Evsel ve Endüstriyel atıkların bertaraf edilmesi amacıyla kurulan İzaydaş Atık Tesisi”nin artık doluluğu kaldıramadığı ve yeterli olmadığı için yeni bir “Çöp Tesisi” alanı arayışına gidildi. Tesis için birkaç yer düşünülmesine rağmen, Kandıra’nın Akçakese köyünde yapılmasının uygun görüldüğünün gündeme gelmesi tartışmalara neden oldu. 1999 depreminin hemen ardından geçici olarak(!) çalışmaya başlayan “İzaydaş daha önce 1996 yılında açılmış ancak Greenpeace Çevre Örgütü ve Kocaeli Çevre ve Eğitim Derneğinin de desteği ile kapatılma kararı alınmıştı.

Yıllar önce Greenpeace Çevre örgütünün, İzaydaş Atık tesislerinin kurulma kararı sonrası, İzmit Belsa Plaza binasına astığı dev pankartta yazılan o uyarıyı görmüş ve hayretler içinde kalmıştım. Pankartta; “Atık Yakmak Öldürür! diye yazıyordu. Eğer bu ölümcül bir süreçse, nasıl bu kadar kolay uygulamaya konulabilirdi? Kent merkezinden çok da uzak sayılmayan bir konumda bulunan ve yıllardır çalışmaya devam eden İzaydaş’ ın kuruluşundan yaklaşık çeyrek asır sonra bu problemin, oturduğumuz alanı tehdit edeceği ise aklımın ucundan bile geçmezdi.

Kandıra’nın nasılsa bir biçimde korunmayı başarabilmiş doğasına yapılması planlanan bu akıl almaz kötülüğün gerekçesini ise anlamak mümkün değil. Üstelik yakılan, işlenen sadece bizim atıklarımız da değil. Son yıllarda “Avrupa’nın Çöplüğü” haline geldiğimizden söz ediliyor sık sık. Başka memleketlerden gelen çöpler de bu tesislerde depolanıp, bertaraf ediliyor. İzaydaş kurulurken her ne kadar insan sağlığını tehdit etmeyeceği açıklamalarında bulunsa da çevre örgütlerine göre atık yakmanın ortaya çıkaracağı zararlı maddelerin çevre ve insan sağlığına etkisi yadsınamaz.

Kocaeli’nin kaderi bu olmamalı. Saymakla bitiremeyeceğimiz doğal ve tarihi değerleri gölgede bırakan “Sanayi Kenti” yaftası, daha baştan belleklerde yer etmiş ne yazık ki..Yerleşim alanlarına bir ucube gibi konuşlanmış fabrikaların yarattığı kirliliğin soluduğumuz havaya, içtiğimiz suya, soframızdaki lokmaya kadar sızması normalmiş gibi görünüyor, gösteriliyor. Son yirmi yıldır, özellikle bu bölgede görülen kanser patlaması, “Sanayi Kenti” olmanın sonuçlarını gözümüzün içine sokarak göstermektedir. Sanayi elbette ekonominin, ilerlemenin olmazsa olmazıdır ancak, kentlerin merkezinde değil, uzak alanlara yapılandırılmadır.

Çok daha önemlisi yeni çöp tesisinin yapılmasının düşünüldüğü bu bölge zengin su kaynaklarının olduğu bölgedir ve dünyanın ciddi su sorunuyla karşı karşıya kalacağı günlere doğru giderken bu karar akıl alır gibi değildir. Ayrıca Kandıra kıyıları İstanbul’a yakınlığı nedeniyle, bir turizm beldesi haline gelmişken, yeşilin korunduğu ender alanlardan biriyken bu haksızlığa nasıl göz yumulabilir?

Çöp tesisini Kandıra’ya yapmayı uygun görenler! Yapmayın beyler, yazıktır, günahtır! Elinizi Kandıra’nın yemyeşil doğasından, tarım arazilerinden, pırıl pırıl yer altı sularından çekin ve vicdanınıza koyun.