklu yargılanan CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu, Hüseyin Şimşek ve Cihangir Lübiç'in tahliyelerine karar verildi. SOYER'İN TUTUKLULUĞU DEVAM EDECEK Davanın ara kararında İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Başkanı Tunç Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi eski Genel Sekreteri Barış Karcı ve İZBETON eski Genel Müdürü Heval Savaş Kaya'nın tutukluluğunun devamına karar verildi. DAVANIN ÜÇÜNCÜ DURUŞMA 9 ARALIK'TA Davanın bir sonraki duruşmasının 9 Aralık günü Aliağa Ceza İnfaz Kurumu Yerleşkesi Mahkeme Salonu'nda görülmesine karar verildi. SOYER ''KOOPERATİF MODELİ SUÇ UNSURU DEĞİL'' Tunç Soyer, savunmasında mütalaadaki haksız menfaat ve dolandırıcılık iddialarını reddetti. Eski İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, kentsel dönüşümde uygulanan kooperatif modelinin suç unsuru olarak gösterilmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek şunları söyledi: "Bu işin trajik bir yanı da var. Ben cezaevine getirildim, ceza çekiyorum yani. Neden 105 gündür bu cezalandırma devam ediyor? Ne kendimize ne başkasına haksız bir menfaat elde etmedik. Biz neden ceza çekiyoruz? 105 gündür devam eden cezamızı bitirin. 66 yaşındayım. Adımın böyle kirlenmesine asla izin vermeyeceğim. Dosyanızda somut bir suç yok. Terazinizi dengede tutabilmek için cezamızı kaldırmaktan başka bir yol yok." "ÖRGÜT REİSİ OLARAK YATIYORUM" CHP İzmir İl Başkanı Şenol Aslanoğlu da savunmasında, dolandırıcılık iddiasını reddetti. İnşaat maliyetlerindeki artışların piyasadaki genel artıştan kaynaklandığını ve bunun kooperatif yönetiminin suçu olmadığını ifade etti. "EV HAPSİ VERİN" Aslanoğlu, savunmasında ev hapsi istediğini şu sözlerle ifade etti: "Bana ev hapsi verin. Ben yüksek güvenlikli cezaevinde yatıyorum. Türkiye'nin en büyük çete reislerinin biri sağımda biri solumdaki odada. Ortadaki odada bizim örgütün reisi olarak ben yatıyorum... Ben tahliye talep etmeyeceğim. Bana ev hapsi cezası verin yeter. Ne delilleri karartırım ne başka bir şey."

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.